Oyun İncelemeleri

Cabela’s Dangerous Hunts

Çok iyi hatırlarım, çocukken babam ve ekürisinin anlattığı avcılık
maceralarını can kulağı ile dinlerdim. Yok ayı vurdum, yok aslan bıçakladım
korktu kaçtı gibi bir sürü hikaye. Tabiki yıllar geçtikçe bu hikayeler değişti,
tabi Erdinç’te büyüdü. Anladı ki yıllarca dinlediği hikayelerin çoğu
sallamaymış. Babam ve ekürisi eğlenmek için böyle takılırlarmış. Galiba o
zamanlardan kalma bende bir avcılık merakı oluştu. Geçtiğimiz yıllara kadar
arkadaşlar ile ormanlarda gezinir dururduk. Aslında avcılık içerisinde pek
aksiyon bulundurmayan, fakat söyleyince çok karizmatik görünen bir şey.
Bilgisayar oyunu olarak avcılık yapmak bana pek mantıklı gelmese de meslek icabı
denerdim fakat pek sarmazdı. Ama bu sefer öyle olmadı.

Ha Tom Clancy, ha Cabela

Yapılan onca oyundan sonra Tom Clancy ismini artık hepimiz biliyoruz. Aynı bu
isim gibi avcılık oyunlarında da Cabela ismi var. Yıllardır yapılan oyunlar ile
bu ismi çoğumuz bilmese de duymuşluğumuz var. Elimdeki oyun serinin diğer
oyunlarından biraz daha farklı. Bu kez oynayan avcı değil av oluyor. Oyuna
eklenen tehlikeli hayvanlar ile artık avcılık yaparken bir de onlardan korunmaya
çalışıyorsunuz. Yani oyuna ayrı bir hava katılmış. Bu tehlikeli hayvanlar
arasında çakal, dağ aslanı, kurt ve ayı gibi bir çok çeşit var. Çıkacağınız her
av turunda mekana göre bu tarz tehlikeli hayvanlar oluyor ve oyuna cidden ayrı
bir hava katmış. Toplam 27 adet hayvan var. Bunları avlayabileceğiniz, içlerinde
kanyon, dağ, orman gibi birbirinden değişik tam 12 arazi var. Ayrıca çıktığınız
turlardan elde ettiğiniz skorları oyunun sitesine üye olarak yollayabiliyor ve
diğer oyuncuların skorları ile karşılaştırabiliyorsunuz.

Av olan avcı kardeşlerim, dinleyin

Oyunu kariyer modunda oynadığınızda inanılmaz gerçekçi oluyor. Bir tur
saatlerce sürebiliyor. Yani oyun resmen simülasyon halini alıyor. Öncelikle
kullanabileceğiniz araç gereçlerden bahsedeyim. Neredeyse 100’e yakın ekipman
elinizin altında. Çeşit çeşit tüfekler, bunlar için dürbünler, yakın koruma için
revolver gibi silahlar, manşetler, daha kuvvetli hayvanlar için pompalı tüfekler
sadece silah bölümünün bir kısmını oluşturuyor. Ekipman olarak ise akla hayale
gelmeyecek her türlü alet/edevat mevcut. Benim gibi oyunu sabırla oynayanlar
için sandalye bile koymuş adamlar. Mesela bir geyik maketi alıyorsunuz, bunu
uygun bir yere koyup üzerine geyikleri çekmesi için özel bir parfüm
sıkıyorsunuz, sandalyenizi 100-150 metre geriye koyup elinizde dürbün ile etrafı
kolaçan ediyorsunuz. Herhangi bir hayvan gördüğünüzde direk 8X dijital zoom
özelliğine sahip tüfeğiniz ile indiriyorsunuz. Gerçekten inanılmaz bir deneyim.
Hatta bu işte artık iyi olduğunuzda altınıza bir araba bile alabiliyorsunuz. Bu
sayede çok büyük alanlarda devamlı hızlı bir şekilde gezinebiliyorsunuz.
Bunların dışında tahmin edeceğiniz gibi her hayvana ayrı olarak yapılmış
düdükler, et parçaları, tuz gibi materyaller de var. Sıkı durun daha da
simülasyon bir olaydan bahsedicem. Oyunun sonlarına doğru yaklaştığınızda artık
iş işten geçiyor. Avlandığınız mekanlar aşırı genişliyor. Kariyer için
yaratacağınız karaktere oyunun başında puanlar veriyorsunuz. Sessizlik, iz
bulma, vuruş gücü gibi kraterlerden puan veriyorsunuz. Bu verdiğiniz puanlara
göre avlanma sırasında karakteriniz yorulabiliyor, eğer çok hantal bir tip
yarattıysanız çok az bir koşturma sonunda nefes nefese kalıyor. Şimdi şu
abartılmış olaya geleyim. Karakterim pek haltan olmamasına karşın verilen
görevde 8 adet hayvan avlamam gerekiyor ve arazi çok geniş. Doğal olarak
karakterim yoruluyor. Bunun için ekipman olarak bölüm başında çadır alıyorum ve
yaklaşık 1 saatlik oyun sonunda karakter yoruluyor ve bende çadırı kurup
karakteri dinlendiriyorum. Gerçekten inanılacak gibi bir şey değil. Hani
vaktiniz varsa bu oyun karşısında neredeyse gerçekten avlanmaya çıkmış gibi
davranabiliyorsunuz. Tabi ki bunun neresi mantıklı, kaç kişi bu şekilde oynar
ayrı bir tartışma konusu. Yani demek istediğim eğer isterseniz oyun son derece
zorlu bir simülasyon olabiliyor.

Sallanan yapraklar, ezilen otlar

Oynanabilirlik olarak bu kadar başarılı yapılan bir oyunun tabi ki grafikleri
de can alıcı olmalı. Eğer düşük bir sisteminiz var ise maalesef bu oyun sizde
epeyce kasılacaktır. Yapılan grafikler son derece gerçekçi ve kasık. Devamlı
değişen rüzgara göre sallanan otlar, şimdiye kadar gördüğün en iyi su
efektlerinden biri bu oyunda. Hele hele hayvan modellemerine diyecek hiçbir
sözüm yok. O kadar gerçekçi olmuş ki bir anda üstünüze doğru koşmakta olan bir
ayı gördüğünüzde anlıkta olsa gerçekten tırsıyorsunuz. Özellikle kulaklık ile
oynarsanız doğanın içinde yürüyormuş havasını alıyorsunuz. Mekanlarda yaratılan
atmosfer çok başarılı. Ormanda, sık otların bulunduğu bir araziye girdiğinizde
yüksek bir yerlere çıkmazsanız önünüzü görmeniz zorlaşıyor hatta bir anda
saldırıya uğrayabiliyorsunuz. Bu tür olayları görebilmek için ciddi şekilde iyi
bir sisteme ihtiyacınız var. Özellikle gökyüzü ve güneşin yansıması çok
dikkatimi çekti. Ayrıca oyun sırasında gece gündüz kavramları da yaşanıyor, bir
anda ortalık kapkaranlık olabiliyor. Oyunun ekran kartını zorlaması ve iyi bir
kart istemesindeki en büyük gerekçe avlandığınız mekanların çok geniş yerler
olması ve ne kadar uzak bir yere bakarsanız bakın herhangi bir kasılma olmadan
direk görebilmenizden kaynaklanıyor. Zaten bir anda dürbünü açtığınızda yüzlerce
metre ileriyi göremeseydiniz ve pc bu sırada kasılsaydı oyun bu denli başarılı
olamazdı. Durum böyle olunca ister istemez iyi bir sistem gerekiyor ki oyunun
tadını alabilin. Sesler de bu başarıdan nasibini almış. Ormanda yürürken duyulan
kuş sesleri, dağlık bir arazide ateş ettiğinizde duyulan yankı gibi bir çok
önemli nokta atlanmamış ve başarıyla yapılmış. Fakat 5.1 gibi ses sistemleri ile
bunlardan yararlanmak biraz zor oluyor. Sesi iyice açmanız gerekiyor yoksa bir
çok efekti kaçırıyorsunuz. Şahsen ben kulaklık ile oynamayı daha çok tercih
ediyorum. Bir diğer beni etkileyen olay ise hayvanların yapay zekası. Türüne
göre çok farklı davranışlar gösteriyorlar. Örneğin bir ayı siz ne yaparsanız
yapın sizi fark ettiği gibi saldırıyor. Daha güçsüz bir havyan ise ayak
seslerinizi bile duyduğunda oradan hızla uzaklaşıyor. Yani koşa koşa avlanma
diye bir şey söz konusu değil. Ya çok güzel tuzaklar kurup bekleyeceksiniz yada
devamlı eğilerek ve sessiz ilerleyerek avlanacaksınız. Yapay zekanın, oyunun bir
simülasyona benzemesinde bence çok büyük katkısı var.

Son Sözler :

Ben bur tarz atraksiyonlara meraklı birisiyim. Şimdiye kadar hiç bir oyunun bu
denli simülasyon olduğunu görmemiştim. Yani Flight Simulator falan oynamıştım
ama onda otomatik pilota bağlıyorduk ve kendisi saatlerce uçuyordu. Fakat burada
durum çok farklı. Saatlerce ekrana bakmaktan ziyade o saatleri oynayarak
geçirmeniz gerekiyor. Hele hele oyunun ortalarına geldiğinizde bir ava çıkmak en
az 2 saatinize mal oluyor. Bir de bunların üzerine karakterin yorulması,
dinlenmesi, kuracağınız tuzaklara hayvanların vereceği tepkileri göz önüne
alınırsa iş iyice uzuyor. Eğer canı dar bir kimse iseniz bu oyun kesinlikle size
göre değil. Çünkü devamlı koşarak oynamaya kalkarsanız genelde pek bir şey fark
edemeden bir ayının yada çakalın saldırısına uğruyorsunuz ve oyun orada bitiyor.
Zaten hızlı koştuğunuzda normalden çok daha fazla ses çıkardığınız için
avlayacağınız hayvanları da ürkütmüş oluyorsunuz ve onlar da doğal olarak
kaçıyorlar. Sonuç şudur ki meraklı iseniz bu tarz bir oyuna ve zamanınız var ise
kesinlikle denemelisiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu