Anime ve Manga köşemizde yer almayan ve kesinlikle “efsane” olarak nitelendirilen çok önemli bir yapım var: Cowboy Bebop. “Bu zamana kadar nasıl olur da, bunu okurlarımıza sunmayız!?” diye kendimi yediğim andan itibaren, klavyenin başına geçtim ve işte karşınızdayım.
Hikayemiz 2021 yılında geçiyor. 26 bölümden oluşan animede, gezegenler arası seyahatin olumlu-olumsuz bazı noktaları vurgulanmıştır. Her ne kadar bu ulaşım insanları mutlu etse bile, ortada büyük bir dengesizlik vardır. Bu düzensizliğin ihmal edilmesi, tahmin edilmesi güç bir felaketi tetikler. Ayda bulunan atlama geçidi patlar ve ayın yüzünde büyük delikler oluşur. Patlama sounucunsa aydan kopan parçalar, dünya üzerine düşer ve sürekli olarak meteor yağışına neden olur. İnsanların büyük bir bölümü sığınır ancak milyarlarca insanın ölümünü hiçbir şey engelleyemez. İmkanı olanlar Mars ve Venüs gezegenleri ile yaşam koşulları oluşturulan bazı astreoid ve Jupiter uydularına yerleşirler.
Yaşanan bu olaydan tam 50 yıl sonra yani 2071 yılında, Spike Spiegel ve iş ortağı Jet Black ile tanışıyoruz. Haydut avcısı olan ikili, oldukça tehlikeli işlerin peşinden koşmaktadırlar. Geçimlerini sağlamanın tek yolu da Bebop isimli gemileriyle, aranılan suçluların peşinden sistemin bir ucundan diğer ucuna yolculuk etmektedir.
Cowboy Bebop, genel olarak Bebop tayfasının suçluların peşindeyken yaşadıkları anlatılmaktadır. Her ne kadar olaylar haydutlar ve kovalamaca şeklinde nitelendirilse bile, aslında her karakterin geçmişi ile yüzleşmesi animenin ana konusudur.
Cowboy Bebop ilk anime serisi olarak karşımıza çıktı. Mangası aynı yılda görüldü ancak animesi kadar ciddi üstünlükler sağlayamadı. Ayrıca bir adet de Cowboy Bebop: The Movie isminde anime filmi yayımlandı.
Cowboy Bebop’ı başarılı bir anime yapan, her karakterin ayrı bir hikayesi olması ve bu senaryoların sizi hiçbir şekilde sıkmaması. Hani bol filler dolu bölümlerle insanı sıkan animeler olur ya, Cowboy Bebop kesinlikle onlardan biri değil. Aslında farkında olmadan bazı karakterlerle kendinizi özdeşleştirmeye bile başlıyorsunuz.
İlk izlemeye başladığınızda günümüze göre Cowboy Bebop’ın oldukça eski bir anime olduğunu düşünebilirsiniz ancak çizimleri ve hikayesi bir şekilde kendisini sevdirecek cinsten. Özellikle mekanların ve gezegenlerin tasvirini o yıllara ait herhangi bir animede, aynı kalitede bulamayabilirsiniz.
Cowboy Bebop’ın dikkat çekici noktalarından bir diğeri de, hem eskilere hem de geleceğe göndermeler yapılmış olması. Bir yanda gezegenler arası geçiş yapmanızı sağlayacak bir teknoloji var, bir yanda da tabanca kullanmak zorundasınız. Bu nedenden 2071 yılında geçen bir konusu olsa bile, ileri teknolojiye ait silahlar beklemeyin. Hoş, bu şekilde tasvirler yapılması animeyi “bence” daha kaliteli hale getirmiş. Sırf geleceğe yönelik ve ışın silahları olan bir anime olsaydı, Cowboy Bebop adını günümüze kadar taşıyamazdı ve geçmişin tozlu sayfalarında kaybolurdu.
Koleksiyonunuza katmak isteyebileceğiniz Cowboy Bebop, bol bol caz müziğe de yer veriyor. Açılış ve kapanış müzikleri inanılmaz eğlenceli.
Kısacası Shinichirō Watanabe oldukça başarılı bir iş çıkartmış ve Cowboy Bebop’ın zamanımızı çalmasını bir şekilde sağlamış diyebilirim. Kesinlikle arşivlenmesi gereken animelerin arasına girmeyi hak ediyor.
