Anime ve Manga #21 Rurouni Kenshin

Anime ve Manga köşemizin 21.bölümüyle karşınızdayız. Bu hafta anime dünyasının en başarılı karakterlerinden biri olan Kenshin‘i konu alıyorum. 1996 ve 1998 yılları arasında yayımlanan Rurouni Kenshin, 95 bölümlük bir seri. 1994 yılından itibaren ise 28 ciltlik manga serisi mevcut. Rurouni Kenshin başlık olarak kendi ismini DVD altında koruyor ancak İngilizce sürümleri ve filmi Samurai X adıyla da biliniyor.

Manganın yazarı Nobuhiro Watsuki, işinde de oldukça başarılı. Meteor Strike da kendisinin kaleminden çıkmıştı ve açıkçası, Kenshin için ekstra çalıştığını düşünüyorum. Özellikle; dram, fantazi, komedi, macera ve en önemlisi Shounen türünü seviyorsanız Rurouni Kenshin tam size göre. Hatta işin içerisine biraz da romantizm de katıyoruz ve karşımıza gayet de iyi bir anime çıkıyor. Genelde romantizm öğelerinden pek haz almam ancak Rurouni Kenshin içerisinde konu anlatımı ve senaryo son derece akıcı. Bu nedenden kendi içerisinde tüm derinliği sağlıyor.

Rurouni Kenshin, sadece 95 bölümlük animeyle sınırlı değil demiştim. 1999, 2001 ve 2012 yılında çıkan çeşitli OVA’ları da var. Yani 3 OVA ve bir de film. Size tavsiyem eğer animeyi izlemediyseniz veya şu an bu yazıyı ilk defa okuyorsanız, OVA’ları sakın izlemeyin.

Kısaca Rurouni Kenshin’in konusundan bahsedeyim. Sonrasında ise neden böyle mükemmel bir yapıtı, arşivlemeniz gerektiği konusunda sizi ikna edeceğim. Himura Kenshin, Meiji Devrimi sırasında üzerine tanınmayan bir katildi hatta kendisine şu şekilde sesleniliyordu; Hitokiri Battousai. Aslında katil demek saçma oldu, şuna suikastçi diyelim. Devrim biter bitmez, bir daha asla öldürmeyeceğine yemin eder. Kendisini uzun bir yolculuğa adar ve yolculuğu sırasında birkaç arkadaş edinir. Bunlardan biri ve en önemlisi de Kaoru Kamiya‘dır. Kaoru, babasından kendisine kalan dojoda yaşamaktadır ve Kenshin’in ona yardım etmesiyle beraber yaşamaya başlarlar. Bir süre sonraysa ikisine arkadaşlık edecek daha fazla insanla tanışırlar. Ancak bu kadar mutlu bir yaşama alışık olmayan kılıç ustası, geçmişinin bir gün kendisinden intikam alacağını bilir. Gerçekten de başına türlü türlü olaylar gelir, onun kimliğini bilenler, içindeki korkunç katili ortaya çıkartmak için ellerinden geleni yaparlar. Neden yemin ettiğinin konusuna gelirsek, işte bunu OVA’larından öğrenebilirsiniz. Ancak kendinize hakim olun ve OVA’ları izlemeye kalkmayın.

Kenshin’i gerçekten kaliteli yapan özelliklerden biri de, çizimlerindeki derinlik. Kendi adıma konuşursam, son bölüm hariç hepsi mükemmeldir. Hatta yılına göre de son derece başarılıdır. Hem İngilizce, hem de Japonca olarak yayımlandığı için aralarda ciddi farklar olabiliyor. Bence Japonca sesler çok daha başarılı. Zira Kenshin son derece karizmatik bir sese sahip. Ancak o karizmanın altında bir de her şaşırdığında “oro?”(İngilizce: What? Huh? anlamındadır) diyen öyle sevimli bir yüz var ki, gülmekten kendinizi alamıyorsunuz.

Kimi zaman kötü olarak nitelendirdiğiniz karakterler, geçmişlerine bakıldığında gerçekten iyi birer insan olabiliyorlar. Çoğunun da Kenshin ile bağlantısı oluyor ve onun değiştiğini görenler de, onun yolundan gidebiliyorlar. Bana göre Kenshin’in en başarılı serisi 63’e kadarki bölümlerdir. 63’ten sonraki bölümler, çoğunuzu tatmin etmeyebilir. Hatta 62 bölüm sonrası direkt OVA’ları izleyebilirsiniz. Animeyi belli bir süreden sonra bozan şey de bu işte. Manga serisine uyumlu giderken, bu düzeni bozuyor ve bu yüzden de ister istemez eski bölümlerin tadını alamıyorsunuz. Yine de 62.bölüm sonrasını, animenin güzelliği hatırına izleyebilirsiniz.

Müziklerine söylenecek bir şey yok. Bölümler arası geçişlerde, aksiyon anlarında, özellikle açılış ve kapanış müziklerinde eksi bir yan yok.

Kısacası arşivlenmesi gereken anime ve mangaların başında gelen Kenshin, sizi ayrıca filmiyle de derinden etkilecek. Samuray ve Japon kültüründen, maceradan, komediden ve aksiyondan hoşlanan herkese tavsiye edebileceğim bir yapıt.

İşte hem filminin, hem de animenin tanıtım fragmanlarından birer örnek. İyi seyirler. Haftaya görüşmek üzere.