Oyun Ön İncelemeleri

Alice: Madness Returns

10 sene önce American McGee, bizlere Alice’in en psikopat yüzünü göstermişti. O çocukların rüyalarını süsleyen ve güzelliklerle dolu Harikalar Diyarı, kâbuslar dünyasına dönüşüyordu. Elimizde ölümcül bıçağımız, yarattığımız korkularla dolu bu diyardan çıkmaya çalışıyorduk. Alice’in bu denli psikopatlaşmasının tabii ki bir sebebi vardı. Ailesini kaybetmişti ve psikolojisi bozulunca akıl hastanesine tedavi olmak için sevk edilmişti. Burada gözetim altına alınıyor ve taburcu ediliyordu. Sonrası mı? Çok fazla bir şey değişmemiş gibi. Oyunun isminden de anlaşıldığı gibi; çılgınlıkla tekrar yüzleşmek durumundaydı Alice.

Masumiyet bir yere kadar

Alice’in psikolojisinin hiç de iyiye gitmediğini rahatlıkla anlayabiliyoruz. İlk olarak temmuz ayında ve daha sonra da Tokyo Game Show’da gösterilen videolar, kâbuslarımızla yüzleşeceğimizin göstergeleriydi. Bunlardan birinde, doktor bizi muayene etmeye çalışıyor, ancak Alice’in ağzından kanlar geliyor ve dişleri dökülüyordu. Bir diğerinde ise, anne ve babasının hayalini görür gibi olduktan sonra, camdan seyrettiği karakterler canlanıyordu. Queen of Hearts’ın önderliğinde kendisi tekrar kâbusun içine çekiliyor. Bu izlediğimiz video’lar 1 dakikayı geçmiyor, ama oyunun atmosferi konusunda gerekli etkiyi yaratıyor.

American McGee’s Alice’te olduğu gibi; Madness Returns de platform ve bulmaca öğelerini bir arada barındıracak. Grafik teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte, o karanlık atmosferi daha derinden hissedeceğiz. Oyunun başlangıcında Alice, Londra’da bir çatıda ve buradan düşerek kâbus dünyasında giriş yapıyor. Ondan sonra bu dünyaya has bir yer şekli ve düşmanlar ile mücadele edip, sözde Harikalar Diyarı’nı karanlık güçlerden kurtarmaya çalışacağız. Aslında kurtarmamız gereken sadece Harikalar Diyarı değil, zihnimizi mahveden bu karanlık güçlerden de kendimizi arıtmaya çalışacağız.

Oynanışın çizgisel olacağı belirtiliyor. Dolayısıyla izlememiz gereken yol sabit ve pek fazla alternatifimiz yok gibi. Son zamanlarda açık uçlu oynanışa ve özgürlüğe önem veren yapımların varlığı, Alice’in şansını bu konuyla ilgili olarak biraz zora sokuyor. Yine de madalyonun bir de şurasından bakmak lazım: Böylece kaçıracağımız bir görev, hikâye parçası ya da video olmuyor ve baştan sona tek parça halinde senaryoyu takip edebiliyoruz. Neticede konsept zaten yeteri kadar ilginç ve buraya takılıp kalmak biraz haksızlık olabilir.

Alice’in meşhur bıçağı, en önemli saldırı silahlarımızdan bir tanesi olacak. Bunun dışında da kullanabileceğimiz değişik silahlar bulunacak. American McGee, her düşmanı bir bulmaca olarak nitelendiriyor. Her birinin kendi zayıf noktaları olacağını ve buna uygun biçimde saldırmamız gerektiğini belirtiyor. Tabii, buna istinaden değişik ve Alice dünyasında da özel kullanabileceğimiz silahlar olacak. Yakın ve uzak saldırı için farklı seçeneklerimiz bulunacak. Tanıtılan silahlardan örnekler vermek gerekirse, biber değirmenini makineli tüfek olarak kullanıp toplu katliam yaratabileceğiz. Duyurulan diğer silahlar olan, çaydanlık ve sallanan atın şimdilik ne şekilde kullanılacağı muamma.

Korkularınızın üzerine gidin

Alice: Madness Returns’deki bir başka özellik ise, içebileceğimiz mor iksir ve daha sonra bunun bize olan etkileri. İksiri içtiğimiz zaman, küçülebilme şansına sahip olacağız. Böylelikle, kolay kolay geçemeyeceğimiz yerlerden rahatlıkla geçebilecek ve erişemediğimiz ipuçlarına erişebilir hale geleceğiz. Buna benzer kullanabileceğimiz birçok özellik olacağı belirtiliyor, ancak şimdilik bu konuyla alakalı çok fazla bilgi verilmiyor.

Harikalar Diyarı, yine en büyük kâbusumuz olarak geri dönüyor. 10 sene önce tanıştığımız Alice’in psikopat karakteri, önümüzdeki senenin 4. çeyreğinde bizi yine en büyük korkularımızla yüzleştirecek. Alice: Madness Returns, PC’nin yanında PS3 ve Xbox 360 için de piyasalarda olacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu