Yaz geldi, tatil de beraberinde geldi. Ne yapacağız? Video oyunları, deniz, kum, güneş… Video oyunlarından vazgeçmezsiniz herhalde. Ancak kimi zaman “bu akşam ne yapsam?” diye düşündüğünüz oluyordur. Her akşam rahat rahat koltuğumuza oturup, elimizde sıcak sıcak taze mısırla sinema keyfi yapmak, hepimizin işine gelir diye düşünüyoruz. Bu yüzden de “bu akşam ne izlesem?” sorunuzun cevabını cevaplamak için buradayız.
Bu sefer bendeniz Özgür Yıldız sizlere 28 Gün Sonra isimli Danny Boyle filmini, Ceyda Doğan Karaş ise filmin devamı niteliğindeki yapım 28 Hafta Sonra isimli filmi önereceğiz.
28 Gün Sonra (2002)
Zombi filmlerine aşina olduğumuz şu son dönemde özellikle vizyonda World War Z isimli Brad Pitt’in başrolünü oynadığı bir film de varken, akşamınızı iki güzel zombi filmiyle renklendirelim dedik. İlk filmimiz 2002 yapımı Danny Boyle’ın yönetmenliğini üstlendiği 28 Gün Sonra. Danny Boyle’ı özellikle Slumdog Millionaire filmindeki büyük başarısıyla tanıyoruz.
28 Gün Sonra, tipik zombi filmlerinden ayrılan özellikleriyle ve farklı kurgusal yapısıyla ön plana çıkıyor. Cillian Murphy’nin başrolde Jim karakteriyle yer aldığı film, İngiltere’de geçiyor. Kurgusal olarak asıl olaylardan 4 hafta yani 28 gün sonrasında başlayan film, özellikle bomboş Londra sokaklarıyla seyirciyi kalbinden vurmayı başarıyor. Zombi dediysek ağır ağır yürüyen ölülerden bahsetmiyoruz. Filmde RAGE isimli bir virüsün insanlara bulaşmasının ardından deli danalar gibi koşuşturup virüsü birbirine bulaştıran insanlar görünüyor. Bu da artık sıkıcı hale gelmiş “zombi” kavramını, daha dinamik ve hızlı bir konuma getirmeyi başarıyor.
Filmde Holywood’un etkisinin minimum seviyede olduğu açık. Bunda filmin İngiltere yapımı olmasının etkisi büyük. Ne görsel efektlerin öne çıktığı bir karmaşa var, ne de tipik Hollywood-vari sahneler. Sanırım az sonra okuyacağınız devam filmi “28 Hafta Sonra”nın, ilk filmi sevenler tarafından çok da beğenilmemesinin asıl nedeni bu.
“28 Gün Sonra”yı izlerken biraz melankolik hissedecek, biraz gerileceksiniz. İyi seyirler.
28 Hafta Sonra
En başarılı zombi filmlerinden biri olan 28 Weeks Later yani 28 Hafta Sonra, 28 Days Later’ın devamı oluyor. 2007 yılında vizyona girdi ve bu sefer yönetmeninin Juan Carlos Fresnadillo olması, filmi biraz Hollywood yapımlarından biri gibi gösterdi. 2003’ten 2007 yılına kadar neler değişti diye bir soru sorabilirsiniz kendinize. Zira bana göre 28 Gün Sonra, çok daha başarılı bir filmdir, ancak 28 Hafta Sonra’nın da ayrı bir aksiyonu var. Olaylar ve kurgu o kadar ilginç bir hale geliyor ki, filmin devamını istiyorsunuz. Güzel de bir haber vereyim; 28 Ay Sonra da bizlerle buluşacak.
28 Hafta Sonra’nın başrollerinde; Jeremy Renner, Rose Byrne, Imogen Poots, Idris Elba ve Robert Carlyle yer alıyor. Zombi konseptini biraz daha farklı ele alan 28 Hafta Sonra, RAGE virüsü üzerinden konusuna devam ediyor. Bu sefer Britanya adalarına yayılmasının ardından geçen altı ay sonrasında, Amerikan ordusu düzeni sağlamıştır. İnsanları tekrar bir araya getirmeye ve virüsün çaresini bulmaya çalışmaktadırlar. Ülkelerine dönen ve virüsten bir şekilde kaçmayı başaran bir grup insan, hayatlarını normale çevirmek isterler. Ancak korkunç bir olay gerçekleşir ve ne yazık ki bir kişi taşıyıcıdır.
Şimdi olaya böyle baktığınızda çok basit geliyor size değil mi? Mutlaka bir taşıyıcı vardır. Bir şekilde içeriye sızar vs. Ancak işin güzel yanı, buradaki hikaye çok güzel anlatılmış. Normalde ısırılan ve aslında çoktan insanların peşinden koşması gereken bir taşıyıcı, bunu yapmıyor. Peki neden? İşte bunun cevabı 28 Hafta Sonra’da. Film serisi için özellikle, “bu bir zombi filmi değildir, RAGE isimli bir virüs insanların farklı davranmasına neden oluyor” şeklinde bir açıklama yapılmıştı. Yapılan açıklama şu yönde oldu: Virüsten etkilenen kişiler 15 saniye sonra insani özelliklerinden çıkıp, cinayete eğilimli saldırgan yaratıklara dönüşür.
Aslında teknik olarak doğru bir düşünce. Zira bu filmlerin zamanında zombiler daha yavaşlardı ve 28 serisi bu düşünceden kendisini kurtarmıştı.