Burnout Dominator
Burnout oyunlarını daha önce denemiş biriyseniz, serinin temel mantığını aşağı yukarı biliyorsunuzdur. Arcade ağırlıklı oynanışa sahip olan Burnout’ta, bitiş çizgisine ulaşmak kadar, yolda yapacağınız tehlikeli ve artistik hareketler de önem taşır. Ne kadar hız yapabildiğinizin yanında, ne kadar korkusuz olduğunuzu da göstermek zorundasınızdır. Ancak Burnout Revenge’i Xbox’a başarılı şekilde uyarladıktan sonra, Burnout 5 için çalışmalarını sürdüren Criterion Games, Burnout Dominator’un yapımını Electronic Arts UK’e ihale etmiş görünüyor. Elbette bu durumun bazı yan etkileri hemen göze çarpıyor; ilk olarak Revenge’de görüp alıştığımız ‘traffic check’ olayı, yani araçlara arkadan çarpınca savrulup gitmeleri, nasıl desek, savrulup gitmiş. Kimseye çarpmak yok artık. Ayrıca neredeyse ikinci bir oyun kadar kapsamlı ve eğlenceli olan ‘Crash’ modu da ortalarda görünmüyor. Dominator’da daha çok serinin eski versiyonlarının (Revenge hariç) uyumlu bir harmanını görüyoruz. Bu nedenle 4. oyunda tanıyıp sevdiğiniz özelliklerin çoğundan kesinti yapılmış görünüyor.
Yine de eğer bu modları çok da özlemeyecekseniz, Dominator hoşunuza gidecek nostaljik öğeleri barındırıyor. Görsel olarak Burnout Revenge’in PS2 versiyonundan hiçbir farkı yok. Yani bu konsol için hayli kaliteli grafikleri var. Ancak önceki oyunu Xbox 360’da denediyseniz, Burnout Dominator’u PlayStation 2’de oynamak biraz attan inip eşeğe binmeye benzeyecek sizin için. Arka plan müziklerini ise hangi konsolda denemiş olursanız olun, her zamanki gibi beğeneceksiniz. Kaliteli ve hareketli şarkılardan oluşan liste, yüksek hızlarda tehlikeli sokakları arşınlarken iyice havaya girmenizi sağlayacak.
Oyun mekaniklerine göz attığımızda, çoğunlukla Burnout 2’deki sistemin kullanıldığını fark ediyoruz. Artık rakiplerinizi sağa sola çarptırıp devirmek yerine (Ki bunu yapabildiğiniz bölümler yine var), sürüşünüzü daha stilize hâle getirmenin zamanı geldi. Dominator’da yarıştığınız araçlara değil, parkura karşı oynuyorsunuz adeta. Serinin kilit noktası olan ‘boost’ sistemi de daha farklı işliyor. Her zamanki gibi ters yönden gitmek, makasa girmek, araçların dibinden geçmek veya sert drift’ler çekmek boost ibrenizi yükseltiyor. Ancak komple ibrenin maksimum değerini artırmak istiyorsanız, eskiden olduğu gibi rakiplerinizi haklamak yerine ‘burnout’ yapmalısınız. Nasıl mı? İbreyi maksimuma kadar doldurdunuz diyelim. Sol altta yanan alev mavi oluyor (Süper şarj durumu). Bu durumda R1 tuşuna abanıp tüm boost bitene kadar hızla ilerliyorsunuz ve buna ‘burnout’ deniyor. Aynı zamanda diğer bir sayaç da, boost yaparken ne kadar tehlikenin içine girdiğinizi hesaplıyor. Eğer yeterince klas bir sürüş sergilerseniz tekrar süper şarj konumuna geliyorsunuz. Haritayı iyi tanıyıp oynanışınızı geliştirebilirseniz, bütün bir parkuru aynı döngüde tamamlama ihtimaliniz bile var.
Kullandığınız otomobiller de klasiklerden performans araçlarına kadar değişiyor. Lisans hakları alınmadığı için gerçek isimleri kullanılmamış olsa da, Mustang, Impala gibi eski model karizmatik Amerikan arabalarından esinlenildiği bariz. Yarışacağınız etkinliklerde ise, daha önce de bahsettiğimiz gibi Crash ve Traffic Attack yok. Bunun yerine, yaptığımız çılgınlıklara göre puan aldığımız Maniac Race gelmiş. Road Rage ve Circuit gibi eskiler yine bizimle.
Gideniyle kalanıyla Burnout Dominator, serinin ‘devamı’ olmak gibi bir iddia taşımıyor. Daha çok Burnout’un PS2’ye veda faslı olarak görülebilir. Bu nedenle, büyük yenilikler bekleyenler, aradıklarını muhtemelen bulamayacak. Ancak “Biraz daha Burnout olsun, nasıl olursa olsun” diyenler ya da PlayStation 2 için kaliteli bir yarış oyunu arayanlar, fazlasıyla memnun kalacaktır.