Bioshock
Bir Oyuncu Ne İster?
Bir oyuncu yeni bir oyun geldiğinde beklentileriyle ilgili hemen değerlendirmeye gitmek ister. Daha önceden izlediği videolarla karşılaştırır oyunun grafiklerini… Oyunun başlangıç bölümü oyunu incelemek ve tatmin olmak için önemli bir safhadır. İlerledikçe yapay zekayı ve oynadığı oyunu diğer oyunlardan ayıran “özellikleri” keşfetmeye başlar… Eğer varsa oyundaki müzikleri, senaryoyu ve seslendirmeyi anlamak, içine dahil olmak ister… Oyunun başından kalkmamak, temel ihtiyaçlarını en kısa zamanda tamamlayıp hemen oyuna kaldığı yerden devam etmek ister… Oyun bittiği zaman hem çok neşeli hem çok başarılı ama bir o kadar da kendini üzgün hisseder… Çok o başyapıt, o muhteşem, o görkemli sanat eseri artık son bulmuştur…
Bioshock uzun zamandır “Ben geliyorum, gelmek üzereyim, hazır olun kapınızdayım” şeklindeki uyarıları veren ekran görüntüleri ve videolarla adını akıllarımıza kazımıştı. Ama artık her oyuncunun içerisine yerleşmiş olan “Bu kadar görkemli görünüp, boş çıkan o kadar oyun oldu ki!” düşüncesi de yok değildi. Hatta bazen oyunların demoları bile bu izlenimi silemez oldu. Grafikleri olsun, senaryosu olsun, çevre ve karakter modellemeleri olsun hemen hemen her yönden beklenen bu oyunu oynamanın, bitirmenin ve incelemenin vakti gelmiştir dostlarım…
Yıl 1960…Bir Uçak…Bir Kaza…Bir Şehir…
Oyun 1960 yılında içinde bulunduğumuz uçağın “gizemli” bir kaza yaparak Atlantik Okyanusu’nun ortasına düşmesiyle başlıyor. Suyun yüzeyine çıktığınızda fark ettiğiniz ilk şey etrafta hayatta kalan tek kişinin siz olduğu oluyor. Daha sonra etrafınıza baktığınızda bir adet deniz feneri ve küçük bir adacık gözünüze çarpıyor. Daha sonra o adacığa yüzüyor ve fenerin içerisine giriyorsunuz. İçerde sizi küçük bir deniz aracı bekliyor ve bindiğinizde bütün oyunun geçeceği Rapture adlı deniz altı şehrine doğru yol alıyorsunuz. Kurucusunun Andrew Ryan adlı işadamının olduğunu öğrendiğiniz şehre doğru yol alırken şehrin yapısında ufak bozukluklar olduğunu farkediyorsunuz. “Şehir terkedilmiş… Neden ki?” diye düşünmeye başladığınız sırada aracınız şehrin merkezine geliyor ve karşınızda bulunan, bir şeye benzetemediğiniz yaratığın yaptığıyla “O neydi ve ben nerdeyim?” demeye başlıyorsunuz. Giriş oldukça sade, güzel ve merak uyandırıcı…Sağ elimde tüfeğim… Sol elimde ateş topu…
Bioshock’ı diğer FPS’lerden daha üst seviyeye taşıyacak olan silah ve bulmaca sistemleri ile oyunumuzdan bahsetmeye başlayalım. Öncelikle bu sistemlerin bu şehirde nasıl ortaya çıktığından bahsedeyim. İlk anda karşılaştığınız o insan-yaratık olan şeyin adı Splicers. Oyun içerisinde değişik türleriyle karşılaşacağınız bu canlı önüne ne gelirse gelsin saldırıyor. Türlerinden ve özelliklerinden daha sonra bahsedeceğim bu şeylerin bu hale gelmesinin sebebi genleri ile oynanmış olması. Olayların asıl temelinde gen yapısını bozup değiştirebilen çok güçlü ADAM adında bir maddenin varlığı ve kullanımı. Oyunda sahip olacağınız güç daha doğrusu ilk genetik bozunmanız ise parmaklarınızla yıldırım atabilmek olacak. Bu özellikler oyunda ilerledikçe çeşitleniyor ve bu da Bioshock’ı diğer FPS’lerden ayıran çok önemli bir özellik. Karakterinizi gönlünüzce değiştirmeniz ve ayarlamanız mümkün. Fakat karakterinizin belli bir sınırı var ve o