Batman Begins
– Aranızda Batman’i tanımayanınız var mı?
– Efendim! ‘Hayır’ dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ancak bir gerçek var ki: O da
7’den 70’e herkesin az ya da çok Batman ile ilgili bir şeyler bildiğidir.
Ben ilk Batman filmini izlediğimde (özellikle de Val Kilmer ve Jim Carrey’nin
oynadığı) ben de tuhaf bir izlenim uyandırmıştı. Film hakkında yorum bile
yapamadım ilk başta. Bir de insanların hayatında genellikle bir süper kahraman
olur. Kimileri Örümcek Adam’ı, kimileri Süpermen’i, kimileri ise Batman’i süper
kahramanı olarak görür. Benimkisi ne yalan söyleyeyim: Örümcek Adam. Neyse
konumuz Batman olduğuna göre öncelikle işimizi yapalım.
Batman ile ilgili filmler uzun zamandır yapılmıyordu. Tam da Batman kendini
unutturmaya başlamıştı ki bir de ne görelim ‘Batman Begins’ filmi sinemalarda
yerini almış bile, tabi ki oyunu da konsollardaki yerini almış. Bendeniz de
inceleyeyim dedim. Oyunun kapağını açtığımızda, üzerinde sizi içerisine çekmeye
hazırlanan ve tüm kasvetiyle bir Batman resmi duruyor. Hemen konsolu açıp oyunu
başlatmaya çalışıyorum. Fakat eskimiş Playstation 2’im birkaç denemeden sonra
açabiliyor ancak. Malum, yılların makinesi (nelere göğüs germedi ki).
Oyuna Gelince
Batman Begins, daha önceki filmlerden uyarlanan oyunlar gibi, filmin senaryosunun
üzerine kurulmuş ve filmle birebir ilerliyor. Filmini izlediniz mi bilmiyorum
ama oyunda, ailesinin Gotham şehrinde katledilişine şahit olmuş, bu yüzden
suçlulara karşı müthiş bir kin duyan Bruce Wayne olarak başlıyorsunuz. Ayrıca
oyunumuz gizemli bir tarikattan iyi bir ninja olmak için karanlık sanatlarla
ilgili teknikleri öğrendiğimiz, Himalaya’larda başlıyor. Oyunumuzda size
yardımcı olan Ducard adında bir adam var. Ducard ve bu adamın ninja takımıyla
bir eğitime tabi tutuluyorsunuz. Bu eğitimden sonra takımdan ayrılıp (kafanızı
kurcalayan) Gotham şehrine doğru yol almaya başlıyorsunuz.
Batman olarak kontrolümüzde çeşitli hareketler ve aletler mevcut. Batman yarasa
gibi karanlıkta sinsi sinsi ilerleyen bir kahraman. O yüzden düşmanlarını da
gizlice haklıyor. Ayrıca oyunda size düşmanlarınızı ve onların pozisyonlarını
gösteren bir radar ekranı var. Düşmanlarınıza yaklaştığınızda bu ekranda onların
konuşmaları ve durumları beliriyor.
Yarasa adamımız oyuna iyi bir akrobat olmuş. Öyle ki parmaklıklara tırmanmak,
çift zıplamak, çıkıntılara tırmanmak ve tellerden sallanmak gibi yapabildiğiniz
birçok akrobatik hareketiniz mevcut. Oyunumuz 10 büyük bölümden oluşuyor ve bu
bölümler çok büyük. Fakat oyuna bir başladınız mı bitirmeniz hiç uzun sürmüyor.
Bölümlerimizde bulmacalar, kombolar ve gizlilik var. Hatta savaş tekniğiniz
korkutmaya dayalı, bu yüzden öncelikle düşmanımızı bir güzel korkutuyorsunuz,
böylece korkan düşmanın gardı kırılıyor ve kolaylıkla işini bitirebiliyorsunuz.
