Makale

Anime ve Manga 36 Code Geass

“Dünya sadece güzel sözlerle değiştirilemez” – Lelouch Lamperouge

Anime ve Manga köşemizde bu hafta, 2006 yılının en başarılı animelerinden biri olan Code Geass konuğumuz olacak. Yakın zamanda başladığım animesine kendimi kaptırınca, işin güzelliğinden sizin de yararlanmanızı istedim. Kurgusu ve senaryosu, o kadar ilginç geldi ki, işin içerisinde robotik savaşlar katılınca; “işte bu!” diye heyecanlanmadım değil hani.

Code Geass, ana hikayesi 50 bölümden oluşan bir anime serisi. Dört adet de OVA’sı ile tüm hikayeyi tamamlayabiliyoruz. İlk animesi Code Geass: Lelouch of the Rebellion adı altında, 2006 ve 2007 yılları arasında 25 bölüm olarak, Ichiro Okouchi tarafından yazıldı. İkinci sezonu ise Code Geass: Lelouch of the Rebellion R2 adı altında aynı yazarın kaleminden çıktı ve 25 bölümden oluşuyor. Code Geass R1 ve R2 olarak da bilinen anime, 2008 yılında da sona erdi. Sadece animesi değil, video oyunları ve bazı kitaplarıyla da ilgiyi üzerine toplamayı başardı.

Code Geass’ın mangası, animesi kadar popüler olamadı. Üzülerek söylemeliyim ki, mangasını okumaya başladıktan birkaç bölüm sonra bırakmanız mümkün. Animesi ve mangası arasında, konu ve karakter farklılıkları da var. Animede görülen o kibar, neşeli karakterler; mangada terör estirebiliyor. Benim size tavsiyem, animesini izleyin gözleriniz bayram etsin.

Code Geass, bizlere Britanya ve Japonya arasındaki savaşı anlatıyor. 10 Ağustos 2010 yılında başlayan Code Geass’ın hikayesi, bizlere Britanyalı Lelouch’un intikamını sunuyor.

Britanya imparatorluğu, Japonya’ya savaş açınca, tüm dünya değişir. Japonya ve Britanya’nın savaşından bir süre sonra, Japonya’ya “Alan 11” adı verilir ve hatta Japon vatandaşlarına da 11’ler denilmeye başlar. Hor görülürler ve fakirlik içerisinde yaşarlar.

Savaştan yedi yıl sonra, Lelouch liseye giden akıllı bir genç olarak karşımıza çıkar. Bir gün askeri sır barındıran bir kamyonu çalan teröristlerle bir araya gelen Lelouch, başını belaya sokar. Kamyon askerlerden kaçarken bir kaza geçirir ve Lelouch’un merakı da onun tüm kaderini değiştirir. Kamyon tekrar hareketlendiğinde Lelouch, içerisine düşer. Britanya’nın özel kuvvetleri kamyonun peşindedir ve teröristlerden Kallen, Nightmare olarak adlandırılan dev bir robot ile özel kuvvetlere karşı savaşmaya başlar. 

Kaçmayı başaramayan Lelouch kamyonun içerisinde yakalanır. Onu yakalayan çocukluk arkadaşı Suzaku’dur. Bu sırada kamyonda kapalı olan ve zehirli gaz zannedilen bir bölme açılır, içerisinden esrarengiz bir kız çıkar. Bu sırada olay yerine gelen Britanya askerleri Lelouch ve kızı yakalar. Leouch’un vurulmasına engel olmak isteyen Suzaku, Britanya askerleri tarafından vurulur. Lelouch’un öldürülmesine engel olmak isteyen kız da vurulur ancak kız ölmeden önce Lelouch’a özel bir güç olan “Geass”ı verir. Lelouch, kendisine verilen bu gücü Britanya İmparatorluğunu yok etmek için kullanmaya karar verir.

Britanya gibi kocaman bir imparatorluğa kafa tutan Lelouch, yalnız kalmayacaktır. Zamanla geliştirdiği ve kullandığı bu güç, yoldaş bulmasına yardımcı olacaktır.

Code Geass, özellikle Death Note‘a olan benzerliğiyle bilinir. Animeyi izlerken karakterler arasında bazı benzerliklerin olduğunu fark edeceksiniz. Hatta bazı sahneler inanılmaz benziyor. Karizmatik ve akıllı karakterimiz Light, dünyaya kendi adaletini getirmek istiyordu. Code Geass’ın Lelouch‘u da hemen hemen aynı mantıkla hareket ediyor. Bir lise öğrencisine göre fazla akıllı ve “geass” isimli güce sahip olduktan sonra, tüm hayatı değişiyor.

Lelouch, gerçek kimliğini Zero ismiyle saklıyor

Geass demişken, bu güç insanları kontrol etmeye yarıyor ancak onun da bir sınırı var. Bu gücü öylece ortalıkta kullanmaması gerektiğini bilen Lelouch, çok farklı taktikler ve akıl oyunları yaparak insanları yanına çekiyor. Ayrıca Death Note’un Light’ı kadar da acımasız değil. Kısacası benim tavsiyem bu iki animeyi kıyaslamadan izlemeye çalışın. 

Code Geass’ı başarılı yapan, içerisinde birçok konuyu ve türü barındırması. Aksiyon, macera, mecha, aşk ve dramayı bizlere sunan Code Geass, çok farklı noktalardan kalbinizi kazanacak. İtiraf etmeliyim ki herkese hitap eden bir çizim anlayışı yok. Doğal olarak, erkek karakterlerin fizikleri sizlere fazla kadınsı gelebilir. Animenin genelinde, çirkin diye bir kavram yok zaten. Herkes bebek yüzlü, herkes seksi falan.

Animede kimi zaman tempo düşerken, kimi zaman aksiyona doyacağınız sahneler de olacak. Komedi unsurlarından uzaklaşmış olsa bile, anime kalitesinden hiç ödün vermemiş. Renkler gözlerinizi yormuyor, çekik göz ve sivri çeneler başta sizi rahatsız edebilir ancak Yu-Gi-Oh gibi bir animeyi izlediyseniz zaten bu duruma alışmışsınızdır diye düşünüyorum. Onu da mı izlemediniz, tamam boşverin izleyin siz Code Geass’ı, birkaç bölüm sonra alışırsınız.

Animenin, genel olarak müzikleri hoş. Ne çok iyi, ne çok kötü. Kulağımızı tırmalamıyor ancak herkesin de beğenebileceği bir yapısı yok. Seslendirmeler ve karakterlerin mimikleri de bir o kadar başarılı. Özellikle Japonca olarak izlemenizi öneriyorum. Nightmare isimli robotlar biraz daha detaylandırılsaymış, mükemmel olurmuş ancak ana karakterlerin ön plana çıkışını engellemek istemedikleri için, böyle bir yola başvurmuş da olabilirler.

Code Geass’da kimi zaman her şeyi asıp kesen, kimi zaman zekasıyla ön plana çıkan, bazen de iyi niyetiyle tüm dünyayı dize getirebilen bir karakteri kendinizle özleştireceksiniz. Bu da animenin başka bir artısı. Karakter farklılıkları var ve her birinin geçmişi veya davranışları, sizleri farklı bir kurguya götürecek. Özellikle Lelouch’un çocukluk arkadaşı Suzaku, ister istemez sevilmeyen bir karakter oluyor. Bunun nedeni de sanıyorum ki, onun adalet anlayışının çok farklı olması ancak bana göre, onun animede sevilen karakterlerden biri olması gerekiyor. Benim gibi düşünen kaç kişi var bilemiyorum tabii ki.

Kısacası, Code Geass, izlenilesi ve arşivlenmesi şiddetle tavsiye edilen animelerden biri. Tek eksisi çizimleri ve konusu herkesin beğenebileceği bir yapıda olmaması ancak bu da animeyi farklı kılan özelliklerden birisi. Death Note’un gölgesinde kaldığını düşünenler olsa bile, başladığınızda devamını getirmek isteyeceğiniz bir anime olacak. Karakterler, bölümlerdeki bazı olaylar sizi şaşırtırken, bir yandan da “nereden, nasıl?” gibi sorulara kendinizi teslim edeceksiniz. Hayatın zorluğunu, sadakatin, aşkın, sevginin ve ailelerin çocuklarını ne hale getirdiğini gösteren siyaset dolu harika bir şaheser diyebilirim.

“Üzgünüm ancak bir tanrıça ile arkadaş olamam, çünkü şeytan ile anlaşma imzaladım” – Zero

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu