Makale

Alem-i Online

Online oyun herhalde bu nesilde hayatımızın içine hiç düşünmediğimiz kadar
girmiştir. Multiplayer kavramı ise neredeyse oyunların ortaya çıkışından beri
hayatımızdadır. Pong da herhalde bunların ilkidir. Bu dosya konumuzda “Online
oyun” kavramının gelişimine, günümüzdeki online hizmetlerin hem konsollar
üzerindeki durumuna ve PC oyunculuğundaki yapımlara bakacağız.

Büyük dünya

Aynı platform üzerinde karşılıklı oyun oynama deneyimi herhalde en eski
multiplayer kavramıdır. Birbirimize karşı oynadığımız dövüş türünde olanlar var
ki; herhalde bunlar arasında en fazla zevk aldığımızdır. Sadece bir konsol, iki
kol ve bir oyunla bu tadı alabileceğiniz deneyimdir. Street Fighter, Tekken gibi
bir taraftan oynarken, diğer taraftan arkadaşınıza sataşıp rakibinizi adeta
sinir krizlerine sokabilme fırsatını bulduğumuz eğlenceli olaydır. Tabii futbol,
strateji ve savaş yapımları da ayrı bir olay…


“Herhalde ilk çoklu oyun dedikleri bu…”


Bunların bir kısmını aynı ekranda yaşarken, kimi zaman da birbirine LAN’dan
bağlı PC’ler ile de yapabiliyorduk. Gerçi PS1 gibi konsollarla farklı iki konsol
ve TV ile gerçekleştirme imkanı da mevcuttu. Ama en keyiflisi de aynı ekrandan
bölünmüş görüntülerle bunu yapmaktı. Gözünüz rakibin ekranına kayar, hatta bazen
kendi görüntülerinizi kaçırdığınız için saçma hareketler yaptığımız anlar da
olurdu. Arkadaşlarımın N64’de bölünmüş ekranda Golden Eye oynarken, bölünmüş
ekran arasına karton koyup, bu tarz hile kokan hareketleri nafile engelleme
çabaları da ayrı bir meseledir. Geçmişe bakıp eski oyuncuların bu tarz güzel
anıları hatırladığını görür gibiyim.

Civilizations’da Hotseat yapıp, sıra ile oynadığımız yapımlar da zevkli diğer
deneyimlerimizdendi. Gerçi hala bu tarz multiplayer gündeme geliyor, geniş
online seçenekler dışında bazen evinize gelen misafirleriniz, arkadaşlarınızla
da bu keyfi yaşabiliyorsunuz; ama bunun da pek seçilmediğini görüyoruz.
Günümüzde genellikle futbol ile dövüş oyunlarında bölünmeyen ekranlarda bu tip
tercihler seçilirken, diğerlerine pek yüz vermediğimiz ortada.Ama hiç bir oyun bize arkadaşlarımız ile oynarkenki zevki bize single player’da
yaşatamıyor. Sanırım yaratılışımızda olan bir güdü bu… Artık kendini ispat mı
dersiniz veya başka bir şey mi, bir makineye karşı kazanmak ile canlı bir rakibe
karşı kazanmak arasında zevk açısından büyük bir fark var. Zaten bize sunulan
oyunlarda artık multiplayer seçeneklerine bu yüzden ağırlık veriliyor. Bir
anlamda artık pazarlama başarınız online başarınız ile birlikte ölçülüyor. Bu
hizmeti daha iyi sunan yapımcıların ürünleri daha fazla satıyor.

Bir zamanların devleri ve şimdikiler

Diğer taraftan Ultima Online gibi MMO’lar çoklu oyunculuğa ayrı bir perspektif
kazandırdı. Artık salonlarınızdan dünyaya taşan oyunların diğer kullanıcılarla
etkileşime girme fırsatını verdiği de ortada. Adeta sosyal bir deneyim haline
gelen online oyunlar günümüzde World of Warcraft gibi MMORPG’lerin bu kategoride
zirve yapması ile sonuçlandı. Artık sadece rakibi yenmek dışında başka eylemleri
de yapmanız gerekiyordu; konuşmak, takım kurmak, beraber hareket etmek, tek
başınıza yenemeyeceğiniz bir düşmanı beraber plan yaparak ortadan kaldırmak
gibi. MMORPG’ler öyle bir tutku haline geldi ki; eskiden çoluk çocuk işi olarak
görülen oyunları ciddi meslek gruplarından yaşını başını almış kimseleri
oynarken görmek mümkün olabiliyor. On milyon aktif kullanıcısı dışında, ünlü
çizgi diziler ile bazen filmlere dahi konu olan World of Warcraft hakkında
Youtube’da video bulmanız mümkün. Hatta WoW oyuncularının muhabbetleri de
takdire şayandır.


“World of Warcraft şu anda en çok oynanan MMORPG.”


Artık online oyunların PC üzerindeki macerası sadece sizi aynı serverlar
üzerinde buluşturmakla kalmıyor. Ayrıca dijital oyun satışlarını da görmek
mümkün. Bunlardan en ünlüsü Steam’dir. Kutulu ve kitapçıklı oyun takıntınız
yoksa, yeni çıkan yapımları ucuza temin edebilirsiniz. Çeşitliliği ve verdiği
online hizmetleri göz önüne alınınca, oyun dünyasının en önemli ticari pastası
olma yönünde hızla ilerliyor bu tip servisler. Steam dışında D2D gibi başka
sistemler de bu hizmeti size sunabiliyor.Bu servisler üzerinden arkadaşlarınızla oyun oynamak dışında size, konuşma imkanı da veriliyor. İşte
burada “Community” denilen kavram ortaya çıkıyor. Günlük yaşamımızda ortak
klikler üzerine kurduğumuz dost gruplarını sanal ortamda gerçekleştirebiliyoruz.
Adeta farklı bir dünyanın aynı dilini konuşan insanları gibi bir yerde
toplanıyorlar. Hatta toplanmak bir kenara bu tarz sosyal ihtiyaçlarınızı
karşılamanız için size özel community game’leri hazırlıyor ve oynatıyorlar. Ayrı
bir ticari faaliyet haline gelen topluluk oyunları son model süper grafikli
yapımlardan bazen daha fazla ilgi de görebiliyorlar.

Öyle bir karlılık mevcut ki bu ürünlerde, kısa sürede fazla geliştirme maliyeti
olmadan adeta sizi esir haline getiren birer meta haline geliyorsunuz. Doğal
olarak yapımcı firmalar da bu tarz oyunlara daha fazla ağırlık verir hale
geliyor. Eski tarz yapımları da maalesef daha az görür hale geliyoruz. Ama bu,
online ile bütünleşmiş projelerin eski oyunlardan daha kötü olduğu manasına da
gelmez.


“Rakibinizi 40 kusür farklı öldürme şansınız ile Golden Eye bambaşka bir oyundu.”


Daha farklı imkanlar

Son zamanlarda yapımla ilgili hiç bir dosyanın sizin bilgisayarınızda
saklanmadığı, sunucuda depolandığı sizin sadece stream ederek oynayabileceğiniz
teknolojiler de gündemde. Onlive adı verilen teknoloji ile yapımı seçip, belli
bir ücret karşılığında İnternet üzerinde aynı Youtube’da video izler gibi
oynamanızı sağlayan yenilikler gündemde. Süper sıkıştırma codec’leri ile bu
mümkün olabiliyor. Birçok fuarda özel gösterimleri yapılan Onlive belki de şu an
dünyanın parasını akıttığımız PC teknolojisini gereksiz hale getirecek. Belki de
PC gelişiminin en önemli dinamiği olan PC oyunları gündemden düşerek, işlemci ve
ekran kartı ve buna bağlı diğer sektörlerinde gelişiminin önünde bir anlamda
engel olacak. Açıkçası Onlive’ın gündeme gelmesi ve hayata geçmesiyle, PC oyun
sektöründe köklü değişikliklerle karşı karşıya kalacağız. Bu sistem bildiğimiz
klasik konsol anlayışını da kökten değiştirecek. Gün geçmiyor ki bununla ilgili
haberlerle karşılaşmayalım…Aradan geçen yıllara rağmen PC oyun dünyasında online kavramının üstüne pek bir
şey konmadığı da ortada. Bence online teknolojilerin önündeki en büyük engel
korsan. Gerek korsan serverlar, gerekse Hamachi tarzı LAN mantığı, online
sektöre yatırım yapan firmaların geliştirme ve yatırım maliyetlerini göze
alamaması ile sonuçlanıyor. Hatta değişik yöntemlerle korsan yapımları legal
serverlar üzerinden oynamanızı sağlayan teknikler de mevcut. Firmalar bu durumda
daha fazla online trafikle karşı karşıya kalıyorlar ki; insan düşündüğünde ister
istemez yaptığı işten soğuyabiliyor. Bu nedenle hala PC oyun sektörünün online
hizmetler ve hizmet kalitesi, kullanım kolaylığı açısından konsol sektörünün
gerisinde kaldığını görebiliyorsunuz.