Oyunumuzda civardaki nesneleri de kullanabiliyorsunuz. Gerektiğinde
düşmanlarınızın üzerine atarak, gerektiğinde ise onların üzerinden uçarak
hareket edebiliyorsunuz. Fakat oyunumuzda yaptıklarımız genelde aynı şeylerin
tekrarından ibaret. İlk başlarda zevkli olan bu hareketler daha sonra sıkmaya
başlıyor.Erkek adam Hiçbir Şeyden Korkmaz…
Eğer gerçekten dövüşmek zorunda kalırsanız, oyunumuz standart bir dövüş oyunu
hali alıyor. İşte o zaman yumruk, tekme ve özel hareket yapabileceğiniz düğmeler
yardımınıza koşuyor. Şayet düşmanlarınız etrafınızı çevirirse, onları helikopter
tekmenizi kullanarak yıkacaksınız. Hele bir de yorgun bir düşmana
yaklaştığınızda, ya uzun bir kombo hareketi ya da bir bitirme hareketiyle onun
işini bitirebiliyorsunuz. Yine bu düğme yavaş, engellenemez ve düşmanın gardını
kıran bir yumruk ortaya çıkarıyor. Ayrıca kontrolünüzde düşmanlarınızın
yönlerini şaşırmalarına yol açan ve size engel teşkil etmemeleri için
kullanabileceğiniz bir duman bombası ve patlayıcıya sahipsiniz. Oyunda çok fazla
saldırıya uğrayabilirsiniz, işte o zaman oyun, dövüş sırasında harcadığınız
zamanı da kısaltmak için korku mekaniğinizi de kullanarak sizi cesaretlendirip,
gizli nakavtlar yapmaya zorluyor.
İyi Güzel Hoş da…
Oyun her ne kadar iyi görünse de, aslında çok mekanik bir oynanışı var.
Neredeyse tüm bölümlerde gizlilik, tırmanma, korkutma ve dövüş var. Zaten bir
Batman oyununda başka ne yapılabilir ki. Tabi ki Batmobil’i kullanmak. Oyunun on
bölümünden ikisinde Batmobil’i kullanıyorsunuz. Bence oyundaki en eğlenceli ve
size hızı hissettiren kısım burası. Aracımızla rakiplerimizi saf dışı bırakmaya
çalışıyoruz. Fakat işin kötü tarafı, bu bölümler, zaten kısa olan oyunumuzda
bence zevkli kısımlardan birisi. Ancak bunu da beğenmezseniz bence oyunu hiç
beğenmezsiniz.
Gelelim Oynanışa…
Oyunumuzun oynanışı güzel temalar üzerine kurulu olduğu halde dürüst olmak
gerekirse orta. Sizin de tahmin ettiğiniz gibi tüm bölümler gece oluyor. O
yüzden bölümler başlangıçta Himalaya Tapınağından, Wayne Manor terkedilmiş
deposuna ve oyunun en iyi bölümü olan Arkham Asylum’a kadar çeşitli bölümlerden
oluşuyor. Kahramanlarımızın yüzleri gerçek aktörlerin yüzlerinden modellenmiş ve
aşırı gerçek görünüyorlar. Bale, Neeson ve filmin diğer yıldızlarını kolaylıkla
tanıyacaksınız. Animasyonlar ara sıra resmi veya iyi olabilir, fakat genelde
karakter dizaynları iyi ve oyunun sizi saran temasına da tamamen uyuyor. Ara
sahneler ise tamamıyla filmden alınmış kliplerden oluşuyor.
Sesler
Sesleri muhtemelen oyunumuzun en iyi kısmını oluşturuyor. Çünkü Bale, Bruce
Wayne ve Batman’i kusursuz seslendirmiş; Alfred’i seslendiren Michael Caine ve
Ducard’ı seslendiren Neeson ve diğerleri, oyuna çok fantastik bir hava katmış.
Müzikler ise, filmde kullanılan müzikler olduğu için çok iyi bir atmosfer
sağlıyor. Ses efektleri ise o kadar silah, patlama ve pata küte arasından çok iyi
sıyrılmış keskin bir havaya sahip.
Batman Begins, filmine birebir uyuyor. Oyunu yedi ya da sekiz saat oynadıktan
sonra bir de bakmışsınız bitivermiş. Bitirdikten sonra, film yapımcıları,
galeriler ve çok daha fazlasını içeren röportajlar gibi çeşitli Bonus’ları açmış
oluyorsunuz. Son bir söz söylemek gerekirse; ‘Batman Begins’ fanatiklerinin yine
de oynaması gereken bir oyun diyorum.