Oyun İncelemeleri

Call of Duty Black Ops Cold War İncelemesi

Geçtiğimiz sene piyasadaki yerini alan Modern Warfare ile Call of Duty serisinde yepyeni bir dönem başladı. Modern Warfare serisinin reboot olmasının yanı sıra, oyunun grafik motoru ve teknik olarak yenilenmesi, gerçekten son 10 yılda bugüne kadar Call of Duty serisinde yapılan en büyük teknik gelişmeydi. Bu aslında, yeni nesil diyebileceğimiz seviyede büyük bir yenilikti. Asıl tüm bu “aynı grafik motoru” tartışmaları ve eleştirilerin kaynağına inelim hızlıca. Tüm bu savaşı başlatan Medal of Honor’dan sonra dağılan geliştiricilerin bir kısmı Battlefield markasını oluşturan ekibi, diğer kısmı ise Call of Duty markasını yaratan ekibi oluşturdu. Böylelikle savaş her yere dağıldı. Ladı daha fazla uzatmadan sizi Call of Duty Black Ops Cold War İncelemesi ile başbaşa bırakıyoruz.

Call of Duty Black Ops Cold War İncelemesi: Bir Nesil Boyunca Süren Arayış

Call of Duty 4: Modern Warfare ile IW Engine, ulaşabileceği en uç noktaya gelmişti. Oyunun da her açıdan o dönem için kusursuz olması, “Game of the Year” ödülünü kazandırmayı başarmıştı. Bu süreçte World at War, Modern Warfare 2 ve Black Ops gibi oyunları ardı ardına rekorlar kırarak gelmişti. O dönem, grafik motoru açısından herhangi bir ciddi eleştiri almasa da, bu motoru da her oyunda güncelleyip yenilese bile, asıl patlak veren nokta 2011 senesinde yaşanan “Call of Duty: MW3 ve Battlefield 3” rekabeti oldu.

Electronic Arts’ın sunduğu ve DICE’ın, FrostBite 3 grafik motoruyla geliştirdiği Battlefield 3’ün grafikleri gerçekten oyun dünyasına devrim yaratacak nitelikteydi ve bu devrimi de yarattı. Bugüne kadar hiçbir yerde görülmeyen grafiklerle karşımıza çıkmıştı. Her ne kadar hikaye moduna odaklanan bir Call of Duty bizi beklese de, Battlefield 3’ün yanında grafik anlamında zayıf kalıyordu. İşte bu durum karşısında oyuncular, Call of Duty serisine karşın hypelanmışlardı. Olumsuz eleştiriler de ardı ardına gelmişti. En önemlisi de Infinity Ward’da yaşanan sorunlar neticesinde dağılan ekibin tamamı EA’ye geçmiş, bunun da böyle olması karşısında Activision’a karşı nefret artmıştı. Ancak o ekibin, DICE ile alakası yoktu. Zamanla bu ekip, Respawn Entertainment’i kuracak ve ardından da Titanfall ile oyunculara merhaba diyecekti… Ve hatta yıllar sonra çoğu oradan bile ayrılıp, özüne yani Infinity Ward’a geri döneceklerdi…

Grafik motoru konusundaki olumsuz eleştiriler ve çekişmeler böylelikle başlamıştı. Peki ya daha sonrası?

Call of Duty serisi, kendi içerisinde üçleme olarak Modern Warfare serisini ve iki oyunluk Black Ops markasını yaratmıştı. Arada kalan World at War, artık FPS yapımlardaki İkinci Dünya Savaşı temalı yapımlar tiksindirici derecede baygınlık getirttiği için ve oyuncuları da ciddi manada sıktığı için unutulmaya yüz tutmuştu. Firma, tema açışından yenilikler arıyordu. Modern Warfare ile günümüze gelmesi gibi Black Ops 2 ile geleceği ve fütüristik dönemi seçerek, zaman zaman 80’li yıllara da hikaye akışı sağlayarak Black Ops serisinin orijinalliğini iki oyunla sonlandırmıştı. Yani işlenilecek en önemli konular işlenmişti sanki.

