Assassin’s Creed
Prince of Persia oynayıp da zevk almayan çok az insan vardır. Başarısız bir
PC denemesinin ardından, oyunun yapımını üstlenen Ubisoft Montreal ekibi, öyle
bir şey yaptı ki hem seneye damgasını vurdu, hem de Prensi daha da şöhretli hale
getirdi. Yapımcılar projeyi üçleme şeklinde piyasaya sundular. POP The Two
Thrones’le son bulan seri için acaba düşünülen neydi? Bir sürpriz olup Prince Of
Persia 4 gelir miydi?
Biz oyun severler merakla bekleyip dururken, yapımcı Ubisoft Montreal ekibinin
yeni bir yapım üzerinde çalıştığı haberi geldi. Oyunun açıklamasını da E3
fuarında yaptılar. Aslında hiçbir oyuncunun Prince of Persia’nın bu şekilde
bitmesini isteyeceğini sanmıyorum. Ama ortada bazı gerçekler de var. Sevilen bir
serinin dozunu aşan devam oyunları ile, beklentilerin çok altına düşüp oyun
severleri hayal kırıklığına uğratabiliyor. Hemen örnek vereyim; Tomb Raider
(Gerçi Legend ile kendine geldi, ama TR4’ten sonrası berbattı) ve Rainbow Six
serileri. Ubisoft bu gerçeği çok iyi biliyordu ve bunun için yepyeni bir proje
tasarlamaya başladılar. Bunun için hem Prince of Persia oyuncuları elde
tutulacak ve hem de zengin içerikleri ile yeni hedef kitlelere ulaşılacaktı.
Peki biz oyun severler POP’yi neden sevdik? 2D prensi oynayan arkadaşlarımız çok
iyi bilirler. Oyunun sizi sımsıkı saran atmosferi, gerilimi ve o büyülü Arap
enstrümanları çoğu insanın hafızasından silinmedi. Bu gelenek Sand of Time ile
3D ortamında devam etti. Bunun yanında Prensin hareketleri ve komboları
artırıldı. Bunu çok iyi analiz eden Montreal ekibi, yeni oyunu bu temel üzerine
inşa etmeyi uygun gömüş. Elbette oyunda birçok yenilikte öngörülüyordu.
Senaryo
Assassin’s Creed’in konusu da bir hayli ilginç ve bir o kadar da derin.
Hristiyan dünyası, Kudüs gibi kutsal bir şehri ele geçirmek ve Selahattin Eyyubi
komutasındaki Müslüman ordusunu dize getirmek için 3. Haçlı ordusunu oluşturdu.
Hıristiyan Devletlerinden askerlerin katıldığı bu çok uluslu güç, geçtiği
yerlerde birçok katliamlara imza atar. O dönemlerde varlığı bilinen bir tarikat
vardır. Hassan Sabah liderliğindeki bu tarikat genelde, müritlerini haşhaş
(Afyon) uyuşturup zor görevleri yaptırmaktadır. Hasan Sabah taraftarlarının
oluşturduğu tarikat haşhaş içtikleri için “Haşhaşin Tarikatı” olarak da
biliniyor. Bu Haşhaşin Tarikatı, Avrupa dillerinde bazı değişikliklere uğrayıp
“Assassin” şekline dönüşüyor. Oyunun ismi de buradan geliyor, yani Assassin’s
Creed. Haçlı ordusu Kudüs’e gelince, Suriye’deki bir kaleyi üs edinen bu tarikat
çözüm için kolları sıvar. İçlerindeki en cesur ve en deneyimli savaşçısını Akka
şehrine gönderir.Yeni huzur veren prens karşınızda
Oyun içi videolarda izlediğiniz bu beyaz elbiseli ve oldukçada gizemli karakter,
atıyla Akka’ya gelir. Amacı, Haçlı Ordusu’na elinden gelebildiğince zarar verip,
içerden çökertmeye çalışmaktır. Koskoca bir orduyu nasıl dağıtacak? Derseniz;
Tarihin çeşitli evrelerinde ortaya çıkan casus ve suikastçıların savaşın seyrini
değiştirdiği bilinir. Kahramanımız da takibe aldığı rütbeli askerleri, planlı
bir şekilde ortadan kaldıracak. Ortadan kaldıramazsa bile çeşitli taktikler
geliştirecek. Tabi bunun için oyunda bize baya bir serbestlik sunulmuş.
Gizemli suikastçı karakterimizin ismi Altair. Hemen hünerlerini saymaya
başlayalım. Altair aynı Prens gibi oradan oraya sıçrıyor, duvarlardan yürüyor ve
oldukça iyi savaşıyor. Yapımcılar akrobasi ve savaş becerilerini çok iyi kombine
etmişler. Üzerinde duran beyaz ve gri tonlu elbisede ortama çok uygun. Ben
yapımcıları bunun için tebrik ediyorum. Çünkü bu kamuflaj işi oyuna çok renk
katıyor. Birde kahramanımızın gözleri oldukça keskin. Avını yüksekteki yerlerde
konum alarak, kolayca takip edip harekete geçiyor.
Oyunun resmi sitesini açıp baktığımda (assassinscreed.uk.ubi.com) oldukça güzel
videolar karşıma çıktı. Şu an için üç tane video sunuluyor. Ekran görüntüleri
ise 13 tane. Çeşitli el çizimi resimleri de görebilirsiniz. Oyunun ne kadar ilgi
çekici olduğunu, bu videoları izleyerek anlayabiliyoruz.
Bu haliyle çok ilgi çekeceğe benziyor. Sam Fisher gibi taktiğimizi belirleyip
gizlilik prensibini kullanacağız. Görevi başaramazsak o sıkıcı Mission Failed’le
bizi uyarmayacak. Değişik yollar deneyeceğiz. Prince of Persia gibi tek bir
senaryo üzerinden hareket etmek yerine etkileşimli ve çok yönlü senaryo da
ilerleyeceğiz. Oldukça geniş bir haritada geçecek oyunda ulaşım için atımızı
kullanacağız.
Montreal yapım ekibinin, karakterlerin yapay zekası ile özellikle uğraştığını
vurgulamak istiyorum. NPC’ler normal insanın ihtiyaç duyduğu her şeye ihtiyaç
duyuyor. Karşınızda koskoca hareketli bir şehir var ve kahramanımız Altair
planlarını ve suikastlarını dikkatli bir şekilde yapacağından, her adımını
dikkatli zorunda. Örneğin; videolarda çan kulesinin tepesinde beliren Altair
ortamı gözetliyor. Uygun zaman gelince de atmaca gibi süzülüp, Haçlı askerlerine
ölüm kusuyor. Tek başına birkaç kişiyi halletse de, diğer haçlıların gelmesi
uzun sürmüyor. Burada Altair’i yönetirken çok dikkat etmeliyiz. Eğer, halkın
içinde gezerken insanlarla iyi geçinmezsek başımız belaya girebiliyor. Onlarda
bizi ele vermek için tereddüt etmiyorlar. Peki insanlarla iyi geçinmek için
neler yapacağız? Öncelikle onların güvenini kazanmalıyız. Assassin’s Creed
oyuncuya serbestlik sunacağından, GTA’daki gibi yan görevlere girişmemiz mümkün.Gizlice hırsızlık olaylarına karışıp çaldıklarımızı, Robin Hood gibi halka
dağıtabileceğiz. Başı askerlerle belaya giren insanlara yardım edip, onların
gözünde yükselebileceğiz. Halkın efsane kahramanı olunca da işimiz daha da
kolaylaşacak. Tüm bunları başarırsak insanlar bizi ele vermek yerine sahiplenip,
kaçmamıza yardım ediyor. Videonun sonunda, kapıdan çıkan beyaz elbiseli din
adamlarının arasına karışan Altair, kamuflajının ve grubun yardımıyla kaçıyor.
Dövüş sisteminden bahsedelim biraz da. Bu derece özenle hazırlanan Assassin’s
Creed’de birçok dövüş animasyonuyla karşılaşacağımız bir gerçek. Prince of
Persia için kullanılan dövüş animasyonu 800 iken, Assassin’s Creed de 4000 tane.
Artık olacakları hayal edin. Bu da oyuncuların en çok hoşuna gidecek durumlardan
bir tanesi. Bunun gibi oyunda daha çok hareket ve kombo bulabileceğimizi
kestirmek hiç zor değil. Altair’in yükselip elinden çıkan bıçakla Haçlı askerini
öldürmesi çok hoşuma gitti. Dikkat ettiyseniz Altair elini havaya kaldırınca
karizmatik bir bıçak çıkarıyor. Bu mekanizmalı silahı bol bol kullanacağız.
Ayrıca kılıç, balta ve ok gibi silahları da kullanmak mümkün.
Call of Cthulhu’daki gibi, bu oyunda da herhangi bir gösterge barı bulunmayacak.
Bu da adrenalinizin her an yükseklerde olacağının kanıtı. Bu yüzden Call of
Cthulhu’yu severek ve birazda gerilim içinde oynamıştım. Bence yapımcılar, bunu
en uygun şekilde kullanmalı. Bazı oyuncular ekrandaki hayat barını
göremeyeceğinden kolayca ölebilir ve bu durum sık sık yaşanırsa, insana
bıkkınlık verebilir.
Sonuç
Montreal ekibi yeni konsolların kapasitesini en iyi şekilde değerlendirecektir.
Ama HDTV’nin 1080p’sini kullanırlar mı bilemem. En azında 720p görüntü
çözünürlüğü sunan LCD TV’lerde oynamak en mantıklısı olur. Birde PS 3’ün yeni
harekete duyarlı Gamepad’i (Sixaxis) bu oyuna ne kadar uygun olacak hep birlikte
bekleyip göreceğiz.
Kutsal topraklarda geçecek bu macerayı sabırsızlıkla bekleyebilirsiniz. Oyun
2007 yılında yeni nesil konsollara (PS3, Xbox 360) ve PC’ye gelecek. İnternet
üzerinden çoklu ortamları sevenler ise üzülecek, çünkü Multiplayer mod
düşünülmemiş. Yeni Nesil Konsol almayı kafasına koyan oyuncular. Listenize
Assassin’s Creed’i de ekleseniz iyi edersiniz. Belki de yapımcıların ballandıra
ballandıra anlattıkları Assassin’s Creed, 2007 yılının Hit’i olabilir.