Anarchy Reigns İnceleme (PS3)
Oyunlar genellikle ödüle ulaşmaya çalıştığımız bir işkence olmazlar. Ya tamamen ödül olurlar, ya da tamamen işkence olurlar. Bikini Karate Babes bile tarihin en rezil oyunlarından biri olmasına rağmen, bu kadar negatif görüş yaratmıyordu insanda. Anarchy Reins ise güzel olabilecekken, o güzelliğe ulaşmak için oldukça başarısız aşamalardan geçirdiği için ofiste son aylarda en sevmediğimiz olduğumuz oyun oldu.
Bayonetta ve Vanquish’i de geliştiren ekip Platium Games tarafından yapılan Anarchy Reins’in yapımcı ekibinin aynı zamanda Metal Gear Rising: Revengeance’ı da yapıyor olmasıysa bünyede soğuk duş etkisi yaratıyor. MGR: Revengeance bu kadar doğru yollardan giderken, aynı firmadan yakın tarihte çıkan benzer bir oyun nasıl oluyor da bu kadar “yanlışların insanı” oluyor? Elbette MGR ve AR aynı firmadan çıkıyor olsa da yönetmenleri ve geliştirici ekipleri farklı, ama firmanın geçmişine bakınca da Okami ve Viewtiful Joe gibi oyunları geliştiren Clover Studio’nun eski kadrosunu görüyoruz ve hayal kırıklığı ikiyle çarpılıyor.
Peki asıl soru şu: Bir oyun, nesnel olarak bakıldığında nasıl hem iyi hem de kötü olabilir aynı anda? Cevabı, Anarchy Reigns’in ürün olarak yerleştirildiği noktada gizli.
Anarchy Reigns asla yekün bir oyun olarak lanse edilmedi ve öyle tasarlanmadı. Yani klasik günümüz aksiyon / beat-em-up anlayışının “önce tek kişilik kısım, sonra multiplayer’a bakarız” mottosunun aksine bir yol izledi Platinum Games. Anarchy Reigns’in ön plandaki oyun modu multiplayer modu. Ancak buna ulaşabilmek ve zengin bir multiplayer deneyimi yaşamak için önce korkunç tek kişilik modu oynamanız gerekiyor.
Doğruyu söylemek gerekirse “korkunç” dediğimiz tek kişilik mod da dahil olmak üzere oyunun genelinde dövüşlerde nefis bir tokluk ve tatmin edicilik var. Yiğidi öldürelim ama hakkını verelim. Ama malesef oyunu kurtarmaya yetmiyor bu tatmin edici vuruş hissi. Ne kadar güzel vurursanız vurun, karşınızdaki düşmanların IQ’su iki haneli sayıları aşamadığı için bu tatmin hissi insanın kursağında kalıyor. Hadi diyelim düşmanlar zekiydi, bu sefer de bölüm tasarımının başarısızlığı kibrit suyu döküyor oyunun dibine.
Açık dünya bir oyun olmasına rağmen, düşmanların dalga dalga geliyor olması ve dalgaların dengesiz olması dünyayı oldukça boş hissettiriyor. Siz tek kişiyken düşmanlar topluca üzerinize geleceğine, haritada dövecek düşman arıyorsunuz. Bunun da sebebi, oyunda ilerlemek için puan toplamak zorunda olmanız. Belli puanlara ulaşmadan hikayeyi ilerletecek görevleri oynayamıyorsunuz yani, ki zaten hikayenin de pek başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim.
Tek kişilik modun tek güzel yanı – vuruş hissinin tokluğunu saymazsak – sinematikleri. Japonluğu iliklerinize kadar hissediyorsunuz oyunun ardındaki.
Eğer bu tek kişilik moda katlanıp oynar ve ilerlerseniz, multiplayer modu için karakter ve eşyaları açıyorsunuz. 16 karakterden birini seçip daldığınız online ortamlar Anarchy Reigns’in ana noktası. Zira tüm karakterlerin dövüş dinamikleri birbirinden farklı ve çatışma varyasyonları da bu yüzden oldukça bol. Yapay zekanın da bazı oyun modlarında konuya dahil olmasıyla beraber genelde çarşı pazar karışıyor ama kaotik bir şekilde karışıyor. Bu kaos durumu sinir bozucu değil, alıştıktan sonra oldukça eğlenceli. Deathmatch gibi klasik multiplayer modlarının yanı sıra ilginç multiplayer modlar da var. Mesela Amerikan futbolu, mesela Deathball.
Son minvalde bakacak olursak, Anarchy Reigns online oynamak için biçilmiş kaftan ama o online modun tadını çıkarabilmek için inanılmaz kötü kararlarla tasarlanmış tek kişilik moda katlanmanız gerekiyor. Tabi bir de PSN’in çökmemesi gerekiyor her dakikada bir olduğu gibi.