Oyun İncelemeleri

Battle of Britain 2: Wings of Victory

Şahsi fikrime göre, simülasyonlar etrafları bir çember ile çevrili oyun
türüdür ve herkez bu çemberi kolay kolay geçemez. Şöyle ki, alışma evresini
aştıktan ve üzerinde vakit harcadıktan sonra, her oyun türü rahatlıkla
oynanabilir. Ancak, simülasyonlar için bunu söylemek daha zor, çünkü bu türden
oyunlara fazlaca ilginiz olması, bunun yanında uçuş konusuna da merak besliyor
olmanız gerekmekte. Birşey daha var ki, daha önce oynamadığınız türde bir yapım
ile karşı karşıyaysanız ve oyun da biraz kullanıcı dostuysa, daha rahat ediyor
ve alışma evreniz de kısalıyor. Simülasyonlar ise, joystick’iniz olmadığı zaman
tüm klavye tuşlarını kullanıyor ve bu da alışmanızı oldukça zor bir hale
getiriyor. Türün müdavimleri ve uçuş meraklıları ise, bu şikayetlerde bulunmaz
ve simülasyonları rahatlıkla oynayabilirler, bu yüzden bu türün daha farklı
özellikleri bulunuyor.

Her yiğidin harcı değil

Uçuş simülasyonlarının da kendi içlerinde daha kolayları, bu paralelde daha çok
aksiyo-vari olanları var. Bazıları ise, direkt simülasyon olayına girer ve
normal ya da bir savaş uçağını kaldırıp uçurmayı ve indirmesini her türlü
ayrıntısı ile işlerler. Kokpit görüntülerinde bile, her düğmenin ayrı ayrı
yerini görebilir, onlarla bizzat oynayabilir ve hatta bunun sonucunda ne gibi
sonuçların doğduğunu da anı anına görebilirsiniz. Zaten, simülasyonun da ana
teması budur. Sonucu Battle of Britain 2’ye bağlarsak, buradaki simülasyon
olayı, sadece uçağı uçurmakla da kalmıyor, Britanya savaşını derinlemesine
işleyen bir yapım olarak, saldırı öncesi hazırlıklarından da tamamen biz sorumlu
oluyoruz. İş uçurmaya gelince de, kokpitte yerimizi alıyor ve savaş uçağımızın
her türlü kontolünden sorumlu oluyoruz.

Ana menüden başlarsak, Instant Action ile hiç savaş öncesi hazırlıkları ile
uğraşmadan, direkt olarak görevimizi ve nereden saldırı yapacağımızı öğrenerek
pilotluk işimize başlıyoruz. Amacımız sadece bize verilen ve bölüm esnasında da
devamlı yenilenen görevlerimizi yerine getirmek. Aslında burası bir nevi
alıştırma amaçlı olarak konulmuş da denilebilir. Hemen sonrasında gözümüze esas
Campaign bölümü çarpıyor. Buraya da girdiğimizde, 2 farklı birliğin
senaryolarını oynayabiliyoruz; RAF ve Luftwaffe. Hepsinin kendisine has farklı
görevleri var ancak görev diyip geçmek hata olur, çünkü uçuş öncesi ve
sırasındaki tüm ayrıntılardan tamamıyla biz sorumluyuz.

Diğer seçenekler olarak, Replay seçeneği ile uçuşlar sırasında başımıza gelen ve
havada cereyan eden aksiyonlardan aldığımız görüntüleri, daha sonra burada
tekrar seyredebiliyoruz. Options’da da bizi bir sürü ayar bekliyor. Zaten,
kontrollerin bulunduğu kısımdan, klavyedeki tuş dağılımını gördüğümüzde gözümüz
bayağı korkacak. Her önemli simülasyon incelemesinde bahsedildiği gibi, joystick
olmadan oynayabilmek imkansıza yakın, o kadar tuşu ezberlemek için ders gibi
çalışmanız gerekli.

Herşey bizim elimizde

Campaign, olayın önemli kısmını oluşturuyor. Burada savaş evresinin tüm
ayrıntıları tamamen bizde. Campaign kısmına girdikten sonra istediğimiz
senaryoyu seçip başlayabiliyoruz. Yalnız bu seçim sırasında, ortadaki pencerede
savaş yıllarından gerçek görüntülerin olduğu bir video oynuyor, bu gayet güzel
bir ayrıntı olmuş. İstediğimiz senaryoyu seçtikten sonra savaş ekranına
geçiyoruz ve burada da menüleri görür görmez ürkmeye başlıyoruz. Buradaki
menüler, arayüz olarak kötü dizilmemişler, problem orada değil. Problem, bu
menülere girdikten sonra başlıyor. Özetlemek gerekirse, burada bulunan butonlar
ile, görevde saldıracağımız yerlerle ilgili kendi stratejilerimizi
oluşturabiliyoruz. Nereden saldıracağız, yanımıza kaç tane eskort alacağız,
eskortlar nereden destek sağlayacak? Kara, hava ve deniz birimleri nereden
saldıracak, kaç tane olacak? Bombalamalar günün hangi saatlerinde ne kadar
sıklıkta olacak? Düşmanlar kimler ve nereden gelebilirler, bunlara uygun olarak
üretmemiz gereken stratejiler neler? Tüm bu sorular, burada
gerçekleştirebileceğimiz ayarların çeyreği bile değil, ben sadece önemli olarak
saydığım ve enteresan gelen birkaç tanesini sıraladım. Tüm ekranda, bir savaş
öncesi verilebilecek her türlü kararı verebiliyor ve buna göre uçuş kısmına
geçebiliyoruz. Vermiş olduğumuz tüm kararlar, uçuş anında aynen karşımıza
çıkıyor ve sonuçlarını da burada görebiliyoruz. Önümüzde kocaman bir harita
duruyor, burada düşman ve bizim birliklerimiz nerelerde konuşlanmış ve görev
noktaları ne durumda hepsini görebiliyoruz.

Tabii ki bahsetmemiz gereken en önemli kısım ise uçuş anı. Kararlarımızı
verdikten sonra uçuş kısmına geçiyoruz ve burada kokpite geçerek bizzat
pilotluğu kendimiz yapıyoruz. Kullanabildiğimiz birkaç uçak var ve hepsinin
kokpit görünümü de değişik. Kendimizi göremiyor olsak da, kokpiti tüm
ayrıntıları, kadranları, düğmeleri ve kollarıyla görebilmek mümkün. Bunları
görebilmek güzel ancak iş kullanma kısmına geldiği zaman sağlam tökezliyoruz.
Önce frenlerimizi kaldırıyor, ardından da numara tuşları ile motora güç verip
hareket ediyoruz. Sonra da, ok tuşlarını kullanarak uçağımızı kaldırıyor, havada
süzülmeye başlıyoruz ancak herşey bu kadarla da bitmiyor. Savaşlar sırasında
yapmamız gereken manevralar, isteyebileceğimiz yardımlar, görüntü açıları,
uçağımızın çeşitli aksesuarlarını harekete geçirme gibi işlemler ile
ilgilenmemiz gerekiyor ve bunları hangi tuş kombinasyonları ile yapmamız
gerektiğini bir süre sonra karıştırıyoruz.

Kullanabildiğimiz değişik silahlarımız var ve bunları Space ile ateşliyoruz.
Ayrıca B tuşu ile bombalama olaylarına girebilmek de mümkün. Tabii,
bombaladığımız yeri de iyi kestirmeli ve boş bomba atmamalıyız. İstediğimiz
zaman M tuşu ile haritamıza bakabilir, nerede olduğumuzu görebiliriz. Uzun
mesafeli uçuşlarımızı kontrol etmek için, Alt+A kombinasyonu ile otomatik pilota
geçebilir ve tehlikesiz bir yolculuk sırasında kontrolü tamamen otomatik pilota
bırakabiliriz. Enteresan bir ayrıntı ise uçaktan atlama olayı, genelde hep
ölümle sonuçlanmış olsa da, tehlikeli zamanlarda ve vurulduğumuzda uçaktan
atlayıp kaçabiliyoruz.

Grafiklerde kararsızlık

Grafiksel olarak Battle of Britain 2’den daha çok şey beklerdim açıkçası. Kokpit
ve uçağın hem iç, hem de dış dizaynı güzel gözükse de, diğer çevresel detaylara
çok fazla önem verilmemiş. Özellikle, yer yüzü, çeyre detayları, ağaçlar ve
diğer yapılar üzerinde çok fazla çalışma yapılmamış. Aslında bu konuda bir
istikrarsızlık var desek daha yerinde olur. Su efektleri hoşuma gitti, hatta
ateş ederek suyu ve yeri vurdum ve nasıl efektler ortaya çıktığını görmek
istedim. Suya değen mermi ile ortaya çıkan görüntü ile yere değen merminin
görüntüsü daha farklıydı. Su efekti daha güzel bir hal alıyorken, yer efekti çok
da iyi değildi. Hasar modellemeleri fena sayılmaz, ancak uçağımız düştükten
sonra patlamalar da pek güzel gözükmüyorlar. Buradan anlıyoruz ki, genelde
sadece ana öğe olan uçağımız ve onun dizaynı üzerinde durulmuş, diğer çevresel
detaylar daha aşağıda kalmışlar. Diğer ufak bir ayrıntı ise, uçaktan atladıktan
sonraki görüntü. Adamımızın animasyonu oldukça komik, hatta havada attığı
çığlığı duyunca, acıma duygusu yerine gülme hissimiz harekete geçiyor.

İniş zamanı…

Genel olarak Battle of Britain 2, bana göre simülasyon oyuncularını, hele bu
oyunları joystick ile oynamayı alışkanlık haline getirmiş arkadaşları kesinlikle
tatmin edecektir, çünkü teknik ayrıntılar ve uçağımızı sürmemiz konusundaki
diğer detaylar tamamen olması gerektiği gibi. Britanya Savaşı’nın önemli her
türlü yönü karşımıza oluyor ve üstelik hem savaş öncesi, hem de savaş
sırasındaki tüm ayrıntılardan bizim sorumlu olmamız da güzel bir ayrıntı.
Söyleyebileceğimiz az ve öz cümle; türün meraklılarının alıp oynayabileceği
güzel bir yapım, ancak bu merak içerisinde değilseniz, hiç kasmayın, hele de
joystick’iniz yoksa.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu