Black & White 2
Strateji oyunlarının temelinde topluma egemen olmaya dayanan bir egonun
yattığını düşünmek yanlış olmaz. Irklara, halklara ya da ordulara yön vermek,
onları ve çağları etkileyen derin ve önemli kararlar alan tek güç olmak pek çok
kişiye cazip gelmiştir. Oyunlarında bu duyguyu çok iyi işleyen Peter Molyneux,
bugüne kadar arkasında durduğu yapımlardaki başarısı ve oyun dünyasına getirdiği
köklü anlayışlarla önemli ikonlardan biri haline gelmeyi başardı.
Black&White, geliştirdiğimiz ve halkın kutsal saydığı bir yaratık ile ırkını
yöneten tanrıyı oynama fırsatını oyunculara sunan, konunun tekdüze olmaktan öte,
adına yakışır biçimde siyah veya beyaz iyi veya kötü arasında yapılan tercih
varyasyonlarına göre şekillenen bişr oyundu.
Savaşlarınız ve Yaratığınız !
Creature Island isimli genişleme paketiyle B&W hayranları bir nebze tatmin
olmuşlardı. Ancak görünen o ki Peter Molyneux bebeğine yeni bir boyut katmaya
hazırlanıyor. İlk oyun ağırlıklı olarak yaratığımızı geliştirmek üzerine
kuruluyken oyundaki köylüler onlara atadığımız balık tutma, ağaç kesme gibi
rutin işlerin dışına çıkamayan ve sürekli acıkıp birilerine tapma ihtiyacı duyan
pasif konumdaydılar. Bu sıkıntı özellikle diğer adalarla yaptığımız savaşlarda
kendini gösteriyordu. En ince noktasını bile kontrol ettiğiniz köylüleri savaşta
kullanmak yerine yaratığınızla savaşıyordunuz. Pek çok kişiye göre bu durum ilk
oyunun en büyük eksikliği olarak görülüyordu. İşte ikinci oyunun en büyük farkı
da bu noktada ortaya çıkıyor. Artık oyunda köylüleri eğitip ordular yapacak,
rakiplerimize saldıracak, askerlerimizle binalarımızı koruyacak ya da
rakiplerinkini ele geçireceğiz. Aslında düşündüğümüzde Molyneux’nin belki de
insanlığa olan bakışını dışa vurmaya çalıştığını görebiliriz. Mucizelerle baskı
altında kalan ve sürekli üreme ve doyma ihtiyaçlarını önplanda tutan bir
toplumdan ikinci oyunun savaş ve yıkım ağırlıklı hale geçmesi Molyneux’nin
röportajlarında altını çizdiği ve derinlemesine düşünülmesi gereken “günümüze
gönderme taşıyan” bir diğer konu.
Görünen o ki yaratığımız biraz daha geri planda yer alan ulu bir kumandan
haline gelecek. İlk oyunda yaratığımızın taş fırlatma ve büyü gibi özellikleri
olduğunu ve bu oyunda da orduları toplamak için örneğin acil bir durumda
yaratığımızın üfleme ve güçlü nefes çekme gibi özelliklerini kullanabileceğiz.
Öğrenerek yeteneklerini geliştirebilen yaratığınız ordulara yardım etme, halkına
moral verme gibi daha ileri özellikler kazanabilecek. Bu açıdan oyunun
sıradanlaşmış bir RTS mantığına girmemesi ve özgünlük kazanması hedeflenmiş.
Savaşlarda yine ilk oyundan bildiğimiz mucizelerin de kullanılması söz konusu.
Peter Molyneux’nin Populous serisinden beri sevdiği volkan patlamaları bu oyunda
da sizin veya rakiplerinizin başını ağrıtacak.
Peki ya Barış Şarkıları ?
Şu ana kadar yeni oyunun savaş sisteminden yani “karanlık” taraftan bahsettik.
Fakat oyunun özündeki tercihin size ait olması ve dolayısıla “aydınlık” ve
barışçıl yanı tercih edenler de bu oyunda unutulmamış. Bina ve şehirleşme
sistemi ilerleyerek yaratığınız kumandan yerine belediye başkanı olarak
düşünülmüş. Barışı seçenler iyi bir altyapı, teknoloji ve düzenli şehirleşmeyle
büyümeyi hedefleyecekler.
Tüm bu iddiaları gerçekleştirmek ve ilk oyunun kopyası olmamak için yeni oyun
çok daha kapsamlı bir motor kullanılarak hazırlanmış. Adalar ve haritalar
büyüyüp gelişirken yeni kartların özelliklerini kullanacak pek çok detay da
içerebilecek. Rüzgarı çimi, denizi çok daha iyi hissedebileceğiz. Yine pek çok
kişinin eleştirmiş olduğu model çizimleri yeni tasarımlarda çok daha doğal hale
gelmişler.
Gelelim son sözlere. Peter Molyneux hiç bir zaman içi boş bir projeye imza
atmadığı için ne yapsa izlenilmesi gereken biridir. O bu oyunu yapmak için
yeterince heyecan duymuşsa bize de oynamak düşer. Bunun için daha tatminkar
sonuçlar elde etmek açısından çıkış tarihinin 2005’in başı olduğu belirtiliyor.