Blog

Bethesda, ne oldu sizin politika azizim?

Yazıma başlamadan önce her zamanki uyarımı yapmak zorundayım. Bu bir fikir yazısıdır ve direkt olarak editör Hürcan’ın fikirlerinden oluşmaktadır. Her ne kadar objektif olunmaya çalışsa da günün sonunda subjektif olarak karşınıza çıkacak olan bir yazıdır. Keyifli okumalar!

İncelemeler nasıl işliyor? Birçok okurumuzun yersiz ithamlarının aksine incelemeler yazılması/yapılması çok zaman alan, üstüne gerçekten uğraştıran şeylerdir. Birçok okurumuz incelemeleri yabancı sitelerden ‘çarptığımızı’ düşünüyor. Kendileri sadece incelemenin puanına ve artı-eksisine bakıp “puanı da başka yerden çarpmışsınız, lanet olsun sizin gibi siteye, sizden nefret ediyorum, allah kahretsin hepinizi be!” diyen kişilerle genellikle aynı kafa yapısına sahiptir. Evet şaka yapmıyorum. Gerçekten böyle yorumlar alıyoruz. Şimdi daha iyi anlıyor olabilirsiniz neden hala yorum-onay sisteminde olduğumuzu. Elbette o başka bir konu, şimdi onu geçelim. İncelemelerimizin nasıl zor ve büyük uğraşlar gerektirdiğinin farkında olan okurlarımız da sağolsunlar bizleri yorumları ile taçlandırıyor, kendi fikirlerini beyan ediyor ve incelemelerimiz hakkında beğenmedikleri, düzeltilmesi gereken şeyleri ‘çoğu zaman’ tatlı dille dile getiriyor. Yerim o okurları ben, harikasınız. Böyle incelemelerimizi gerçekten takip eden, sadece yüzeysel olarak puana bakıp geçmeyen ve incelemeyi gerçekten okuyan okurlarımız da bir oyunu satın almadan önce biz editörlerin fikirlerini merak ediyor.

Neden merak ediyor? Basit. Hemen cüzdanınızı açın, elinizi cebinize atın, ne bileyim kumbaranıza veya banka hesabınıza bakın. Günümüzde tipik bir AAA oyunun fiyatı ne kadar? Kutulu deseniz 250-300 TL’ye merdiveni dayadı, Steam deseniz artık dağıtımcıdan ötürü 220 TL’ye oyun satmaya başladı, gri market dediğimiz oluşumlar da hala kaçış noktamız olsa da birkaç seneye onların da durumu aynı olacak. O yüzden onlara da ilah gözüyle bakmamak lazım. Demem odur ki, sizin bu oyunları sorgusuz-sualsiz alacak paranız var mı? Vallahi benim yok. Hani siz Merlin’in Kazanı olarak inceleme yaptığımızda yapımcılardan para aldığımızı, puanı da o yüzden yüksek verdiğimizi düşünüyorsunuz ya, keşke öyle olsa. Ama öyle bir dünya yok.

Peki paramız yokken, bir ürünü almadan önce ne yapıyoruz? Yıllardır ne yapıyoruz? Sadece oyun tarafından bakmayın şu an. Daha geniş kapsamlı düşünün. Kendi örneğimi vereceğim hemen. Ben geçtiğimiz yaz aylarında bir telefon almaya karar verdim. Ne alsam bilmiyorum. O modele bakıyorum, bu modele bakıyorum, bulamıyorum! Google’a öyle komik şeyler yazıyorum ki, görmeniz lazım. “Çizim yapıyorum hangi telefon tavsiye” bunlardan sadece birisi. En sonunda Samsung’un Galaxy Note 5 modeli işimi görecekmiş gibi geldi. Ama ne yaptım? Direkt gidip almadım. Çünkü benim belki de bir sene sonra işimi göremeyecek bir telefona verecek param yoktu. Araştırıp öyle almam gerekiyordu. Ne yaptım? Hemen arama motorunu açtım ve “Samsung Galaxy Note 5 İnceleme” diye arattım. Böylece hem Türkiye, hem de dünyanın dört bir yanındaki diğer teknoloji sitelerinden bu cihaz hakkında fikir alabilecek ve seçimimi de buna göre yapabilecektim. Öyle de yaptım, aldım telefonumu, çok mutluyuz vallahi. Yani incelemeler gereklidir azizim.

Şimdi oyunların da artık cep yakan fiyatlardan satıldığını ve belirli bir azınlığın aksine artık oyun satın almanın riskli bir iş olduğuna da değindim. Kumar gibi yani biraz. Paranızı yatırdığınız şeyin sonucunda ne ile karşılaşacağınızı bilmiyorsunuz. Burada hemen No Man’s Sky örneğine geleceğim. Müthiş reklam kampanyaları sonucunda çok güzel bir şekilde tanıtıldı ve satıldı. Satılmasının ardından oyunun söz verilen hiçbir özelliği barındırmadığı ortaya çıktı ve No Man’s Sky büyük bir skandala dönüştü. Üstelik bu gerçeği yaklaşık 10 saatlik bir oyun süresinden sonra ancak anlayabildiği için oyuncular da oyunu Steam’den iade edemedi. Zaten kutulu, gri market veya PSN/Xbox Live yoluyla aldıysanız siz de iade edemiyordunuz. Mesela No Man’s Sky bu durumda bir istisna bile sayılabilir. Biz de dahil birçok yerli/yabancı site oyuna ‘yeterli’ bir puan verip bu dolandırıcılığa kurban gitti. Gerçek çok sonra ortaya çıktı. Aslında oyun ona verilen puanı da hak ediyor, hak etmiyor değil. Sıkıntı, vaadedileni vermemesi oldu. Zaten No Man’s Sky’ın puanını da sitemizde değiştirmek için tartışmalara başladık biz de. Yakında o konuda da bir gelişme olur. Ama şimdi konumuz bu değil.

Konumuz, Bethesda’nın ‘yamuk’ inceleme politikası. Birçok oyun bizim gibi oyun sitelerine erkenden gelir. Kimi zaman bir hafta, kimi zaman beş gün, kimi zaman üç gün, hatta kimi zaman bir ay önceden! Biz bu oyunlar geldiğinde oraya-buraya hava atıp, “oooooh sizden önce oynuyoruz, ne güzel hayat!” diye dolaşmıyoruz ki. Oyun geldiği anda oynuyor, inceliyor ve incelememizi yazıyoruz. Hatta No Man’s Sky faciasından sonra sütten ağzımız öyle bir yandı ki, artık oyunları en azından bir 20-30 saat oynayıp öyle inceliyoruz. Mafia 3’ü incelediğim ve puanını verdiğim zaman daha dünya çapında hiçbir site puanını açıklamamıştı. Kim oyun hakkında ne düşünüyor bilmiyordum ama, o 60 puanı verirken hiç de çekinmedim. Zaten daha sonra benim verdiğim puan da Metacritic’teki Mafia 3 ortalamasını belirleyen puanlardan birisi oldu. Çok da güzel tutturmuşum. Birçok kişiyi oyunu almaktan vazgeçirdim. Bence çok güzel bir kamu hizmeti gerçekleştirdim. İlk 5 saatini oynayıp yapsaydım o incelemeyi, muhtemelen karşımıza bir No Man’s Sky faciası daha çıkacaktı. Ama inceleme sürümü bize erken geldi ve ben de oyunu en azından bir 20 saat oynayarak sağlam bir incelemeyle çıkabildim karşınıza. Böylece oyun resmi olarak çıktığında incelemeleri okuyabilen oyuncular da Mafia 3’ü alıp-almamak konusunda rahatlıkla karar verebildi. Battlefield 1’de de aynı şey oldu. Herkesten önce kendi puanımı verdim ve Metacritic notuna ben de katkıda bulundum.


Bethesda bu yamuk inceleme politikası ile oyunların inceleme sürümlerini artık önceden göndermeyeceğini açıkladı ve bunun sebebini de “oyunlarımızı herkesin aynı zamanda oynamasını istiyoruz” cümlesine bağladı. Ya hocam, yeme beni. İki-üç gün önce Dishonored 2 Türkiye’dekiler de dahil dünya üzerindeki tüm spotçularda satışa sunuldu. Oyunun çıkmasına daha 5-6 gün varken millet Dishonored 2’yi aldı, bitirdi. Bu mu herkesin aynı zamanda oynaması dediğiniz şey gerçekten? Öyleyse daha dikkatli olmanız, satıcılara da aynı gün içerisinde yollamanız gerekiyordu. Böylece herkes gerçekten aynı anda oynayabilirdi. Bethesda niye yapıyor bunu? Medyada yazılıp çizilenlerin beklentileri değiştirmemesi ve dolayısıyla da satışları etkilememesi için yapıyor. Mesela Skyrim: Special Edition’ın konsol sürümünün hiçbir “special” yanı yok bana göre. Ben bu konuda bir inceleme yazsam ve bunu dile getirsem belki birkaç kişi oyunu almaktan vazgeçecekti. Ama kimse hiçbir yerde inceleme göremeyince oyun gayet de satıldı ve insanlar bir süre sonra haklı olarak “bu muydu special dediğiniz?” demeye başladı. Sevdiyseniz hiçbir lafım yok elbette. Ancak genel kanının bu yönde olduğunu biliyoruz.

Bethesda şu anda bir bakıma korkunç bir furyanın başlangıç adımlarını atıyor. Onlar yapıyorsa, diğer dağıtımcılar neden yapamasın değil mi? Peki o zaman yarın öbür gün yeni bir oyun çıkacağında oyuncular bu parayı gözü kapalı mı verecek? Ya da illa oyunun çıkışından bir hafta sonra, incelemeler tam olarak yerleştiğinde mi almak zorunda? Herkes bitirdikten sonra? Olmaz abiciğim. Neresinden tutsan elinde kalıyor. Ama olacak. Bethesda yaptıysa bunu, diğer firmalar da hayli hayli yapacak. Bir de açıklamanın başında ‘incelemeleri okuyor ve onlara değer veriyoruz’ demişlerdi. Yapmayın abiciğim, iki yüzlülüktür bu.

Lafı daha fazla uzatmadan, sizin de canınızı sıkmadan yazımı sonlandıracağım şimdi. Bence derdimi anlatabildim. Ben asıl sizin de bu konu hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum. Siz gerçekten bir oyunu almadan önce incelemeleri okuyor musunuz yoksa gözünüz kapalı alıp bu kumara ortak mı oluyorsunuz? Başka bir ‘oyun alma’ kriteriniz var mı? Varsa nelerdir? Gelin yorumlara, tartışalım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu