Röportaj

Blizzard’dan Giray Özil ile konuştuk!

Daha önce EA Games’deyken röportaj yaptığımız Giray Özil, şu an dünyanın en büyük oyun yapımcılarından biri olan Blizzard Entertainment’ta! Biz de Özil’in, Medal of Honor ve Bulletstorm gibi yıkıcı FPS’lerin ardından Blizzard’ın büyülü dünyasına adım atmasına hem sevindik, hem de kendisiyle bir kez daha bu vesileyle konuşmak istedik.

Mahmut Saral (MS): Sizinle daha önce konuşmuştuk, ancak yeni arkadaşlarımız için sizi bir kez daha kısaca tanıyabilir miyiz?
 
Giray Özil (GÖ): 1984 Eskişehir doğumluyum, Sabancı Üniversitesi’nde Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği okuduktan sonra ABD’de Carnegie Mellon Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptım. Ardından Electronic Arts’ın Los Angeles stüdyosunda oyun programcısı ve Art Institute of California adlı üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştım. Şu anda ise, Blizzard Entertainment’tayım. Yapımında yer aldığım oyunlardan bazıları: Medal of Honor: Airborne, Bulletstorm, Medal of Honor ve World of Warcraft: Mists of Pandaria.

MS: Son çalıştığınız projelerden biri, EA Danger Close’un Medal of Honor’ıydı. Ardından da yeni bir proje için hazırlık yapıyordunuz sanırım. Bu yeni Medal of Honor hakkında neler hissediyorsunuz? Aldığınız tepkiler nasıldı?

GÖ: Medal of Honor ile gurur duyuyorum, bence başarılı bir oyundu. Yepyeni bir ekip olarak ilk projemizdi. Bugünün oyun dünyasında başarı, genelde aynı takımın birkaç oyun birlikte çalışması sayesinde geliyor. O yüzden hiçbir zaman Call of Duty’nin başarısına ulaşmasını beklemiyordum oyunun. Ticari olarak sonuç gayet iyiydi. Eleştirmenlerin beklentisi ise, biraz daha yüksekti sanırım. Dolayısıyla oyunun aldığı puanlardan biraz daha fazlasını hak ettiğini
düşünüyorum.




Bence en büyük problemler, kısa ve biraz dağınık tasarlanmış senaryo modu ve multiplayer’ın başka bir stüdyo tarafından (DICE) yapılmış olmasıydı. DICE, elbette multiplayer’ı en iyi yapan stüdyolardan biri, ancak bu ayrım oyunun iki modu arasında çok büyük kopukluğa neden oldu. Ayrıca kabul etmek gerekiyor ki DICE’ın esas önceliği Battlefield serisi.

MS: Oyun programcısı olarak şu an Blizzard Entertainment gibi köklü bir firmadasınız. EA’den ayrılıp, Blizzard’a adım atmanız nasıl gerçekleşti?

GÖ:  EA, benim profesyonel anlamda çalıştığım ilk oyun şirketiydi. Genel olarak gayet memnundum, ancak yeni bir şeyler tecrübe etmek için değiştirmeye karar verdim. Blizzard, zaten küçüklükten beri hayranı olduğum bir şirketti, oyunlarının her zaman yüksek kalite olması benim için önemli bir faktör. Zira oyun yapımcısı olarak uzun yıllarınızı tek bir oyuna harcıyorsunuz ve bittiğinde emeklerinizin boşa gitmediğini görmek istersiniz.
 
Süreç ise çok basitti, daha önceden EA’de beraber çalıştığım birisine CV’mi yolladım, birkaç zorlu mülakattan sonra yeni işime başladım. Her şey toplamda iki-üç hafta sürdü.

MS: Yıllarca oyunlarını oynadığımız, hayranı olduğumuz bir firmada günün birinde kendimizi de bulunca, bu inanılmaz bir duygudur diye düşünüyorum. Siz ne hissediyorsunuz?
 
GÖ: Tabii ki çok güzel bir his, 7-8 sene önce sabah akşam oynadığınız oyunların şimdi mutfağında olmak büyük bir haz veriyor. Ama tabii her an hissedilen bir duygu değil bu, gündelik hayatımda çok aklıma gelmiyor, her şey rutin hale geldiğinden. Fakat arada düşünüp mutlu olmuyorum desem yalan olur :).
 
MS: Blizzard’da bir gününüz nasıl geçiyor? Şu an Blizzard’daki güncel işleriniz neler?
 
GÖ: Standart bir programım yok, her gün farklı. Genelde 10:30 gibi işe geliyorum, öğlene kadar e-mail’ler ve acil çözülmesi gereken sorunlarla uğraşıp, 12’de şirketteki sahada 2 saat basketbol ya da futbol oynuyorum. Ardından genelde saat 7-8’e kadar kahve molaları ve toplantılar haricinde programlama yapıp eve dönüyorum. Şu anki görevim World of Warcraft motorunu modernize etmek.
 



MS: Blizzard’ın diğer oyun firmalarından daha farklı olduğunu düşünüyoruz. Sizce de öyle mi? Bu fark neden kaynaklanıyor?
 
GÖ: Evet farklı, detaylara çok önem veriyorlar ve bir oyunu tam olarak hazır olmadan piyasaya sunmuyorlar. Doğrusunu söylemem gerekirse Diablo 3 başka bir şirketin oyunu olsaydı çoktan piyasaya çıkmış, hatta ek paketi de bitmek üzere olurdu.

Şirketin kültürü, her ürünü maksimum kalitede üretmek üzerine kurulu. Ayrıca Blizzard, çok deneyimli ve yetenekli çalışanlarını elinde tutmayı başarıyor, diğer şirketlerin aksine. Yine de unutmamak gerekir ki, Blizzard’ın bu lükse sahip olmasının sebebi WoW gibi oyunların
getirdiği başarı ve milyarlarca dolarlık sabit gelir. Yani eminim başka şirketlerin de yeterli kaynakları olsa, bu felsefeyi benimserdi.

MS: Blizzard’ın yaklaşmakta olan birçok önemli projesi var; Wow’un yeni eklentisi, Starcraft 2’nin devamı, henüz ismi açıklanmayan proje ve tabii ki Diablo 3! Peki Giray Özil, bu projelerden hangisi veya hangilerinde çalışıyor? Ayrıca en çok beklediğiniz Blizzard oyunu nedir?
 
GÖ: World of Warcraft ekibindeyim, şu ismi açıklanmamış yeni MMO projesiyle de bir miktar ilgileniyorum. Tabii ki Diablo 3, en heyecanla beklediğim oyun.

MS: Daha önce Medal of Honor Airborne ve yeni Medal of Honor’da çalışmıştınız. Kısa süreli de olsa bir de C&C Tiberium’da görev almıştınız. Genellikle FPS türü oyunlarda daha fazla vakit geçirmiş olmanız, Blizzard’ın oyunlarında sizi nasıl etkiledi?
 
GÖ: Oyun türlerinin bir oyun motoru programcısı açısından genelde çok önemi olduğunu düşünmüyorum. Her ne kadar FPS’lerle Blizzard oyunları dışarıdan çok farklı gözükse de, altyapısında, yani benim çalıştığım kısımda büyük farklar olduğunu söyleyemem.

MS: WoW’un zaman içinde grafiksel gelişimine tanıklık ettik. En güncel değişikliği de Cataclysm’de gördük. Bundan sonra da daha önce olduğu gibiküçük grafiksel güncellemeler mi olacak, yoksa daha büyük bir grafiksel güncelleme olacak mı?
 
GÖ: Yeni oyunda önemli grafiksel gelişmeler var, örneğin videolarda Pandaren’lerin animasyonlarının diğer ırklardan çok daha detaylı olduğunu görebilirsiniz. Bunun haricinde de planladığımız şeyler var, ama henüz yorum yapmam mümkün değil, zira üzerinde çalıştığımız bazı şeyleri oyuna koymaktan vazgeçebiliriz ve bu durumda yanlış bir beklenti oluşturmak istemem.
 
MS: Oyunların yerelleştirilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz. WoW’un Türkçe olması gündemde sanırım. Bu konu hakkında düşünceleriniz neler? Konu hakkında bir Türk olarak sizin de görüşleriniz alındı mı?
 
GÖ: Hangi oyunların yerelleştirileceğini söyleyemem, ancak iş ilanlarından da gördüğünüz gibi Blizzard’da ciddi bir Türkçe hamlesi var, detayları yakında duyarsınız sanırım. Zaten Türkiye’deki genç nüfus düşünüldüğünde, biraz da korsandan uzaklaşılırsa oyun pazarının potansiyelinin çok yüksek olduğu aşikar. Benim doğrudan bir katkım yok, ama çok kötü Türkçe’ye çevrilmiş birkaç WoW sayfasının düzeltilmesini sağladım :).
 
MS: Blizzard da konsollar için oyun geliştirme adına çalışmalar yapıyor. Bu çalışmalar içinde siz de yer alıyor musunuz?
 
GÖ: Şu ana kadar Blizzard’da konsollarda çalışmadım, yakında bu değişebilir. Gelecek nesil konsollar hakkında yorum yapamayacağım :).




MS: Geçtiğimiz günlerde Bioware’ın Star Wars: The Old Republic’i çıktı. Önümüzdeki dönemde de NCSoft’un Guild Wars 2’si bekleniyor. WoW’un da yeni eklenti paketi çıkacak. Piyasa bayağı kızışacak gibi. Rekabet hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce WoW’un avantajları neler?
 
GÖ: Ben özellikle Guild Wars’u çok severim, heyecanla bekliyorum. WoW’un avantajı, 8 senedir piyasada olan çok oturmuş bir oyun olması. MMO yapımı çok zor bir iş, o yüzden yeni çıkan bir MMO’nun direkt WoW’un nispeten sorunsuz işleyişiyle yarışması oldukça zor.

Hatırlarsanız WoW da ilk çıktığında pek çok problemle boğuşuyordu, ancak o sıralarda bu çapta bir rakibi yoktu. Ama tabii ki bir yandan da ister istemez oyuncular yeni heyecanlar arayacaktır, eninde sonunda WoW’u geçecek bir MMO olur. Elbette Blizzard’ın gayesi de WoW’u geçen
MMO’nun yine kendi ellerinden çıkması.
 
MS: Son olarak, geçtiğimiz günlerde ülkemizde birkaç panelde yer almıştınız. Biraz bilgi verir misiniz ve tekrar sizi ülkemizde ne zaman görebileceğiz?
 
GÖ: Bu ziyaretimde ODTÜ ve Sabancı Üniversitesi’nde konuştum. Maalesef kısa süreliğine Türkiye’ye geliyorum ve bu süre içinde her yere gitmem mümkün olmuyor. Genelde her sene yılbaşı civarında Türkiye’de oluyorum, ancak bu yıl yazın bir kaçamak yapmak hedefim :).

MS: Vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu