Hayao Miyazaki’nin ne kadar mükemmel bir hayal gücüne sahip olduğunu bilmeyen yoktur. Bu cümleyle başlayarak, size bu hafta ne yazabileceğim konusunda da ipucu vermiş oluyorum. Her hafta bir anime veya manga serisine değiniyorum. Bu hafta değişiklik yapıp Hayao Miyazaki’nin mükemmel yapıtlarından birine değinmek istiyorum. Şu ana kadar yaptığı hiçbir animeden eksi bir puan aldığını düşünmüyorum. Ayrıca role playing oyunlarının bir çoğu, Miyazaki’yi kendilerine örnek alarak hikayelerindeki derinliği arttırmışlardır.
Hayao Miyazaki’nin genel hayatını anlatmak yerine, onun başarılı bulduğum animelerinden birine geçiyorum; Prenses Mononoke. Her hafta olduğu gibi, bu hafta da animenin sevilen parçalarından bir tanesiyle güzel bir giriş yapalım.
Joe Hisaishi’nin Prenses Mononoke’yi daha da mükemmelleştirdiğini itiraf etmeliyim. İnsanın içerisine istemsizce huzur dolduruyor ve evet gerçekten bulutlara gezintiye çıkıyorsunuz. Tamamdır, hayal dünyasına çok dalmadan gerçeğe dönelim. Şunu dinlemeden ikinci sayfaya geçmeyin derim.
Orjinal adı Mononoke Hime olan Prenses Mononoke, Japonya’da 1997 yılında gösterime girdi. Dram ve fantastik türün en başarılı öreneklerinden biridir. Animenin konusu ise; Bir prensesin farklı hayatını konu alır. Kendi köyünde hayatına mutlu bir şekilde devam eden Ashitaka, kötülüğün yaklaştığını hisseder. Orman Tanrısı her şeyi yok ederek ilerlemektedir. Küçük bir kızı kurtarmak ve köyüne zarar verilmesini önlemek isteyen Ashitaka, Orman Tanrısına saldırır. İkili arasında geçen savaşta Orman Tanrısı yenilir ve öldürülür. Ancak bu ölümle birlikte kendisine bir lanet bulaşır. Bu lanetten kurtulabilmek için köyünü terk eder ve Ormanın Ruhunu aramaya başlar. Ormanın Ruhunu arayan tek kişi Ashitaka değildir, aynı zmanda başka insanlar da onun peşindedir. Lady Eboshi, Ormanın Ruhunu arayanlardan biridir. Ancak Prenses San Mononoke ve Lady Eboshi savaştalardır. Farkında olmadan bu ikilinin arasındaki savaşın ortasında kalan Ashitaka, onları durdurmak için her şeyini, hatta hayatını bile riske atmaya razıdır.
Basit bir hikaye gibi görünse bile Miyazaki’nin dünyasını az çok bilenler hikayenin geri kalanını tahmin edebilir. İlk söyleyeceğim şey; eğer Prenses Mononoke’yi izlemediyseniz, hemen izleyin. IMDB kullanıcı puanı 8.4 olan başarılı bir anime. Bence? Kesinlikle 10 puan almayı hak ediyor.
Prenses Mononoke, sanatsal açıdan ilginç bir bakış açısına sahip. Animeyi ilk izlemeye başladığınızda, olayların ağır işlendiğini dsüşünebilirsiniz ki bu konuda haklısınız. Kimi izleyiciye göre bu animenin ötesine geçen Spirited Away, daha düşük puanlar almalıydı. Buna ben de katılıyorum. Prenses Mononoke, Ruhların Kaçışı’ndan çok daha başarılı bir kurguya sahip ve hayal gücünüzün daha derinlerine iniyor. Müzikleri daha etkileyici, aşk ve dram çok daha farklı açılardan işleniyor. Aşk? Evet, Prenses Mononoke’de olan öğelerden biri. Ancak Miyazaki yine yeteneklerini konuşturmuş olacak ki dram ve aşk öğelerini, içinizi sıkacak şekilde yansıtmıyor.
Doğanın bütünlüğüne ve gücüne şahit olacaksınız. Bir insanla insan arasındaki ilişki veya bir hayvanla hayvanın arasında olanlar, animenin bir parçası olmuş. Hatta bir hayvan ve insan arasındaki iletişimin ne kadar yakın olabileceği bile işlenmiş. Söz konusu hırs olduğunda, neleri yapabileceğinizi düşünün. Prenses Mononoke, bu konuda bize çok güzel bir ders veriyor. Bir aksiyon sahnesinde kendinizi animenin içerisindeki karaktermiş gibi hissedebiliyorsunuz. Araya giren müzik istemsizce hayal etmenize neden oluyor. Animede yer alan her hayvan, sıradan bir hayvan gibi gösterilmemiş. Her birinin kendisine ait bir hikayesi var ve ruhları olan, konuşan hayvanlar bunlar.
Prenses Mononoke’yi bu kadar sevmemin nedenlerinden biri de, beyaz kurtlara olan sevgimden kaynaklanıyor olabilir. Ancak bu sadece ufak bir neden. Doğanın, sevginin, hırsın, aşkın, gücün neleri yaptırabileceğine şahit oluyoruz. Animenin türünde her ne kadar romantizm yazmasa bile, az da olsa değdirme yapılıyor. Daha neler mi var? Kendinize güzel bir ders çıkaracaksınız. Hem kendinize hem de diğer insanlara saygı duymayı öğreneceksiniz. Miyazaki genelde animelerinde, bir ders verme peşinde oluyor. Her biri tek bir konuya el atabiliyor ve her konu da içeriğini çok güzel ele veriyor. Sadece konusu ve müziklerini değil, aynı zamanda çizimlerine de hayran kalacağınızdan eminim. Kusursuz bir anlatıma sahip.
Bu haftalık bu kadar. Sizi Prenses Mononoke’nin tanıtım videosuyla baş başa bırakayım. Unutmadan size güzel bir tavsiye vereyim; Japonca izleyin.
Yine de seçim sizin, hem İngilizce hem de Japonca olarak videoları paylaşayım. İyi seyirler.
İngilizce
Japonca
