Hepimiz internet üzerindeki Flash tabanlı oyunları arada sırada oynarız. iPhone’umuzda da vakit geçirmek için oynadığımız basit oyunlar bulunuyor.
Eğer bir oyun geliştiricisiyseniz, büyük firmaların peşinde koşmanıza gerek yok. Kendiniz de basit araçlarla, basit ama eğlenceli oyunlar geliştirebilirsiniz.
Son dönemde en çok ilgi çeken oyunlar, ne bir konsoldan ne de büyük bir firmadan geldi. Örnek olarak Farmville gibi devleşen bir oyunu gösterebiliriz. Basit oynanışa sahip ürünler, hitap ettiği kitlenin büyüklüğü nedeniyle oldukça başarılı olabiliyor. Son dönemde “casual” denilen bu kitleye yapılan oyunlar patlama yaşıyor.
Bu “casual” oyunlar, özellikle iPhone gibi bir platformdan oldukça destek bulabiliyor. Oyununuzu geliştiriyorsunuz ve iPhone’un uygulama mağazasına ekliyorsunuz. Yarım dolardan satsanız bile, yüksek satış rakamlarına ulaştıktan sonra, cebinizde oldukça yüklü miktarda geliriniz oluyor. Örneğin Angry Birds. Sadece 50 sent ödeyerek bu oyuna sahip oluyorsunuz ve oyunu uzun süreler boyunca oynayabiliyorsunuz.
Rovio örneğini ele alalım. 2003 senesinde üç öğrenci tarafından kurulan Rovio, ilk oyunları olan King of the Cabbage World’ü kullanıcılara sundu. 2006’ya geldiğimizde ise şirket, çoktan diğer mobil oyun şirketlerini satın almaya başlamıştı bile.
Altın dönemler
Bağımsız oyunlar için altın bir dönemden geçiyoruz. Bu oyunlar genellikle bloglar ve sosyal ağ paylaşım siteleri yoluyla ordan oraya yayılıyor ve bilinirliği artıyor. Düşük ücretler istenen bu oyunlar, bu şekilde birçok kişiye ulaşıyor ve mikro ödemelerle büyük paralar kazanıyor.
Ancak bağımsız oyunlar, asıl altın dönemini shareware zamanlarında yaşıyordu. Internet pek yaygın değilken, oyun dergileri çoğu oyunun shareware versiyonlarını veriyordu. Bu versiyonlar oyunun bir kısmını içeriyor, daha fazlasını istiyorsanız sipariş veriyor ve oyunun tamamını elde edebiliyordunuz. Ancak oyunun shareware versiyonunu oynayanlar, genellikle daha fazlasına gerek duymuyorlardı. Çünkü sipariş vermek, bugünkü kadar kolay değildi.
Ve düşüş
Shareware oyunlar, teknolojiden yararlanmaya başladıkça, geliştiriciler oyunlarına 3D hızlandırıcı teknolojilerini de eklemeye başladı. Bu şekilde oyunlar daha güzel gözükmeye, ancak bağımsız yapımcıların yarışmasına imkân tanımayacak kadar ileri teknolojiler kullanmaya başladı. Bu yüzden düşük bütçelerle oyun yapmak imkânsız hale gelmiş oldu. Bu yüzden bağımsız oyun geliştiricileri, başlı başına oyun yapmak yerine, mod ya da harita yapımcısı olmaya başladı.
Yine de son yıllarda ortaya çıkan Adobe Flash gibi kolay araçlarla birlikte, grafikler sorun olmaktan yavaş yavaş çıktı.
Bağımsız oyunların en önemli özelliklerinden biri de çok satmalarına gerek olmaması. Geliştiriciler genellikle birden çok küçük bağımsız oyun piyasaya sürerek toplamda büyük bir satış rakamına erişebiliyor. Ama asıl önemli özellikleri, belli türlere sadık kalmalarına gerek olmaması. Örneğin BioShock tipik bir FPS oyunu. Ancak Mirror’s Edge, FPS türünü farklı bir şekilde sunabiliyor.
Yine de iyi para yapması gereken oyunlar da yok değil. Örneğin World of Goo ve Braid gibi oyunlar, ucuza mal olmuş gibi gözüklseler de oldukça yüksek paralarla geliştiriliyorlar. Mesela Jonathan Blow tarafından kodlanan ve tasarlanan Braid, 180 bin dolara mal olmuş ve geliştirilme süreci tam 3 yıl almış.
Aslında gerçek etkiyi yapan Steam ve benzeri platformlar. Bu gibi platformlarda tek bir kişinin yaptığı oyunlar ve büyük yapımlar aynı platformda eşit şartlarda kullanıcıya ulaştırılıyor. Yani dijital dağıtım ağları, bağımsız yapımların tanınması ve satması için olmazsa olmazlardan.
Bütün bu açılardan baktığımızda, araçların ucuzlaşması, oyunlar üzerinde çalışacak insan sayısının artması ve ortaya çıkan ürünlerin kolayca dağıtımı ve iyi bir gelir getirmesi, zamanla daha fazla insanın bağımsız oyunlar konusuna eğilmesine neden olacak diyebiliriz.
Eğer siz de oyun geliştirmeyi ve bu endüstrinin bir parçası olmayı istiyorsanız, bizce tam vakti. Ama hedeflerinizi küçük tutmanızda yarar var.
