Assassin’s Creed Valhalla Siege of Paris inceleme
Kısa sayılabilecek bir aradan sonra herkese selamlar. Bildiğiniz üzere Ubisoft, Assassin’s Creed: Valhalla için 2 adet indirilebilir içerik çıkaracağını söylemişti. Bunlardan ilki olan Wrath of the Druids genişleme paketini incelemiş ve sitemizde yayınlamıştık. Şimdi ise 2. Ve çiçeği burnunda olan ek paket Siege of Paris ek paketi hakkında bir yazı hazırladık. Dilerseniz lafı fazla uzatmadan incelememize geçelim:
Assassin’s Creed Valhalla Siege of Paris inceleme
Wrath of the Druids ve Siege of Paris ek paketleri arasındaki farklar ne?
Öncelikle Siege of Paris ek paketine giriş yapmamız için tek yapmamız gereken belirtilen ön koşullar hayli hafifletilmiş. Bir önceki ek pakete girmek istediğimizde bir dizi görevi yerine getirmemiz gerekmekte ve ek pakete nasıl erişebileceğimiz bu kadar açık biçimde belirtilmemekteydi. Ancak Siege of Paris ek paketine girmek için yardım almanıza, veyahut bir araştırma yapmanıza gerek yok. Çünkü oyuna girer girmez size ne yapmanız gerektiğini birebir biçimde anlatmışlar. Bu şekilde Siege of Paris’e kolayca girebiliyorsunuz.
Belirtmem gereken bir diğer husus ise Siege of Paris’te çok daha kasvetli bir hava ile karşılaşıyor olmamız. Harita büyüklüğüne gelecek olursak iki ek paket haritası da birbirine yakın boyutta. Elbette burada yüzölçümü boyuttan bahsediyorum. Nitekim, iki ek pakette de sizi oyalayacak hayli fazla içerik var. Siege of Paris’te artı olarak hepimizin özlediği bir özellik de geri dönmüş ki, bu yıllardır birçoğumuzun hasretini çektiği bir özellik. Evet, suikast görevleri bu ek paket ile geri döndü.
Son birkaç Assassin’s Creed oyunu bildiğiniz gibi, çizgisinden çıkmış ve RPG ögelerini barındıran bir oyun olmuştu. Bu zamana kadar da bu çizgisini bozmadı. Fakat Siege of Paris ek paketini yeni bir şeyler denemek için kullanmış gibi gözüküyor. Gerek karanlık havası ile gerek ise olayların aniden başlaması ile sizi oyunun başında içine çekmekte güzel bir iş başarmış yapımcılar. Bu noktada Wrath of the Druids’den bir adım daha ötede olduğunu düşünüyorum. Ancak bu demek olmuyor ki Siege of Paris bambaşka bir deneyim. Çünkü temelde bir önceki ek paket olan Wrath of the Druids ile birçok benzerlik taşımakta. Gelin dilerseniz kısaca ek paketin hikâyesine bakalım.
Son Durak Fransa
Evet, Fransa’ya olan maceramız çok spontane bir biçimde başlıyor aslına bakarsanız. Oyuna girer girmez bir mektup beliriyor ekranımızda. Bizi iki kişinin aradığını ve o konuma gitmemiz gerektiğini söylüyor. Biz de tabana kuvvet gidiyoruz yanlarına. Vardığımız yerde Toka ve Pierre adında daha önce hiç görmediğimiz iki karakter yanımıza geliyor ve bizden destek talep ediyor. Yardımsever Eivor’umuz da teklifi reddetmiyor tabii ki, bizimkiler anlaşıyor, âdettendir deyip ziyafet vermeye gidiyorlar. Ziyafetin ertesi günü, çıkıyoruz Fransa’ya doğru yola. Yol üstü görüyoruz ki buralarda hayli olaylar dönmüş, daha ne olup bittiğini tam kavrayamadan bir ziyafet daha veriyor bizimkiler Fransa’da. Ancak işler her zaman istediğimiz gibi gitmez ne yazık ki, burada da öyle oluyor ve bir anda düşman saldırısı altında kalıyoruz. Düşmanları geri püskürttükten sonra doğal olarak bunun intikamını almamız gerekiyor. Hikâyemiz de bu şekilde başlıyor.
