Batman: Arkham City
Bazı karakterler vardır, onlara hayran olursunuz, bazı karakterler vardır , onlar için üzülürsünüz. Spiderman, Superman, Wolwerine gibi karakterler ise genelde hayranlık duyulanlardandır. Bir de hem sevilen, hem saygı duyulan karakterler vardır, Batman gibi.
Bundan çok ama çok uzun yıllar önce, hatta ebeveynlerimiz bile çocukken, hatta belki yoklar iken, DC Comics adlı bir çizgi roman şirketi oldukça enteresan bir karakter yarattı. Yarasa Adam, Batman! Çocukluğuna dair büyük bir trajediye sahip karakter olan, babadan zengin ve soylu Bruce Wayne korkuları ile yüzleşir ve ailesinin de ölümüne sebep olan suçlulara karşı ayakta durmaya çalışır. Böylece doğar Batman’in hikayesi.
Farklı bir karakterdir Batman, ne Spiderman’in espirileri ne de Wolwerine’in kızgınlığı vardır onda. Çocukluk trajedisini bir kenara bırakırsak, hayata karşı ayakları üzerinde dimdik duran, sert, hatta bir parça duygusuz gözükür dostumuz. Onun maceraları o kadar çoktur ki, siyah beyaz çizgi romanlardan başlayıp, 60’lardaki tv dizisine, Tim Burton’lı iki gotik filme (sonrasında çekilen üçüncü ve dördüncü filmlerden bahsetmeye gerek var mı?), ardından da farklı bir yönetmen olan Christopher Nolan’ın elinde daha reel bir Batman’e dönüşen sayısız hikaye. Geçtiğimiz yıllarda bunların arasına bir de oyun katılmış, Arkham Asylum adı ile piyasaya çıkmış ve karakterin evrenine hayran olanların ağızlarının suyunu akıtmıştı.
Batman: Arkham Asylum, dostumuzun en azılı ve deli düşmanı, şeytani palyaço Joker’ın, Batman tarafından Arkham Tımarhanesi’ne getirilmesi ile başlıyordu. Joker ne yapıp ediyor ve kaçıp, tımarhanedeki tüm azılı deli ve suçluları serbest bırakıyordu. Bizler de Batman’i kontrol ederek, Joker’ın kurduğu ağa yakalanmış bir sinek gibi oradan oraya koşuyor, hastane çalışanlarını kurtarıyor, suçluları özel kombolar ile pataklıyor, Korkuluk, Joker, göremesek bile Riddler gibi karakterlere karşı büyük ve çılgın bir maceraya atılıyorduk.
Yapım Batman evrenine o kadar sadıktı ki, hem DC’ciler hem de oyunseverler Batman: Arkham Asylum’a hayran kaldılar. Tabi meşhur yapımcımız boş durmadı ve hikayeyi çok daha büyük bir segmente taşıyarak bizlere Batman: Arkham City’i müjdeledi.
Adından da anlayacağınız gibi, Arkham tımarhanesi (Arkham Asylum) meşhur ve karanlık şehir Gotham’a taşmış durumda. Suçlular ve deliler tüm şehire yayılıp korkunç bir terör estirirken, Batman’de Arkham’dan yeni çıkmış yaralı ve bitkin hali ile Gotham’ı kurtarmaya girişiyor. İlk oyunda bolca kullandığımız combo’lu dövüş sistemi bize oldukça eğlenceli bir oynanış sunuyordu. Gerektiğinde gardımızı alıp, ardından şiddetli bir atak ile karşıya koyabiliyor, Batman’e has teknolojik oyuncaklarımız ile düşmanları alt edip, duvaları yıkıp, patlatabiliyorduk. Peki ya Arkham City’de durum ne?
Şimdiye dek yapılan açıklamalar ve gösterilen videolardan bizim en çok ilgimizi çeken, bir yandan da öne çıkan şey devasa Gotham şehrinde istediğimiz gibi gezinip, suçluları takip edebileceğimiz. Batman’in kanatsı pelerini ile Gotham üzerinde uçabilecek, kullandığı aletler ile o binadan o binaya geçerek etrafı dedektif modu (ilk oyunu hatırlayın) ile kolaçan edebileceğiz. İşin bir güzel yanı da yine geliştirilebilir olan aletlerimizi Batman dövüş esnasında ya da kaçarken de kullanabilecek olmamız. Bu Batman’i gerçek bir savaş makinesi haline getirecek gibi. Hem daha akıcı bir oynanış, hem de daha yüksek bir tansiyon anlamına geliyor bu mekanik.
Peki Batman’in araçları nerede dersek? İlk oyunda şöyle bir gözüküp giden Batmobil (kullanıp kullanmayacağımız belli olmasa da) bu oyunda önemli bir yer tutacak. Öte yandan ilk yapımda gözlerin aradığı, ancak hikaye gereği kullanılması abes kaçacak olan Yarasa Uçağı’da, Batman: Arkham City’de yer alacak. Kısacası ilk oyunda teknolojik araçlara doyamayanlar, bu ikinci yapımda istediklerine kavuşabilecekler.
Hikaye ne şekilde işliyor derseniz, cevabımız şu şekilde olacak: Komplike! İlk oyunda öne çıkan Joker her ne kadar şehri büyük bir kaosa sürükleyip, Batman’in canına kast etse de, bu sefer Arkham Asylum’da bir parça eksikliğini çektiğimiz düşman sayısı epeyce artacak. Joker dışında, acıklı bir hikayeye sahip avukat Harvey Dent, namı değer İki Yüz ilk kez endamını sergileyecek. Şehir bankasına göz dikmiş olan İki Yüz ile birden fazla kez karşılaşacak ve Kedi Kadın’ı bile onun elinden kurtaracağız. Kedi Kadın mı? Evet, Batman’in belalısı, seksi kedimiz de bu hikayede yerini alacak, üstelik de yer yer oynaması zorunlu bir karakter olarak. Böylece Batman dışında Kedi Kadın’ı da yönetecek, oyunun akışına katılan bambaşka bir akışa kendimizi kaptırabileceğiz.
Öne çıkan kötülerden biri de, filmlerden pek aşina olmadığımız Hugo Strange adlı bilim adamı. Kendisi son derece katı ve sadist bir kişilik olan Strange, Batman için en az Joker kadar zorlu bir düşman. Zira kendisi Batman’in gerçek kimliğini öğrenmeyi kafasına takmış, hatta öğrenmeyi de başarmış tehlikeli bir dahi. Bu dost(!) dışında bir de ilginç bir karakter ile iletişime geçeceğiz: Bane! İlk oyunda da yer alan ve mağlup ettiğimiz Bane, bu sefer de karşımıza çıkacak ve üstelik Batman’i kıran (Knight’s Fall adlı çizgi roman serisinde Bane, Batman’in belini kırarak onu kötürüm bırakmış, hem çok güçlü hem de çok zeki bir düşmandır) bu suçlu bu sefer nasıl olacaksa bize yardım edecek!
Arkham Asylum’da bıraktığı bulmacaları ile bizle oynayan Riddler, Bilmececi de bu sefer bedensel olarak da kendini gösterecek. Beni şahsen sevindiren ve Tim Burton’ın Batman Returns fiminde Danny De Vito tarafından inanılmaz bir yorumla canlandırılan aristokrat suçlumuz Penguin’de karşımıza çıkacak ve canımızı çok yakacak düşmanlardan biri olacak.
Yine hüzünlü, acıklı bir geçmişe sahip, karısını kurtarmaya çalışan Mr. Freeze’de karşımıza çıkacak rakiplerden biri. Bizleri en çok heyecanlandıran karakterlerden bir tanesi ise Thalia Al Ghul. Batman’i ölümün kıyısına kadar götüren ölümsüz Ghul’un kızı olan Thalia, bizim yanımızda mı yoksa karşımızda mı yer alacak belli değil. Son olarak oldukça ilgi çeken bir karakter daha var: Solomon Grundy. Kendisi ölümsüzlükle lanetlenmiş bir ölü! Böylesi uç bir karakter hikayede nasıl yer alacak, gerçekten çok merak ediyoruz.
Sözün özü, koca bir şehrin ayaklarımızın altında olacağı, çok sayıda kötünün karşımıza dikilip bizi yok etmeye çalışacağı ve ilk oyundan duyulan güven ile yine çok kaliteli bir hikayeyle karşılaşacağımızı umduğumuz Batman: Arkham City bu yılın olası hit’lerinden biri. Eğer karanlık maceraları seviyor, Batman’i ucundan kıyısından tanıyorsanız, Batman: Arkham City sizi (ve bizi) delicesine mest edecek bir yapım olarak bizleri bekliyor olacak. Gotham…pardon, Arkham City’nin deliliği ve kaosunda görüşmek üzere.