Bizce En İyi ve En Kötüler
Koskoca bir yıl daha geride kalıyor. Yaşayan dünya 2005’i geride bırakıp,
2006’ya merhaba diyor. Peki ya içerisine girdiğimizde bambaşka kimliklere
büründüğümüz sanal dünya, 2005’i öyle kolay kolay gerisinde bırakabilecek mi? Ne
oyunlar oynandı 2005’te. Kimileri yoktan var oldu, kimileri ise gümbür gümbür
gelip, büyük bir hüsrana yol açtı. Bizde sorduk yazarlarımıza; “2005’te ‘en iyi’
ve ‘en kötü’ oyunlar nelerdir?” diye. Onlarda birbirinden değişik cevaplar
verdiler. İşte yazalarımıza göre 2005’in en’leri:
Erdem Maşlak
En iyi oyun;
Sene sonuna doğru onu karşıladık ama yine de biz en başından beri onun büyük bir
hit olacağından emindik. Kendi filmimizi çekme fikri kulağa güzel geliyor ve
oyun sırasında gördük ki uygulanışı da hem detaylı, hem de eğlenceli. Neticede
bunların tamamı oyuncuya çok büyük bir özgürlük sunuyor ve oluşabilecek binlerce
farklı kombinasyonda bize istediklerimizi yapma fırsatını veriyor. Sene boyunca
oynadığımız onca güzel grafikli oyun bize bu özgürlüğü vermedi değil. Fakat The
Movies bütün bir film endüstrisini avcumuzun içine bıraktı ve yaptıklarımızı
köşeden seyre daldı. Hem Movies’in özelliği kendi türünü yaratması şeklinde bile
algılanabilir. Tam bir Tycoon oyunu da değil, alelade bir simülasyon da değil.
Detaylı, insana hoş zaman geçirtiyor ve o kadar uğraşıp yaptıklarınızı milletle
paylaşınca daha da bir mutlu oluyorsunuz. FEAR yada Age of 3 gibi diğer hitlerin
başaramadığı bir şey bu bence. En azından herşeyini kendinizin ayarladığı bir
ekranı görüyorsunuz, onu değiştirebiliyor, eğip bükebiliyor, tarih boyunca
yerleşmiş olan bütüüün sinema tekniklerini en ince ayrıntılarına kadar
uygulayabiliyorsunuz. İşin asıl önem kazandığı nokta olan oynanışta ise yılın en
rahat, en detaylı ve insana birşeyi gerçekten de yaptığını hissettiren tek oyunu
The Movies. Kendi filminizi çekiyorsunuz; daha ne olsun allasen! The Movies,
kanımca yılın en başarılı oyunudur. (nokta).
En kötü oyun;
Bu harika bilim kurgu filminin oyunu da harika olurdu ama yapımcılar, ki onları
da anlamak lazım icabında, ya oyunu biraz geç çıkardılar, ya da kendileri filmi
yeni seyrettiler de filmin çekildiği yılları amaçlayarak bir oyun oluşturmaya
gittiler. Kötü film oyunları oyun dünyasının en büyük rutini; ama Starship
Troopers buna örnek olmamalıydı. Tek kelimeyle sadece “kötü”, ama filmin
tutkunlarına tattırdığı hayal kırıklığı yüzünden yılın en, en, en ama en kötü
oyunu. Ona “rakip olabilecek” Scooter War3z, PizzaDude gibi oyunların da çok
kötü yapımlar olduğu bariz. Ama insanı Scooter War3z’in kötü olması üzmez; ama
Starship Troopers’ın kötü olması üzer. Scooter War3z’i sisteme kurarsın, dalga
geçersin ve silersin. Starship Troopers böyle bir oyun değil ki! Adında ve
arkasında koskoca bir bilim kurgu klasiği var; işte bu yüzden insanın
içi “cızzz” eder. Benim etti şahsen. Bu nedenle onu yılın “herhangi bir oyunu
oynarken insanı en çok mutsuz eden oyunu” (tanıma gel!) ilan ediyorum. Keza
Driv3r ve Bet on Soldier gibi oyunlardan ziyade böylesi klasik bir filmin rezil
mi rezil oyununu yaptıkları için yapımcılarını kutluyor, işte bu nedenle de en
kötü oyun oyumu Starship Troopers’dan yana kullanıyorum.Hasan Uğur Nayır
En iyi oyun;
Quake serisinin her üyesini oynadım ve hepsini ayrı olarak sevdim. Bir editör
olarak benim için zor bir olay aslında. Bu sene içinde sayısız oyun çıktı, yine
de gönlümdeki arslan Quake 4. Belki bu oyunu gönülden sevmem veya benim için
ayrı bir değeri olması, onu en iyi seçmeme neden oldu. Aslında objektif bakmam
lazım, ama bakamıyorum, oyuncu yanım bu konuda ağır basıyor ve ibre Quake’e
doğru kayıyor.