Oynanış kısmına çok değinmeye gerek yok aslına bakarsanız çünkü ana oyun ve Wrath of the Druids ile arasındaki fark yok denecek kadar az. Yine klasik görevler ve mekanikler ile karşılıyor oyun bizi. Ancak belirtmek gerekir ki ana oyunda karşılaşmadığımız eşyalar ile ek pakette karşılaşabilmekteyiz. Onun dışında dediğim gibi ana oyun ve bir önceki ek paket ile tamamen aynı, aradaki fark yalnızca yeni harita ve mekanlar.
Suikast görevleri
Suikast görevleri demiştik, hani hepimizin önceki Assassin’s Creed oyunlarını oynarken karşılaştığımız suikast görevleri. İşte onlar, Siege of Paris’te çok güzel bir geri dönüş yapıyor. Bu sefer bu tarz görevlerin adını black box koymak yerine Infiltration olarak adlandırmayı tercih etmiş Ubisoft. Fakat değişen şey yalnızca isim. Yoksa genel anlamda bir zamanlar hepimizin severek yaptığı suikast görevlerinden bir farkı yok. Ek pakette toplamda 5 adet suikast görevi bulunmakta. Bunları hikâyede ilerleyerek açabiliyorsunuz. Her görevde farklı hedefler ve mekanlar bulunmakta. Açıkçası ek pakette en dikkat çekici özelliğin bu suikast görevleri olduğunu söyleyebilirim. Siege of Paris’in bir ek paket olduğunu göz önünde bulundurursak eğer gayet yeterli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, şahsen bunun devamını da yapımcıların bir sonraki Assassin’s Creed oyununda da getireceklerini düşünmekteyim. Benim gibi çizgisel ilerleyen o eski Assassin’s Creed oyunlarını özlediyseniz eğer, bu içinizdeki özlemi birazcık da olsun gideriyor. Ancak yine de, önceki ek paket arasındaki farkın suikast görevleri ve diyaloglar olması, insanları ister istemez alıp almama konusunda kararsız bırakacaktır diye düşünüyorum. Çünkü Siege of Paris’i Wrath of the Druids’den üstün kılan tek şey bu 5 adet suikast görevi. Yoksa iki ek paket arasındaki gözle görülür farklar yalnızca harita ve diyaloglar. Çünkü görevler yine bildiğimiz gibi; A karakterinden alıştığımız, daha önce bir benzerini yaptığımız bir görev almak ve onu tamamlamak. Onun haricinde inanılmaz derecede bir fark göremedim.
Siege of Paris alınmaya değer bir ek paket mi?
Ben bu soruya hem evet hem hayır olarak cevaplandırmak istiyorum. Eğer ki Assassin’s Creed’in son dönemlerdeki RPG çizgisini beğendiyseniz, ana oyun ve bir önceki ek paketi bitirmişseniz ve oyunun evreninde birkaç saat daha vakit geçirmek istiyorsanız, bu ek pakete bir göz atmanızı öneririm. Ancak eğer ki siz son dönemlerde çıkan Assassin’s Creed oyunlarından hoşnut değilseniz, Wrath of the Druids’i beğenmemişseniz, bu ek paket de sizi tatmin etmeyecektir diye düşünüyorum. Genel anlamda Assassin’s Creed Valhalla’nın oynanış mekaniklerini beğenmemiş biri iseniz şayet, bu ek paketin sizin için uygun olmadığını düşünüyorum. Çünkü bu ek pakette öne çıkan tek özellik beş adet suikast görevi. Onun haricinde bildiğimiz Assassin’s Creed Valhalla. Tek fark yeni bir harita, yeni eşyalar ve yeni diyaloglar. Benim şahsi düşüncemi soracak olursanız eğer, güncel ekonomimizi ve oyun fiyatlarını düşünecek olursak, ek paketin fiyatı, sunduğu içeriğe göre bana biraz fazla geldi. Bakalım Ubisoft’un bir sonraki çıkaracağı Assassin’s Creed oyunu yeni bir başlangıç mı olacak yoksa alışmaya başladığımız çizgiden mi devam edecek. O zamana kadar esen kalın!