Call of Duty Ghosts ile 2013 senesinin yeni nesil konsolları olan Sony PlayStation 4 ve Microsoft Xbox One ile yeni bir Call of Duty markasına girişildi. Geçerli bir teması ve ilerleyişi vardı. Call of Duty serisine uygun oyunlardan da biriydi ancak orijinal Modern Warfare ile Black Ops serisinin tadını veremedi. Ardından eski Dead Space yapımcılarından oluşturulan Sleedgehammer Games ile de Advanced Warfare geldi. Tamamen gelecekte geçen bu yapımda, Kevin Spacey, Troy Baker gibi aktörlerde yer alıyordu. Özellikle House of Cards’ın etkisiyle Kevin Spacey sevilse de, taciz olaylarıyla anılmadığı o dönemde zirveye gidiyordu ki Advenced Warfare’da, bir süre sonra bekleneni vermedi. Nasıl olduğu anlaşılmadı ancak başlangıçta Multiplayer serverları dolu olan oyun, sonradan yavaş yavaş başlayıp, hızla oyuncu kaybetti. Bir sonraki oyun yine geleceği konu alarak ilk iki oyundan bağımsız olan Black Ops III oldu ve ardından da gelen uzak gelecek temalı Infinite Warfare ile meme ortamlarında dalgası geçilen uzay temalı Call of Duty oyununu bile görmüştük. Astronomi konusunda başarılı ve NASA’dan ekibe kattıkları astrofizikçilerin danışmanlığı ile mantıklı bir Call of Duty olsa da, tarihin en sevilmeyen Call of Duty oyunu olmayı başarmıştı. En son ise WW2 ile özlerin döndüler… Arada hikayesiz bir Black Ops IIII var, ona hiç girmiyorum fakat Warzone’un da temeliydi belli ki.

Kısaca Call of Duty serisi, geçtiğimiz nesil hem tema arayışında olan bir yapım olduğu kadar, gelecek temalı içerikleriyle ikinci dünya savaşı dönemine yer vermediği kadar, geleceği bizlere sunmuştu. Sonunda bunca deneyimin ardından olsa gerek ki Black Ops serisindeki ara açıklığı Cold War ile kapama kararı alıp, Modern Warfare ile de reboot bir yapımla aynı evrene geldiler…

Evren ne alaka mı? Anlatacağım onu da… 

Şunu da düşünmeden edemiyorum; Black Ops serisi, Call of Duty Black Ops Cold War, Black Ops Futurizm, Black Ops Vietnam, Black Ops WW2 gibi ilerleyecek gibime geliyor.

Call of Duty Black Ops Cold War İncelemesi

Soğuk Savaş Yeniden Başlıyor!

Call of Duty: Black Ops Cold War’un, Modern Warfare’ın aksine reboot olmadığını ve diğer Black Ops serisi ile bağlantılı olduğunu ve aynı evrende geçtiğini belirteyim. Hatta geçen seneki Modern Warfare’ın da, bu evrende yer aldığını, sadece zaman farkı olduğunu da dile getireyim. Çünkü orijinal Modern Warfare, Black Ops serisi ile bağımsızdı. Modern Warfare’da, 2016 senesinde olası Rusya ve Amerika savaşı başlıyor, ardından da Üçüncü Dünya Savaşı patlak veriyordu ancak bu zaman çizgisine göre Black Ops evreni tamamen tersti. Karakterler de alakasızdı. Hatta Black Ops ise World at War ile aynı evrendeydi. Modern Warfare tüm bunların dışında kalmıştı. Gel gör ki geçtiğimiz sene reboot olan Modern Warfare’da bu evrene katılmış durumda. İşte bu durum bir sonraki Modern Warfare ve Black Ops için gerçekten heyecan yaratan bir durum olmuş durumda.

Hikayemiz, Black Ops 1 ve 2 arasında geçiyor ve gerçek hikâyeye dayalı bölgelerden ve olaylardan esinlenen yapımı karşımıza çıkarıyor. Bir önceki oyundaki gibi Urzikstan diye hayali bölgeler yok. İlk Black Ops oyununda olduğu gibi burada da bir barda başlıyoruz ve çalan 60’lar, 70’ler ve 80’ler temalı müzikler ise bizi gerçekten Amerikan popülerliğinin başlangıç noktasına götürerek ağır bir nostalji içine çekiyor. Queen’den, Toto’dan de parçalar olsa hiç fena olmazdı diyebileceğim güzellikte bir yan unsurlar oyunda yer alıyor. Frank Woods, Alex Mason ve Jason Hudson gibi özlenen orijinal Black Ops karakterlerinin yanı sıra, oyuna Russell Adler gibi tamamen yeni ve şimdiden efsaneleşip, kültleşen bir karakter de oyunda karşımıza çıkıyor. Tamamen dönemine uygun bir tip diyebilirim. Her şey bu yeni karakter odaklığınca gidiyor ve oyundaki kilit noktamız o. 

Dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan’da, Adler ile beraber çalışıyor ve Woods, Hudson, Mason ve bizzat kendi ismimizle ve takma ismimiz Bell olarak bizzat onun yanındayız.

Bell yani biziz. Kendi ismimiz. Oyunun başındaki ilk iki bölümü Alex Mason olarak oynuyoruz ve ardından da karakter yaratma ekranı açılıyor, CIA raporlarına çalıştığımız kurumu KGB, CIA ya da bağımsız olarak duruma göre belirliyoruz ve yaş, isim, ten rengi, cinsiyet gibi birçok özelliğimizi raporlara ekleyerek karakterimizi yaratıyoruz. Kendi isminizle yani TAYFUN “Bell” KUMAS olarak oyuna giriş yapıyoruz. Bir diğer yeni karakter biziz. Aşağıdaki görsellerden bu duruma daha detaylı bakabilirsiniz.

Call of Duty Black Ops Cold War İncelemesi

Oyunda kişisel olarak diyalog kararları da veriyoruz. Yani Telltale Games oyunlarında olduğu gibi diyalog seçimi yapıyor ve ona göre oyunun gidişatını ve kaderini belirliyoruz. Buna göre farklı sonlar ve karşımızdaki insanların ruh durumu belirleniyor. Bu daha önceki Call of Duty oyunlarında olmayan bir olduğu için şu an beni ikna eden bir yenilik oldu. 

Cold War’da TRABZON ve Diğer Bölgeler!

Oyunun geçtiği en önemli bölgelerinden biri de Trabzon. Call of Duty oyunların bir gün Türkiye’de geçeceğine inancım vardı ancak Trabzon olabileceği hiçbir zaman aklımın ucuna bile gelmezdi. Çoğu insanımızı heyecanlandıran kısım da bu oldu zaten. Soğuk savaşa hiçbir zaman ciddi anlamda dahil olmayan Türkiye’nin, Trabzon üzerinde bu döneme dahil olması etkileyici ve merak uyandıcıydı. Ardından yaptığımız araştırmalar sonrasında “Call of Duty’nin Trabzon Politikası” olarak bu olayı da sizlere anlattık. Trabzon’da yakaladığımız kişi ve kişiler ardından peşinde olduğumuz Perseus’a dair en önemli istihbaratı topluyoruz ve hatta en önemli olaylardan birini de orada yaşıyoruz ancak onu fark etmek için neredeyse oyunu bitirmeniz gerekecek. Ukrayna ve Batı Berlin’in ardından da KGB merkezine yapılan girişimler aynen aktarılmış durumda. Hatta Trabzon bölümünde kaçabildiğim kadar görevden kaçtım ve sahil kıyılarının bile aynen olduğu gibi modellendiğini görmek çok harika. Diğer tabela ayrıntıları da Türkçe olarak karşımızda olsa da, açılışta “Trabzon Airfield” yazdığınız kadar en basit Google Translate ile oraya “Trabzon Havaalanı” yazmanız harika olurdu. Halen orada mı bilmiyorum ancak Sleedgehammer’daki Tolga Kart’a da danışabilirdiniz bunu. 

Call of Duty Black Ops Cold War İncelemesi

Call of Duty Black Ops Cold War İncelemesi

Soğuk Oyun Başlıyor

Oyunda yakın dövüş sistemi geliştirilmiş. Yumruk yumruğa dövüşmüyorsunuz ancak bir düşmanı rehine olarak tutabiliyor, gerekirse bıçaklayabiliyor ya da duruma göre el bombasını vücuduna yerleştirerek onu patlatabiliyorsunuz. Çok keyif verici saldırılar olsa da, genelde bir düşmanın vücudunu yakalar yakalamaz canlı kalkan olarak kullanmak daha çok işimize geliyor. Bir nevi zırh tutmak gibi bir durum söz konusu. 

Düşman etkileşiminde yakın dövüşün yanı sıra BOSS savaşları da var. Black Ops III ile gelen bu özellik, robotik ve cybernetics öğeleri içerisinde barındırmasıyla bir robota, askere binlerce kurşun atarak yapılan BOSS mücadelesi mantıklı kılıyordu ancak sıradan bir zırhlı Sovyet askerine binlerce mermi atmak hiç mantıklı değil. Yine zırhın etkisiyle öldürmek zor olabilir ancak hız trenine tabancayla ateş etmek gibi de olmamalıydı. Bu kadar zorluğa gerek yoktu yani. Zırhlı düşman ölünce de yanına gidip bakıyoruz ve bazılarında kask bile olmadığını görüyoruz. Zorluk mu? Yine aynıydı.

Call of Duty Black Ops Cold War İncelemesi

Oyunun vuruş hissiyatı gerçekten harika. Birini vurduğunuzu hissettirebiliyor. Bu diğer oyunlara kıyasla daha gerçekçi. 

Geçtiğimiz aylarda piyasadaki yerini alan Crysis Remastered’da bu olay yok diye eleştiri yağmuruna tutulmuştu oyun ancak Call of Duty serisi, her zaman olduğu gibi bunu da başarıyla tamamlamış gözüküyor. Bir diğer değinmem gereken oynanış özelliklerinden biri ise kilit kırma özelliği. Ha ne var ki bunda diyebilirsiniz ancak sanki Fallout serisine bir gönderme var gibime geldi. Easter Eggler yayınlandığı zaman bunları göreceğiz ancak kır kapıyı, saldır olayı Black Ops Cold War ile askıya alınmış durumda. Yine de zaman zaman bu dediğimi de yapıyoruz.

Oyunda bulmaca seçeneği var ve hatta girdiğimiz sistemlerde oyunun ilerleyiş kaderini verebileceğimiz seçimler var. Mesela bir PC’ye sızdık, CIA belgeleri, KGB belgeleri, Nükleer silahın nudeleri pardon yapı teması, gönderileceği yer gibi seçenekler var. Görev sırasında zaman kısıtlı olduğu için bu belgelerden birine erişebiliyorsunuz. Nükleer bombanın yapısını öğrenemezsek, onu teknik açıdan durdurmayı öğrenemediğimiz gibi gideceği yeri bilmezsek nereye düşeceği konusunda da bilgi sahibi olamıyoruz. Bu gibi durumlar da oynanışı, mücadeleyi ve hatta bilinenlerin kaderini değiştiriyor. Bu yüzden gerçek hayatta olduğu gibi bir seçim yapmanız gerekiyor… 

Call of Duty Black Ops Cold War İncelemesi

Seslendirme ekibi değişmiş. Mesela Alex Mason hiç konuşmuyor ya da konuşuyorsa ben duymadım. Ancak yeni seslendirmenler, orijinallerinden farksız. Ayrıca zamanında tiyatro ile ilgilenmiş biri olarak, bu seslendirmen değişikliğini hiçbir zaman kabul göremiyorum. Bu vakayı ilk Crysis 3’te Psycho ile yaşamıştım. Az kalsın Max Payne ile de yaşayacaktık ki, oyuncular buna engel olmuştu. Bu yüzden araya ölüm ve anlaşamamazlık girmedikçe ses karakterlerinin değişmesi, seslendirme sanatına ters bir harekettir. Her ne kadar bu durum ticari bir amaç gütse bile…

Teknik açıdan oyunda buglar var. Bazen rüyasal görevlerde rüya sandığım ancak bug’a düştüğüm oldu. Bu yüzden bazı kısımları rüya sanarak benim gibi düzelecek diye 5 dakika boyunca beklemeyin. Ve ne yazık ki zorunlu internet bağlantısı isteyen bir yapım. Modern Warfare’da olduğu gibi, internet bir saniyeliğine kesilse bile sizi oyundan atıyor ve direk masaüstüne dönme seçeneği veriyor. Bu da eğer kaydedilmediyse, tüm savelerinizin yok olmasına sebebiyet veriyor. Korsancılığın önüne geçmek için yapılan en mantıklı hamle olduğu için geliştiricileri pek de suçlayamam açıkçası.

Call of Duty Black Ops Cold War İncelemesi

Oyunun hikayesini anlatırken Spoiler vermemek elde değil ancak ilerleyen aşamalarda iki önemli isimle karşılaşacaksınız. Bu da dediğim gibi yeni Modern Warfare’ın, artık Black Ops evrenine dahil olmasından kaynaklı bir durum. Ve şunu diyebilirim ki: Modern Warfare’da yer alan Urzikstan gibi hayali bölge yerine, gerçek bölgelere dayalı bir Call of Duty oyunu olması, bir Trabzonlu olarak benim bile bilmediğim bir olaydan beni haberdar etmesi, zamanında Batı ve Doğu Almanya arasındaki farkı öğrenmem, Vietnam savaşını bir nesile anlatması açısından önemli bir durum. 

Aslında Call of Duty oyunları genel olarak politikti. Black Ops 2’de drone ne ya derken, droneların bir anda 2012 sonrası hayatımıza girmesi, Advanced Warfare’daki araçların da şu an prototip halinde olmaları bile en hayali Call of Duty ürünlerinin bile gerçeğe dokunan kısmı bunun en açık özeti.

Call of Duty Black Ops Cold War İncelemesi

Zombi Modu!

Bilinen Call of Duty senaryosundan sıkılanlar için ilaç niyetinde bir mod. Hatta zombi oyunu arayanlara sadece bu mod için Black Ops Cold War önerilmelidir. Bu denli bir yapım.

Aslında Black Ops 4’te tamamlanan orijinal Aether hikayesini, “Dark Aether” olarak anlatan yepyeni bir hikayeye sahip. DNA: Zombies olarak karşımıza çıkan bu modda, ana hikaye anlatımıyla hafif bir bağlantı da bulunuyor. Oyun dört kişiliğe kadar co-op olarak oynanırken, diğer yandan da Cross Play ve Cross Gen olarak da oynanabiliyor.  

Bunun dışında her şeyin standart vur, geç temalı ya da LFD2 temalı bir yapım olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden çok fazla üzerinde duramayacağım.

Call of Duty Black Ops Cold War İncelemesi

Multiplayer, Warzone ve Geriye Kalanlar

Pandemi sırasında karşımıza çıkan Warzone modu, seriyi bambaşka boyutlara götürdü. Maalesef ki zorunluluğu yüzünden ana oyunun boyutunu arttıran da bizzat kendisi olmuştu. Bu modun, yeni oyunda da olacağı belirtilirken, kafama takılan tek bir soru vardı. Bir önceki Warzone modu ne olacaktı? Neyseki Modern Warfare üzerindeki Warzone ile de birleşerek aynı puanlamalar ve kişiselleştirdiğimiz karakter üzerinden giderken, Cold War’a uygun temalarda ve haritalarda daha da fazla içerik bizi bekliyor olacak.

Multiplayer modunda 6v6 ve 12v12 olarak ilerleyen modlarla başlangıç MP deneyimine merhaba diyoruz. İlk Black Ops oyunundan da izler bulurken, Wildcard seçeneği de tam karşımızda oluyor. Böylelikle daha gelişmiş avantajlara sahip oluyoruz. Mesela standart ekipman değişikliğinde bir silaha birkaç adet ekipman eklerken, bu modda bu sayı daha da fazla oluyor. Gunsmith özelliği ile de silahların geriye kalan kısımlarını tamamen doldurabiliyoruz. Yani ekipman oluştururken, Gunsmith ve Scorestreak sistemi yer alıyor. Yine Multiplayer modunun standart olduğunu düşünüyorum. Ancak tüm gelişim gücünü Warzone’a saklamış gibiler.

Son söz olarak grafiklerin gerçekten inanılmaz derecede harika olduğunu belirteyim. IW Engine 8.0 ile Call of Duty Black Ops Cold War zirveyi oynadı. Şunu da net ve tüm kararlığımla söyleyebilirim ki: Artık bu oyunu grafik seviyesinden dolayı eleştiren ve bilinen grafik motoru üzerinden topa tutan olursa gerçekten oyunlar hakkında hiçbir şey bilmiyor ya da eleştiriden öte seriye sadece hakaret etmek için gelen insanlar olarak bunu algılarım. Call of Duty standartlarında günümüzde karşımıza çıkabilecek en yüksek sistem bu.

Dünyayı saran Korona Virüs sebebiyle, oyunun Nisan ya da Mayıs ayı gibi duyurulması nedense Ağustos ayına kadar gecikti. Marketing açısından bunu gerçekten zararlı gördüm. Çünkü böyle bir şeye gerek olmadığını düşünüyorum. En başında bu sene mutlaka bir Call of Duty oyununun geleceğini ancak duyurusunun gecikeceğini belirtmişlerdi. Duyuruları da zaten bir videodan ibaretti. Asıl sebebi nedir bilinmez ancak bu konu oyunun satışlarına zarar verebilir diye düşünüyorum. Yani bir önceki oyunun satışlarını geçemezse, bunun sebebi bu olabilir. 

Son olarak müzikler de harika. Jack Wall bu konuda diğerleri kadar harika işler ortaya çıkarmış. Özellikle Main Theme’yı dinlemek için dakikalarca menüde bekledim.

Her şeye rağmen standart ve grafikleri inanılmaz deneyimsel özellikle olan bir Call of Duty oyunu olmuş. Black Ops 1 ve 2 arasındaki açıkları kapatması, oralardan da harika hikayeler çıkarması beni benden aldı diyebilirim. Türkiye şartlarındaki satış fiyatı konusunda pahalı olduğu için siza hak verebilirim ancak olası bir indirimde, makul bir ücrette cebinize uygun olursa, bu oyuna şans vermenizi diliyorum. Sonuçta Call of Duty oyunlarının imajı ortada olduğu için kesinlikle alın ya da almayın demek gibi bir sorumluluğu kaldırmak istemiyorum. Bu yüzden şans verilmesi gerekenler oyunlar listesine ekliyorum. 

Son olarak Trabzon görevinin tamamını aşağıdan izleyebilirsiniz.

Vielen Dank für Alles Darleen…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu