BioShock Infinite
Yıllar önce karşıma bir oyun çıktı. Büyük reklam kampanyaları ile piyasaya çıkmış, ardından inanılmaz bir başarı göstererek hem harika eleştiriler almış, hem de oynayan kitle tarafından göklere çıkarılmıştı. Açıkçası ben de o oyunu göklere çıkaran kitleden biriydim. Bahsettiğim oyun pek tabii ki Bioshock! Andrew Ryan denen bir zengin tarafından din, dil, ırk gözetimi oladan, her türlü ahlaki ve dini kurallardan uzak bir ütopya yaratma hevesi ile yaratılan deniz dibi şehri Rapture’da geçiyordu hikaye. Senaryo ve atmosfer birbiri ile o kadar uyumluydu ki karşımızda bir şaheser duruyordu.
Ardından bu ütopik hikayenin bir felakete dönüşünü izliyorduk. Devam oyunu ise bize korku dolu anlar yaşatan Big Daddy’lerin dünyasına sokuyor, direkt olarak bizi bir Big Daddy olarak hikayeye dahil ediyordu. İlk oyun kadar başarılı değildi belki ama Bioshock’un o karanlık ve hüzünlü dünyasını bize sonuna kadar sunuyordu. Şimdi ise karşımızda bambaşka bir dünya var, Bioshock Infinite’in dünyası!
Parlak ve Korkunç Amerikan Rüyası
Bir test olarak başlayan, askeri planların da dahil olduğu maceramız, bizi yerin dibindeki Rapture’dan alıp, göklere, uçan devasa bir kente taşıyacak. Bir yanda milliyetçi ve köklerine sonuna kadar bağlı halk ile tam karşıt görüşlerde olan iki çılgın düşman takımının arasında kalacağız, öte yandan da 20 yaşında, güzel mi güzel, Elizabeth adındaki bir kızı korumak zorunda kalacağız. Bu sefer karşımızda soğuk ve karanlık Rapture yok. Onun yerine göklerde ilerleyen, delicesine bir savaş içerisine düşmüş, masvavi bir göğün içerisindeki bir deliler kenti.
Her şeyden önce bahsettiğim gibi ilk büyük yenilik atmosferde yaşanacak. Masmavi bir göğün altında, ateş altındaki bir şehirde, telekinetik güçleri olan masum ve güzel bir kız ile hayatımızın en karanlık, en heyecanlı koşuşturmacaların içinde bulacağız kendimizi.Sonsuz göğün içerisinde yol alan bir şehirde, açık güneşin en dibinde Rapture’da yaşadığımız o inanılmaz atmosferi bu sefer bambaşka bir renkte ve boyutta yaşayacağız. Columbia adlı uçan kentte yolda istediğimiz gibi yürümemiz de mümkün olmayacak. Anarşinin kol gezdiği şehirde, sıradan bir sokaktan geçerken, hiç bir sebep yokken pek çok kişinin saldırısına uğrayabilecek, kendimizi korumaya almak için hemen bir sığınak arayışı içerisine gireceğiz.Rapture’da bizi soğuk bir ruh haline sokan, yer yer bolca karşılaştığımız sessiz ve boş koridorlar yerine, cehenneme dönmüş bir şehrin, alevli ve ürkütücü sokaklarında taban tepeceğiz.
Bu kargaşada bir de Vox adlı anti-milliyetçi, anarşist ve özgürlük yanlısı bir grup ile uğraşacağız. Booker adlı kahramanımız herkesin peşinde olduğu Elizabeth’i kaçırmaya çalışırken, bir deli çığlık çığlığa bağıracak, “Evleriniz bizim, yaşamlarınız bizim, karılarınız bizim. Hepsi de artık Vox’un!” Sokaklarda bilboard’lara çakılmış, öldürülümüş insanları, postacıları göreceğiz. Hepsi de bizlere Vox’un bir gözdağı ve haddimizi bilelim diye verdikleri mesajlar.
