Bolt
Gün geçmiyor ki sinemada izlediğimiz bir süper kahraman konulu veya animasyon
filmin bir şekilde oyunu ertesi günün sabahı piyasaya çıkmasın. Buna alıştık,
hatta film ne kadar güzel olursa olsun oyununun beş para etmemesini bile
yadırgamaz olduk. Ayrıca sürekli de forumlarda tartışıp duruyoruz; bu böyle mi
gidecek, bu oyunlar çıkmalı mı, aslında gerçekten yapılmalı mı diye. Önceleri
enteresan gelen bu fikir son zamanlarda bana pek bir şey ifade etmiyor. Sinemada
olan her şeyin orada belli bir ağırlığı olduğu gerçek; onu alıp oyuna tekrar
kurgulamak filmdeki atmosferin ve karakterler yoğunluğunun sizin üzerinizde
yarattığı etkiyi bir şekilde azaltıyor. Fakat bu fikrimin tam aksine animasyon
uyarlamalarının kendince bir takım artı noktalara sahip olduğunu da düşünmüyor
değilim. Temelde ikisi de bilgisayar kaynaklı ve birinin diğerine
dönüştürülmesinde elde edilecek sonuç daha tutarlı. Bolt’u bu perspektiften
bakarak yorumlayalım.
Bolt’da kontrol ettiğimiz iki farklı karakter var. Bunlardan biri filme de
ismini veren Bolt adlı süper köpek ve onun sahibi Penny. Oyun her ne kadar
animasyonun oyuna uyarlaması olsa da konu bakımından filmde izlediklerimizin
tamı tamına peşinden gitmiyor. Bununla birlikte konu akışının çok da doyurucu
olmadığı gerçek. Her bölümde yaptığınız şey önünüze çıkan adamları dövüp
ilerlemek ve en nihayetinde de oyundaki amacınız olan babanızı kötü adamların
elinden kurtarmak. Bölümler boyunca ilerlerken karşınıza çok çeşitli düşmanlar
çıkıyor ve gerek Penny, gerekse de Bolt ile beraber hepsinin hakkından
geliyorsunuz. Bu bakımdan oyunda iki karakterin de güzel bir kullanımı var.
Penny ile oynarken etrafta dolaşıp gizli geçitlerden geçip borulardan sallanarak
bir yerlere varmaya çalışıyorsunuz. Bu olay genellikle kapalı mekanlarda oluyor
ve kullanabildiğiniz özel yetenekler sayesinde asla gitmeniz gereken yerden
şaşmıyorsunuz. Penny’i kontrol ettiğiniz yerlerde bir yerlere gizlice ulaşıp
karşı tarafı içerden çökertmek asıl yapmanız gereken şey. Bu sayede bilgisayar
sistemlerini hack’leyip, gizli bölmelere ulaşıyor ve yok etmeniz gereken yere
veya insana bu şekilde ilerliyorsunuz. Hack’leme işlemi ise Geometry Wars
benzeri mini bir oyun olarak tasarlanmış. Fakat en nihayetinde mutlaka
yakalanıyorsunuz ve ardından da oyun Bolt’a dönüyor.
Atıl Bolt!!
Bolt ile oynamak oyunun asıl eğlenceli olan kısmı. O bir süper köpek, çok
çeşitli komboları ve özel hareketleri var. Başlarda küçük ve büyük hasar veren
basit saldırılarla düşmanları indirirken ilerledikçe bunlardan elde ettiğiniz
enerjiyi bir kerede kullanarak çok güçlü bir saldırı yapabilecek duruma
geliyorsunuz. Bunlar genellikle bir bulmaca mantığı içerisinde de olabiliyor.
Örneğin parçalayarak geçmeniz gereken bir kapıyla karşılaştığınızda önce size
saldıran düşmanlardan enerji kazanıp, ardından da hepsini birden bu kapıda
kullanarak öteki tarafa geçmeniz gerekiyor. Oyun içerisinde böylesi ilerleyiş
biçimleriyle çok sık karşılaşıyorsunuz. Kombolarla birlikte geliştirdiğiniz güç
barınızı böylesi durumlarda kullanmanın yanında çok güçlü ve süper güçlü iki tip
saldırı sistemiyle de harcayabiliyorsunuz. Üzerinize gelen düşmanların ilerleyen
bölümlerde güçlenmesiyle bazılarını yalnızca bu tarz güçlü saldırı tipleriyle
yok edebiliyorsunuz.
Düşmanları devirdikçe sürekli yenileri geliyor ve oyun bunu çok sık bir biçimde
tekrar ediyor. Yani bir grup düşmanı alt ettikten sonra hemen ardından daha
güçlü bir grup geliyor ve ondan sonra yine aynısı. Resmen oyunun sonuna kadar bu
şekilde oynuyorsunuz ve doğal olarak çabuk sıkılıyorsunuz. Her ne kadar
karşınıza çıkan düşmanlar da bir şekilde güçlenmeye başlıyor olsalar bile bunun
dengesiz olması sorunları beraberinde getiriyor. Zaten oyun başlı başına sırf
aynı tuşlara tuşlara basıp durmaktan ibaret; daha güçlü düşmanlar daha stratejik
mücadele edeceğiniz anlamına gelmiyor. Sadece aynı şeyin daha sık tekrar
ediliyor olmasından başka bir şey değil. Bu yüzden oyun kendini çok çabuk
eskitiyor. Ayrıca, her ne kadar bu tarz bir platform oyunu için asıl
değerlendirme kıstası bu olmasa da, oyunun çok uzun olmadığını söylemek gerek.
Negatif yön açısından ise tekrar oynamak için pek bir gerekçeniz olmamasını
belirtmek lazım.
Grafikler bakımından oyunun çok güzel olduğunu ve animasyonun kalitesinin
peşinden gittiğini söylemek mümkün. Mekan tasarımlarıyla birleştirdiğimiz
takdirde elde ettiğiniz atmosfer bölümde size yaşatılmak istenenle birebir
örtüşüyor. Yeri geldiğinde renkli ve akıcı, yeri geldiğindeyse hızlı ve aksiyona
uygun başarılı bir görünüş sağlanmış. Sesler ve müziklerdeyse sorun yok; çoğu
zaman aksiyon anında hızlanıyor ve ortamla paralellik gösteriyor. Kısaca oyun
için, eğer animasyon filmden hoşlandıysanız şans verip güzel vakit
geçirebileceğiniz bir yapım şeklinde klişe bir cümle kurulabilir. Aynı zamanda
oyunun asıl hedef kitlesinin de çocuklar olduğunu bilmek gerekiyor.