Borderlands
Efsaneye göre üzeri kurak topraklar ve kayalarla örtülü Pandora gezegeni, aslında içinde inanılmaz cevherler gizlemekteydi. Hayal edilemeyecek kadar gelişmiş teknolojiler, var olan yaşantıyı çok daha kolay hale getirebilecekti. Ne var ki bunun gerçek olduğu kanıtlanamamış, fakat buna rağmen söylentiler yıllardır sürmüştü. Konuşulan konular ilgi çekici oldukça, bu maceraya çıkmak isteyen insan sayısı da her geçen gün biraz daha artmıştı. Ekipmanlar ve silahlar hazırlandı, yollara çıkıldı, hem de defalarca…
Bu merakın içine düşen her insanın kaderi ortak bir noktada buluştu, belki de sonlandı. Pandora’nın yüksek tepelerinde gizli teknolojileri keşfetmeye kim gittiyse, bir daha geri dönmedi. Bu da diğer savaşçılar için önemli bir soru işareti olmaktaydı. Acaba buldukları şey, bırakılıp gidilmeyecek kadar güzel olduğu için mi geri dönmediler, yoksa öldüler mi? Hangi şık olursa olsun, bu söylentinin cazibesi yükselmeye devam etti. Borderlands’te merakın karşılığı araştırma yapmak. Diğer türlü önemsiz bir düşünceden öteye gidemezsiniz.
Borderlands, ünlü Brothers in Arms serisinin hazırlayıcısı Gearbox Software’ın yeni ürünü. İlk olarak 2007 yılında duyurulan yapım, yeni bir tür olarak oyunculara lanse edildi; Role Playing Shooter. Devasa haritası ve bünyesinde barındırdığı RPG öğeleriyle dikkat çeken yapım, yine aynı dönemde duyurulan ve benzer bir temaya sahip RAGE ile karşı karşıya gelmişti. Duyurunun ardından kısa bir video yayımlandı ve hemen sonrasında görsellikte değişime gidildi. Unreal 3 ile geliştirilen yapım, yine aynı motoru kullanıyordu, ama artık çizgi tarzda görsellerle bezeli bir dünyaya adım atmak üzereydik. İşte Borderlands…
Hayatınızda yeni bir sayfa açılıyor. Hoş geldiniz
Oyunumuz muhteşem bir giriş videosuyla başlıyor. Videodaki mizah faktörü ve müthiş müzik eşliğinde hem karakterlerimizi, hem de yeni dünyamızı tanımaya çalışıyoruz. Borderlands’te seçilebilir dört farklı karakter yer alıyor. Otomatik silahlar ve pompalı tüfekler konusunda uzman Soldier, sniper tüfeği ve keskin bir kılıcı bulunan Hunter, roket atar gibi silahları kullanabilen, iri yarı cüsseli Berserker ve kullandığı silahların yanı sıra, yakın dövüşlerde yaptığı şok vuruşlarıyla düşmanlarının üstesinden gelebilen Siren… Her birinin kullandığı silah ilk başta farklı olsa da, aslında hepsi aynı silahları kullanabiliyor. Tabii ki özel yetenekleri haricinde. Bunlardan istediğimiz bir tanesini seçip maceraya başlıyoruz. Henüz Pandora gezegeninde acemi olduğumuz için, otobüsten iner inmez bizi ufak bir robot karşılıyor ve kısa süre sonra eğitim kıvamında dakikalar yaşıyoruz. Devasa bir harita ve olabildiğince aza indirgenmiş çizgisellikle ilerleyebiliyoruz. Bahsedilen konuları öğrenebilmek ve bu sırada gelişim göstererek güçlü bir savaşçı olabilmek için, kısa sürede görev almaya başlamalıyız. Yapımın oynanış mekaniği, tipik bir MMO oyununu andırıyor ve bunu FPS bakış açısıyla kombine ediyor. İlk başta basit olan görevlerimiz, ilerledikçe normal olarak zorlaşmaya başlıyor. Görevlere örnek verecek olursak; 5 tane köpek kes, kayıp bant kayıtlarını bul, şuradaki devasa boss’u öldür gibi…
Ne ararsan var
Tab tuşuna bastığımızda, kendi karakterimizin envanter ekranıyla karşılaşıyoruz. Bulunduğumuz ve gitmemiz noktaları gösteren bir harita, elimizde bulunan silah, para ve yapmamız gereken görevler gibi detayları öğrenebiliyoruz. Görev yaptıkça karakterimiz gelişim gösteriyor ve hem silah, hem de kullanım koşulları olarak yeni imkânlara sahip olabiliyoruz. Örneğin, oyun başlangıcında iki adet silah slotuna sahipken, ilerledikçe bu rakam artıyor. Öldürdüğümüz karakterlerin üzerinden, çevredeki fosillerden ve sandıklardan silah, para, sağlık çantası gibi şeyler toplayabiliyoruz. Bunların yanı sıra haritada sağlık istasyonu ve silah satıcısı gibi unsurlar da bulunuyor.
Görevleri halletmek için oyun boyunca taban tepmiyoruz. Bir süre sonra güzel bir aracımız oluyor ve her yere onunla gidiyor, hatta çoğu kez düşmanla mücadeleye girmeden onları ezerek yolumuza devam edebiliyoruz. Araç için iki adet kullanma modu bulunuyor. İlkinde hem aracı sürüp, hem de makineli tüfeği kullanabiliyoruz. İkinci modda ise, aracın üst kısmına geçiyor ve ağır bombardıman silahıyla dehşet saçabiliyoruz. Yalnız şunu belirtmekte fayda var ki, yapımdaki vuruş hissi sanki biraz zayıf kalmış.
Borderlands, Halo’da yer alan zırh sistemine benzer bir sistemine sahip. Vurulduğunuz sırada zırhınız tamamen bitmediyse, biraz dinlendiğiniz takdirde tekrar yükselmeye başlıyor. Fakat zırhınız tükenir ve yine ateş altında kalırsanız, sağlık seviyenizi yükseltmek için sağlık paketi kullanmanız gerekiyor. Ölmek üzere olduğunuz sırada ise yapım, Modern Warfare’da yer alan Last Stand benzerinde bir moda geçiyor ve oyuncuya ikinci bir şans tanıyor. Eğer bu esnada karşınızdaki karakteri öldürebilirseniz, tekrar kaldığınız yerden devam ediyorsunuz. Eğer ölürseniz, son kayıt noktasından maceraya devam ediyorsunuz, ama bu size pahalıya patlıyor. Çünkü her yeni başlangıçta cebinizden bir miktar para gidiyor. Tek kişilik oyun modunun haricinde oyunu arkadaşlarınızla Gamespy üzerinden online veya LAN üzerinden co-op olarak da oynayabiliyorsunuz.
Bu yılın modası çizgi grafikler
Unreal 3 motoru kullanan yapım, çok şık görünüyor. Borderlands’te, gelişim sürecinde belirli bir mesafe kat edildikten sonra alınan radikal bir karar neticesinde Cell-Shade görselliğine geçiş yapılmıştı. En yeni örneklerinden bir tanesini de Prince of Persia isimli oyunda görmüştük. Harita tasarımları, ışık-gölge oyunları ve gece-gündüz dönümleri gibi etmenler, oyunun görsel olarak başarılı olduğunu gösteriyor. Bununla beraber fizikler üzerinde de biraz çalışılsaymış, iyi olurmuş. İlk videodan da belli olduğu üzere Borderlands’in ses ve müzikleri gayet başarılı. Düşmanla çatışırken karakterinizin kendi kendine konuşması ve duruma göre tepkiler vermesi de çok iyi. Tabii ki karşılaştırılamaz, ama bir an Duke’ü hatırladım diyebilirim.
Oyunun yapay zekâsına örnek olarak Doom 2’yi vermek istiyorum. Doom 2’nin ismini hatırlamadığım bir bölümünde Hellknight ve Arachnotron, yan yana olarak size saldırıyor. Eğer hızlı hareket eder ve tam ortalarında geçerseniz, ikisi de sizi vurmak için hamle yaptığı sırada birbirini vuruyor. Sonuç olarak birbirine düşüyor ve siz hiçbir zorlukla karşılaşmadan ikisinin de hakkından gelebiliyorsunuz. Benzer bir noktayla Borderlands’te de karşılaştım. Bu durum, eğer oyuncu lehine kullanılabilirse zeki bir hamle olabiliyor, fakat bilinçli olarak böyle bir şey yapmadığınız sürece karşınızda oluşan tablo, saçmalıktan başka bir şey değil. Aynı şekilde peşinize takılmış yaratıklar var ve siz görev almak için bir adamla konuşuyorsunuz. O sırada yaratıklar bekliyor, görev aldığınız adamda da hiçbir tepki yok. Konuşma bittikten sonra aksiyon son sürat devam ediyor. Yapay zekâda sorunların olduğu açık.
Sonuç olarak Borderlands, kendine özel türü RPS ve diğer yapımlardan da aldığı ufak tefek destekler sayesinde kendi çizgisini oluşturabilmiş. Açıkçası Gearbox’un Borderlands’i bu kadar kısa sürede piyasaya sunacağını sanmazdım. Özellikle de oyunun görselliğinde radikal bir değişime gidildikten sonra. Pandora’yı keşfe çıkmak istiyorsanız, Borderlands iyi bir seçim olacaktır.