Aklımıza gelmişken, Bioshock 1 ve 2’de devrimsel özellikler kazandıran Plasmid’ler yerini Nostrum’lara bırakmış durumda. Bu özel genetik değiştiriciler pek çok farklı sınıf ve kalitede olacak. Bazıları kısa süreli özellikler kazandırırken, bazıları gerçekten güçlenmemize sebep olacak ancak bulunabilirlikleri çok daha zor olacak. Bu özel genetik değiştiriciler demişken, biraz da özel güçlere sahip Elizabeth’den bahsetmek lazım. Kendisi özel bir amaç için tam beş yaşından beri Columbia uçan-kenti’nin en tepesinde bir kulede kilitli. Devasa bir robot kuş ise onun gözcüsü. Telekinetik güçlere sahip sevgili kızımızı kurtardığımız andan itibaren bu dev metalik kuş da her dakika ensemizde olacak. Neyse ki Elizabeth zamanı ve uzayı büküp, alternatif bir gerçeklik yaratabilen güçleri ile bize alternatif portallar açarak yardımımıza koşabilecek. Ancak bunun da bir bedeli olacak. Elizabeth her özel gücünü kullanışında zayıflayacak ve hastalanmaya başlayacak.Bu sebepten de Elizabeth’den her şeyi beklemek bizim için çok da akıllıca olmayacak. Dimyata giderken evdeki bulgurdan olmak desem, sanırım demek istediğimi anlarsınız.
Hikaye açısından da oldukça çetrefilli bir dünyanın içine adım atacağız. Hatırlarsanız Bioshock’da Ryan ve Atlas’ın kapışması (neredeyse) sona ermiş, büyük kıyamet yaşanmış, savaş sona ermişti. Bizde bu cehennemin son günlerine adımımızı atmıştık…bir kukla olarak! Infinite’da ise durum farklı. Biz Elizabeth’i beş yaşından beri, tam on beş senedir kilitli olduğu kuleden kurtarmaya gidiyor, kurtarıyor ve karmaşaya burada dahil oluyoruz. Daha doğrusu şenliği başlatan biz oluyoruz. Çünkü özgürlük yanlısı, Amerikan emperyalizmine savaş açmış olan Vox, kehanete inanıyor! Kehanet ise Elizabeth’in ölümünün, şehrin düşüşü olduğunu söylüyor. Bu emperyalist, köle yanlısı kentin yok oluşunu isteyen Vox grubu da, zavallı Elizabeth’i ölü istiyorlar! Peki Elizabeth neden bu kadar özel, neden zaman ve uzayı bükebilecek, alternatif gerçeklikler yaratabilecek bir güce, belki de bir lanete sahip, oyunun geliştirici yönetmeni Lavine, bunu sonraya bırakalım diyor ve kafamızda soru işaretleri ile bizi bir başımıza bırakıyor. Ancak bildiğimiz şey, Elizabeth’in Vox’lar ile dolu bir mekana girdiğimizde, etraf şenlensin diye, Vox’ların nefret ettiği ve Columbia’yı çok seven emperyalist Founders’dan bir grubu girdiğimiz mekana port edebiliyor! Oyunda bu şekilde yaşanabilecek sınırsız sayıda alternatifi varın, siz düşünün. Üstüne üstlük işin içine Elizabeth’i korumak ve sahip çıkmak için yaratılmış olan dev metal kuşun kızıl gözlerinin her daim tepenizde olacağını da hesaba katarsanız, Bioshock Infinite’da yaşayacak ne kadar çok şeyimiz olduğunu anlayabilirsiniz.
Şehir içerisinde yolculuk yapabileceğimiz, bir yandan kaçarken de savaşabileceğimiz havada asılı duran demirli ray sistemi de oyundaki en ilginç mekaniklerden bir tanesi olacak gibi. Hem bir yandan kaçmak için çabalayacağız, hem de bir yandan aynı ray sistemini kullanan düşmanlarımıza karşı gelmeye çalışacağız, tabi bir de yanımızda bu cehennem kentten kaçmak, özgür olmak için çırpınan Elizabeth var!
1900’lerin başında büyük ümitler ile yaratılan Columbia uçan kentinin, Vox Populi ile Founders arasında kalan gerilimli, hüzünlü ve bir o kadar da güçlü hikayesini yaşamak için şimdiden sabırsızlanıyoruz.Irrational Games’in daha önceki Bioshock’larda yarattığı o inanılmaz dünyanın bu sefer bambaşka bir formda karşımıza çıkacağını görüyor ve bahse varız diyoruz, bu oyun iyi olacak dostlar!