Yönetmen: Takuya Igarashi
Stüdyo: Bones
Senaryo: Yoji Enokido
Müzik: Taku Iwasaki
Tür: Aksiyon
Süre: 12 Bölüm
Agatha Christie, Edger Allen Poe, Dostoyevski ve Dan Brown gibi ünlü yazarlar bir araya gelseydi sizce nasıl olurdu? Elbette bu imkânsız bir olay ama konu anime olunca imkânsız diye bir şey yoktur. Tüm karakterlerine başta Japon olmak üzere ünlü yazarların (veya ünlü karakterlerinin) isimlerini veren Bungo Stray Dogs, aksiyon yüklü içeriği ile ünlü isimleri hiç olmadığı kadar eğlenceli bir şekilde bizlere sunuyor.
Atsushi Nakajima yetimhanesinden atılmış, aç ve susuz, gidecek hiçbir yeri olmayan bir gençtir. Yetimhanesi gizemli bir kaplan tarafından taciz edilmiş, dolayısıyla yetimhane maddi sıkıntıya düşmüştür. Kemer sıkma politikası uygulayan yetimhane de ilk olarak Atsushi’yi kapı dışarı etmiştir. Ne yapıp ne edeceğini düşünen Atsushi, nehir kıyısında otururken nehirde boğulan bir adam görür. Elbette Atsushi bu garip ve eksantrik adamı kurtarır. Lakin intihar ettiğini söyleyen adam Atsushi’yi bir güzel fırçalar. Bu adam kendisini Dazai Osamu olarak tanıtır ve Dazai’in sürekli intihar girişimlerinden bıkan ortağı Kunikida Doppo ile beraber Atsushi’ye yemek ısmarlarlar. Sohbet esnasında Atsushi, Dazai ve Doppo’dan bir şekilde sürekli Atsushi’nin etrafında beliren gizemli kaplan ile ilgilendiklerini öğrenir. Dahası, ikili Atsushi’nin sürekli dolanan söylentilerde duyduğu ve doğaüstü güçleri olan insanların bulunduğu “Silahlı Dedektif Ajansı”nın üyeleridir. Durum böyle olunca daha birkaç saat önce ne yapacağını bile bilemeyen Atsushi, kendisini başta Dazai olmak üzere garip güçleri bulunan garip insanların arasında bulur.
Bungo Stray Dogs, komedi unsurları ile harmanlanmış hızlı ve aksiyon yüklü bir anime. Animede boy gösteren mizah (Dazai’in intihar girişimi, Atsushi’ye kızması gibi) için aslında komik denilemez. Bu yüzden anime için tam anlamıyla komedi içeren bir yapım demek yanlış olur. Bolca serpiştirilmiş komedi unsurlarına nazaran animenin az sayıdaki dram kısmını şahsen daha başarılı buldum. Dram ile birleştirilen gizem, aksiyon sahneleri ile bir araya gelince bir bakmışsınız bölümler çerez gibi bitivermiş. Lakin bu olay aslında büyük bir handikaba da neden olmuş durumda. Anime tür olarak aksiyon, bu inkâr edilemez. Fakat komedi mi? Dram mı? İşte orası tartışılır. Kimilerine göre anime aksiyon – komedi iken kimi yerlerde aksiyon – dram olarak lanse ediliyor. Çünkü dengesiz ilerliyor. Komedi unsurları daha fazla ama iyi değil. Dram daha az ama daha başarılı olunca adeta bir kavram kargaşası yaşanmış.
Anime içinde barındırdığı garip karakterleri, mafya örgütleri ve yaşanan olayları ilk bakışta Durarara’nın doğaüstü hali gibi geliyor. Peki, gerçekten öyle mi? Elbette ki Bungo Stray Dogs bir Durarara değil. Animenin hikâye ve gidişatı olarak kendine has bir çekiciliği var ki öyle olması Durarara kopyası olmasından çok daha iyi. Durarara dışında da anime The League of Extraordinary Gentlemen (film uyarlamasında ülkemizde yayınlanan adı ile Muhteşem Kahramanlar) adlı çizgi romana da benzetebilmek mümkün. İlk paragrafımda yazdığım gibi karakterlere ünlü yazarların isminin verilmesi de sıra dışı bir hava katmış. Otuz sekiz yaşında uğruna karsını ve çocuklarını terk ettiği Tomie Yamazaki ile su kanalında boğularak intihar eden (ilk bölümde anime karakteri Dazai’in intihar girişimi aklınıza gelsin) Dazai Osamu, Japonya’da çok ünlü bir yazar. Japon yazarlar yoğunlukta olsa da batı edebiyatının önemli isimleri de az da olsa sahneye giriş yapıyor.
Çocuklardan ziyade gençleri hedefi alan seinen türündeki Bungo Stray Dogs’un mangakası Kafka Asagiri. Tıpkı yarattığı karakterlere yazar ismi vermesi gibi kendisine de Franz Kafka’nın ismini uygun görmüş. Bungo Stray Dogs ise Sayın Kafka’nın animeye uyarlanan ilk eseri. Anime serisinin yönetmen koltuğunda bulunan Takuya Igarashi daha önceden Soul Eater, Sailor Moon ve Mushishi gibi animelerde çeşitli görevlerde bulunmuş bir isim. Ve bunları da genelde Bones adlı anime stüdyosunun çatısı altında gerçekleştirmiş.
Animenin çizimleri diğer Bones yapımlarına büyük benzerlik gösteriyor. Renkleri bakımından keskin, detaylı ve köşeli hatlara sahip yakışıklı/güzel karakterleri bulunuyor. Seriyi izlemeye ilk başladığımda zaten çizimleri bakımından bana ilk anımsattığı Noragami olmuştu ki Noragami de sevilen Bones yapımı bir anime. Müziklerden sorumlu Taku Iwasaki ise bir hayli deneyimli bir isim. Yine Noragami, Jojo, Akame ga Kill, Jormungand gibi müzikleri ile de ön plana çıkan birçok animede başarılı işlere imza atmış durumda. Dolayısıyla Bungo Stray Dogs’un da müzikleri gayet sağlam. Animenin açılış parçası “Trash Candy” seriye yakışan hızlı bir parça ve kapanış parçası “Namae wa Yobu yo” biraz daha ağır ama daha başarılı.
Bungo Stray Dogs, Durarara’yı anımsatan tarzı ama farklı içeriği ile dört dörtlük olmasa da izlemesi gayet eğlenceli bir anime. Ekim 2016’da ikinci sezonu ile ekranlara dönecek olan yapımı aksiyon seven herkese önerebilirim. Bir başka yazıda görüşmek üzere, iyi seyirler.