Makale

Call of Duty: Black Ops Online Rehberi

Online rehbere geçmeden evvel, her zaman olduğu gibi ilk olarak oyunumuzun
orijinal olması gerektiğini belirtmek isterim. COD Black Ops piyasada kutulu
olarak 120TL gibi bir fiyatla satılıyor. Çoğu oyuncu için bu fiyat uçuk seviyede
olabilir ancak alternatiflerin olduğu da unutulmasın. Black Ops, Steam üzerinden
60 $ gibi bir fiyata satılıyor. Bu fiyatta pahalı gelirse son zamanlarda iyice
yaygınlaşan Steam (Rus) keylerinden satın almayı düşünebilirsiniz. Google’da
basit bir araştırma ile kastettiğim bu keyler hakkında daha fazla bilgiye
ulaşabilirsiniz. (Bu arada dudaklarınız uçuklamasın diye fiyatını sona sakladım.
COD Black Ops Steam garantili Rus key’i sadece 28 lira!)

Artık oyunumuza kavuştuğumuza göre Multiplayer sistemini anlatmaya
başlayabiliriz. Zaten fazla zorlayacak ayrıntılar söz konusu değil. Merak edilen
hususlar, akılda kalan bazı noktalar olabilir. Biz de tam olarak bu noktaları
tespit etmeye çalışacağız zaten.

1. Menü

Multiplayer’a ilk adım attığımızda bizi fazla zorlamayacak oldukça sade bir
menüyle karşılaşacağız. Bizi savaşa çeken güzel bir arka plan önüne dizilmiş
altı farklı seçenekle baş başayız. COD serisinin önceki oyunlarından da
tanıdığımız bu menü düzeni bir farklılık sunmadığından aklınız karışmadan
istediğiniz bölümler arasında rahatça geçişler yapabileceksiniz. Bu bölümler
arasında Play, Operations, Theater, Settings, Main Menu ve elbette Quit
bulunuyor.

Cepheden cepheye koşmak, askeri birlikteki arkadaşlarınızla omuz omuza savaşmak
için tahmin edeceğiniz üzere ‘Play’ seçeneğini kullanıyoruz. Haliyle Multiplayer
kariyeriniz boyunca en çok ziyaret edeceğiniz bölüm burası. Play’e giriş
yaptıktan sonra bizi beş ayrı seçenek karşılayacak. Bunlar, Server Browser,
Ranked Match, Wager Match, Combat Training ve Private Match.

Operations ile kişisel verilerimizi düzenleyebiliyorken, Theater ile güzel
oyuncu videolarını takip edebileceğiz. Tabii bunlara daha sonra değineceğiz.

1.1 Server Browser

Server Browser ile aktif durumda olan tüm sunucuları listeleyebilirsiniz. Açılan
menünün sağ üst kısmında, o anda kaç kişi online ve kaç sunucu hizmet veriyor
bunu göreceksiniz. Ranked sekmesinde seviyenizi yükseltebileceğiniz sunucular
listelenmekte iken Unranked sekmesinde ise bunun tam tersine seviyenize bir
etkisi bulunmayan sunucular listelenmektedir. (Black Ops’taki bu seviye
kavramına daha sonra ayrıntılı olarak değineceğim. O yüzden şimdilik atlayalım.)
Listeden istediğimiz birine çift tıklayarak ya da join diyerek giriş
yapabiliyoruz. Burada yapacağımız tercihler doluluk oranları ve oyun modları
üzerinde değişiklik gösterecektir. Keyfinize göre istediğiniz oyun moduna giriş
yapabilirsiniz. TDM, S&D vb. bir takım oyun modlarının sunucu listenizde
görünmemesini ya da yalnızca sadece bir tanesinin görünmesini istiyorsanız
‘filter’ menüsünü kullanarak listeye kısıtlama getirmelisiniz. Hızlı bir şekilde
oyuna girmek isteyenler ‘filter’ı mutlaka kullanmalı. İstemediğiniz oyun
modlarının kalabalık yarattığı listeye takılıp boşuna zaman kaybedebilirsiniz.
Sürekli yenilenen bir listede yakaladığınız iyi bir sunucuya girmek için dört
takla atmanıza gerek yok. Filter kullanın, her istediğiniz anında önünüze
gelsin.
Diğer sekmelere göz atacak olursak, karşımıza çıkan bir diğer seçenek olarak
‘Wager’ göze çarpıyor. Ranked ve Unranked gibi kendine has oyun modlarını
barındıran ‘Wager’da işimiz para kazanmak. Evet, bir bahis oyunu Wager.
Kendinize belirli bir miktar para (COD Points) yatırarak herhangi bir sunucuya
giriş yapıyoruz. Keza bu yatırılan COD Points (CODP) genelde 500 oluyor. Wager
da haritalar Ranked maçlara göre daha sınırlı. Çünkü Ranked maçlarda ki gibi 18
(9’a 9) kişi değil 6 kişi oyunda ve herkes birbirinin düşmanı. Durum böyle
olunca kimi haritalar altı kişi için çok büyük kalıyor. Treyarch da bunu
düşünerek Wager’da haritaları küçülterek kısıtlama yoluna gitmiş. Wager’da
amacımız beş düşmanın arasında en çok puanı kazanıp listede ilk sıraya yükselmek
ya da en azından ikinci ya da üçüncü olmak. Wager’da hangi oyun moduna
girerseniz girin standart olan bir şey var. O da ödüller. 500 CODP vererek
girilen maçlarda birinciye 1500, ikinciye 900 ve üçüncüye teselli ödülü olan 600
CODP veriliyor ve asla XP kazanamıyorsunuz. Dolayısıyla seviyenizin yükselmesine
hiçbir faydası yok. Level’ınızı yükseltmek, sürekli terfi etmek istiyorsanız
Wager hiç de size göre değil.