“Onlive çok büyük online deneyim vadediyor…”


Tabii Steam ve Live gibi kaliteli hizmetlere halen PC üzerinden erişmek mümkün.
Valve ve özellikle Microsoft’un oyun dünyasına rekabet anlamında bir çok
kaliteli hizmeti getirdiği de söylemek mümkün. Artık birçok yapım bu iki önemli
firmanın başlıkları altında yayımlanıyor. Rekabet anlamında ise bizim
bilmediğimiz büyük savaşların arka planda verildiğini görmemiz mümkün…

Diğer platformlar

Online oyunculuk deyince olayın sadece PC’lerle sınırlı kalmadığını da görmek
mümkün. Artık konsol piyasasında da online üzerine büyük savaşların gözümüz
önünde cereyan ettiğini görüyoruz. Son dönemlerde iki büyük konsol markası olan
Xbox 360 ve PS3’de mevcut olan online hizmetlerin bazen sunulan oyunların önüne
geçtiğini görüyoruz. PSN ve Live şu anda büyük bir hizmet yarışı içindeler. En
çok satan oyunlar listelerinde de üst sıralarda hep multiplayer hizmetini en iyi
sunan yapımcı firmaların ürünlerini görüyorsunuz. Sonuçta online hizmete bu iki
büyük sistem üzerinden ulaşabiliyorsunuz. Aynı yapım PSN ve Live üzerinde
birbirinden daha farklı kalite de olabiliyor. Hatta sırf bu kalite için insanlar
daha iyi online hizmetin bulunduğu konsolu, oyunu tercih ediyor.Bir önceki nesilde multiplayer projeler gündemde olmasına rağmen maalesef aynı
derecede ilgiyi görmediler. Ama, Microsoft bugün zevkle kullanılan Live’ın
temellerini o günlerde atmış, bugünkü kadar olmasa da buna benzer bir deneyimi o
zaman kullanıcılarına sunmuştu. Bu gidişatın önemini kavrayamayan Sony online
teknolojiyi bir kaç yıl geriden takip ederek, bugünkü durumuna düştü. PSN
altyapısında geliştirmelere gitseler de halen Live kalitesini yakalamadıkları
ortada.

Artık kullanıcılar aynı yapımı gerçek rakiplere oynamanın dışında, diğer sosyal
ihtiyaçlarını da karşılamak için farklı beklentiler içine girdiler. Aynı zevkler
üzerine kurulmuş muhabbetlerini devam ettirebilmek için özel konuşma
hizmetlerine büyük ilgi oluştu. Bunu şu anda en iyi sunan Live doğal olarak daha
fazla ilgi görüyor ve sunulan hizmet karşılığında da büyük miktarlarda parayı
kazandırıyorlar. Son günlerde sırf bu pastadan pay kapabilmek, buna bağlı olarak
daha fazla oyun satmak, daha fazla üyeye sahip olmak adına Sony’de bu tarz
hizmetleri paralı olarak sunmayı gündemimize getirdi.


“PSN acaba Live hizmetlerini yakalabilecek mi?”


Kullanıcılar arası diyaloglar

Oyunu oynamak için bir araya gelen insanları birbirleri ile buluşturmak için
işlerini kolaylaştırmak gerek. Tek tuşa basıp arkadaşınızı oyununuza davet
etmekle, çetrefilli yollardan belki bir araya gelebilmeniz noktasında sunulan
hizmetin kalitesi de online keyfinize ya keyif katıyor ya da işkence haline
dönüştürebiliyor. Açıkça ifade etmek gerekirse sahip olduğu Unfied yapı
(Tümleşik) ile Live bu konuda PSN’den çok daha ilerde. PSN altyapısında yapılan
çalışmalar ilerde PSN’de de benzer kalite hizmetin sunulacağı ümidini bizlerde
güçlendiriyor.

İnsanlar online hizmetlere her ne kadar yazılan bir kaç program veya konsolun
işleyiş mantığı ile beraber olduğunu düşünse de, aslında tüm olay online
altyapıya yaptığı yatırımla alakalı. Kimse 3-4 MB’lık bir Crosschat programı ile
konsol üzerinde konuşma olayının çözüleceğini düşünmesin.Aynı zamanda tüm bu verileri iletecek müthiş bir altyapıya da sahip olmak zorundasınız. Çünkü
milyonlarca kullanıcının bir araya toplandığı ve aynı anda oyun oynayıp, birbiri
ile iletişim kurduğu bir sistemden bahsediyoruz. Kanımca PSN’de bu tarz
imkanların bu kadar gecikmesinin de bir sebebi budur. Çünkü hazırlayıp
sunduğunuz programın temel çalışması bu network yatırımı üzerinde gerçekleşiyor.
Ben bunun oyun satışlarını da çok etkilediği kanaatindeyim. Bir yapımı almadan
önce her ne kadar yorumları okuyor ve bunları dikkate alıyorsanız da, sonuç
arkadaşınızın size tavsiye ettiği oyunu alma ihtimaliniz daha fazla. Hatta
tavsiyeden öte devamlı konuştuğunuz arkadaşınızla aynı ürünü paylaşmak çok daha
cazip geliyor.


“Live, tek kelime ile harika!”


Multiplayer en önemli etkenlerden biri!

Sunulan online hizmet kalitesi multiplatform oyun satışlarında da ortaya
çıkıyor. Son dönemde Call of Duty: Modern Warfare 2 satış rakamlarından da
anlaşılacağı üzere Live üzerinde daha fazla oynanıyor. PSN’nin gelişimi ile
birlikte bu rekabetin dengesinin de değişeceği ortada. Ama piyasaya sunulması
ile bugün var olan PSN arasında da büyük bir gelişimin olduğunu görmek mümkün.
Şu anda birçok hizmet anlamında Live ile aynı kaliteyi sunan PSN’de, Crosschat
ve tümleşik sistem dışında pek bir fark kalmadı. Gelen haberlere göre E3
2010’dan sonra PSN’de devrimsel değişikliklerin olacağı sinyali veriliyor.
Umarın bu gerçekleşir ve rekabet sayesinde biz oyuncular karlı çıkarız.

Wii ise online oyunları rakiplerine göre daha geriden takip ediyor. Gerçi son
dönemde en iddialı yapımı olan Super Mario Bross ile 4 oyucuya beraber aynı
zevki paylaşma imkanı verse de, diğer rakipleri yanında durumu pek iç açıcı
değil. Ücretsiz online hizmetleri çok yavaş gelişen Wii’nin bu nesilde beklenen
düzeyde yapımlarla karşımıza çıkması gerçektende çok zor görünüyor. Duruma
bakılırsa yeni bir Nintendo konsolu gündemde. Açıkçası ben de yeni nesil Xbox ve
Playstation’dan çok daha önce HD tanımlı bir Nintendo konsolunun piyasaya
çıkacağına inanıyorum. Kullanıcıların beklediği tarzda online hizmetlerin bu
konsol ile gündeme geleceği şüphesiz. Ama yine de Wiimote ile Call of Duty ve
Conduit oynamak, Mario ile platformların üzerinde hoplayıp zıplamak fena olmasa
gerek.Yarışa geriden devam edenler

Nintendo bu alanda yine şaşırtıcı derecede farklılığını ortaya koyuyor. Xbox ve
PS3’de yapımların online imkanları satışlarda en önemli kriterlerden olurken,
Wii’de bu pek belirleyici bir durum olmuyor. Bu açıdan bakınca Wii
kullanıcılarının daha Casual bir kitle olduğunu görmek mümkün. Hitap ettiği
kitleler açısından da gayet normal. Bu müşteri profilinin beğenilerinin ne kadar
da farklı olduğunu ortaya koyuyor.

Son olarak el konsollarının online durumunu değerlendirirsek, PSP ve DS’in
Wireless olarak ortaya koydukları online hizmetlerin pek de esamesi okunacak
cinsten değil. Ama size multiplayer oynama imkanı veriyorlar. Hardcore
oyuncuları saymazsak ki, bu tarz Handheld’ler gerçektende oyuncak gibi
kalıyorlar. Hayatımızın içine online oyunların bu kadar girdiğini düşününce el
konsollarında da bu multiplayer yapımların oynanması pek şaşırtıcı değil.


“El konsolu PSP’de de online yapımlar oynayabilirsiniz.”


İşin teknik boyutu bir yana online oyunların muhakkak sosyolojik bir yönü de
vardır. Sosyolog olmadığım için bu konuda uzun boylu laflar edecek değilim, ama
zaman içinde edindiğimiz tecrübe ve yaşadığımız olaylar doğrultusunda da
söyleyeceklerimiz elbette olacaktır. Online dünyaya daldığınız andan itibaren
ışıltılı bir ilişkiler yumağı ile de karşı karşıya kalıyorsunuz. Kurduğunuz
ilişkiler her ne kadar oyun temelli olsa da, konuşmalarınız samimiyetinizin
derecesine göre bir noktadan sonra hayatınıza, politik görüşünüze işinize kadar
da kayıyor. Tabii bu sınırlar tamamı ile sizin ve iletişim kurduğunuz kişinin
tavırları ile belirleniyor. Ama konuşulanlar her ne olursa olsun sizin
söyledikleriniz ile sınırlı.

Artık samimiyetin derecesi daha çok güvene dayalı olduğundan söylenenlerin ne
kadarı doğrudur veya yalandır bilinmez. Fakat günlük sosyal hayatımızın yanında
Matrix’in Neo’su gibi ikinci bir hayat karşımıza çıkabiliyor, sanal da olsa bir
o kadar gerçek bir hayat…Gerçekle hayalin karışması

İşin bu boyutu yanında online ürünlerde, içimizdeki en temel içgüdülerden birisi
olan başarılı olma ve takdir edilme duygusu yine bu yolla tatmin edilebiliyor.
Başarı sıralamalarında üst sıralarda yer almak veya daha fazla Gamerscore ile
Trophy almak yine aynı şekilde değerlendirilebilir. Hatta buna odaklanmış
kişilerde yapımdan zevk almanın yanında, kendini ispat noktasına da gidebiliyor.
Kurulan ilişkilerde bu tarz yaklaşımlar kişiler açısından yaralayıcı olaylarla
da sonuçlanabiliyor.


“Süper bir kahraman olmak online dünyada kolay…”


Bir diğer konu ise online ortamda kurulan dostlukların adeta çete mantığı içinde
forum ve diğer tartışma platformlarında insanları yönlendiriyor olması. Kurulan
ilişkiler o kadar bizi yönlendirir hale geliyor ki; kendi söyleminiz dışında
online dostluk grubunuzun söylemini savunuyor halde de buluyorsunuz kendinizi.
Bir anlamda sosyal bir ucube gibi de davranabiliyorsunuz. Yaşanan ilişkiler
dışarı vurulduğunda ise bambaşka bir insan haline gelip, olduğunuzdan çok daha
farklı biri gibi davranabiliyorsunuz. Eski kullanıcıların birçoğunda buna benzer
çekincelerden dolayı daha çok single player oynama eğilimi ortaya çıkıyor.
Kişisel dünyasını orta yere mesele yapmamak için birçok tanıdığım oyuncu halen
tek başına takılıyor duruyor. Ama bu tarz kişilerin zamanla ortadan kalkacağını
da görüyorum.Özgün yapımlar ve daha nicesi…

Sektör öyle bir yönde ilerliyor ki, oyun oynadığınız sürece bunun dışında
kalmanız mümkün olamıyor. Kaliteyi sadece karlılık boyutunda değerlendiren
firmalar zayıf senaryo ve içeriğe sahip, ama çok iyi online seçenekli oyunları
daha fazla yapar hale geliyor. Her ne kadar müşteriler piyasanın gidişatını
belirlese de, yapımcı firmaların günün trendi doğrultusunda oyunlar yaptıkları
ayrı bir gerçek. Şiddetin ise online yapımlarda kabul edilebilirlik sınırı çoğu
zaman aştığını beraber görüyoruz.




Gidişat her ne yönde olursa olsun, eskisinden daha iyi olduğunu da kabul etmek
durumundayız. Tüm o karşı çıktığımız tarz ürünler yanında kaliteli yapımların
daha iyi sunulduğunu da hep beraber görüyoruz. Son dönemde Demon’s Souls gibi
çok farklı isimleri görme şansına sahip olduk. İçerdiği farklı online mantığı
ile adeta var olan imkanlarla ne kadar özgün oyun yapılabileceği dersini verdi
Atlus firması. Dileğimiz bu tarz projelerin her dönem var olması ve az da olsa
piyasaya sürülmesi. Çok farklı segmentlerden, çok farklı yapımlar hep gündemde,
sektörün yaşaması da bir anlamda farklı fikirlere sahip yapımların sundukları
ile yakından bağıntılı. Hiç birimiz yıllardır aynı mantık üzerine kurulan
ürünler ve teknik imkanlarla oyun oynamak istemez. Her ne kadar bazen oyunculuk
adına karamsarlığa da düşsek, oyunların her zaman daha ileriye gittiğini
görüyoruz. Online ise buna paralel olarak hayatımızda daha fazla yer işgal
etmeye devam edecektir. İkinci hayatımızın daha fazla önem kazanacağına, ne
kadar iyimser bir düşünce olsa da, gerçek kendimizi özgürce ifade ettiğimiz
online dünyanın daha büyük bir iştigale dönüşeceği de ortada.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu