Dünyanın en büyük dijital oyun şirketlerini ve oyun dünyasının önemli isimlerini bir araya getiren fuar (GameX 2014) gerçekleşti. Dijital oyun turnuvalarının ve çeşitli etkinliklerin düzenlendiği fuara oyun severler akın etti. Oyun oynamaya Tetris ile başlayan ve 2012 Knight Online şampiyonluğu bulunan Latif Can Babalık, oyun oynayarak nasıl para kazandığını anlattı.
Oyun denilince eski çocukların aklına misket, körebe, saklambaç gelir. Oysa şimdiki çocuklar, gençler klavye başında bambaşka bir dünyada oyun oynuyorlar. Hatta eğlenmeyle yetinmeyip, para da kazanıyorlar. Latif Can 24 yaşında, üniversite mezunu, oyun şirketinde çalışan bir genç. 10 yıldır boş zamanlarını bilgisayar oyunu oynayarak değerlendiren Can, ticari zekasını kullanmış. Daha lise dönemindeyken Knight Online oyunundaki karakterleri geliştirip, internet üzerinden satışa sunmuş.
Oyunun Ekonomisi
Knight Online oyunun üreticisi NTT Game’in Türkiye Ofis Yöneticisi Serhan Kazar, oyunun kendi ekonomisini oluşturduğunu belirtti. Kazar, okulundan kalan zamanda harçlığını çıkartmak için, hem eğlendiği hem de para kazandığı işi yapan üniversite öğrencileri olduğunu ekliyor. Oyun ekonomisi iyice yükselince hırsızlıklar da çoğalmış. NTT Game de bunun önüne geçmek için internet bankacılığını kullanarak özel bir sistem geliştirmiş. Bu sistemi kullanan oyuncular gönül rahatlığıyla istedikleri karakteri ve malzemeyi satın alabiliyorlar.
“Her gün gittiğim iştense, evde oynayarak daha çok para kazanıyorum.”
Kazar’ın da sözünü doğrulayan, oyun sektöründe büyük paraların döndüğünü belirten Can, belirli bir süreden sonra satışlarının çok arttığını söylüyor. İşten kazandığı parayla geçinirken, oyundan kazandığı parayı biriktiriyor. Çünkü şuan çalıştığı şirketten daha fazlasını oyundan kazanıyor.
Avrupa birinciliğinden dünya üçüncülüğüne
Strateji oyunlarında birlikte hareket etmek, takımla belirli bir planla hamle yapmak başarıyı getiriyor. Can, Knight Online oyununda yüz kişilik bir oyuncu takımında bulunuyor. Turnuvaya hazırlanış sürecinde bol alıştırma yapıp, rakip takımın maç videolarını izliyorlar. Maçları izledikçe, rakip takımlara göre kendi stratejilerini belirliyorlar. 2012 Knight Online turnuvasında Can’ın da oyuncusu olduğu takım birinci olmuş. Böylece Almanya fuarına Avrupa turnuvasına katılmışlar.
Can, 300 bin kişinin katıldığı oyun fuarının çok keyifli geçtiğini anlatıyor. Genç yaşta Avrupa’da turnuvaya katılmak ayrı bir tecrübe olmuş. Bu zamana kadar konuştuğum bütün oyuncuların hayali Kore’de bir oyun fuarına katılmak. Hele ki bir oyuncu için turnuvaya katılmanın heyecanı bambaşka olsa gerek. Can da takımıyla beraber bu heyecanı yaşama fırsatına erişmiş. Avrupa şampiyonluğundan sonra, Kore’deki turnuvada dünya üçüncülüğünü almışlar. Bu turnuva onlara sadece başarıyı değil, Koreli ve Japon oyuncularla da tanışma fırsatını da vermiş.
Oyunda sosyal yaşam
Oyuncuların da deyişiyle, size sonsuz bir dünya sunan, gerçek dünya gibi zaman kavramının ilerlediği sanal oyunlarda sosyal yaşam var. Hatta bilinenin aksine kendini asosyal olarak gören kişiler, bilgisayar oyunlarında birçok kişiyle tanışıyorlar. Düzenlenen fuarlar, etkinlikler sayesinde toplanarak sosyalleşiyorlar. 7 yaşından beri bilgisayar oynayan, Can’ın arkadaşı Hüseyin Hakan Akgün’e göre, oyun ortamında arkadaşlarıyla toplanmak da sosyal bir aktivite. Sonuçta herkesin boş zamanında ayırdığı bir keyfi var. Kimisi televizyon izler, kimisi kitap okur. Sonuçta senin eğlenceli vakit geçirmeni sağlayan şey iyidir. Onlar da bu vakti oyun oynayarak geçiriyorlar.
Karakterin dünyasını yaşama
Online oyunların birçoğuna başlarken, bir karakter yaratırsınız. Oynadığınız karakter bir anda siz olursunuz. Yani o oyun karakteri ete kemiğe bürünür. Ona gelen bir darbe klavye başında sizden küçük “ah” çıkmasına sebep olur. İşte konuştuğum oyunculardan Can ve Hakan da tam da bunu anlattılar. O karakterin dünyasını yaşamak, yapabileceklerinizin sınırının olmayışı oyunu çekici kılıyor. Onlar için değerli olan giden vakit değil, yarattıkları karakterleri ne kadar yaşayabildikleri. Can oynadığı oyunda 9 yıldır aynı karakteri oynadığını ve başka bir karakteri istemediğini söylüyor. Çünkü kendini o karakterde bulmuş.
Akıllıysan iyisin
Hani boş vakit demiştik ya… Genelde insanlar boş vakitlerinde dinlenmeyi ya da eğlenmeyi tercih ederler. Oyun oynamak eğlenceli olmanın dışında zekayı kullanmayı da gerektiriyor. Özellikle strateji oyunlarında rakibinize karşı her hamleniz sizin zekanızı gösteriyor. Planladığınız akıllıca hamleler maçı kazanmanızı sağlıyor. Tabi ki bu başarı, kazanma iç güdüsünü besliyor. Tekli oyunlarda kaybetmek sizi etkilemezken, grupla oynanan bilgisayar oyunlarında kaybetmek sizi etkileyebiliyor. Birbirinden farklı birçok bilgisayar oyunu oynayan Hakan, kişilerin deşarj olma alanlarının farklı olduğunu belirtiyor. Nasıl bir futbol maçına gittiğinizde takımınız için bağırdığınızda deşarj oluyorsanız, oyuncular da karakterler için aynı duyguları hissediyorlar.
Oyunlarda sinema ve edebiyat iç içe
Bir bilgisayar oyununu açtığınızda kullanılan ses ve görüntü efektleri, oyunu o kadar gerçekçi kılıyor ki, her an bir oyun karakteri arkanızdan gelebilir. Bu efektlerin kullanımı, bilgisayar oyunlarında sinema efektlerinin öneminin kanıtı. Efektlerin gerçekçiliğinin oynanma oranıyla bağlantılı olduğunu vurgulayan Hakan, oyuncu gözüyle edebiyat uyarlamalarına değindi. Ona göre, hikayeden daha çok yapımcının eserden oyuna nasıl uyarladığı daha önemli.
10 yıl önceki çocuklar bugün evli ve çocuklu
Knight Online 10 yıldır dünyasını hikayesi, kahramanları, çekiciliği sayesinde oyunculara açıyor. Çoğalan bir oyuncu kitlesine sahip. Gamex 2014 fuarına katıldığımda turnuva maçını izleyen bir grubun konuşmalarına şahit oluyorum. 40’lı yaşlarındaki adam yanındaki arkadaşına anlatıyor; “Cemil’le 6 sene önce oyunda tanıştık. Ne oyunlar attık yahu…” NTT Game Türkiye ofis yöneticisi de şahitliğimi onaylıyor. “10 yıl önceki gençler bugün büyüdüler. Evlendiler. Çocuk sahibi oldular. Halen oynuyorlar. Bu sebeple oyuncularımızın yaşı, 55’e kadar yükseliyor.”
Günümüz oyuncuları talep kar
Oyunların bu kadar sık güncellendiği, güne ayak uydurmaya çalıştığı, oyuncularının teknolojiyle anne karnında tanışmaya başladığı dünyada bir oyunun temsilci ofisi olmak zor. Oyunun kalitesini özel efektleri belirlemez. Başarı kimi oyuncusuna göre hikayesine, karakterlerine, yaşattığı duyguya bağlıyken; kimine göre de oyun firmasına bağlı. Firma oyuncularıyla ne kadar çok iç içeyse o kadar çok oyuna olan güven artıyor. Kazar, oyuncu profillerinin talepkar olduğunu, başarının onları anlamaktan geçtiğini vurguluyor. Günümüz oyuncularının temsilci ofislerle iletişim halinde olması, fuarlarda, etkinliklerde oyuncu buluşmaları gerçekleştirmesi önemli.