Blood Omen’den sonra başımıza bir de Rayne’i çıktı.
Oluşturdukları piyasa ile yeni kadın kahramanların önünü açan Eidos ve Core’un kahramanı Lara Croft’a yeni bir rakip daha geliyor. Lara Croft kadar merhametli olmayan Blood Rayne adından da anlaşılacağı üzere bugüne kadar göreceğiniz en acımasız yaratıklardan biri. Yaratık diyorum çünkü yarı kadın-yarı vampir olan ajan Blood Rayne ile tanışmaya hazır olun. Terminal Reality tarafından geliştirilen oyun Majesco tarafından dağıtılıyor. Third-Person Shooter tarzında olan Blood Rayne önümüzdeki günlerde 4 platform için de çıkacak.
Sürgün edilen bir grup Nazi suçlusu, kaçarak Amerika’nın güneyinde çalışmalarına devam etmeye başlar. Arjantin sahillerinde bir labaratuvar oluşturup yarım kalmış işlerinin tamamlamayı ümit ederlerken tam da bu sırada çok eskilerden kalma şeytani güçleri olan bir tapınak bulurlar. Ve bu beklenmedik keşif sayesinde bugüne kadar görülmemiş özellikleri olan bir gücün ortaya çıkmasına neden olurlar. Tabii ki böyle durumlarda hepimizin bildiği gibi bir kahramanın bu kötü gidişaatı durdurması gerekir. Bu da kuşkusuz Blood Rayne’dir.
Resident Evil ve Silent Hill atmosferine sahip olan oyunun Hong kong aksiyon filmlerinden çıkmış bir havası var . Hareketlerindeki esneklik ve çeşitlilik bunun en büyük göstergelerinden biri. İzlediğim demolarda kamera açıları ve efektleri bana Matrix’in kendine özgü tarzını yakalamış en başarılı oyunlardan biri olduğunu gösterdi.
Böyle bir kurguya sahip oyunda dişi yaratığımızla Nazileri ve minionları öldürmek zevk haline gelecek gibi gözüküyor. Gerek kullanılan silahların, gerekse yardımcı cisimlerin yaratıcılık gerektiren tasarımcıların elinden çıktığı kesin. Blood Rayne bileklerine tutturulmuş olan gümüş bıçakları ile birçok kafayı uçuruyor. Aynı zamanda örümcek adam gibi bileğinden fırlayan bir kanca ile rakibinizi Sub Zero edası ile kendinize çekip bitirici hamlenizi yapabiliyorsunuz. Bunun yanında el bombası, makinalı tüfek ya da diğer ateşli silahlar gibi kullanabileceğiniz pekçok silah bulunuyor.
Tabii bir vampirin nasıl iyileştiğini ya da beslendiğini söylemeye fazla gerek yok sanırım. Kan içerek rakibinize verdiğiniz hasarı arttırabiliyor içtikçe daha da zararlı olabiliyorsunuz. Aslında bu noktada aklıma başka bir soru takıldı. Acaba gerçekten yarı insan yarı vampir ile mi karşı karışıyayız? Bence biraz sınırı geçmiş durumda.
Kişilik olarak biraz da Blade’den esinlenerek yaratılmış bu oyunun önümüzdeki yılın en çok konuşulan oyunlarından biri olacağına inanıyorum.