Friends ise oyunda arkadaş olarak eklediğimiz kişilerin o anda bulundukları
sunucuları görebilmemizi sağlıyor. Doluluk durumlarına göre sizde o sunuculara
katılıp arkadaşlarınızla multiplayer keyfi yaşayabilirsiniz. Steam
avantajlarından faydalanarak rahatça iletişim kurabilir ve bu keyfi ikiye
katlayabilirsiniz. (Steam’in getirilerinden yazının sonlarında bahsedeceğim.)

Favorites sekmesine baktığımızda daha önceden beğendiğimiz ve favori olarak
eklediğimiz sunucuların listesini göreceksiniz. Herhangi bir sunucuya giriş
yaptığınız anda ESC’ye basarak o karşınızdaki ‘Favorites’ seçeneği ile
bulunduğunuz sunucuyu bu listeye ekleyebilirsiniz. Bu sayede bir dahaki
girişinizde o sunucuyu daha kolay bulacak ve bağlanabileceksiniz. Ayrıca
arkadaşlarınız buluştuğunu ortak serverlar olabilir ve her seferine o server’ı
aramak zor gelebilir. Bu seçenek ile o sunucuya bağlanmaya ilişkin kendinize has
bir kısayol oluşturmuş oluyorsunuz. Ancak daha önceden ‘filter’ kısmından
yaptığınız düzenlemeler sizin favorilerinizi kısıtlayarak listelenmemesine sebep
olabilir. Yani favori olarak eklediğiniz bir sunucuyu listenizde göremiyorsanız
‘filter’ menüsünü resetleyin ve ardından ‘refresh’ yapın. Her şeyin düzeldiğini
göreceksiniz.

Recent sekmesinde favori olarak eklemediğiniz ancak daha önceden giriş
yaptığınız sunucular bulunmakta. Sonradan tekrar giriş yaptığınızda bir önceki
sunucunun adını hatırlamıyor olabilirsiniz. İşte bu seçenek size o sunucuyu
hatırlamanızı sağlatarak tekrar giriş yapmanızı sağlıyor.

Server Browserda bulunan sekmeleri genel olarak irdeledik. Aşağıda bulunan minik
butonlardan ‘Server Info’ seçili sunucuya ilişkin maksimum oyuncu sayısı, kendi
takımından bir arkadaşını yaralayabilme (Friendly Fire) gibi özellikler hakkında
özet bilgiler verir. Giriş yapmadan önce kontrol etmenizi öneririm. Çünkü içeri
girdikten sonra hoşlanmadığınız bir takım özelliklerle karşılaşabilirsiniz.
Yalnız bu kontrol işlemini hızlı halledin. Yerinizi kapmak isteyenler olabilir!

Ranked Oyun Modları

Online oyunlar için vazgeçilmez haline gelen seviye sistemi elbette Black Ops’ta
da var. Ranked ise bu seviye sisteminin en önemli kaynağı. Herhangi bir modda, o
modun gerektirdiklerini yerine getirerek sürekli Experience Points (XP)
kazanmaya çalışıyoruz. Kazandığımız XP’ler sürekli hesabımıza işleniyor ve bu
birikim sonucu belirli sınırları geçerek level atlıyoruz. Ne kadar şaşırtıcı
değil mi? COD için level atlamak demek doğru bir yaklaşım ancak bu biraz eksik kalıyor.
Oyunda başarılar elde edip sürekli level atlayarak aslında terfi etmiş oluyoruz.
Level atlayış sisteminin getiri ve götürülerine ileride daha ayrıntılı
değineceğim. (Evet level atlamak bir takım şeylerde götürecek!) Şimdi çeşitli
oyun modlarına yoğunlaşalım.

Ranked’da Team Deatmatch, Search&Destroy, Headquarters, Free For All,
Domination, Demolition, Capture The Flag modları bulunuyor. Şimdi hepsini tek
tek anlatalım…

Team Deatmatch (TDM)

Birbirine düşman iki takım… Her birinin büyük önemi olduğu cephe
arkadaşları… Kanlı çatışmalar… Ve nihayet kazanan…

Bu modda genellikle dokuzar oyuncudan oluşan iki takım atanıyor. Her oyuncu
kendinden sorumlu olduğu gibi aynı zamanda bağlı olduğu bir takımı var.
Dolayısıyla takımı için savaşırken kendisi için elde ettiği avantajlarla
yetinmeli. Aynı zamanda kendisi için yaptığı her olumlu hareketin takımına direk
katkısı var. Böylesine bir dengeye oturtulan TDM’de savaşmak gerçekten zevkli.

Takım oyuncularının bireysel olarak elde ettiği puanlar toplanıyor ve bir takım
puanı elde ediliyor. 10.000 puana ulaşan takım o maçı kazanıyor. Eğer on dakika
içersinde 10.000 puana ulaşan olmazsa en yüksek puan alan takım galip geliyor.
TDM’nin ana mantığı tamamen bundan oluşuyor.

Vuracağınız her düşman için aldığınız puan hem sizin hem takımınızın havuzuna
ekleniyor. Size olan yararı listede sizi yükseklere taşıması ve maçın birincisi
olma ihtimalinizi artırması. Takım için yararı ise elbette ‘galip gelmek’.
Yaptığınız ‘Headshot’lar, asistler, paybackler gibi önemli hareketlerin hepsi
hanenize puan olarak eklenecek. Örneğin siz bir adamın canını oldukça
indirdiniz, takımınızdan bir başka kişi de onu vurup öldürdü. Bu sizin hanenize
‘asist’ olarak geçiyor ve genelde 60 puan alıyorsunuz. Normalde siz vursaydınız
100 puan alacaktınız. Yani yaralamakta en az öldürmek kadar değerli. Bu yüzden
korkmayın… Gördüğünüz her düşmana ateş edin. Ateş ederken namlunuzu daime
yukarıda tutun. Yere bakmayın. Düşmanın kafasına giden mermiler daima daha
öldürücü olacaktır.

Asist dışında bir örnek vermek gerekirse, düşmanınız sizi ansızın yakaladı ve
öldürüp kaçtı diyelim. Siz sıkı bir geri dönüş yapıp onu sıkıştırdınız ve bu
defa siz öldürdünüz. İşte size intikam! Paypack puanlarınızı da bu şekilde geri
dönüşlerle kazanabilirsiniz. Rakibinizi kafasından vurursanız, vurduğunuz için
aldığınız 100 puan’ın dışında ‘headshot’ yaptığınız için +50 puan kazanacağınızı
unutmayın. İşte bu şekilde ekstralar yapıp oyunda farkınızı hissettirmelisiniz.
Zaten bunu başarırsanız siz istemeseniz dahi takımınıza büyük katkıda bulunmuş
olacaksınız.

Oyuna girdiğimizde class’ımızı yani önceden hazırladığımız ekipmanlarımızı tek
tıklamayla seçip savaş alanına girebiliyoruz. (Burada bahsi geçen class
kavramına modların anlatımından sonra değineceğim.) Ekranın sol altından oyun
skorunu anlık olarak takip edebilirsiniz. Hangi takımın önde olduğunu buradan
hızlıca görebileceğiniz gibi, ayrıntılı liste için ise ‘tab’ tuşuna
basmalısınız.Oyunda kazanan belirlendikten sonra yeni haritada, yeni bir takımla yepyeni bir
maç başlayacaktır.

After Action Report

Değinmek istediğim bir başka nokta ise maç sonlarında çıkan ‘Report’ ekranı. Maç
biter bitmez ekranınızda kazandığınız ya da kaybettiğiniz anında görünecektir.
Çıkan sonuca göre sistem size bir bonus maç puanı verecektir. Bu maç puanı XP
havuzunda birikerek level atlamanızda en önemli etken olacaktır. En son
karşılaşacağınız ‘Report’ ekranında bu puanların dokümanları dışında vurduğunuz
asker ve ölüm sayınızın oranı da belirecektir. Ratio (Kill/Death) denilen bu
oran aslında sizin vuruş başarınızı gösteriyor. Oranı en az 1 yapmaya çalışın
ki, en kötü istatistiğinizde dahi öldürme ve ölüm sayınız bir birine eşit
olabilsin.

Report ekranının sağ tarafında ise aldığınız ödüller bulunuyor. Savaş sırasında
yaptığınız hareketler ile kendi rekorlarınızı kırmanız mümkün. Bunu başardığınız
takdirde sistem size ekstra XP vererek ödüllendiriyor. XP’ler dışında kendinizi
gerçekleştirmenizi sağlayan bu sistem ile oyuna daha çok bağlanacak, hep daha
iyisini isteyeceksiniz.

‘Nemesis’ kısmında ise o bölümde size kabus yaşatan oyuncunun kartını
(playercard) göreceksiniz. Evet, oyuncu kartı! (İlk kez burada bahsettiğim
oyuncu kartlarına yine modların anlatımını bitirdikten sonra ayrıntılı olarak
bahsedeceğim.) Ödül ve skorboard’un ayrıntıları içinse Report ekranındaki diğer
sekmeleri izleyebilirsiniz.

TDM’de yakalanması gereken bir bayrak ya da bombalanması gereken bir hedef yok.
Amaç hiç düşünmeden düşman öldürmek, sürekli XP kazanarak level atlamak ve
kazanılan ödüllerle kendinizi geliştirmek. Bu fikir size parlak gelmiyor, ben
daha gerçekçi şeylerle uğraşmak istiyorum diyorsanız TDM hiç de size göre değil.
Ancak belirli bir puan kazanarak takımınızı liderliğe taşımaya çalışmak da
oldukça eğlenceli.

Search&Destroy (S&D)

TDM’ye oranla çok daha yavaş geçen ve daha fazla dikkat gerektiren bir mod.
Çünkü burada kurallar çok farklı. Counter Strike mantığı işliyor aslında. Yani
iki takım için de bombalanması ve korunması gereken noktalar var. Aynı anda hem
savunma hem de saldırıda bulunabilen bir takımda olmanız çok önemli.

S&D ‘da altı raunt ve iki yarı var. Yani bir yarı üç raunttan oluşuyor. Elbette
daha fazla kazanan oyunu da kazanıyor ve harita değişiyor. Genelde rauntlar 2-3
dk. civarında sürüyor. İlk yarı sonucunda taraflar yer değiştiriyor ve ikinci
yarı başlıyor. iki yarı sonucunda da yenişen olmaz ise yani 3-3’lük bir
beraberlik olursa bir raunt daha oynanıyor ve bu son oyunu alan tamamen kazanmış
kabul ediliyor. Rauntları kazanmanız için ise belirtilen hedeflerden birini tek
bombanız ile patlatmanız gerekiyor. Zaten sorun da burada. Hızlıca gideyim
bombayı kurup patlatayım mantığı maalesef işe yaramıyor. Onun aksine daha yavaş
ve dikkatli ilerlemelisiniz. Çünkü S&D tam bir takım oyunu ve bireysel hareket
ederseniz mutlaka kaybedersiniz.

Maçlar Nuketown gibi küçük bölümlerde çabuk bitiyor ve biraz daha deathmatch
tadında geçiyor. Ancak haritalar büyüdüğü zaman her yeri kontrol edip, gerçek
bir asker gibi davranmalısınız. Çünkü mermiyi ciğerlerinize yedikten sonra her
şey tuzla buz olabiliyor. Takımda canlı kalan son askerde olsanız kontrolü
elinizden bırakmamalısınız. Karşınızdaki düşmanın her adımını önceden sezip
onları tuzağa düşürmelisiniz. Eğer bombayı siz aldıysanız hedefinize yaklaşırken
bölgenin temizlendiğinden iyice emin olmalısınız. Aksi takdirde o bomba bütün
anlamını yitirecek ve bütün takımın çabasını boşa çıkartmış olacaksınız.Eğer rakip sizden önce davranmış ve savunmanız gereken noktalardan birisine
bombasını kurmuşsa hızlıca o bombanın olduğu bölgeye gidip onu çözmelisiniz.
Ancak dikkat unsurunu bu noktada da elden bırakmamalısınız. Çünkü rakip bombayı
kurduktan sonra kör noktaları ele geçirip sizi uzaktan izleyerek tuzağa
düşürecektir. İşte sizin bütün bunları önceden sezip ona göre bir taktik
geliştirmeniz gerekiyor.

S&D aslında bakarsanız tam bir diyalog oyunu. Yani takım arkadaşlarınızla
sürekli irtibatta olmanız gerekiyor. Maalesef ki her sunucu sesli iletişimi
açmayacak ve yazışarak iletişim kurmak zorunda kalacaksınız. Bu arada oyun
içersinde sesli iletişim için ‘F1’, takım içi yazışma içinse ‘Y’ tuşlarını
kullanın. (Mikrofon ayarlarınızı doğru yaptığınızdan da emin olun.)

Taktik ve dikkatlilikten bahsediyorum sürekli. Kime göre dikkatli olacağınızı
haritadan görebilirsiniz demeyi çok isterdim ancak S&D’da haritadan düşmanların
hareketlerini izleyemiyoruz. Bu da oyunu zorlaştırarak ölüm riskini bir hayli
artırıyor. Bu arada oyunda öldüğünüz zaman yeniden doğmak için raundun bitmesini
beklemek zorundasınız. Bu sırada geçen zamanda takım arkadaşlarınızı seyrederek
onlarla iletişime geçin. Onlara yardımcı olunki oyunu kazanabilsinler. Zaten
tersi bir durumda çoğu oyuncunun da siz hayattayken yardımcı olduğunu
göreceksiniz. Diyorum ya işte, Tam anlamıyla takım ve taktik mod’u Search &
Destroy.

HeadQuarters (HQ)

Her zaman olduğu gibi iki takım savaşıyor ancak iş takımların amacına geldiğinde
işler biraz farklılıklaşıyor. Oynanan haritada ele geçirilip yok edilmeyi
bekleyen bir merkez var. Diğer takım içinse ele geçirilip savunulması gereken
bir merkez bu. S&D’a benzetebilirsiniz ancak oynanışı etkileyen önemli farklar
var. HQ’da bahsettiğim bu merkez sürekli değişiyor. Yani takımınız tarafından
yok edilen merkez haritanın bir başka noktasında beliriveriyor ve aynı şeyi
oraya da yapmak zorunda kalıyorsunuz. Bu şekilde istenileni başardığınız
takdirde takımınız puanlarını hızla katlıyor ve maçı kazanıyor ya da aksine
işler yolunda gitmiyor ve üst üste gelen kayıplarla yenilgi kaçınılmaz oluyor.

Merkezlerin sürekli değiştiğinden bahsettim. Bu değişim sonucunda iki takımında
oyuncularının oradan oraya bir telaş içersinde oynadıklarını fark edeceksiniz.
Bunun nedeni tek bir merkez etrafında toplanılması, taktik ve stratejinin biraz
daha arka planda bırakılıp belirtilen hedefe doğru hızlı hareket edilmesidir. HQ
insanı hızla ‘Bir an önce ele geçirip yok etmeliyim’ psikolojisine sürüklüyor ve
bu da sizi mantıksız davranmaya yöneltip üst üste ölmenize sebep oluyor.
Öldüğünüz zaman eğer hedef ele geçirilmişse takım arkadaşlarınız tarafından yok
edilmesini bekliyorsunuz. Hedef yok edildikten sonra yeniden doğup aynı şeyleri
kazanana kadar tekrarlıyorsunuz. Maç tamamlandığında puan dağılımları yapılıyor
ve harita değişiyor. Merkezi ele geçirdiğiniz zaman belirli aralıklarla 50’şer
puan alıyorsunuz. Bu süreç ne kadar elinizde tuttuğunuza bağlı olarak uzayıp
kısalabiliyor. Bu şekilde puanları takım hanesine yazdırıp bir an önce kazanmaya
çalışmalısınız. S&D’nin aksine daha atik ve hızlı davranarak gördüğünüz her
düşmanı çekinmeden yere indirin ve belirtilen merkeze bir an önce varmaya
çalışın.

Free For All (FFA)

Kişisel fikrime göre en zevksiz bölüm. Zaten filter’dan FFA’yı seçerseniz
karşınıza çıkan sunucu alternatiflerinin azlığı dikkatinizi çekecektir.Bunun
sebebi FFA’yı tercih edenlerin bir hayli az olduğudur.Hiçbir takım ya da savaşma mantığına girmeden önünüze çıkan her düşmanı
öldüreceksiniz. Yönteminiz, silahınız ya da arkadaşlarınız umurunuzda olmasın.
Kimi nasıl öldürürseniz öldürün. Taktik ya da stratejileriniz size kalmış.
Tamamen yalnızsınız ve sizin gibi olan birçok düşman var. İster saklanarak
herkesi arkasından avlayın, ister meydanın ortasında karşınıza çıkan her canlıyı
yere yığın, isterseniz de kuytu bir köşeye oturup önünüzden geçenleri pusuya
düşürün. Siz kendinizi nasıl iyi hissediyorsanız ya da nasıl daha çok puan
kazanıyorsanız o şekilde oynayın. En iyi olduğunuzu düşündüğünüz silahla
başlayın ve o şekilde devam edin. Sağ üstte harita olmayacağından düşmanları
göremeyeceksiniz. Bu açıdan her şey sizin yetenek ve reflekslerinize bağlı.
Kamufle olan askerlere dikkat edin, o kargaşada gözünüzden çabuk kaçabilirler.

Bu mod için fazla anlatılacak bir şey olmadığı gibi hiç bir mantık ya da amaç
aramaya da gerek yok. Reflekslerinizi geliştirmek, atış kabiliyetiniz üzerinde
çalışmak istiyorsanız ya da ‘Ben takım içinde yapamıyorum, kendi kendime
yeterim’ diyorsanız tamamen özgür olduğunuz bu moda girerek düşmanlarınızı alt
edebilirsiniz. Hız ve heyecan arayan, taktik ve yavaşlılıktan sıkıldıysanız FFA
tam da size göre. Elbette tercih sizin.

Domination (DOM)

Oldukça eğlenceli bir mod olan DOM’da amacımız belirlenen 3 bölgenin tamamını
ele geçirmeye çalışmak. Bu bölgeleri temsil eden A, B ve C bayrakları mevcut.
İşte bizimde amacımız bu bayrakların yanında belirli bir süre bekleyerek kendi
bayrağımızı yerleştirmek. Oyun ekranındaki harflerden rahatlıkla bulabileceğiniz
bu bölgeleri ele geçirmek için dikkatli olmalısınız. Bu mod FFA kadar hızlı
geçmese de S&D kadar da yavaş değildir.

Önemli olan takımca hareket edip düşmanın ele geçirdiği bölgelere hızla giderek
o bölgeleri tekrar geri almaktır. Bireysel hareket etmek yerine ekipçe ele
geçirmeye çalışırsanız bayrağın başında bekleme sürenizin bir hayli kısalacağını
göreceksiniz. Ele geçirilmesinde katkıda bulunduğunuz her bölge için 150 puan
hanenize yazılacaktır. Bu puanlar birikerek sizi skorboard’da üst sıralara
taşıyacak ve belki de birinci olmanızı sağlayacak. Takım olarak öldürdüğünüz
düşman sayısı 200’ü geçtiği anda kazanırsınız. Aynı şey rakip takım için de
geçerli tabii ki.

Unutmayın ki bireysel hareket etmenin ne size ne de takımınıza bir yararı
olmayacaktır. Çünkü düşman öldürdükçe değil puan kazandıkça birincilik koltuğuna
yaklaşırsınız. Yani sıralamadaki ilk ölçüt vurulan düşman sayısı değil
kazandığınız puanlardır. Zaten bu puanların en büyük kaynağı, bayrakları ele
geçirmek olduğundan, kendi puanınızı katlamak isterken farkında olmadan
takımınıza da büyük katkı sağlamış olacaksınız.

Kırmızı noktalar halinde beliren düşmanları takip etmek çok önemli. Sağ üstte
beliren haritadan düşmanların ateş ettikleri zamanda nerede olduklarını takip
ederek onları sıkıştırmalısınız. Bu şekilde birden fazla düşmanı aynı anda
öldürebileceğinizi göreceksiniz. Bu da bir bölgeyi savunan oyuncuların bir anda
elimine edilerek o bölgenin ele geçirilmesi için büyük avantaj sağlamak
demektir.

DOM’daki tek amaç haritada belirtilen bölgeleri ele geçirerek onları savunmaya
çalışmaktır. Ama aynı zamanda diğer bölgeleri de ele geçirerek düşmanın telaşa
kapılmasını sağlamalısınız. Hiçbir bölgeye sahip olamayan rakipler telaşa
kapılacak kendisine en yakın bölgeyi ele geçirmek için düşüncesizce saldırmaya
başlayacaktır. Bu tarz durumlarda siz uygun yerlere pusarak bayrağınızı
değiştirmek isteyen düşmanları bir bir indirmelisiniz. Bu şekilde puanınız da
hızla artacak hem takımınızı korumuş hem de liderlik koltuğuna oturmuş
olacaksınız.

Son derece eğlenceli bir mod olan DOM’u mutlaka denemelisiniz.Demolition (DEM)

DEM ile DOM arasındaki fark, S&D ile HQ arasındaki farka benziyor aslında. DEM 2 raunt 1 yarıdan oluşuyor. İki takım raunt bitiminde yer değiştiriyor ve önceki amaçlarının tersini yapmaya çalışıyorlar. DEM’de amaç elinizdeki bombayı gösterilen hedeflere kurmanız ve patlayana kadar orayı savunmanız gerekiyor. Çünkü bombayı kurduğunuz anda rakibe sinyal gidiyor ve bombayı çözmek için bütün ekip harekete geçiyor. Eğer iyi savunma yapıp bombayı patlatmayı başarırsanız raundu kazanıyorsunuz ve taraflar değişiyor. Bu defa siz düşmanın bomba kurmasını engelleyeceksiniz. Onların belirlenen hedeflere varmasını engelleyerek raundu kazanmaya çalışacaksınız. 2 raundu da kazanan oyunu da kazanır. Berabere kalınırsa bir raunt daha yapılır (Raunt sayısı sunucuya göre değişebilir).
DEM için söylenecek fazla bir şey yok. Amacınız yine takımın menfaatleri olmalı. Diğer modlara da benzediğinden çoğu faktör DEM içinde geçerli. Açıkçası diğer modlardan sonra fazla yaratıcı bir özelliği yok.

Capture The Flag (CTF)

Belki de COD Multiplayer deyince akla ilk gelen oyun modu CTF dir. Oyunda rakip takımın ve kendi takımınızın birer bayrağı var. Bu bayraklar her iki takımında kendi bölgesinde bulunuyor. Amaç ise düşman bayrağını ele geçirip kendi bölgenizdeki bayrağınızın yanına getirmek. Ancak işler anlatıldığı kadar basit değil. Çünkü aynı şeyler rakip içinde geçerli ve siz onların bayrağını kapıp kaçmayı başardıktan sonra kendi bayrağınızın da çalınmış olduğunu anlayınca saklanmak için girmediğiniz delik kalmıyor. Çünkü sayı alabilmeniz için kendi bayrağınızda sizin bölgenizde olmalı. Takım arkadaşlarınızın bayrağınızı taşıyan düşmanı bulup öldürmesini beklerken ‘ya ben de ölürsem’ diyerek stres dolu anlar yaşayacağınızı garanti ediyorum. Özellikle kritik bir skor varsa ve kazanmanız gereken bir oyunsa CTF çok daha zevkli bir hal alıyor. Hız ve refleksin ön plana çıktığı bu bölümde gerçekten çok dikkatli davranıp bir anda rakip bayrağı çalarak kaçmalısınız. Zaten bayrağı aldığınız zaman takım arkadaşlarınızın bundan haberi olacak ve size yardım etmek için hemen yanınıza geleceklerdir. Sonuçta her şey takım içindi değil mi?

Çalıların arasından bir yılan gibi hızla süzüldüm ve düşman birliklerinin arasında sessizce girdim. Bana ve düşman bayrağına en yakın rakibimi bıçaklayıp öldürdükten sonra sesimi duyan bir kişi hızla bana koşuyordu. Aldırmadım ve zıplayıp uzanarak kaptığım bayrağı, köşeyi bir an önce döndükten sonra saklana saklana kendi bölgeme götürdüm. Döndüğümde işler yolunda gitmemişti ve bölgemiz düşman birlikleri tarafından sarılmıştı. Tam bizim bayrağımızı ele geçireceklerken aralarından hızlanarak süzüldüm, zıpladım ve… Sanırım sırtımdan onlarca kurşun geçmişti… Artık yapabileceğim son hamleyi de yaparak düşman bayrağını bölgeme ulaştırmayı başardım. Ardından takım arkadaşlarım bölgemizi dağıtarak düşmanı geri püskürttü. Kazanmıştık ama benim sevinmeye zamanım olmadı… Ölmüştüm.

CTF de iki yarıdan oluşuyor ve her yarı üç raunttan ibaret. Üç olan raundu kazanıyor ve ikinci yarıda taraflar değişerek aynı amaç peşinde koşturuyorsunuz. Mümkün olduğunca az ölerek ve bol düşmanın olduğu bölgelerin dışından hızlı hızlı koşarak düşman bayrağını bir an önce ele geçirmelisiniz. Zaten haritanın hemen sağ tarafında kendinizin ve düşmanınızın bayraklarının kimde olduğu yazıyor. Ancak bayrakların nerelerde oldukları gözükmüyor. Ta ki bayrak sahibi yakalanıp bir çatışmaya girene kadar. Evet, ne kadar çok bayrak kapıp kendi bölgenize (bayrağınızın yanına) getirip bırakırsanız o kadar el alırsınız. 3 el aldığınız zaman zaten raundu da kazanmış olursunuz ve diğer yarıya avantajlı girersiniz.

Size tavsiyem çok hızlı olun. Fazla çatışmadan kaçınıp ölmemeye çalışın. Çünkü öldüğünüz zaman her şeyi en baştan yapmak zorunda kalacaksınız. Amaç bolca düşman öldürmek değil, bolca karşıya sızıp bayraklarını çalmak. Ancak karşınıza çıkan her düşmanı dikkatlice süzüp ıskalamadan elbette öldürmelisiniz.

Seviye atlamak için oynayabileceğiniz modlar işte bu kadar. Size en uygununu benimseyip kendinizi o moda alıştırmanızı öneririm. Zamanla stratejilerinizin kendiliğinden geliştiğini göreceksiniz. Amacınız hemen level atlayıp yükselmek olmasın. Oyundan aldığınız zevk ve kalite daha önemli. Zaten iyi ve kaliteli bir oyuncuysanız her modda dereceye gireceksiniz ve seviyeniz kendiliğinden yükselecek.Wager’da Oyun Modları

Yukarıda da bahsettiğim Ranked maçlardaki gibi Wager’da da oyun modları
bulunuyor. Bu modlar genelde altı kişinin arasından ilk üçe girip ödülü kapmaya
yönelik olarak oluşturulmuş. Hangisini tercih ederseniz edin delicesine
ortalarda dolaşmak yerine daha sakin ve serinkanlı olmalısınız. Çünkü birazdan
bahsedeceğim zaman ve silah sınırlaması işleri zora sokuyor. Lider olarak zamanı
doldururken son dakika elinize gelen silah size uygun olmayabiliyor ve hızla
gerileyerek oyunu üçüncü dahi bitiremeyebiliyorsunuz. Her mod için standart olan
şeyler var. Kalabalık yaratmaması açısından, bu standartlardan bir kez bahsedip,
tekrarlamayacağım.

– Her mod’a giriş için 500 CODP ödemek zorundasınız.
– Tamamen para kazanmaya yöneliktir. Bu yüzden -oyundan alacağınız zevki yok
sayarsak- ve amacınız para kazanmak değilse Ranked maçlara giriş yapmanızı
tavsiye ederim.
– Modların hiçbirinde tecrübe puanı (XP) kazanamazsınız. Level atlamaya yönelik
hiçbir katkısı yoktur.
– Ödül kazanmak için altı kişiden ilk üçe girmek zorundasınız.
– Giriş yaptığınızda altı kişilik limit dolmadan maçlar başlamaz ve gerekli
sayıda oyuncu gelene kadar siyah beyaz ekranda ısınma maçları yaparsınız.
– Takım anlayışı yoktur. Herkes tektir ve birbirinin düşmanıdır. (Free For All)
– Altı kişilik oyunlar olduğundan büyük haritalarda kısıtlamalara gidilmiştir.
Haritalar normale göre daha küçüktür. Düşmanları kolay bulmak açısından oldukça
önemli bir durum.
– Killstreak gibi özellikler kullanılamaz.

One In The Chamber (OIC)

Oyunda tek mermilik bir tabancamız var; M1911. Evet, tek mermimiz var ve biz de
dahil herkes bu tek mermiyle ölebiliyor. Karavana atma ya da yanlışlıkla mermi
harcama gibi bir lüksümüz yok. Çünkü bunun sonucu genelde boğazımıza yediğimiz
bir bıçak oluyor ve kısıtlı zamanımız için bu hiç de hoş bir şey değil. Onun
için acele etmeden profesyonel bir oyun ortaya koymalısınız. Düşmanın da aynı
şartlarda olduğunu unutmadan, onlara arkadan yaklaşmayı denemelisiniz. Eğer
düşman çok yakınınızdaysa sakın silahı denemeyin. Koşu tuşuna (Std. Shift) basıp
üstüne gidin ve bir bıçak darbesiyle yere indirin (Std. V). Çünkü yakındaki
düşmanı bıçak ile öldürmek daha kolaydır ve rakibinizi alt ettiğiniz takdirde
sıradaki düşman için merminizi boşa harcamamış olursunuz.

Bir mermiyle beş kuş vurmalısınız ki birincilik için anca avantaj sağlayasınız.
Bu arada oyunda üç kez ölme hakkınız var. Üçüncü hakkınızı da bitirdiğiniz zaman
oyuna dahil olamıyorsunuz ve rakiplerinizi izleyerek sürenin bitmesini
bekliyorsunuz. Bu süreçte düşmanlarınız size tur bindirmediyse yani hala ilk
üçteyseniz geçerli ödülü alırsınız. İşte tam da bu yüzden yani üç hakkımız
olduğundan dolayı sabırlı ve serinkanlı olmalısınız. Öldüğünüz takdirde
sinirlenip düşmanların arasına atlamayın çünkü emin olun sonuç değişmeyecektir
OIC için söylenecekler bu kadar, unutulmaması gereken şey, tek mermimiz ve
sınırlı zaman içersindeki sabırlı yaşam mücadelemiz. Ayrıca Wager’daki en
beğendiğim mod olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.

Gun Game (GUN)

Birbirlerini görmeden size doğru koşan iki düşmandan daha yakın olanın alnına
elinizde kalan silahın son mermisiyle imzanızı atıyorsunuz, o sırada elinize
çift tabanca geliyor ve zıplayıp diğerine sağlı sollu mermileri yağdırarak yere
yığılıyorsunuz. Aynı anda seslerinizi duyan ve haritadan gören bir diğer düşman
arkanızda beliriyor ve henüz elde ettiğiniz otomatik pompalı ile onu da
arkasındaki kayalıklara zımbalıyorsunuz. Siz çoktan arkanızı dönüp diğer
düşmanları arıyorken, ölenlerin vücudundan toprağa akan kanları fark
etmiyorsunuz bile…Eminim ki burada dikkatinizi çeken şey sürekli değişen silahlar olmuştur. Evet
doğru… Maçlara en etkisiz silah ile maça başlıyoruz ve her bir düşmanı
indirdiğimizde oyun bize yeni bir silah veriyor. Kazandığımız bu silah da bir
öncekine nazaran daha etkili oluyor. Dolayısıyla rakiplerinizi ne kadar çok
avlarsanız o kadar çeşitli silah kullanmış olursunuz. Çünkü dürbünlü tüfekten,
otomatik pompalıya kadar her tür silah elinize geliyor. Bu da yapılan maçların
son derece eğlenceli geçmesine neden oluyor. OIC’ye göre daha az taktik
gerektiren bir mod olduğundan daha hareketli ve bol ölümlü oyunlar sizi bekliyor
olacak. Bunun yaşanmasındaki bir diğer etken ise şüphesiz ölüm sınırlamasının
olmaması…

Sticks And Stones (SAS)

Oyuna Crossbow ile başlıyoruz. Single modu bitirenler gayet iyi bilirler zaten;
Crossbow’un attığı oklar aslında yapışan bombalardan ibaret. SAS da tam olarak
bunun üzerine kurulu. Düşmanlara karşı yaklaşımınız aslında size bağlı. Çünkü
Crossbow yakındanda uzaktan da çeşitli avantajlara sahip. As

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu