Oyun İncelemeleri

Battle of Europe

Basit oyun yapısı hoşunuza gider mi? Benim her zaman en beğendiğim,
yapılardan biri olmuştur. Çok ayrıntı içermez, bir iki dakika içinde neyin ne
olacağını kavrarsınız. Kontroller olsun, göreviniz olsun vs… bunlar yapımın
dinamiği içinde basit ve sade şekilde verilmiş temellerdir. Bu tür oyunlar kötü
de olabilir, iyi de olabilir. Ancak ortadaki bilinen gerçek, karman çorman
yapıları olmadan, oyuncuyu bu konularda sıkmamalarıdır. Simülasyon oyunları
ayrıntı bakımından, son derece şekilcilerdir. Uçak, araba, gemi vs… olsun eğer
ciddi olarak simülasyon kısmına girerseniz, bir çok detay oyuncuya sunulur.
Türde zaten amaç bellidir, gerçekçilik olmalıdır. Arada bu türde çıkan
simülasyon kılıfına sarılmış, ancak temelinde detaydan yoksun oyunlarda yer
alır. Genel görüntü itibari ile simülasyon gibi gözükse de, aslında içlerindeki
temel oldukça farklıdır. Formül işte burada yatar. Sadelik, basitlik ve birazda
simülasyon karışımı, bize bu ilginç sonucu verebilir.

Avrupa için savaş

Battle of Europe aslen bir uçak simülasyonu olmasına rağmen, Arcade oyun mantığı
daha ağır basan bir yapım. Konu gereği 2. Dünya savaşında İngilizlerin
tarafında, uçağımıza atlayıp Alman pilotların peşine düşüyoruz. Senaryo kısaca
bu kadar, yapmamız gerekende direk olarak belli oluyor. Oyunun tamamı oldukça
basit bir şekilde yapılmış. Görevlerden tutunda, tüm teknik alt yapıya kadar
belli bir sadelik hâkim. Amacımız belli olan düşmanları vurmak, orayı
bombalamak, burayı uçurmak vs… ufak bir harita yardımı ile görev yerimizi veya
vurmamız gereken düşmanları görebiliyoruz. Bu kısımlar bizlere, haritada kırmızı
nokta olarak belli oluyor. Bunlar haricinde yerde bulunan üslere veya şehirlere
bomba atıyoruz. Giden trenleri durdurmak veya gemilere torpido atıp batırmak
gibi çeşitli başka görevlerde bulunuyor.

Bu tür klasik amaçları yapmak ne yazık ki, klavye ve fare kombinasyonunda biraz
zor oluyor. Çünkü uçağınızın emirlerinize bazı zamanlar verdiği cevaplar geç
olabiliyor. Bazı zamanlar ince dönüşler ve manevralar yapmanız gerekiyor. Fakat
geç gelen yanıtlar ile klavye ve fare kombinasyonunun biraz azizliği sonucu,
kötü ihtimaller yaşanabiliyor. Aslında oyunun kullandığı tuş kombinasyonları da
çok fazla değil. Motoru aç kapa, yönlendirme tuşları, silahlar için “Space” ve
“E” ikilisi işte bu kadar. Ancak Gamepad veya joyistiğin verdiği rahat kontrol
ve oynanışı sağlayamıyor. Eğer bu ikisinden biri elinizde varsa kesinlikle onu
kullanmanızı tavsiye ederim.

Makinelinin sesi uzaktan gelir

Düşmanlarımızın akıllı olduğunu söyleyemem. Gerçi böylesine Arcade yapısı sunan
bir oyun içinde, rakiplerimizden pek fazla bir şeyde beklememde. Aksiyon dozu
genel olarak yaygın olduğundan, yapımcılar bolca düşman eklemişler ve bu açığı
kapatmayı daha çok uygun görmüşler. Düşmanlarımız yinede bizlere arada ufak
tefek hareketlerle sürpriz yapabiliyorlar. Bazı zamanlar yaptıkları manevralar
ile çılgına dönebilirsiniz, bu konuda çok dilim yandı.Rakiplerimizi vurduğumuz
zaman belli bonuslar da bırakabiliyorlar. Bunlar bomba, torpido, enerji vs…
olabiliyor. Ancak genel itibari ile görev başında sizlere verilen cephane
yetiyor. Bu yüzden bu bonusları illaki alacağım diye diretmenize gerek yok.
Arada işinize yarayacak olan varsa, mesela enerji gibi onlara dadanabilirsiniz.
Ancak genelinde alıp almamanız pek bir fark yaratmıyor.

Silahlarımız zamanının modasına özel makineli tüfekler, torpidolar, roketler,
bombalar o kadar. Ancak işinize en çok yarayacak olan makineli tüfek olacak.
Çünkü cephanesi bitmeyen ve yegâne yardımcınız olacak. Torpido, roket veya bomba
gibi ekstralar ise genelinde görevleri yaparken kullanacaksınız. Ayrıca
amacınızı yerine getirmek için, onları fazla harcamamanız da daha hesaplı olur.

Savaş sırasında eğer yara alırsanız veya cephaneniz biterse üssünüze geri dönüp,
bir güzel tamir olabilirsiniz. Bunu oyunu oynarken birçok defa yapacaksınız.
Çünkü oldukça işe yarıyor. Bir bakmışsınız roketiniz bitmiş, hop geri dön
takviye yap ve göreve devam et. İniş ve kalkışın hiç oyuncuyu kastırmadan
kolayca yapılabilmesi, üssünüze geri dönüp tamir olmak için ideal. Kalkışlarda
motoru çalıştır biraz hızlan, havaya doğru hafifçe kalk ve sonrasında iniş
takımlarını kapa. Belki sözlerim şimdi biraz uzun gelse de yaparken ne kadar
basit olduğunu göreceksiniz. İnişlerde hatta daha kolay; sadece piste iyice
yaklaştığınız zaman biraz yavaşlayın ve iniş takımlarını açın. Bir bakmışsınız
uçağınız çoktan inmiş. Her şey otomatik bu kadar kolayca hallediliyor.

Ferahlık

Oyunda görevleri yaptıkça ve uçak vurdukça belli bir kademede yükseliyoruz.
Böylece belli bir sıralamaya giriyoruz ve buna göre puan topluyoruz. Bunun bize
olan yararı daha iyi silahlar ve yeni uçak modellemeleri olarak geri dönmesini
sağlıyor.

Grafiklerden o kadar fazla bir şey beklememek gerekiyor. Battle of Europe ne
yazık ki günümüz oyunlarının gerisinde kalıyor. Çevredeki tırtıklı ve sırıtan
kaplamalar bunların ilk habercisi. Ancak görüntü olarak, genelinde kötü bir oyun
değil, hatta vasatın biraz daha üstünde sayılabilir. Uçak modellemeleri ile
patlama ve ışık efektleri fena sayılmaz. Olsun, yinede süper olmayan bu
grafikler, böylesi bir oyun için yeterli duruyor. İşin artı yönü ise, kısa
yükleme süreleri ile beraber düşük sistemlerde oyunu bir güzel
oynayabiliyorsunuz. Ses konusunda da basit bir şekilde olan oyunumuzda, idare
edecek müzikler bulunuyor. Bunlar haricinde kalan ses efektleri de “Eh fena
sayılmaz” deyip pas geçebiliriz.

Yapımın diğer eksikliği Multiplayer’ının olmaması. Belki çoklu oyuncu ile
arkadaşlarımızla kapışmak daha zevkli olabilirdi. Bunlara rağmen oyunun
basitliği ve Arcade tarzı, genel olarak eski teknolojisinden aldığı eksiyi de
kurtarıyor. Bari birkaç saat oynamak için insana yeterli geliyor. Eğer düşük
sisteminiz varsa ve vakit geçirmek isterseniz bir kere deneyebilirsiniz. Ancak
onun dışında alınması gerekmeyen, pas geçebileceğiniz bir oyun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu