Oyun İncelemeleri

Call Of Duty

Şu an PC oyunları bölümünde değilsiniz. İnanmak zor geliyor ama artık Call of
Duty N-Gage’de. CoD(Call Of Duty)’u N-Gage’nin içine çok güzel yerleştiren
Activision firmasına teşekkürlerimizi ileterek yazımıza başlıyoruz.

Savaş savaş savaş

Dünya hiç soğumadı; sürekli savaşlar, iç karışıklıklar, problemler hiç bitmedi.
Gelişmelerin en başında da II. Dünya Savaşı geliyor. Bu savaş o kadar geniş ve
kapsamlıydı ki, onun hakkında yapılan filmler, diziler, belgeseller hatta
oyunlar beynimizin bir kenarında kazınmış duruyor. Oyunlar demişken,
başarılı-başarısız onlarca yapılan çalışmalardan alnının akıyla çıkan, bizi
kendine bağlayan, yemek yemeyi unutturan, geceleri bizi bilgisayarın başında
saatlerce oturtan bir yapımdan bahsediyorum, Call Of Duty (COD)! Bütün
rakiplerini geride bıraktı, sürekli yenilikler, ilkler yaptı. Çoğu konsollara
adını yazdıran COD, bu sefer de bizi N-Gage’de bekliyor. “İyi hoş ta, bunu
telefonda nasıl oynayacağız? PC’de zorlanıyoruz, telefonda hiç olmaz bu iş”
diyenlere küçük bir cevabım var; Zevk alacaksınız…

COD tamamıyla üç boyutlu olduğu için kullanıcıya ilk mesajını veriyor, “Beni
bırakamayacaksın”. Düşünsenize, bindiniz otobüse, yanınızda sizin yaşlarınızda
birisi oturuyor ve cep telefonundaki java oyunlarından birini oynuyor. Kendini
kaptırmış giderken, gözü bir anda sizin telefonunuza ve içindeki savaşa, hatta
şarjör değiştirme sesine yöneliyor. En fazla 3 dakika sonra yanınızdaki,
telefonunu cebine koyup sizi zevkle izlemeye başlayacaktır.

Call Of Duty’yi sadece 3B ve grafikleri için oynuyorsanız, ağzınız açık ekrana
bakakalacağınızı söyleyemem. Bu kadar uzun bir hikayeyi 29 MB’ta kimse
sığdıramaz. Demek olmuyor ki grafikler çok kötü. Size bir şey söyleyeyim, oyunu
aynen PC’de oynarmış gibisiniz. Kontroller Ashen gibi kötü değil. Çok güzel
düşünülmüş ve kullanıcıyı zorlamayacak şekilde dizayn edilmiş. Yavaş yavaş
alışıyorsunuz.

Konusu yukarıda anlattığım gibi II. Dünya Savaşı hakkında. Fakat oyunu oynarken
anlıyorsunuz ki, bu savaşın kaderi sizin elinizde. Eğer bir dokümanı istenilen
yere taşımazsanız, oranın eksikliğini, savaşın gidişatının değişeceğini
anlıyorsunuz. Kısaca savaşın sonu sizin elinizde. Sakın yanlış anlamayın, farklı
bir şey yapıp oyunun kaderi değiştirmek gibi bir seçeneğiniz yok. COD’un
eksilerinden biri de bu, kısıtlanıyorsunuz.

Oyun 12 farklı bölümden oluşuyor. Bu bölümleri ister Amerikalı, ister İngiliz,
isterseniz Rus olarak oynayamıyorsunuz. İlerledikçe farklı ülkelerin askeri
oluyorsunuz ki bu çok iyi düşünülmüş; çünkü COD’u oynayanlar Rus aşığı, Amerikan
hastası, İngiliz sevdalısı olmayabilir. Sürekli aynı ülkenin birimi olmayıp,
biraz değişiklik yapmış oluyorsunuz. Sadece sizlere, savaşın bütün yönlerini
göstermek için düşünülmüş.

