Arcanum
Baharın başlarında karşımıza çıkan bu oyun Sierra tarafından yapılmış. Her daldan oyun piyasasına el atan Sierra bu sefer de bir FRP oyunu olan Arcanum’la karşımızda. Oyun hakkında bir önizlenim edinmek isteyenlere oyunun Ultima serisi ile Fallout oyunlarının bir karışımı olduğunu söyleyebilirim. Yani oyunda tonlarca NPC ile dialoga giriyoruz ve çok yoğun bir şekilde RPG öğeleriyle uğraşıyoruz.
Oyun 19. yüzyılda Arcanum adlı bir dünyada geçiyor ve teknoloji ile sihrin savaşını taban olarak belirliyor. Dünya teknolojik bir evrimin içerisinde ve teknoloji yanlılarıyla sihir yanlıları bir rekabet içerisindeler. Bütün ırklar kaynaşmış ve şehirler ülkeler kurmuşlar. Bizim bu dünyaya dahil olmamız bir zeplin kazasıyla başlıyor. Daha doğrusu zepline saldıran bir grup “uçaklı” ogre zeplinin çakılmasına neden oluyor ve bu kazadan sağ olarak sadece bizim karakterimiz kurtuluyor. Başlangıçta bir gnome olduğunu düşündüğümüz birisi bize bir yüzük veriyor ve “Bunu mutlaka çocuğa vermelisin” falan diye saçmalayarak ölüyor. Kısacası her şey bir yüzükle başlıyor. Bu yüzüğün sahibini ararken bizim aslında bir iyilik sembolünün reenkarnasyonu olduğumuzu ve kötülüğün bu çağdaki reenkarnasyonu ile savaşmamız gerektiğini, zepline yapılan saldırının bir tesadüf olmadığını öğreniyoruz. Kötülüğün taraftarı olan bir tarikat üyeleri bizi öldürmek için ellerinden geleni yapıyor ve biz bu olayların kaynağını araştırıyoruz. FRP oyunlarının doğasından ki bu cebelleşme içinde deneyim kazanmak için çoğu NPC’nin asıl amacımızla bağlantısı olmayan dertlerine derman olmaya çalışıyoruz.
Oyunun RPG sistemi bir çok diğer FRP’den çok daha fazla teferruatlı. Oyunda karakterimiz sayılarla belirlenmiş derecelerde yetenekler ve dengeler kazanıyor. İyi-kötü, sihir-teknoloji arasında dengemizi değiştirebilirken. Değişmez şekilde bu yönleri belirleyebiliyoruz. Silah yetenekleri; oklar, yakın dövüş, fırlatma, ateşli silahlar ve darbelerden kurtulma arasında değişirken, teknoloji yeteneklerimiz oyundaki binlerce aleti “yapma” , tamir etme ve kullanabilmemizi, sihir yetenekleriyse yüzlerce büyüyü değişik başarı oranlarıyla yapabilmemizi sağlıyor.
Alışık olduğumuz standart yetilerin arasına willpower, beauty ve charisma gibi yetiler de eklenmiş. Willpower yetisi büyü yapma ve ticaret becerimizi etkilerken, beauty yani güzellik yetisi NPC’lerin diyaloğa girerken ilk tepkilerini belirliyor. Yani tipinizi beğenmeyen birisi sizi tersleyebiliyor ve kavga bile çıkartabiliyor. Karizma yetisiyse grubunuzda sizi takip edecek kişi sayısını belirliyor. Ne kadar karizmanız varsa o kadar takipçiniz olabiliyor. Ancak takipçileriniz körü körüne size bağlanmıyor, onları hayal kırıklığına uğratırsanız sizi yarı yolda bırakabiliyorlar.
Oyuna başlamadan önce bazı FRP oyunlarında olduğu gibi bir karakter yaratma ekranı bulunuyor. Bu ekrandan karakterinizin sınıfını, ırkını ve statlarını belirliyorsunuz. Seçebildiğiniz ırklar insan, dwarf, elf, gnome, halfing, half-elf, half-ogre ve half-orc erkek/kadın olabilir. Bu seçimlerinize göre oyun başlangıcındaki statlarınıza eklentiler ve kısıntılar uygulanıyor, yani bir elf veya half-elf güzellik ve el yeteneği yönünden kazanırken, kuvvet ve dayanıklılık yönünden kaybediyor; bir dwarf kuvvet kazanırken karizmayı kaybediyor. Ayrıca bütün oyun boyunca aynı ırktan ve farklı ırktan karakterlerin reaksiyonları sizin ırkınıza bağlı olarak büyük oranda değişebiliyor. Bunlara ek olarak isterseniz bir geçmiş belirleyebiliyorsunuz ve statlarınız arasında yüksek oranlı bir denge bozulması sağlayabiliyorsunuz. Mesela geçmişinizde deli bir doktordunuz ve kendiniz üzerinde çok tehlikeli deneyler yapıyordunuz, bunun sayesinde her türden elementale karşı direnciniz artmış ancak fiziksel darbelerine karşı direnciniz çok azalmış. Veya büyülü nesnelere karşı alerjiniz var ve onlara dokunmak sizin canınızı yakıyor bu yüzden bütün çocukluğunuz teknolojiyle geçmiş, böylece bütün teknolojik yeteneklerinize %10 bonus alırken hiçbir büyülü nesneyle temasa geçememe gibi bir eksikliğiniz olmuş… Yok ben uğraşamam bunlarla diyorsanız sizin için önceden hazırlanmış bir karakteri de seçebiliyorsunuz.
Oyuna başlayınca göreceğiniz ekranlar şunlar. En üstte karakterinizin statlarını, macera kayıtlarınızı, haritalarınızı ve envanterinizi görebileceğiniz düğmeleri gösteren bir bölüm. Onların sağına doğru da o an üzerinizde aktif olan büyüleri görebiliyorsunuz. Bunun dışında o an ki saati tarihi ve günün ışık durumunu görüp zamanı hızlandırabileceğiniz bir menü bulunuyor. Ekranın altındaysa sağlığınızı, yorgunluğunuzu ve envanterinizden hızlı erişim yapabileceğiniz nesneleri görebildiğiniz, sihir veya teknoloji seçimlerinizi yapabileceğiniz bölümler bulunuyor. Oyun boyunca savaş sırasında aldığınız darbeler veya yaptığınız büyüler yorgunluğunuzu arttırıyor (fatigue göstergesi azalıyor) ve bu gösterge sıfıra veya altına indiğinde bayılıyorsunuz. Bu stat çatışmalarda sağlığınızdan çok daha fazla önem taşıyor çünkü çok sert bir darbe ile sağlığınızı azaltamasa bile sizi bayıltabilen bir düşmana karşı baygınken hiçbir şey yapamıyorsunuz ve ölmeye mahkum oluyorsunuz. Bu durumda yapabileceğiniz tek şey partinizdeki kişilerin her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırmadan sağ kalmaları ve sizi tedavi etmeleri oluyor. Çatışmaları gerçek zamanlı veya sıra tabanlı olarak yapabiliyorsunuz, ancak gerçek zamanlı savaş hiç mantıklı olmuyor çünkü karakterinizle üzerinize çullanan iki yaratıkla bile aynı anda uğraşmanız mümkün olamayabiliyor.
Bu çatışmalar sırasında veya tamamladığınız görevlere bağlı olarak artan deneyiminiz sayesinde seviyeniz yükseldiğinde, yeteneklerinizi geliştirebiliyorsunuz. Partinizdeki bütün kişiler sizinle aynı anda seviye atlıyorlar ve kendi tercihlerine göre bir yeteneklerini geliştiriyorlar. Bu gelişimlerin yanında oyundaki ilginç bir RPG öğesiyse, çok büyük bir risk aldığınızda, mesela çok kuvvetli bir yaratığı öldürdüğünüzde veya bir şehirin başkanını öldürdüğünüzde kazandığınız kader anı (fate point) puanınız. Bu puan sayesinde o noktadan itibaren kaderinizdeki bir noktayı kesinleştirebiliyorsunuz. Mesela o andan itibaren hiç yorgunluk yaşamamak veya saldırı yaptığınız ilk yaratıkta %100 ihtimalle kritik bir vuruş yapmak, veya yakalanacağınız ilk tuzaktan hiç hasar görmeden kurtulmak gibi şeylerden seçim yapabiliyorsunuz.
Oyunda bir şehirden diğerine gitmeyi dünya haritası üzerinde gitmek istediğiniz noktalara tıklayarak yapıyorsunuz ve yolda başınıza rastgele düşmanlar çıkabiliyor.
Oyun grafik yönünden mükemmel olmasa da gayet başarılı. Doğadaki nesneler duvarlar, evlerin içindeki nesneler ve bütün canlıların ve robotların 🙂 çizimleri çok başarılı. Ateş ve diğer elementlerin çizimleri ve sihir efektleri de çok güzel. Ancak belirtilen en düşük sistem gereksinimi oyunu sadece başlatmak için gerekli bir sistem olarak düşünülmüş olmalı. Çünkü oyun çok fazla hareketli nesnenin olduğu ortamlarda, çok fazla ses efektini bulunduğu ortamlarda veya basit bir patlamada bile oldukça yavaşlıyor. Bu yüzden grafik yönü teknik açıdan başarısız. Bu yavaşlamaları yaşamak alt limitlerde gayet çekilmez olacaktır, lütfen oyunu almadan önce sisteminizin uygun olduğundan emin olun.
Oyunun çatışma sesleri oldukça başarısız. Vurma ve çarpma sesleri çok monoton ve çıplak deriye bile vuruyor olsanız sanki tahtaya vuruyormuş gibi sesler çıkıyor. Müzikleri fena değil ancak sadece savaş veya barış anlarında değişen bir duruma sahip. Müzik tonlarının tekrarı az ancak yine de bir süre sonra duyulmaz olacak kadar monotonlaşıyor.
Kontrollerdeyse bazı aksaklıklar bulunuyor. Hemen hemen herşey için fare kullanılıyor. Bir yere gitmek, savaşmak veya konuşmak için farenizi tuşlamanız yetiyor. Ancak envanter erişiminde ve nesnelerin yerlerinin değiştirilmesinde envanterin kutucuklardan oluşmasından dolayı aksaklıkları oluyor. Bir nesneyi bir yere taşırken tuttuğun yerle bıraktığınız kutucuk üstüste gelmezse nesneyi bırakamıyorsunuz. Envanterde olumlu olan bir yönse nesnelerinizi sola veya yukarı dayalı olarak boşluksuz dizilmesini sağlayabileceğiniz bir düğmenin bulunması. Bu sayede tek tuşla envanteriniz derli toplu bir hal alabiliyor.
Oyun çok üstün sayılamayacak bir çok oyuncu desteği içeriyor. Çok oyunculu oyunlarda takımlar oluşturup birbirinize karşı savaşabiliyorsunuz ancak, NPC’lerle etkileşime giremiyorsunuz, dünya haritasını kullanamıyorsunuz ve bütün savaşları gerçek zamanlı yapabiliyorsunuz.
Sonuç olarak bu oyun sıradan oyuncuların fazla zevk almayıp sıkılacağı derecede teferruatlı RPG öğeleri içeren ve sadece aşırı durumda FRP/RPG hastası kişilere tavsiye edilebilecek ZEVKLİ bir oyun.