Aliens vs. Predator
Bazılarının evrende yeri yoktur. Buna kanaat getiren kimseler, huzuru sağlamak için yıllarca savaşmış ve başarılı olmuştur. Fakat kurtuluş o kadar da kolay değildir. Belki de bilinmezliğin çekiciliğinin en büyük kanıtı, sadece merak duygusudur.
H.R. Giger’ın tasarladığı Alien, Ridley Scott önderliğinde 1979 yılında beyazperdeye adım atmıştı. Bir grup araştırmacının uzayda keşfettiği tanımlanamaz yumurtalar sonrasında başlayan macera, Alien ırkının kendisini göstermesiyle farklı boyutlara taşınmıştı. İlgiyle karşılanan film, hatırı sayılır ödüllere de layık görülmüştü. 1987 yılına geldiğimizde ise liderliğini Dutch’ın (Arnold Schwarzenegger) yaptığı kurtarma timi, kaçırıldığı varsayılan rehineleri bulmak için ormanın derinliklerine dalmış, ama birer birer av olmaya başlamışlardı. Bu macerada da ilk kez Predator’ü görmüştük. Sinema sektöründeki pek çok ilginçlik gibi Predator’ün de şaşırtıcı bir yönü var; hikâye, sadece basit bir şakanın ciddiye alınmasının sonrasında yazılmaya başlanmış.
Uzun yıllardır bilinen ve sinema tarihinin unutulmazlarından olan bu iki yaratık, hem oyun, hem de film olarak defalarca bizlere sunuldu. Son olarak 25 Aralık 2007 tarihinde Aliens vs. Predator: Requiem filmiyle boy gösteren ikili, yakın zamanda Rebellion’ın geliştirdiği FPS oyununda bir kez daha karşı karşıya gelmeye hazırlanıyor.
Hesap zamanı yaklaşıyor
Alien, Predator ve Marine… Yeni yapımda, bu üç seçeneği de tercih edebileceğiz. Her şıkkın kendilerine özel güçleri ve eksi yönleri var. Başlangıç noktaları farklı olsa da, hepsinin hikâye çizgisi aynı noktada birleşiyor. Peki bundan sonra ne mi oluyor? Bunu da sadece oyunu tamamıyla oynayabildiğimizde göreceğiz. Şimdilik elimizdeki beta, derin uzaydaki tehlikelerin ufak bölümünü, üç farklı bakış açısıyla bizlere sunuyor. Av ya da avcı. Hangi tarafta yer alacaksın? Hadi başlayalım…Üzeri hiyerogliflerle kaplı devasa bir piramit keşfedilmiştir. Merak duygusuyla yanıp tutuşan insan ırkı, piramidin devasa kapılarını aralar ve böylece yıllardır bu duvarlarda hapsolan gücü de serbest bırakır. Predator’ler tarafından mahkum edilen Alien’lar, artık özgürdür. Bilim adamları, bu ırkı özel deney programına alır, fakat Predator’lerin yaşadıklarından henüz haberdar değildir. Yeni bir macera ise, artık kaçınılmazdır.
Tarafını belirle
Ana menüde oynanabilir üç başlık yer alıyor; Marine, Predator ve Alien. Öncelikle Marine seçeneğini işaretleyip olaya müdahale edelim. Henüz ekibe yeni katılmış acemiyiz, ama kısa sürede yaşanan korkunç olaylar neticesinde aslında uzman olduğumuz anlaşılıyor. Birkaç dakikanın ardından tek başına mücadele etmek zorunda kaldığımız için, asıl heyecan da yavaş yavaş başlıyor. İki silah taşıyabiliyoruz. Filmden de hatırlayacağımız M41A/2 Pulse tüfeği, şık tasarımıyla ellerimizde yer alıyor. Güçlü bomba atar başlığını ve ateş ettikçe değişim gösteren elektronik göstergesini de unutmayalım. Tabancamızın ise sınırsız mermi kapasitesi bulunuyor.
İnsan ırkı, iki yaratık ırkına göre çok zayıf. Bu sebeple hızlı hareket etmeli ve cephanemizi tutumlu kullanmalıyız. Yapımdaki iç mekan tasarımları karanlık tonlar üzerine kurulu. Artık kullanılmayan tesisler, harap laboratuarlar, elektriğin olmadığı dar koridorlar; bazen ışığı takip edip dışarı çıkmak, bazen de içinde sakladığı tehlikeleri bulup yok etmek için varlar. Ara geçişler haricinde dış mekanlarda pek bulunmuyoruz. Karanlık faktörü Alien’lar için biçilmiş kaftan olduğu için, her daim tetikte olmak gerekiyor. Karanlıkta ani saldırılara karşı genellikle savunmasız durumda olduğumuzu söyleyebilirim.
Peki neler yapabiliriz?
Silahımızın altında yer alan fener, hayati önem taşıyor. Bunun yanında ekranın sağ alt köşesindeki radar da önemli. Zira etrafta gezinen canlıların yerlerini tespit edebiliyor, ona göre sinyal sıklıklarını artırıyor. Düşmanlarımız insanlar olsa pek sorun olmaz, ama Alien’lar olunca işler değişiyor. Bulundukları civarları tespit etseniz bile, bir borunun içinde mi, mazgalın altında mı, ya da duvarda mı olduğunu kolayca kestiremiyorsunuz. Bu bölümde, çığırından çıkan saldırıları sonlandırmaya çalışıyoruz. Çatışma anları oldukça heyecanlı. Birkaç başarısız atış yaparsanız Alien’lar iki ayak üzerinde hareket ediyor ve hemen üzerinize saldırıyor. Asit tükürükleri ve yırtıcı pençeleriyle tam baş belası pozisyonundalar. Çok zor durumda kalırsak, silahımızın kabzasıyla vurabiliyor ve bir süreliğine onları sersemletebiliyoruz.
