Asphalt: Injection
Arcade yarış oyunları benim için iki döneme ayrılıyor: Need for Speed: Underground öncesi ve sonrası. Underground’un gelmesiyle birlikte oyun dünyasına yansıyan hız ve modifiye çılgınlığı, platform ayırt etmeksizin etkisini bir hayli hissettiriyor, oyundan oyuna yayılıyor. Bu akımdan etkilenen isimlerden biri de Asphalt! Daha önce iOS ve Android platformlarında görmeye alıştığımız Asphalt, Injection isimli üyesiyle şimdi hız ve modifiye çılgınlığını PS Vita’ya taşıyor.
Sinyal ver
Ana ekrana geldiğimizde, tanıdık menüler karşılıyor bizi. Hemen yarış yapabilir, garajımıza göz atabilir, multiplayer modları deneyebilir veya istersek kariyer moduna başlayabiliriz. Oyunun kariyer moduna adım attığımızda, henüz hiçbir varlığımız ve tecrübemiz yok. Seçimimize sunulan iki araba var, bunlardan birini alıyor ve yola koyuluyoruz. Yarış kazandıkça hem tecrübe, hem de para kazanıyoruz. Bunlar sayesinde yeni bölümleri ve ilerde kullanabileceğimiz yeni araçlara ulaşabiliyoruz. Baktığımızda, kariyer modunda başlangıç seviyesinden, Asphalt Efsanesi seviyesine kadar uzanan çok uzun bir yol var. Anlayacağınız, çok fazla yarış kazanmalısınız ki, bu oyunun üstadı olduğunuzu oyun da kabul etsin.
Kaçış
Yarışlar; normal yarış, zamana karşı yarış, düello modunda geçen yarış ve polislerle yaşadığımız kovalamacalar gibi özetlenebilir. Aslında birçok farklı yarış türünün tek bir çatı altında toplanması iyi olmuş. Yarışlar esnasında kazandığımız paralar ve topladığımız güç logoları da önemli. Paralar, araçlarımızın modifiyesinden, renk değişimine kadar birçok unsur için gerekli. Güç logoları da oynanış esnasında bize geçici süreliğine nos etkisi yaratıyor. Tabii ki kullandığımız takdirde.
Asphalt: Injection’da senaryo modunun dışında multiplayer modlar da bulunuyor. İsterseniz etrafınızdaki diğer PS Vita’lara bağlanarak local olarak da çoklu oyuncu modlarını tecrübe edebiliyorsunuz, ancak an itibarıyla bazı bağlantı sorunları ve denge problemleri var gibi.
1990 model görünümlü yeni arabalar
Oyunun grafiklerine geldiğimizde ise, pek iyi şeyler söyleyemeyeceğim. Asphalt için Tokyo, New York, Moskova gibi bilinen birçok şehirde pistler tasarlanmış. Ayrıca birçok da lisanslı araba bulunuyor. Ancak gerek çevre tasarımları, gerek araç tasarımları pek de detaylı değil. Yeri gelmişken iç sürüş kamerasının bulunmadığını bildirelim. Müzikler konusunda da pek çeşitlilik yok. Kontroller konusunda ise, haliyle birkaç farklı seçeneğimiz var: İstersek analoglarla oynayabilir, istersek klasik tuş takımıyla hareket edebilir, istersek de hareket algılayıcı mekanizmayı devreye sokarak, direksiyon çevirir gibi arabaları kontrol edebiliriz.
Sonuca gelirsek Asphalt: Injection, iOS ve Android’deki işlerinin etkisinden kurtulamamış ve PS Vita’nın getirdiği görsel gücü kullanmayı kabul etmemiş. Birçok farklı oyun moduyla yarış severlerin dikkatini çekebilecek kapasiteye sahip olsa da, özellikle görsel olarak hayal kırıklığı yarattığı bir gerçek. Tabii bir de online modlardaki sorunlar var.