Black & White 2
Uzayın sonsuz boşluğuna yayılan tiz bir yalvarış sesi duyuluyor. Yardım
dileyen sesin kuvveti, gezegenler arasında dalgalanıp gittikçe azalıyor.
Umutsuz, çaresiz halde bekleyen zavallı insanlar ellerinden tek geleni
yapıyorlar, dua ediyorlar. Tüm bu dualara, yalvarışlara cevap verecek güce sahip
olduğunuzu var sayın. Yaşayan canlılara, binalara hatta doğa kanunlarına dahi
hükmedebildiğnizi düşünün. Bu zavallı insanlara yardım mı etmeyi tercih
ederdiniz? Yoksa onlara zulmetmeyi mi? Daha doğru bir değişle; Black mi olmak
istersiniz yoksa White mı..?
Oyun dünyasında bir ilk
Bundan yaklaşık 4 sene kadar önce oyun dünyasına bomba gibi düştü Black & White.
O güne kadar hayal bile edemediğimiz pek çok olguyu tek seferde karşımıza sunan,
devrimsel nitelikte bir oyundu. Nereden başlasanız neresinden tutsanız anlatıp
bitiremeyeceğiniz türdendi. Ana teması “Tanrıcılık” olan oyunda ister iyi
istersek de kötü olmayı seçerek hikayenin her anında dilediğimiz gibi karar
veriyor, belirli gezengenlerde yaşayan insanların hayatlarını değiştiriyorduk.
Eğer iyi olmak istiyorsak, insanlar açlıkla kıvranırken onlara yemek buluyor
dualarını kazanıyorduk. Kötü olmak istersek, canlarını dişlerine takıp inşa
ettikleri binaları başlarına yıkabiliyor, elimize alıp hepsini dört bir yana
savurabiliyorduk.
Black & White’ın güzelliği sadece sunduğu özgürlükte değildi. Emrimize amade
olan evcil bir hayvanı eğitebiliyor, onun gelşimini adım adım izleyebiliyorduk.
Kendi hayat görüşümüzle aynı yönde ilerleyen hayvanımızın hareketleri bizim en
büyük eğlencemiz oluyordu. Son olarak Black & White’ın en iyi özelliklerinden
olan bir konu da ara birimin çok farklı olması ve bize rekor ölçüde kamerayı
yakınlaştırma ve uzaklaştırma imkânı sunan, elimize aldığımız taşları
fırlattığımızda gerçekçi tepkiler veren grafik ve fizik motoruydu. Kısacası
herşeyi ile bir klasik olan Black & White, oyun dünyasında adını unutulmamak
üzere yazdırmıştı.
Dört yıllık aradan sonra yeniden
Beğenilen, tutulan her oyun gibi Black & White’ın da devam oyununun duyurulması
uzun sürmedi. Daha ilk oyunun ek paketi olan Creature Isle piyasaya sürülürken
bile kulaklara gelen ikinci oyun söylentisi 2003 yılında piyasaya sürüleceği
konusunda odaklanmıştı. Ancak bu sefer de ertelenmeler baş gösterdi. Önce
2004’ün ilkbaharı, sonra ise 2005’in ilk ayları dendi ikinci oyunun çıkış tarihi
için. Bir türlü tamamlanamayan yeni gelişimler nihayet geçtiğimiz ay içerisinde
sona erdi ve efsanevi strateji oyunu Black & White’ın ikinci versiyonu karşımıza
çıkıverdi.
4 CD’den oluşan Black & White 2, kurulumun hemen ardından tıpkı ilk oyunda
olduğu gibi tanıdık bir video ile karşılıyor bizleri. Uzayda hareket halinde
olan bir el, boşlukta anlamsız olan çeşitli seslere doğru ilerliyor. Birkaç
galaksi ve sistem geçtikten sonra anlamlaşmaya başlayan seslerin dualar olduğunu
farkeden el, sesin geldiği gezegene doğru iniş yapıyor ve tıpkı ilk oyunda
olduğu gibi baş danışmanlarımız olan şeytan ile meleğin yanı başında
bitiveriyor.