Başlangıca video koymak yerine, 4 resimden ve etkileyici yazılardan oluşan bir
slayt koymayı seçmişler. New Game dedikten sonra karşımıza zorluk dereceleri
geliyor. Bunlar easy, normal, hard gibi değil de Greenhorn, Regular, Hardened ve
Veteran şeklinde adlandırılmış. Tavsiyem Hardened’tir, çünkü kaybedeceğimiz
hiçbir şey yok.Görevler çok güzel düşünülmüş ve çözmeniz gereken çok büyük sorular yok. Git
bütün uçaksavarlara bomba yerleştir, önemli evrakları topla, savunma yap, rehine
kurtar, keskin nişancıları temizle de diğer askerler rahat rahat geçsinler gibi
görevlerden ibaret. Sakın küçümsemeyin, bazen sürekli geriye döndüğünüz, sürekli
load game yaptığınız yerlerde olacak. Fakat haritayı güzel kullanırsanız,
pusulanızı şaşırmazsanız, asker arkadaşınızı takip ederseniz hiçbir problem
olmayacak.

Yapay zeka bu oyun konsolu için çok iyi. Mesela bir adama arkadan yaklaşırken
isabetsiz bir atış yaparsanız, hemen arkasına dönüp sizi öldürebiliyor. Kısa
mesafeden affetmiyorlar ama uzak menzillerde sizin kadar iyi değiller. Oynadıkça
göreceksiniz ki sürünmeden hiçbir yere gidilmiyor. Sürünmeden bahsetmişken, 3
pozisyonunuz var. Ayakta, çömelme ve sürünme. Bu hareketleri koruması gerçekten
güzel olmuş ve hepsi de gerekli. Bazen hızlıca geçmeniz gereken yerler varken
bazen de çömelerek el bombası atmanız gereken yerler oluyor.

Multiplayer modunda ise eğlenceli kapışmalar sizleri bekliyor. Eğer 4 kişi
toplanıp ta oynarsanız, çok iyi eğleneceğinize eminim. İsterseniz 2 kişilik
bölümde tanklara binip kapışabilirsiniz, isterseniz de 4 kişilik göğüs göğüse
muharebeye dalabilirsiniz. Şiddetle tavsiye ederim, çok zevk alacaksınız.

Gelelim grafiklere. Silahlar iyi tasarlanmış ve gerçeklik göz önünde tutulmuş.
Şarjör değiştirmeden zoom’a kadar her şey iyi düşünülmüş. Takım arkadaşınızın
yürümesi havada gidiyor gibi değil, hemen hemen gerçeğe yakın olarak
tasarlanmış. Mekanlar ise gözünüzü bazen yorabilir. Koyu renkler kullanıldığı
için biraz karanlık ve göz mercekleri haddinden fazla çalışıyor. Bütün bölümler
böyle demiyorum ama bazen pixel çözünürlüğü düşüyor. Genel olarak nerede
olduğunuzu biliyorsunuz.

COD’u açar açmaz müzik sesini kapatın derim (ilk açanlar hariç). Bir zamandan
sonra müzik iyice bayıyor ve biraz soğuyorsunuz. Buna karşın efektlerin sesini
kapatmayın. Sade ve abartısız olarak ayarlanmışlar. Bazen sürekli ateşe
bastığınızda ses geç gelebiliyor.

Toplayacak olursak, gerçekten güzel bir yapıt olmuş ve tüm N-Gager’lere
tavsiyemdir. İyi bir başlangıcı, güzel bir oyunla devam ettirmek gerçekten
zordur ama Activision ve Nokia, bunu başarmış. Eğer bana bu silahlar yetmiyor
derseniz Arena’da sizleri ağır silahlar bekliyor. Bunların değerini multiplayer
oynarken anlayacaksınız.

COD’da birkaç hata bulunuyor. Kontrolde karşılaştığımız hata, silahı yönetmekle
alakalı. Bazen hedef işareti hızlıca geçiyor, bazen ise gitmemek için kendini
tutuyor. Bu ve bunun gibi küçük hatalar oyunu oynamamamıza engel değil. Eğer
çevrenizde N-Gage’i olan arkadaşınız yoksa, 1 ay sonra telefondan
kaldıracağınızı söyleyebilirim. Çünkü aynı bölümler, aynı adamlar, aynı görevler
sizi sıkabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu