Dünyada olduğu kadar ülkemizde de popüler olam League of Legends (lol) oyunun 2014 Türkiye Büyük Finali, on binlerce izleyici karşısında Ülker Sports Arena’da gerçekleşti.
Bir basket sahasındasınız. İzlediğiniz bir maç. Fakat bu mücadele diğer sporlardan farklı. Gözleriniz sahada değil, dijital bir ekrandaki fantastik dünyanın savaşında. Türkiye’de elektronik spor adına düzenlenmiş en büyük organizasyon olarak geçen bu büyük turnuvanın biletleri kapış kapış satıldı. Elektronik sporu anlamak, League of Legends’ın dünyasını tanımak için Riot Games Türkiye ofisine gittim. Türkiye’deki oyun sektörünün emekleme aşamasında olduğunu belirten Riot Games Türkiye Ofisi Halkla İlişkiler Müdürü Erdinç İyikul, elektronik sporu anlattı.
Elektronik spor nedir?
Elektronik spor, dijital ortamda diğer oyuncularla eş zamanlı oynanan oyun olarak biliniyor. Türkiye’de gelişmekte olan bu spora 12-25 yaş arası oyuncuların ilgisi büyük. Yaş aralığıyla ilgili düşüncelerini paylaşan İyikul, birçok oyuncunun kendinden küçük oyuncuları kabul etmediğini söyledi. Oysa yaşı küçük olan oyuncuların refleksleri kuvvetli ve karar verme süreleri kısa olduğu için eleştiren oyunculara göre daha iyiler.
Fatih ve Barbaros Oyunda
League of Legends’ın çekirdek bir hikayeden çıkıp, zaman geçtikçe oyunculardan gelen önerilerle dallanıp budaklanan bir hikaye yapısı var. Oyunun hikayesi toplamda 120 karaktere sahip. Türkiye’den Fatih ve Barbaros olarak iki kostüm var. Oyunda da sultan karakteri olarak yer alıyorlar. Fantastik dünyaya bu kostümleri nasıl kattıklarını İyikul’dan dinliyorum. Oyuna kattığınız her karakteri belirli bir hikayeye oturtmak gerekiyor. Mesala Darius karakterini konuşalım. Bu karakter çıkana kadar 15-20 kişilik çalışma gruplarıyla hazırlanıyor. Tasarımları yapılıyor. Beğenilmiyor. Tekrar yapılıyor. Uzun süren bir deneme-yanılma süresinden sonra karakter oyuna giriyor.
Kore’de e-sporcular, ülkenin superstarları
Dijital oyunların ana vatanı olarak bilinen Kore’de oyuncular, turnuva zamanında milli sporcularla eş değerde görülüyor. Milli bir atletin sahip olduğu haklara sahip. Onlar Kore’nin superstarları.Tabiki onlar için bu kadar değerli bir spora verilen emek te diğer ülkelere göre farklı.
“Bu kadar uzun süre çalışılan bir meslek yok”
Riot Games Elektronik Spor Koordinatörü Bahadır Güven, Kore’deki e-sporcuların çalışma disiplininden bahsediyor. Yaşamlarını oyun oynamaya adayan gençler bu işi ciddiye alarak 14 saat boyunca çalışıyorlar. Onların mesleği oyun oynamak. Bu kadar uzun süre çalışılan bir meslek daha yok. Belki uzun yol uçuşlarında pilotlar çalışıyor. Onlar da otomatik pilotla yollarına devam ediyorlar. Oysa oyunda otomatiğe bağlanan e-sporcu. Hatta onların sosyal yaşantısına kadar karışan, oyuncular arasındaki takım motivasyonunu ayarlayan oyuncu koçları var. Turnuvalarda takımlar on binlerce kişinin önünde oyun oynuyor. Oyun oynarken hem beden hem de zihin rahatlığı gerekiyor. Beden rahatlığı oyundaki reflekslerin kullanımıyla ilgiliyken, zihin dinginliği ise oyunda hızlı düşünüp hareket etme için önemli.
Koçlar, rakip takımların stratejilerini anlayıp, kendi takımını yönlendiriyor. Oyuncuları turnuvalardan önce takım halinde bir çalışmalarını sağlıyorlar. Her ne kadar ana dalga güç olarak Avrupalı ve Amerikalı takımlar görülse de, ne zaman bir Koreli takımla karşı karşıya gelseler, maça 1-0 yenik başlıyorlar. Çünkü Kore’deki takımların oyuncu koçlarıyla kurdukları bir düzen var. Koçluk sisteminin önemini kavrayan takımlar da bu desteğe ihtiyaç duydu.
Oyuncu koçları genelde eski oyunculardan oluyor.
Oyuncu profiline baktığımızda, 25 yaş sonrası refleksler zayıfladığı için oyunu oynamak ta zorlaşıyor. Bu sebeple senelerini elektronik spora vermiş, tecrübeli oyuncular koçluğa terfi ediyor. Bahadır, bu sistemin aşama aşama ilerleyip Türkiye’ye de geleceğini söylüyor.
Kültür e-sporda etkili
Dijital oyunların çoğu takım halinde oynanıyor. Bahadır’ın görüşüne göre, Türkiye’de oynanan takım oyunlarında, kişiler takımın yararı yerine, kendi kişisel çıkarını düşünüyor. Bu da takımın başarısızlığıyla sonuçlanıyor. Oysa Kore’de böyle sivrilme endişesi yok. Oyuncular, kişisel çıkarlarından daha çok takımın yararını gözetiyor. Bol disiplin, bol antreman da olunca takımlar şampiyonluğa oynuyor.
Oyunda Ahlak
Genelde bilgisayar oyunlarıyla ilgili, aileler ahlak açısından uygun olmadığını düşünüyor. Oyun firmaları bu konuya şöyle açıklık getiriyor. Bir çocuğun ahlakını bozan oynadığı oyun değil, çevresinde akıp giden hayat. Onlara göre ahlakı bozan küfür her yerde. Temsilciler, elektronik sporcuları ahlaklı bir ortamla buluşturmak için küçük ödüller koyarak teşvik ediyor.
Telefonda izlediği maçı farkında olmadan sunan sunucu
Lol, kel, sunucu, yorumcu, seveni bol… anahtar kelimeleri sıralandığında, oyun takipçileri kim olduğunu anlar. Riot Games’te turnuva maç sunuculuğu, yorumculuğu yapan Caner Güngörür, her sektör çalışanı gibi, oyun tutkunu. Bahadır, konuşmaya başladığımızda Caner’le ilgili anısını paylaşıyor. “Ofisten çıkarız. Bir arkadaşın doğum günü vardır. Herhangi bir kafeye gideriz. Caner, telefonunda oyun videosunu açmış, farkında olmadan oyunu sunuyordur.” Caner, oyun sunabilmenin bir basketbol, futbol maçı sunmaktan daha farklı olduğunu anlatıyor. E-spor diğer sporlara göre daha hareketli. Bir futbol maçında sunucu kendi yorumunu da katar oyuna. Daha doğrusu buna fırsat verilir oyun içinde. Oysa bir lol maçında bu durum imkansız. Çünkü nereden ne çıkacağını bilmiyorsunuz. Oyuncular takım halinde oynuyor. O an oyunun stratejisini anlayıp, ona göre sunmanız gerek. Hem elektronik sporda şirketler tarafından dönem dönem güncellemeler gelir. Bu yenilikleri takip etmediğinizde oyundan koparsınız. Bu kopmada oyun sunum hakimiyetini kaybedersiniz. Oysa diğer sporların kendine ait kuralları var. Bu kurallar evrensel olarak geçerli. Değişmiyor. O yüzden oyunu sunmak kadar, oyunu iyi bilmek ve takibini yapmak ta önemli.
Sektörde turnuva çok, anlatıcı yok
Walkman’den bozma cihazla oyun oynamaya başladığını anlatan Caner, oyun sektöründe çok turnuva maçı olduğunu, bu işi de yapan az kişi olduğunu söyledi. Ortaya yeni bir yorumcu çıkmazsa kendisini geliştirmekte de tökezleyeceğini belirtti. Caner’in kendine örnek aldığı yorumcular yurtdışından. Bu örnekleri de kendine ideal yorumcu olarak benimserken, bazı noktalara dikkat etmesi gerektiğini ekledi. Her ülkenin kültürüne göre yorumcular bir tarz belirlemekte. Caner yorumcularla ilgili; “Amerikalı bir yorumcunun yaptığı espiriyi Türkiye’de yapamazsınız. Yaptığınızda çok ters karşılanır. Böyle kültürel farklılıklara dikkat etmek önemli.” diye konuştu. Riot Games’in halkla ilişkiler müdürü İyikul, tecrübeli sektör çalışanları bulamadıklarından yakındı. Gençlerin elektronik spor anlamında özel bir lisans eğitimi alması gerektiğini vurguladı. Çünkü bu sektörde şuan çalışanların hepsi oyuncu tabanlı bu işe girmiş.
Riot’ta yaşam
Aynı zevklere sahip olan insanlar iyi anlaşır. Ya oyun oynamanın keyfini yaşayanlar… Bu noktada League of Legends’ın Türkiye ofis çalışanları konuşuyor. 11 yaşından beri oyun oynayan, şuan Riot Games’te çalışan Bahadır, birbirini tanımayan iki insanın dahi oyun diliyle konuştuklarında, sosyalleşebileceklerini düşünüyor.