En kötü oyun;
Pizzadude, Red Baron, Dark Apes, Traktor Racer vs… gibi oyunların kötü olacağı
belliydi. Bence bir oyunun en kötü olması, aslında sizi hayal kırıklığına
uğratması olabilir. Bu senenin bana göre en kötü oyunu Pariah oldu. Sonuçta
benim fikrim, belki bir çok kişi bu fikre karşı çıkacak. Ancak Unreal gibi bir
efsaneyi yapan firmadan daha iyisini beklerdim. Kısaca ben yeni bir klasik, yeni
bir kült oyun istiyordum. Ancak karşıma çıkardıkları ortanın biraz üstü bir
yapım oldu. Firmaya bu yakıştı mı? Hayır yakışmadı, bu kadar tecrübe ve üne
rağmen sıradan bir oyun çıktı. Belki Pariah adı sanı duyulmamış bir firmadan
çıksa bu kadar çok kırılmazdım. Ancak Digital Extremes böyle bir hatayı
yapmaması gerekirdi. Pariah bu yüzden benim için yılın en kötü ve kalp kıran
yapımı oldu.
Aykut Göker
En iyi oyun;
Pro Evolution Soccer 5, Need for Speed Most Wanted ve F.E.A.R. arasında seçim
yapmaya çalışıyorum. Gerçekten zor bir karar verme süreci. İçtiğim çay, kahve
yüzünden ofisin uğradığı zararın haddi hesabı yok(!) Düşünüyorum da Pro
Evolution Soccer 5 ile Konami adeta futbol simülasyonu hazırlamış. Saha içinde
oynanan futboldan hem görsel hem de oynanış anlamında, son derece gerçekçi bir
keyif alıyorsunuz. Tek eksiği maç atmosferindeki o sesleri, FIFA 06 kadar iyi
yansıtamaması. F.E.A.R.’a gelince bu senenin en iyi FPS oyunu olduğu su götürmez
bir gerçek. Gerek atmosferi gerek teknik detayları olsun, Monolith’in bu yegane
yapımı tamamen üst seviye bir işti. Ancak şöyle dönüp bir geriye baktığımda
Half-Life 2’nin bıraktığı izleri F.E.A.R.’ın bırakamadığını görüyorum. Ne yalan
söyleyeyim HL-2 bu sene çıkmış olsaydı, yine yılın oyunu seçilirdi
kanaatindeyim. Son olarak Need for Speed serisinin son halkası olan Most
Wanted’a gelelim. NFS serisinin en başarılı oyunu olduğu, büyük bir kitle
tarafından dile getirilen bir yapım Most Wanted. Çok uzun bir serinin en iyisi
olmak kolay değil. Bir kere oyun bunu başardı. Underground’ların kaldığı(hatta
tıkandığı) yerden öyle bir gaza bastı ki, finish çizgisini açık ara rakiplerinin
önünde geçti. Açıkçası Most Wanted’a kavuştuğum günden beri, ne PES 5’i doğru
düzgün oynar oldum ne de Football Manager’i. İyi ki F.E.A.R. elimdeyken NFS yola
çıkmamıştı. Yoksa maazallah onu da oynayamaz olurdum. Açıkçası bu yazıyı
yazarken anladım ki NFS: Most Wanted benim için yılın oyunuymuş da ben farkında
değilmişim.En kötü oyun;
Team 6 birbiri ardına kötü oyunlar çıkararak bizleri bu sene çok şaşırttı(!)
PizzaDude depreminin ardından iki adet artçı ile sallandık. Super Taxi Driver
2006 ve Scooter War3z isimindeki yapımlar, adeta PizzaDude’un (Uğur’un
deyimiyle) klonlarıydı. Ben bu 3 oyunu kaideye bile almayıp; “en kötü oyun
hangisiydi” sorusuna cevap aramaya koyuldum kendimce. Çok uzun ve zahmetli bir
yoldu(!) Çok dağ, tepe aştım, çok denizler gördüm… En nihayetinde ilk akla
gelen isimlerden sıyrılıp, sene başında raflarda boy gösteren ancak şimdilerde
arkalarda saklanan, sesi soluğu çıkmayan, adeta adını unutturan bir yapım vardı
ki, hem büyük hayal kırıklığı yaşattı hem de beni İstanbul’dan soğuttu(!)
Sanırım hatırladınız. Driv3r ‘dan bahsediyorum. Özellikle PC versiyonuyla
ağızlarımızı açık bırakan yapım, tam manasıyla oynanabilirlik fakiriydi.
Açıkçası oynanabilirliğin bu kadar kötü olduğu bir oyunda, eğer araç
kullanabiliyorsanız, hasar modellemesini sağlam yapmalısınız ki, hiç değilse
oyunun iyi yönünü insanlara gösterebilesiniz. Bence yapım en başarılı olduğu
özellik hasar modellemesiydi. Daha görmediyseniz, makinesinde Driv3r yüklü bir
arkadaşınızın evine gidip yaklaşık 5 dakika oyunu oynayın. Farkedeceksiniz ki
hasar modellemesi muhteşem! Ancak oyun oynanmıyor ki! Yaşadığım hayal
kırıklığının etkisiyle beraber Driv3r’ın, bu yılın en kötü oyunu olduğunu
düşünüyorum.
Emre Günen
En iyi oyun;
Elimizde kaç tane kriter varsa hepsini toplayıp bir kağıda yazın, ister sağdan
toplayın ister ters taraftan çarpın yılın her alanda en iyi oyunu kesinlikle
World of Warcraft. Bir oyunu sisteminize kurduğunuzda kaç saat oynarsınız, kaç
gün, kaç ay, kaç yıl?!? World of Warcraft’ı oynama süreniz, hayata yeniden
bağlanmayı istediğiniz zaman biter.
4.5 milyon insanın (sayı sürekli çığ gibi büyümekte) gecesini gündüzüne katıp
oynadığı, bir seneye yakın süredir bilgisayarlarında kurulu olmasına rağmen bir
türlü bırakamadıkları, toplam sayısı 4000’i bulan görevlerinin yarısını bile
hala bitirememişken halen yeni görevler ve kabiliyetler eklenirken, özel gün ve
haftalarda enteresan yeniliklerle insanı eğlendiren bir oyun nasıl bırakılır.
Cadılar Bayramında yediğiniz bir şeker yüzünden korsan kılığına girdiyseniz,
yılbaşı dolayısıyla Noel Baba kostümümü giyip kar topu oynuyosanız bu oyunun
eğlencesi nasıl biter?
Yılın oyununu nasıl seçersiniz; atmosfer ile mi? Alın size 40 kişilik gruplar
halinde saatler süren ejderha avlama görevleri, zindanları. Ses ve müzik ile mi?
Bir seneye yakın süredir dinlemenize rağmen hala bıkamadığınız, yeri geldiğinde
yeni parçalar eklenerek listesi sürekli kabaran bir WoW soundtrack’i önünüzde.
Grafik ile mi? Geçen ilkbahar çıkmış olmasına rağmen hala grafik seviyesini
koruyan üstelik her sistemde çalışabilme becerisini de gösteren bir oyun. Yılın
en iyi oyununu tekrar oynanabilirlik ile mi seçersiniz? Her sabah kalktığınızda,
okula gittiğinizde, otobüse bindiğinizde karakteriniz ve yapacaklarınız
aklınızın bir kenarındaysa, hafta sonu yapılacak büyük düşman saldırılarını,
zindan maceralarını iple çekiyorsanız, o oyunu en iyi seçmelisinizdir. Sizce
bunları hangi oyun sunabiliyor?En kötü oyun;
Aslında en kötü oyunu seçmek hem kolay hem de zor. Çünkü bir sene boyunca
mutlaka onlarca çok kötü oyun elinizden geçip gidiyor. Kimisini 10 dakika,
kimisini sadece mavi hapı içene kadar (!) oynuyorsunuz. Sonuçta oyunun kötü
olduğu aklınızda kalıyor, ama hangisi en kötü deyince insan bir afallıyor.
Açıkçası yılın en kötü oyun firması Team 6’nın her oyunu bu listeye girecek
kadar berbat, ama adamların ellerindeki imkanlar kıstılı olduğu için ve tek bir
harita ile 10 oyun yapmaya çalıştıkları için kötü olmaları kaçınılmaz.
Bence bu yılın en kötü oyunundan ziyade en büyük hayal kırıklıkları var: Bet on
Soldier, BloodRayne 2, Path of Neo, Pariah, Starship Troopers…
Kutay Koç
En iyi oyun;
GTA hayranları, duyurulduğu andan itibaren onu oynamak için gün saydılar. Tam da
oyunların asıl amacının; yani eğlencenin ikinci plana atıldığı, yavaş yavaş
oyunların birer teknoloji şovu haline gelmeye başladığı zamanda PC versiyonu
çıktı San Andreas’ın. Grafikleri mükemmel değildi, hatta birçok oyundan daha
kötüydü; fakat eğlencesi özgürlüğü ve akıl almaz detaylarıyla bir klasik olmayı
başardı. Oyunun çok büyük bir kısmı karada geçiyor, hatta bir iki yer hariç
denize hiç girmeden oyunu bitirebilirsiniz. Denize daldığınızda ise su altında
yaşayan canlılara kadar her şeyi görüyorsunuz. İşte böyle detaylı bir oyun San
Andreas. Bu oyunda yapabilecekleriniz asla bitmez. İsterseniz senaryoyu takip
ederek görevleri tamamlayın, isterseniz taksicilik, kuryecilik, hırsızlık gibi
işleri yapın, isterseniz yarışlara katılın, isterseniz CJ’i kılıktan kılığa
sokup etrafta dolaşın, isterseniz sadece araç sürerek o muhteşem radyoları veya
kendi yüklediğiniz mp3’leri dinleyin… Bu liste daha çok uzayıp gider. Toplam üç
harika ve yaşayan şehirden oluşan San Andreas eyaletinde tamamen özgürsünüz. San
Andreas, mükemmel bir oyun olup, yapımcılarına oldukça fazla para kazandırdığı
gibi, hot coffee gibi mod’ları ve içerdiği şiddet nedeniyle aynı zamanda
yapımcıların başına büyük bir dert açmıştır.
En kötü oyun;
Daha yapım aşamasındayken birileri gelip bana Driver 3’ün rezalet bir oyun
olacağını söylese kesinlikle ciddiye almazdım. En sonunda karşımıza Driv3r(sanki
çok süper oyun yapmışlar, bir de artist artist yazıyorlar) diye hayal kırıklığı,
son derece başarısız bir oyun çıktı. Oyunda ne grafik var, ne de oynanabilirlik…
Bir tek hasar modellemesi iyi, o da oyunu kurtarmaya yetmiyor. Hiç unutmam,
zamanında heyecanla bu oyunun ön incelemesini yazmış ve “Driv3r mükemmel
grafikleriyle dikkat çekiyor.” demiştim. Neyse ki piyasaya çıktı da mükemmel(!)
grafikleri gördük. Yapımcılar beni ve oyunu heyecanla bekleyen birçok kişiyi
kandırmayı başardı, bu kadar güzel görünen bir oyunu ne hale getirdiler?
Kendilerini tebrik ediyorum.Anıl İşal
En iyi oyun;
Lafı hiç dolandırmadan söylemek istiyorum, bana göre yılın en iyi oyunu Call of
Duty 2’dir. Neden diye sorulursa da şöyle cevap veriyim.İlk olarak savaş
atmosferini bu kadar canlı bu kadar güzel yansıtan oyun göremedim ben daha,
oyunun yapay zekası ile yaşadığım her çarpışma, oyun içinde verilen her görevi
yerine getirmek benim için büyük bir zevkti ancak CoD 2’nin güzellikleri sadece
Single Player ile sınırlı değildi, oyunun Multiplayer bölümüne geçince uzun bir
süre monitörün başından ayrılamadım çünkü bu sefer yapay zeka ile değil, benim
gibiler ile çarpışıyordum, bu da inanılmaz zevkli bir olaydı. İşte yılın oyunu
olarak Call of Duty 2’yi seçmemin nedenlerinden bir kaçı yukarıda
yazdıklarımdandır ancak başka bir arkadaşımız saydıklarımın hiç birini
beğenmemiştir ona lafım yok, çünkü bu benim kişisel kararımdır.
En kötü oyun;
Bana göre yılın en kötü oyunu Driver 3’tür.Yapılan abartı haberlere ve
reklamlara karşı ne oynanabilirlik ne de başka bir şey mevcuttur. Böyle kötü bir
oyun olması beni ve oyunun fanlarını fazlasıyla üzmüştür. Bunun için de bence
yılın en kötü yapımı Driv3r’dır.
Başar Özcan
En iyi oyun;
Bence yılın en iyi oyunu The Movies. Neden mi? Aslında tek bir nedeni var
detayları sayesinde beni içine düşürmesi, her şeyi yapabiliyor oluşum. Her geçen
oyun yılı içinde devamlı yeni birşeyler öğrenişim. Yeni filmler, bitmek bilmeyen
oyuncu kaprisleri ve yükselme tutkusu… hepsi beni benden aldı. Uzun zamandır
zaten bir şeyler oynayamıyorum ve bu, oyuna olan aşkımı daha da artırıyor. Eğer
sizde tükenmek bilmeyen bir içerik arıyorsanız, ya Spore’yi bekleyeceksiniz ya
da The Movies oynayacaksınız.
En kötü oyun;
Yılın en kötü oyunu ise tabi ki Driv3r. Bizi basit bir Arap ülkesi olarak gören
zihniyetin oyunlarını bir daha oynamayacağım ve kesinlikle tavsiye de
etmeyeceğim. Bu yıl içinde beni en çok üzen oyun bu oldu. Arap ülkesi imajını da
bir yana bırakırsak, GTA özentisi senaryosu, kütük gibi grafikleri ile bizim
gölümüzde ayrı bir yere sahip olmasını bildi. Driv3r adından “E” yerine 3
kullanılması ise ayrı bir yazı konusudur. Unutmadan Driver 4 için hazırlıklara
başlamış yapımcılar. Bilin bakalım yeni oyunun adı ne?
Cevap: Dri4er (öğğk!!!). Herkese yeni yılda oyun dolu günler dilerim…Arda Gündüz
En iyi oyun;
Bu sene için seçim yapmak aslında zor. Karşımıza görsel bir şölen vaadeden
F.E.A.R, efsane geri döndü dedirten bir Quake 4, gerçek futbol simülasyonu işte
budur dedirten bir PES 5, bir yarış oyununda grafik olayının ne kadar aşmış
olduğunu gösteren bir NFS: Most Wanted çıktı. Tabii bunların dışında, bu sene
içerisine de adını yazdırmış olan eski dostumuz Prince of Persia da, The Two
Thrones ile gövde gösterisini yaptı. İşte sizin de gördüğünüz gibi, birbirinden
kaliteli yapımlar içerisinde, yılın oyununu belirlemek çok zor.
Kategorilendirdiğimiz zaman bu işlem biraz daha hafifleyebilir, ancak genel bir
kanıya varmak zorunda olduğumuz zaman, kazın ayağı öyle olmuyor.
İster istemez bu gibi durumlar duygusal düşünüp kendi zevklerimizi yılın oyunu
olarak ödüllendirmemiz gerekebiliyor. Sonuçta herkesin kendine özgü bir hayal
dünyası ve görece kavramı var. Şahsi olarak düşündüğümüz zaman benim için yılın
oyunu PES 5. Futbola zaafım olduğu beni tanıyan herkes bilir, PES çıktığından
itibaren tek bir günümü, ona göz atmadan geçirmedim. Üstelik, PES 4’de pek fazla
başarılı olamadığım Master League kısmı, bu sefer beni iyiden iyiye sardı ve
başarı oranımı da yükseltmiş bulunuyorum. Sürekli oyuncular keşfedip bunları
maçlarda oynatmak, bir de kendi taktiklerimizi belirleyip onlar üzerine çalışmak
son derece eğlenceli. Bunlar ve dahası ile uğraştırdığı ve futboldan daha fazla
zevk almamı sağladığı için, PES 5’e teşekkür ediyor ve benim için yılın oyunu
ilan ediyorum.
En kötü oyun
Kaliteli yapımların yanında, bu sene çeşitli hayal kırıklıklarını da yaşamış
bulunuyoruz. Özellikle BloodRayne 2’den çok umutluydum ancak beklediğim gibi
çıkmayınca gerçekten üzüldüm. Ancak bu sene bilinmedik firmalardan öyle
enteresan ve enteresan olduğu kadar da kötü oyunlar oynadım ki, inanın bana en
iyi oyunu seçmekten çok daha zor bu. İyi oyunlar zaten birçok kötünün arasından
sıyrılmakta ve onların sayısının fazla olması da çok normal. Ama son oynadığım
Dark Apes’den sonra isyan bayrağını çektim ve “Acaba yapımcılar oyunu yazdıktan
sonra hiç mi test etmiyorlar?” gibilerinden sorular sormaya başladım. Öldürdüğüm
karakterler onlara kurşun boşalttıktan saniyeler sonra “E hadi öleyim bari.”
gibilerinden takılıyorlardı. Bu kadarı da fazla dedim Dark Apes’de patladım
artık, “Yılın en kötü oyunu sensin.” Dedim içten içe, çünkü bu kadar kötü
oyundan örnek almayıp hala aynı hataları yaşamak, bir yerden sonra sonuncuya
patlama ihityacı hissettirdi. Geçmiş olsun Dark Apes.
Semih Sancar
En iyi oyun;
Belki de en zor sorulardan biri bu “ Yılın ne iyi oyunu hangisi?“. Aslında şöyle
bir geriye dönüp baktığımızda, başarılı oyunların kendini belli ettiğini
anlıyoruz. Öncelikle belirtmek istiyorum ki, Dungeon Siege 2, F.E.A.R., World of
Warcraft ve Need for Speed Most Wanted kendi klasmanlarında bir numara olan
oyunlar. Fakat öyle bir oyun var ki, bütün bu başyapıt niteliğindeki oyunların
arasından sıyrılıp, en tepeye oturuyor. Tabiî ki Age of Empires 3.Oynanış özellikleri, grafikleri, sesleri ve özellikle görsel efektleri ile tüm
dikkatleri üzerine çekti resmen. Bir de yapımın içerisinde Osmanlı olunca, Türk
milleti olarak çok çabuk ısındık bu oyuna. Zaten Age of Empires serileri
sayesinde yabancılar, Türklerin şanlı tarihini az da olsa öğrenmiş bulunmakta.
Kanuni Sultan Süleyman’ın komutası altında, müthiş bir oynanış sunan Age of
Empires 3 benim ve çoğu oyuncu için yılın en iyi oyunu. Azda olsa diğer oyunlara
değinmek istiyorum, çünkü dediğim gibi, hepsi kendi klasmanlarında bir numara
bence. Dungeon Siege 2 harika grafikleri ve derin konusu ile benim yazın
başladığım ve henüz bitirebildiğim bir oyun ( Tüm zorluk seviyeleri ile ).
Özellikle orman havası, kuşların ve yaratıkların sesleri harika olmuş, hele bir
de yağmur yağıyorsa, zevkten dört köşe oluyorsunuz resmen. F.E.A.R. ise 2005 de
yapılan en iyi grafik motoruna sahip bence. Çevreyle etkileşim, grafikler harika
fakat hala benim için Half Life 2, bir numara. World of Warcraft hakkında
söylenecek bir şey yok sanırım. MMORPG türünün gelmiş geçmiş en iyi oyunu. Hangi
oyun, bir insanı günde 16 saat PC’ye bağlar? Hatta bence bu rakam az bile, daha
uzun oynayanlar vardır eminim. Need for Speed Most Wanted ise bence, PC için
gelmiş geçmiş en iyi yarış oyunu. Şu nu söylemek istiyorum ki Electronic Arts
firması, gerçekten kaliteli ve işini en iyi yapan firmalardan bir tanesi. Son
olarak birkaç şey söylemek istiyorum. Bildiğiniz gibi bir oyunun konusu,
grafiklerinden, oynanış biçiminden, seslerinden vb… çok daha önemlidir.
Düşünsenize açık ve boş bir arazidesiniz, görev 100 metre ilerdeki duvara
ulaşmak. Oyunun grafikleri, her şeyi olağan üstü fakat konusu yok. Şahsen ben bu
tür bir oyundan zevk almam. Bü yüzden konu çok önemlidir diyorum ve eğer Vampire
The Masquerade Bloodlines 2005 yılı içerisinde çıksaydı, yılın en güzel konusuna
sahip oyunu olurdu. Bu arada oyunun grafikleri, efektleri yani geri kalan
şeyleri falan kötü sanmayın. Half Life 2’de kullanılan “Source” motoru, başarılı
bir şekilde kullanmıştır oyunda…
En kötü oyun;
Driv3r. Pek fazla konuşmak istemiyorum bu oyun hakkında, çünkü beni çok üzen bir
oyun kendisi. Aslında yılın en kötü oyunu değil ama en beklenmedik etkiyi
yaratan oyun. Allah aşkına o muhteşem açılış filmine gider mi ya o grafikler?
Oynanış derseniz sıfır. Oyundaki adamların gölgeleri kare şeklinde. Özellikle
yönettiğimiz karakterin, kollarının gölgesi dikdörtgen şeklinde. Neyse ki adamın
kafa gölgesi, elips şeklinde falan değil. İnsan gölgesi niyetine “ Cin ali “
amcamın gölgesini koymuşlar resmen. Neyse o kadar da abartamayalım ama oyun
bende her şeyi ile hayal kırıklığı yarattı. Ya hadi onları geçtim, oyun PC’yi
kasıyor resmen. Hangi efektler ile hangi görüntüler ile kasıyor onu
bilemeyeceğim. Fakat ne yapın edin, o açılış filmini mutlaka izleyin…
Murat Oktay
En iyi oyun;
World Of Warcraft için yılın oyunu demek doğru mudur, bilemem. Belki önümüzdeki
5 yıla damgasını vuracak oyunda diyebilirim. Şubat ayında çıkmasına rağmen
tanışmam ne yazık ki çok geç oldu. Aradaki kayıp zamana üzülüyorum. WOW’u birçok
kişinin aksine biraz daha farklı oynamayı tercih ediyorum. Zamanımı, barışçıl
bir insan olarak Northshire’dan fazla uzaklaşmadan, balık tutarak ya da golde
yüzerek geçirmeyi tercih ediyorum. Acaba tatile çok mu ihtiyacım var?
En kötü oyun;
SAS: Anti – Terror Force: Bazı oyunlar vardır ki insanın miğdesini bulandırır.
İşte en güzel örneği. Oyunu incelerken, Allah’ın bize verdiği en büyük ceza
olarak gördük. Karşınızdakiler size saldırmak yerine sadece jimnastik yapıyor.
Arada da; “aaa burada kim varmış” deyip yanınıza gelip kokluyorlar. Bundan
yıllar önce bir oyun vardı. Şimdi ismini hatırlayamadım ama zombilerin göğsüne
rakam yazarak onları öldürmeye çalışıyordunuz. O bile bundan çok daha keyifli
idi.