Kontrolleri elimize aldığımızda oyunun ana hatlarını en ince ayrıntısına kadar
öğreten bir alıştırma bölümü ile karşılaşıyoruz. Sağ yanımızda olumluluk abidesi
melek, sol yanımızda ise savaş ve yıkımın başsözcüsü şeytan bize oyunu kısaca
anlatıyorlar. İlk oyunun hemen hemen aynısı olan kontrolleri bir bir
açıkladıktan sonra oyunda bir kez verilecek ve en önemli kararlardan biri olan
yaratık seçimine doğru bizi sürüklüyorlar. Hayvan seçimi önemli
Black & White 2 de seçebileceğimiz 4 adet hayvan var; maymun, aslan, kurt ve
inek. Maymun; diğer yaratıklar arasında en akıllı olanı. Dolayısıyla en iyi büyü
kabiliyetine sahip. Savaşlarda, hücum konusunda çok iyi olmasa da defansif
olarak güçlü. Aslan; savaşmayı seven oyuncuların en yakın yardımcısı, fakat
öğrenme konusunda çok iyi değil. Sadece hücum konusunda bir numara. Acıkınca
düşman halkını yemeyi çok seviyor. Kurt; maymun ile aslanın tam arasında bir
yerde. İyi öğrenebiliyor, ama maymun kadar değil. İyi savaşabiliyor, ama aslan
kadar değil. İnek ise oyunu iyi olarak oynayacakların en yakın yardımcısı.
İnsanları eğlendirmek için bol bol dans eden, sürekli odun, buğday toplayan,
sanki hayata iyilik için gelmiş bir peri gibi inek. Savaşmak ve kötülük yapmak
aklından bile geçmeyen için.
Oyun boyunca yanımızda olacak olan yaratığı seçtikten sonra artık genel oynanışı
öğreten bölüme geçiyoruz. Black & White 2’nin ana hatları ilk oyun ile hemen
hemen aynı. Ancak her şey çok daha detaylı ve kapsamlı hale gelmiş. Şehrin
ortasında bulunan merkez binada dört adet heykel var. Bu heykeller oyun
esnasında şehir insanlarının mutluluğunu ve isteklerini belirtiyorlar. Eğer
heykellerden biri yükselmeye başlamışsa hemen üzerine elimizi getirip sorunun ne
olduğunu öğrenmemiz gerekiyor. Genelde bu problemler açlık, kaynak eksikliği, ev
sayısının az oluşu gibi strateji oyunlarında standart hale gelmiş sorunlar
oluyor. Bunların çözümü için ise ister insanları görevlendirebiliyoruz istersek
de ürünleri kendimiz toplayabiliyoruz. Elbette kötü isek insanlara beter olun
demek maksadı ile sorunlarını görmezden gelebilir, hatta evlerini başlarına
yıkıp daha kötüsünü de sunabiliriz.
Her bölümün başında yapmamız gereken genelde hep aynı oluyor. İlk olarak kaynak
toplama yönünde ilerlemeli birkaç insanı tarlaya, birkaçını ağaç toplamaya
göndermeliyiz. Nüfusun artması için de seçeceğimiz şanslı (!) erkekleri damızlık
olarak ilan ediyor ve çoğalmalarını sağlıyoruz. Kaynaklar toplandıkça, nüfus
artıkça sorunlar da artıyor. Bu sefer daha çok kaynak toplamamız, daha çok ev
yapmamız bir yandan da insanların mutluluğu için çalışmamız gerekiyor. Elbette
bu anlattıklarım oyunu iyi yönde oynuyorsanız geçerli. Kötüyseniz hiç yardım
etmeyebilirsiniz insanlarınıza, ama savaş yapmaya sıra geldiğinde yeterince
asker bulmak için de sağlıklı ve mutlu erkeklere ihtiyacınız olduğunu unutmayın.
Yeni medeniyetler
Black & White 2’ye başladığımızda Greek yani Yunan medeniyetini yönlendiren
olarak konuya giriyoruz. Baş düşmanımız Aztec medeniyeti ve ilk bölümde tüm
insanlarımızı katlettikleri için öcümüzü almak üzerine ilerliyoruz. Karşımıza
çıkacak olan diğer iki medeniyet ise, Norse (Norveçliler) ve Japanese (Japon
medeniyeti).
Temel yapı ilk oyunla aynı olmasına rağmen bu ikinci oyunda çok daha gelişmiş
strateji öğeleri mevcut. Artık oyunda sürekli savaş halindeyiz ve bölümler
ilerledikçe şehrimizi geliştirmek kadar korumak, hatta yeni yerleri ele geçirmek
üzerine yoğunlaşıyoruz. Şehrimizi korumak için surlar örmeli, asker üretmek için
askeri binalar yapmalıyız. Üstelik halkın mutluluğunu istiyorsak, yaptığımız
binaları belli bir düzen içerisinde oturtmalı ve aralarına yollar döşemeliyiz.
Bina yapımına biz karar veriyor olsak da akllıca düşünülmüş bir ayrıntı mevcut.
Şehir halkı en çok neye ihiyaç duyuyor ise o kunuya ait olan binayı şehir
merkezinde sergiliyor. Şehrin gereksinimini sağlamak için bina yapacaksak çok
büyük ihtimalle halkın seçimi olan binayı yapacağımız için hiç ara menüye
girmeden sadece şehir merkezindeki holograma tıklayıp yerleştirerek inşatı
başlatabiliyoruz.Yeni stratejik öğeler
Her strateji oyununda standart olan ve ekranında altında bulunan bar, Black &
White 2’nin fazlasıyla stratejik öğe barındırıyor oluşundan olsa gerek
yapımcılar tarafından eklenmiş. Sol alt köşedeki tuşa basarak açıp
kapayabileceğimiz bu bar strateji oyunlarından tanıyacağımız cinsten. Burada
yapmak istediğimiz binayı seçebiliyor, görevlerimizi takip edebiliyor,
istatistikleri inceleyebiliyoruz. Ayrıca hayvanımız için de yapılmış bir bölüm
mevcut. Burada hayvanımızın hangi konuda ne kadar bilgi sahibi ve deneyimli
olduğunu görüyoruz.
Black & White 2’de yeni şehirleri ele geçirmeli dolayısıyla hem sahip olduğumuz
insan sayısını hem de kaynak yönetimini arttırmalıyız. Yeni şehirler ele
geçirmek için yapacağımız gayet basit; asker üretip saldırmak. Black & White
temasına yeni eklenmiş bu özellik sayesinde artık yeterli sayıda asker üretip
düşman şehirlere saldırmamız gerekiyor. Bunun için öncelikle şehrimize bir asker
eğitim okulu açıyoruz. Daha sonra ise okulun üzerindeki bayrağı istediğimiz bir
noktaya yerleştiriyor ve mouse’u sağa sola oynatarak nüfusun ne kadarını askere
çağıracağımızı belirliyoruz. Eğer mouse’u sonuna kadar itersek sahip olduğumuz
tüm erkekler askeri kıyafetler giyiyor. Oluşan orduyu yönetmeye başladığımızda
yapacaklarımız iki temadan oluşuyor; yeni şehir ele geçirmek ya da düşmanla
savaşmak.
Bu kez istilalar yapmalıyız
Yeni bir şehri ele geçirmek istediğimizde önce o şehri koruyan düşman
askerlerini temizlemeli daha sonra da şehir merkezini ele geçirmeliyiz. Şehir
merkezini kontrolümüze geçirme işlemi yaklaşık 1 dakika kadar sürdüğü için başka
bir düşman birliğin saldırmamasını sağlamalı gerekirse iki farklı birlik
yönetip, biri şehrin kontrolünü sağlamak için çalışırken diğer birlik de onları
saldırıdan korumalı. Elbette yeni şehirler ele geçirirken en büyük askeri güç
hayvanımız oluyor. Normal askerlere çok kolayca üstünlük sağlayan hayvanımız
aynı zamanda düşmanın da sahip olduğu hayvanla dövüşmek zorunda kalabiliyor ki
oyunun belki de en heyecanlı anları hayvanların kapışması esnasında yaşanıyor.
Savaşların bol yaşanacağı Black & White 2’de ister istemez savunmanın da önemi
artıyor. Oyunumuzda şehrimizi çevreleyen surlar yapabiliyor, sadece bizim
geçebileceğimiz kapılar inşa edebiliyoruz. Elbette ilerleyen bölümlerde bu
duvarları yıkan mancınıklarla saldıran düşmanlarla karşılaşıyoruz, ancak en
azından düşmanı bir süre oyalamak için zorunlu kılınıyor bu duvarlar. Eğer
şehrimizi tek başına bırakıp farklı yerlere saldırılara gideceksek, bir grup
askeri şehir merkezi içinde defans konumunda bırakabiliyoruz ki böylece düşman
birlikleri ana şehrimizi 1 dakika yerine 2-3 dakika gibi uzun zaman sonunda ele
geçirmek zorunda kalıyor. Böylece hemen yardıma gelebiliyoruz. Kısacası oyunda
ilk dikkat etmemiz gereken husus savunma. Daha sonra gerisi geliyor.
Hayvanımız artık daha akıllı
İlk oyunu oynayanlar iyi bileceklerdir ki, oyunda en can alıcı nokta hayvanımızı
iyi eğitmekten geçiyordu. Eğer hayvanımızı iyi eğitememişsek ortalıkta fazla
dolaşmaması ve işimize burnunu sokmaması için bir yere bağlardık. Daha sonra da
kendi işimizi kendimiz görürdük. Bu sefer ise hayvanımız ne yapacağını bize
anında söylüyor. Mesela karnı acıktıysa ve bir insanı eline almış yeme
pozisyonuna gelmişse; kafasında bir konuşma balonu çıkıyor ve bize soruyor: “Bu
insanı yiyebilir miyim?”. Vereceğimiz cevabın ardından bu soruyu bir daha bize
sormuyor ve aynı durumla karşılaştığında daha evvel verdiğimiz kararı uyguluyor.
Hayvanımız almış başını gidecekken kafasında çıkan balonda yapacağı işi bize
belirtiyor oluşu çoğu zaman hayat kurtarıyor ve ters bir şey yapacaksa hemen
durdurmamıza imkân veriyor. Diğer yandan hayvanımıza yerinde bilgi
aktarabilirsek kendi türüne göre bize gerek savaşlarda gerekse kaynak üretiminde
büyük yararı dokunuyor. Kaynak toplama yönünde bir hayvanı eğitirseniz;
yorulmadığı müddetçe, “Gidip biraz ağaç toplayayım.” diyerek koşmaya ya da
“Gidip biraz insanları eğlendireyim.” diyerek şehrin ortasında dans etmeye
başlıyor.
Evcil hayvanımızın yapacakları sadece bizim hayal gücümüze bağlı. Mesela bir
bölümde ciddi yiyecek sıkıntısı çekerken hayvanımı yandaki düşman şehirden
yiyecek çalmak üzerine eğittim. Böylece durmadan bana yiyecek taşıdı. Bir başka
bölümde ise düşman şehirdeki insanları zehirlemek için hayvanıma dışkısını
onların yiyecek depolarına bırakmasını öğrettim ve düşman halkın nüfusu zamanla
azalmaya başladı.
Bu bir mucize olmalı
Black & White oyunlarında savaşın kaderini belirleyen faktör olan mucizeler,
yine en önemli noktayı oluşturuyor. İlk oyundan hatırlayacağımız standart
büyüler olan su, ateş, iyileştirme, rüzgâr, elektrik ve meteor sıklıkla
kullanacaklarımız arasında. Bunları kullanabilmek için bir adet tapınak yapmamız
ve mana toplanması için de dua eden insanlar yerleştirmemiz yeterli. Ancak bu
ikinci oyunda çok daha güçlü olan mucizeleri gerçekleştirmek için özel bazı
görevleri tamamlamalı ve Wonder ismi verilen özel binaları yapmalıyız.
Wonder’ları inşa ettikten sonra kazanacağımız büyüler; Siren, Earthquake,
Hurricane, Volcano.
Siren mucizesini gerçekleştirdiğimiz taktirde gökyüzüne bir dalga yayılıyor ve
düşman askerleri zararsız köy halkına dönüşüyor. Earthquake büyüsü ile adından
da anlaşılacağı üzere ada üzerinde istediğimiz yerde deprem yaratıyoruz.
Depremin olduğu yerdeki normal binalar yıkılıyor, çok güçlü binalar ise ağır
hasar alıyor. Hurricane büyüsü ile bulunduğu yerdeki her şeyi havaya uçuran bir
büyük bir hortum oluşturuyoruz. Üssümüze mancınıklarla saldırmaya gelen
düşmanları geri püskürtmek için ideal. Volcano ise oyunun en güçlü büyüsü.
Büyüyü aktif ettiğimiz yerde bir anda devasa boyutta yanardağ oluşuyor.
Bulunduğu yerdeki herşeyi yıkıp yok ettiği gibi, etrafa lavlar fışkırtarak da
ayrıca zarar veriyor.
Tüm bu büyülere ek olarak bir de zamana hükmetme gücümüz var. Oyunun istediğimiz
bir anında mouse’u gökyüzüne getirip sol tuşa basılı tutarsak zaman çizelgesini
gösteren minik bir saat ekrana geliyor. Bu saati istediğimiz noktaya alıp doğan
güneşi batırabilir ya da henüz gün bitmişken yeniden gün doğumuna dönebiliriz.
Böylece insanları daha fazla çalıştırmamız mümkün, ancak çok yorulan işçilerin
yarı yolda uyuya kalabileceklerini de unutmamak gerek.
Gözlerimiz bayram, kulaklarımız şölen yaşıyor
Black & White 2’nin grafikleri tek kelime ile mükemmel. Eğer iyi bir sisteminiz
varsa ve ekran kartınız yeni nesil efektleri destekliyorsa; gün batımına dalıp
gideceğiniz, kilometrelerce uzaktan ufacık olarak izlediğiniz adaya yakınlaşıp
bir karakterin göz bebeğine kadar bakabildiğiniz kalitede grafiklere şahit
olacaksınız. Üstelik yukardan baktığınızda karınca gibi gözüken insanlara
yakınlaştığınızda gayet detaylı olduklarını faredeceksiniz. Bunların yanında
sürekli değişen hava koşulları ve doğal bitki örtüsü de görselliği tavana vuran
artılar.
Hayvanımızın yüz mimikleri ve hareket animasyonları çok başarılı olduğu gibi
hayat görüşümüz ile değişen dış görünüşü de bir o kadar güzel yapılmış. Dövüşen
iki yaratığın birbirlerine pençe izleri bırakmaları, savaşmakta olan orduların
hareketlerinin en az Total War serilerindeki kadar detaylı oldukları da diğer
ayrıntılar.
Özellikle seslendirme konusunda tavana vuran bir oyun olan Black & White 2, ilk
oyunda büyük keyif aldığım insanların olayları anlatan şarkılarını yine içererek
beni bir kez daha mest etti. Bazı görevlerde insanların bize olayları kafiyeli
minik şarkılarla anlatıyor oluşunun haricinde sürekli başımızın etini yiyen
şeytan ile meleğin de seslendirmeleri çok başarılı. Diğer ses efekteri de yine
oldukça kaliteli. İyice yükseğe çıktığımızda sadece bulutlar arasında esen
rüzgârı duyarken, şehre yaklaştıkça kalabalık sesini duyuyor, hatta gece tüm
işler bittikten sonra evine kapanmış bir çiftin aralarındaki samimi (!) sesleri
dahi duymamız mümkün.
Son Sözler
Black & White 2’nin hiç mi eksik yanı yok derseniz elbette var. Söz gelimi
içerdiği fazla stratejik öğelerden sonra oyun iyice kapsamlı ve karışık hale
gelmiş. Hatta oyuna yeni başlayacak olanlar için öğrenilecek epeyce konu var.
Ayrıca oyunun asla geçilemeyen ve çok uzun olan alıştırma bölümü sıkıcı hale
gelebiliyor. Oyunun geri kalanında da her bölümde standart olarak yapılması
gerekenler fazlasıyla uzun sürdüğü için bazen tek bir bölümü geçip yeterince
sıkıldığımız ve ara vermek durumunda kaldığımız olabiliyor.
Sonuç olarak Black & White 2 ilk oyunda yüksekte tuttuğu çıtayı biraz daha
yükseltiyor. Tamam, belki ilk oyunda gerçekleştirdiği kadar devrimsel nitelikte
yenilikler sunmuyor, ama Black & White sevenlerinin istediği her şeyi daha
fazlasıyla tekrar karşımıza çıkartmış durumdalar. Yüksek seviyedeki grafikleri
ve yeni savaş sistemi ile denemeye değer bir yapı oluşturuyor. Eğer ilk oyunu
sevdiyseniz kesinlikle kaçırmamanız gereken bir oyun Black & White 2.
Not: İnceleme yazımı yazarken yayınlanan yaması ile Black & White
içindeki pek çok bug düzeltildi. 110 MB gibi devasa boyutta olan yamayı oyuna
başlamadan evvel mutlaka kurmanızı öneriyorum. Çünkü ilk
versiyondaki save dosyalarınız bu yamanın ardından kullanılamıyor.
Yamayı indirebileceğiniz adres şöyle: www.lionhead.com/bw2/