Bazı çatışma ve ölüm sahneleri, hemen hemen filmin atmosferiyle eş seviyede. Sağlık sistemi olarak, hem paketler, hem de dinlen iyileş yöntemi geçerli. Eğer fazla hasar alırsak, sağlık serumları bulmalıyız ve şırınga yardımıyla kolumuza enjekte etmeliyiz. Yaramız hafif ise, bir süre dinlendiğimizde kendiliğinden iyileşmeye başlıyor. Mermi ve sağlık paketi gibi araçları çevreden topluyoruz. Bunlar neon logolar olarak tasarlanmış.
Onlar gizemini hâlâ koruyor
Beta itibariyle Predator ırkı pek fazla oynanamıyor. Genellikle eğitim üzerine kurulan bu dakikalar, her biri birbirinden güçlü saldırıları öğrenmemiz için yetiyor da artıyor bile. Hatta damaklarda acı, ama zevkli bir tat olarak kalıyor. Piramit civarlarındayız. Gözümüzü açar açmaz, görünmezlik pelerinlerini kaldıran diğer Predator’lerle karşılaşıyoruz. Alien’lar kaçtığı için, savaşa girmek artık kaçınılmaz. Karakterimizin her iki elinin üstünde de sivri uçlu ikişer bıçak var. Mouse’un sol tuşuyla hafif, sağ tuşuyla ise ağır saldırılar gerçekleştirilebiliyor.
Rakibimiz ayağa kalkmakta zorluk çekiyor diyelim, bu sırada yakın mesafe saldırıları gerçekleştirerek kafasını koparabilir, kol veya bacaklarını kesebilir, keskin bıçakları çenesinin altından saplayabiliriz. Tüm bunlar, oyunun şiddet derecesini az – çok özetliyor. Gelelim Predator’ün özel güçlerine. Yaratığın sol omzunda yer alan lazer sayesinde, uzak mesafedeki düşmanlara odaklanarak ateş edebiliyor. Ayrıca çok uzun mesafelere kadar zıplayabilen Predator’ler, diledikleri sırada görünmez de olabiliyor.
Merhaba 6 numara
Büyük keşfin ardından Alien’lar üzerinde araştırmalar başlamıştır. Şimdi de bir deneyde kullanılmak üzere seçilmiş “6 numara” isimli yaratığı kontrol ediyoruz. Bilim adamı, öncelikle ellerini işaret ederek, yaptıklarını tekrarlamamızı istiyor. Anlama kabiliyetine sahip olduğumuza ikna olunca bizi yalnız bırakıyor ve odada serbestçe gezinmemize izin veriyor. Bu sırada da yeni özellikler keşfediyoruz. Alien, çok hızlı hareket ediyor. Öyle ki oyundaki en seri canlı konumunda. Üstelik Q tuşuna basarak daha da hızlanabiliyor. Bunun yanı sıra duvarlara tırmanabiliyor, gezinebiliyor. Bu karakterin bir diğer özelliği ise, karanlığı kendisine silah olarak avantaj edinmesi.
Askerlerin karanlık ortamda zor anlar yaşayabildiğini belirtmiştim. İşte bu esnada Alien’lar, ışığın azlığından yararlanarak avlanmayı seviyor. Mouse’un sol tuşuyla pençe, sağ tuşuyla da kuyruk saldırısı gerçekleştiriyor. Deneyin ilerleyen safhalarında sorunlar beliriyor ve yaratığımız serbest kalıyor. Tam bu sırada, kraliçe Alien’ın da serbest bırakıldığına şahit oluyoruz. Kraliçe, tek başına kalmak istemiyor ve çevredeki tüm Alien’ları yanına çağırıyor. Biz de bu ses dalgalarını izleyerek yol alıyoruz. Askerlerin savunma yapabilmesi için pek şansı olmuyor.
Beta aşamasındaki yapımın grafikleri yeteri düzeyde. İç ve dış mekan tasarımları, karakter modellemeleri ve silah tasarımları gayet güzel. Karanlık ortamlarda kendilerini fazlasıyla belli eden ışık ve gölge efektleri de güzel bir atmosfer oluşmasını sağlıyor. Tabii ki Alien ve Predator modellemeleri de gayet başarılı. İşitsel yönlere geldiğimizde ise, Predator ırkının aralarındaki diyaloglar, Alien’ların çığlıkları ve insanların sesleri çok kaliteli. Bu yönde beğenmediğim hususlar ise, ne yazık ki silah sesleri ve müzikler. Bana fazlasıyla boğuk ve sönük geldiler.
Yeni savaş için biraz daha beklemek gerekiyor. PC, PS3 ve X360 için geliştirilen yapım, 19 Şubat’ta raflarda yerini alacak. Aniden açılan mazgal kapağından içeriye doğru bilinmedik bir el tarafından çekilmek istemiyorsanız, iyi düşünün ve doğru olduğuna inandığınız tarafta yer alın.sdtfrgews taer yserdyt srtfy