sınırdan fazlasını gen bankalarında saklamak durumunda kalıyorsunuz. Daha sonra isterseniz bir gen bankası bulduğunuzda karakterinizin özelliklerini değiştirebilirsiniz. Plasmid olarak bahsedilenler sol kolunuzu doğal bir silah haline çevirmekte. Başlıca Plasmid’ler ise şöyle; alev atmak, yıldırım atmak, arıları salmak… Ayrıca güvenlik kameralarını ve bunlara bağlı güvenlik makinelerini yanıltabileceğiniz Plasmid’lerde mevcut. Düşmanlarınızı biribirine düşürebileceğiniz veya küçük kızlarımızı koruyan Big Daddy’leri hipnotize edebileceğiniz Plasmid’lerde var. Tabi bunlardan hanginizi kullanıp kullanmayacağınız size bırakılmakta. Plasmid’lerin kullanımı EVE olarak adlandırdığımız Plasmid enerjye bağlı. Oyunda bu sağlık barının altında bulunmakta ve mavi renkli olarak gösterilmekte. EVE’in yenilenmesini sağlayan iğneleri para karşılığı makinelerden veya oyun içerisinde bulduğunuz yerlerden temin edebilirsiniz.
Plasmid’lerin dışında Tonic diye adlandırdığımız daha çok karakterinizin fiziksel ve zekasal yeteneklerini arttırmaya yönelik maddeler var. Tonic’lerin size sağlayacağı özellikler Plasmid’ler gibi direk olarak silah gibi kullanılmayacak şeyler. Ancak bulmaca çözerken zamanın yavaş geçmesini, bulmaca sırasında karşınıza çıkacak engellerin azalmasını, karakterinizin belli bir süre bekledikten sonra görünmez olmasını veya elinizdeki İngiliz anahtarı ile vurduğunuzda verilen hasarını artmasını Tonic’ler yardımıyla sağlıyoruz. Oyun içerisinde 50’den fazla Tonic bulunmakta…ADAM Nerede Bulunur?
Tonic ve Plasmid’ler genelde sahip olunan ADAM miktarlarıyla makinelerden satın alınmakta. Ancak oyun içerisinde gizli bölmelerde, masalarda veya dolaplarda Tonic ve Plasmid bulmanız mümkün. Bu nedenle oyundaki her yeri araştırmanızı öneririm. ADAM miktarının temini ise biraz zor ve yorucu oluyor. Çünkü ADAM küçük kızlarımızdan temin ediliyor. Tabi bu bizi onların koruyucu olan Big Daddy’lerle karşı karşıya getiriyor. Oyunda iki tip Big Daddy bulunuyor. Bouncer adlı olanların bir elinde büyük bir delici var ve size doğru hızla koşarak omuz atıyor. Rosie adlı olanlar ise bir ellerinde silahları bulunuyor ve patlayıcı atabiliyorlar. Genel anlamda yenilmeleri çok zor yaratıklar değiller. Özellikle de normal silahlarınız güçlendikçe. Fakat Big Daddy’lerin en büyük yarattığı sorun siz silahınızı doldurana kadar yanınızda bitiyor ve size en azından bir darbe vuruyor olmaları. Ayrıca vurdukları darbelerin götürdüğü sağlık miktarı çok fazla. Bu nedenle de bazen çok uğraştırıcı olabiliyorlar. Big Daddy’i öldürdükten sonra küçük kız deliğine kaçmadan önce Big Daddy’nin cesedinin yanında ağlamaya başlıyor. İşte burada iki seçeneğiniz ve ki bu seçenek OYUNUN SONUNU ETKİLİYOR. Seçeneklerden birisi Rescue yani kurtarma. Küçük kızı ADAM’ın sağladığı genetik bozukluktan kurtarıyorsunuz ve 80 ADAM kazanıyorsunuz. İkinci seçenek ise Harvest. Bu seçenekte küçük kızı ortadan kaldırıyor ve 160 ADAM kazanıyorsunuz. Bu durum ile ilgili birkaç can alıcı nokta var;
– Bulunduğunuz bölüm içerisinde kaç küçük kızın olduğunu Pause menüsünün en altındaki resim sayısından öğrenebilirsiniz
– Eğer oyunu bütün küçük kızları kurtararak bitirirseniz farklı, bir tanesini bile ortadan kaldırırsanız farklı bir oyun sonu ile karşılaşacaksınız.
– Yukarıdaki ADAM miktarlarından Harvest etmenin daha avantajlı olacağını düşünmeyin. Her 2-3 kurtarma da bir küçük kızlar size bir hediye bırakacaktır ve o hediye içerisinde 200 ADAM ve fazlası bulunacak. Karar sizin…
Oyundaki her bir Plasmid’i ve Tonic’i almak istiyorsanız küçük kızların hepsini bulun ve sonra ne yapmak istiyorsanız yapın. Unutmayın küçük kızlar hakkında yapacağınız seçim OYUN SONUNU ETKİLECEYCEKTİR.Bir FPS’nin Olmazsa Olmazları: Silahlar
Bu kadar RPG (Role-Playing Game) tarzına yakın özellikten sonra gelelim temel FPS özelliklerine yani silahlara… Oyundaki ilk silahınız yakın dövüşe imkan tanıyan İngiliz anahtarı olacak. Daha sonra makineli tüfek, kimyasal silah, bomba atar, ok atar, tabanca silahlarına da sahip olabileceksiniz. Silahlar genel anlamda 1960’a uygun şekilde tasarlanmış. Silahların çeşitlerinden çok mermi çeşitliliğe duruma renk katmış görünüyor. Her silahın üç çeşit mermisi mevcut. Seçeceğiniz merminin özellikleri karşılaşacağınız düşmana daha az mermiyle daha fazla hasar veya daha fazla mermiyle daha az zarar verme durumu yaratıyor. Bu nedenle kullanacağınız mermileri düşmana göre ayarlayın ve idareli kullanmaya bakın. İdareli kullanmaya bakın diyorum çünkü oyunun ilk eksisinden bahsedeceğim; silahlarınız düşmanlarınızı üzerinde gerçekçi hasar bırakmıyor. Grafiksel anlamda değil demek istediğim pompalı tüfekle kurşun geçirmez yelek bulunmayan bir insana ateş attığınızda gücünün çok fazla azalmaması biraz mantıksız ve can sıkıcı olmuş. Tamam Splicer’lar genetik olarak bozuklar ama bizim de elimizdeki silah pompalı tüfek. Ben bu durumdan memnun kalmadım sizde bazen ” E yeter öl be!!!” diyeceksiniz. İdareli kullanma olayına gelince mümkün olduğunca kafalarına hedef alın ve sol kolunuzdaki kuvvetlerinizle rakibinizi zayıflattıktan sonra silahlarınıza başvurun benden önermesi. Mermi, sağlık ve EVE teminleri üç şekilde yapılıyor. İlki bu ürünleri içerisinde barındıran makinelerden para karşılığı alıyorsunuz. Paralar genelde kasalarda ve öldürdüğünüz düşmanlarınızın üstünden çıkıyor. Genelde Big Daddy’ler çok zenginler! Terkedilmiş şehir Rapture’un her köşesinde para bulmakta mümkün. İkinci olarak öldürdüğünüz karakterlerin üzerinden ve silahlarından mermi temin edebiliyorsunuz. Son olarak şehrin hemen her yerine dağılmış şekilde bulmanız mümkün. Sağlık temini “Health Station”lara para ödenerek de yapılabiliyor. Ayrıca silahlarınıza değişik özellikler katabileceğiniz (mermi kapasitesi artması, daha fazla zarar vermeleri gibi) “Weapon Upgrade” makineleri de mevcut. Fakat bu makineler öyle her yerde bulunmuyor ve oyunun yarısından sonra ortaya çıkıyorlar ve oldukça azlar. Bu nedenle özelliklerini yükselteceğiniz silahlar en çok kullandığınız silahlar olsun.“HACK”
Düşmanlarımıza ve yapay zekaya geçmeden önce oyun evrenin bulacağınız bazı maddeler, makineler ve “Hack”leme sistemi hakkında size bahsetmek istediğim birkaç şey var. Yapımcılar Rapture’a yaşanmışlık hissini vermek için hemen her evde, binada, sokakta insanın yiyip içebileceği ürünleri serpiştirmiş. Bunları öylesine de koymamışlar ve bazı özellikler kazandırmışlar. Örneğin bir sigara paketi buldunuz ve bunu içtiniz sağlığınız biraz azalırken EVE’de artma oluyor. Ya da mesela kahve buldunuz. İçtikten sonra EVE miktarınızda bir miktar artış oluyor. Ya da viski buldunuz. Sağlık azalıyor ama EVE artmıyor. Viski üstüne alkollü başka bir şey daha içerseniz kısa bir süre gözleriniz bulanıklaşıyor ve her şeyi çift görmeye başlıyorsunuz. Küçük ama güzel bir ayrıntı olmuş. Alışveriş yaptığınız veya özellik kazandığınız makinelerden zaten bahsetmiştim. Bahsetmediğim tek makine ise icat makinesi. Oyunun ortalarına doğru cesetlerden veya etrafınızdan çeşitli malzemeler toplar hale geliyorsunuz. Yapıştırıcı, boru, pil gibi şeyleri topladıktan sonra icat yapacağınız makineye giderek elinizdeki ürün sayısı ve onların karıştırılması ile icat edebileceğiniz şeyler ortaya çıkıyor. Mermi icat edebilirsiniz, çabuk hackleme aleti icat edebilirsiniz. Çok çeşitli veya çığır açacak bir özellik değil ama Bioshock’a farklılık kattığından hiç şüpheniz olmasın.
Gelelim Hack olayına… Oyunda bulunan alışveriş yaptığınız makinelere, güvenlik kameraları ve onlara bağlı savunma araçlarına, kapılara veya değerli eşya kasalarına Hack yapabilirsiniz. Hackleme genel anlamda küçük bir oyun ile yapılıyor. Bir taraftan su geliyor ve öbür taraftan çıkması isteniyor. Aradaki boru bağlantısını da biz yapacağız. Bulmaca zorluğu hackleme ekranından önceki ekrandaki göstergede gösteriliyor. İbre kırmızı (sağ tarafa) yaklaştıkça çok daha zorlaşıyor bulmaca. “Aynı mantığı olan bir bulmaca ne kadar zorlaşabilir?” dediğinizi duyar gibiyim. Boruların “?” ile gösterilen kartların altında ve görmüyoruz. Boruları çeviremiyoruz ve oldukları gibi yerleştirmemiz gerekiyor. Ayrıca bulmaca zorlaştıkça “?” altından bulmacayı zorlaştırmak adına engeller çıkıyor; alarma ve kırık borular. Bunların üzerinden geçemiyoruz. Su kırık boruya değerse Hack işlemi yarım kalıyor ve sağlık kaybediyoruz. Tekrar hackleme işlemine girmemiz gerekiyor. Eğer su alarmlara değerse o zaman bulunduğunuz bölge alarm konumuna geçiyor ve alarm süresi boyunca ya alarmı para ile susturabileceğiniz makineyi bulmalısınız ya da gelen güvenlik makineleriyle süre bitinceye kadar çatışmalısınız. Sahip olacağınız bazı tonikler size bu bulmacaları çözmede kolaylık sağlayacaktır. Örneğin suyun akış hızını azaltacak tonik veya daha az alarm olan bulmaca çıkmasını sağlayan tonik bu konuda iş görecektir. Eğer yeterince paranız varsa Hackleme işlemini para karşılığı veya elinizde varsa kolay hackleme aleti ile hemen Hack yapmanız mümkün.
Alışveriş makinelerini hacklediğinizde ürünleri daha ucuza alabiliyorsunuz. İcat makinelerini hacklediğinizde daha az eşyaya aynı ürünü icat edebiliyorsunuz. Değerli kasaları hacklediğinizde içindekine sahip olabiliyor kapalı kapıları hacklediğinizde ise şifreyi bilmeden içeri girebiliyorsunuz. Güvenlik kameraları ve onlara bağlı savunma makineleri hacklediğinizde sizin tarafınıza geçiyorlar ve sizin güvenliğinizi tehdit eden en ufak bir şeyde bu sefer alarmı sizin lehinize çalıştırıyorlar. Uçan güvenlik makineleri de sizin düşmanlarınızı kovalıyor. Oldukça eğlenceli mutlaka denemelisiniz… Bulmacalar arka arkaya yapıldığında sıkabiliyor. O yüzden her zaman çözmeye çalışmayın, bastırın parayı ve hackleyin. Unutmayın cüzdanınız 500$’dan fazla para almaz o yüzden dengeyi iyi koruyun…Düşmanının Fotoğrafını Niye Çekersin?…
Oyunun ilk çeyreğinde bir göreviniz sırasında sizden Splicer’ların fotoğraflarını çekmeniz istenecek ve ondan sonra fotoğraf sahibi olarak gezineceksiniz. Fotoğraf çekmenin bu oyunda oldukça yararı var. Örneğin Big Daddy’lerden Bouncer’ın fotoğrafını çektiniz. Çektiğiniz fotoğrafın kalitesi ve netliği bakımından bir puan alıyorsunuz ve bu bar dolma animasyonu şeklinde gösteriliyor. Eğer Bouncer’ın fotoğrafını yeterince çekip barı tamamen doldurursanız hasar bonus puanı kazanıyorsunuz. Yani Bouncer’a bir roket ile daha önce verdiğiniz hasardan aynı roket ile daha fazlasını verebiliyorsunuz. Tabi bu kademeler ve verilen bonuslar çektiğiniz Big Daddy, küçük kız, Splicer veya düşman makineye göre değişmekte. Bunların keşifleri veya yapıp yapmamanız size kalmış.
…Onu Daha İyi Tanımak İçin.
Gelelim ana düşmanlarımız olan Splicer türlerine. Oyunun ikinci eksisi de bu diyebiliriz çünkü sadece 5 tür Splicer var. Splicer’lar aşırı ADAM nedeniyle kendilerinden geçmiş, kim olduklarını unutmuş durumdalar. Ordan oraya saldırmaktan başka hiçbir işleri olmayan Splicer’ların biribirileri arasındaki en önemli farkları taşıdıkları silahlar ve yapabildikleri hareketler. Leadhead Splicer’lar silah taşırlar. Thug Splicer’lar ellerindeki İngiliz anahtarı ile veya buldukları eşyalarla size koşarlar. Houdini Splicer’lar (tahmin edin ne yapıyor) ortadan kaybolup bir anda belirip ateş topu atıyorlar, Nitro Splicer’lar patlayıcı madde atıyorlar. Son olarak Spider Splicer’lar var. Adlarından anlaşıldığı üzere duvarlarda gezinerek bir anda önünüze inip ellerindeki çengellerle size saldırıyorlar. Splicer’lar ateşten pek hoşlanmazlar bu nedenle silahınıza davranmadan önce bir üzerlerine bir ateş topu atın. Yanarlarken silahınızı kullanmanız ve onları öldürmeniz çok daha kolay olacaktır.
BioŞOK ve Ölme(me)k
Oyun içerisinde senaryoyu anlamak ve Rapture’da neler döndüğünü anlamak adına belli karakterlerle karşılaşacaksınız. Bazılarının hikayelerini ise kayıt cihazlarından dinleceyceksiniz. Kayıt cihazları bazen sizin bir sonraki görevinizi anlatacak bazen kapı, kasa şifrelerini verecektir. O yüzden kayıt cihazlarını es geçmemeye çalışın. Karşılaştığınız karakterler genelde size karşı duracaklar ve “boss fight” şeklinde bölüm sonu canavarı olarak öldürmeniz gerekecek. Şunu hemen söyleyeyim senaryonun bir yerinde oyunun ne kadar çabuk bittiğini düşüneceksiniz ama oyunun adından da gelen ŞOK’a uğrayacaksınız… Her bölümün sonunda savaşacağınız bir karakter olmuyor. Bu da oyunun kendi kendini tekrarını engelliyor.Bioshock’taki bir diğer farkılılık ise ölüm sistemi. Normalde bir FPS’de öldüğünüzde en son kaydettiğiniz veya kaydedilen yerden başlarsınız. Bioshock’ta bu iş başka türlü olmuş. Öldüğünüzde en yakın vita-chamber dediğimiz kabinlerin içerisine geri sarıyorsunuz. Ancak bu geri sarma sadece efekt olarak var. Silahlarınız mermi sayınız ölmeden önceki halinde duruyor. Hatta ölmeden önce bir Big Daddy ile kapışıp ona zarar verdikten sonra öldüyseniz hemen gidip aynı Big Daddy’i bulun. Çünkü ölmeden önce verdiğiniz zararla hala geziyor olacaktır. Vital-Chamber’lardan tam olmasa da biraz sağlıkla çıkıyorsunuz. Sağlık veya EVE şırınga sayınızda da bir azalma olmuyor ölümden sonra. Ayrıca oyunda kayıt etme imkanınızda var. Ama bu sistem sayesinde neredeyse hiç gerek duymuyorsunuz.
Teknik Özellikler Mükemmelken Oynanış Neden Kolay?
Oyunun oynanışı oldukça kolay ve basit. Oyun kısıtlı bir alanda geçiyor. Mekanlar büyük olsa da hep kapalı alan sıkabiliyor. Suyun içerisinde bir dünya olduğunu gösteren öğeler olmasa çok ciddi bir eksi alabilirdi Bioshock bu yönden. Bir yerdeki bütün odaları araştırıpta hedefinize gidebilirsiniz. Hiçbir yeri araştırmadan direk görevlerinizi tamamlayıp 15-20 saatte oyunu bitirebilirsiniz. Oyunun zorluk seviyesi oyun içerisinde değiştirilebiliyor. Ama çok iyi FPS oyuncuları “Hard” modda bile umduklarını bulamayabilirler. Oyunun belki de en büyük eksisi burada çıkıyor; düşmanların yapay zekası. Grafiklere, müziklere, hikayeye, atmosfere yakışmayacak türden kalitesiz ve kolay. Düşmanlarınız genelde sizden koşarak uzaklaşıyor. Bir yerde duruyor ve ondan sonra aynı yerden çıkıp üzerinize koşuyor. Bir yerde durarak 5 tane Splicer’ı yakabilirsiniz. Yapay zekaya renk katmak adına düşman karakterleri çok fazla yaralandıklarında etrafta sağlıklarını arttıracak makineler aramaya başlıyorlar ama zaten onlar makineleri bulmadan siz onları öldürmüş oluyorsunuz. Yapay zeka biraz daha iyi olabilirdi demekten kendimi alamıyorum.
Oyun yapısı itibariyle kısıtlı bir alanda geçtiğini söylemiştim. Çok değişik yerlere gitme şansınız yok. Gideceğiniz yerler oldukça belli. Bir de bunun üstüne oyuncular zorlanmasın diye gideceğiniz yeri gösteren bir ok çıkıyor ekranın orta üst bölümünde. Bunu Options’dan kaldırma seçeneği mevcut. Bir de bunun üstüne olduğunuz bölümdeki bütün gidebileceğiniz yerleri gösteren hatta hedefinizin olduğu odayı yıldızla işaretleyen bir haritanız olunca oyun kolay oluveriyor bir anda. Çünkü araştırma yapmanıza gerek kalmayan bir navigasyon sistemi oluşturulmuş. Ben yön bulma yer araştırma durumunun bu kadar basite indirgenmesini beğenmedim. Zaten göreceksiniz ki olduğunuz bölümlerde şunu topla, bunu bul, oraya gir, bunu dinle, şunu öldür şeklinde görevler dışında başka bir şey olmayacak.Oyundaki seslendirmeler ve müzikler oldukça kaliteli ve iyi. Fakat oyunda bulduğunuz kaset kayıtlarını dinlerken mutlaka alt yazıları açın. İngilizceniz ana dilinize yakın değilse bazen anlamakta güçlük çekebilirsiniz. Genelde Rapture’un bu hale nasıl geldiğini anlatan kaset kayıtları senaryoyu tamamlayıcı nitelikte. Seslendirmeler profesyonelce hazırlanmış. Zaten oyunun teknik özellikleri bakımından eksisi yok denebilir. Unreal Engine 3’ün grafiksel anlamda neler yapabildiklerini benim burada yazarak anlatmam mümkün değil. Görmeniz gerekmekte. Oyundaki su efektleri çok güzel. Suyun içerisinde olduğunuza emin olabiliyorsunuz. Sızıntılar akıntılar göze çok güzel geliyor. Karakter, eşya ve çevre modellemeleri teknik anlamda söyleyebilirim ki mükemmel. Ayrıca oda, bina ve sokak tasarımları hepsi biribirinden farklı. Bir odayı alıp kopyalayıp eşya değiştirip bize sunmamışlar. Bir odaya giriyorsunuz su sızıntısı var bir odaya giriyorsunuz eşyalar dağılmış odanın yarısı çökmüş. Çok güzel bir ön kurgusu olduğu kesin. Ayrıca şehrin yaşama mantığı da çok güzel anlatılmış senaryo içerisinde. Örneğin Rapture’deki oksijeni sağlamak adına şehrin içerisinde bir orman var (ki zaten orada da bir bölüm oynayacaksınız). Daha öncede dediğim gibi bunlar küçük ayrıntılar ama bir araya geldiklerinde Bioshock gibi bir başyapıtı ortaya koyuyorlar. Grafiksel anlamda ufak tefek sorunlar yaşanmıyor değil. Genelde konsol bazlı sorunlar yaşanıyor. Bazı Xbox360’larda görüntü 5 saniye kadar donuyor sonra hiçbirşey olmamış gibi devam ediyor. Oyunun başlarında çok görülmeyen bu sorun birkaç saat oynandıktan sonra ortaya çıkmaya başlıyor ve bir daha durmuyor. Yeniden başlayıp New Game yapsanız bile sorun devam ediyor. Makinenizi dinlendirmeniz gerekli. Bu eksiyi konsola mı yazmalıyız yoksa oyuna mı bilemedim. Ama oyunun optimizasyonundan kaynaklı gibi görünmekte. Oyunun müzikleri 1960’lara uygun şekilde düzenlenmiş. Müzik kutusu veya pikaplardan yükselen o plak sesleri oyunu olduğu zamana götürüyor. O kadar karışıklığın karmaşanın içerisinde gelen müzik sesi bazen sizi keyiflendirebiliyor. Ayrıca Splicer’ların bazen şarkılara homurtuları veya dansları ile eşlik ettiğini göreceksiniz. Bunlar Bioshock’ı türün diğer oyunlarından ayırmaya yetiyor.
SonŞOK!
Bioshock denildiğinde artık bambaşka bir pencereden bakmamız mümkün. Xbox360 platformundaki en iyi 5 oyundan biri olarak kendine yer buldu. PC platformuna çıktıktan sonra da yer yerinden oynayacaktır. Tamamen aksiyona dayalı bir FPS oyuncuysanız veya inanılmaz bir yapay zeka peşindeyseniz Bioshock size uygun olmayabilir. Çünkü çok ciddi yetenek gerektirmeyen bir çatışma sistemi var. Ama yine de önerim mutlaka ama mutlaka başına oturup biraz zaman geçirin. Ondan sonra zaten bırakmanız mümkün olmayacaktır. Yukarıdaki özel istekleri olan dışındaki bütün oyuncular mutlaka ama mutlaka bu oyunu oynamalı Bioshock atmosferinin içerisine girmelisiniz. Umarız bu sonbahar bir çok oyundan bu şekilde bahsedebiliriz. 2K Boston’a ve 2K Games’e verdikleri sözü tutup bizi hayal kırıklığına uğratmadıkları için teşekkür ederiz…Su altında görüşmek üzere…