FPS türü tarihinin oldukça büyük bir bölümünü temsil eden ve dile kolay 16 yıldır her yıl yeni bir oyunu ile karşımıza çıkan Call of Duty, sanıyoruz ki 2011 yılından 2019 yılına kadar çıkan oyunların neredeyse hiç biri ile beklentileri karşılamayı başaramamıştı. Böylesine önemli ve büyük bir serinin, her yıl oyuncuların isteklerine kulaklarını tıkaması ve sürekli olarak ya geçmişe ya da geleceğe götürmesi, oyuncular tarafından eleştiri yağmuruna tutulmuş, eleştirmenler tarafından da düşük puanlara layık görülmüştü. Ancak 2019 yılında Infinity Ward sonunda çığlıkları duydu ve Call of Duty’yi en muhteşem zamanına, Modern Warfare‘daki şanına kavuşturmak için kolları sıvadı. Uzunca süre oyunu bekledikten sonra yapım geçtiğimiz hafta raflardaki yerini aldı ve biz de direkt olarak oyunu oynamaya başladık.
Call of Duty: Modern Warfare İncelemesi
Öncelikle kafadaki soru işaretlerini en baştan gidermek için, oyun çıkmadan önce sıkça duyduğumuz ypg, terör propagandası, teröristleri kahraman gösterme iddialarına açıklık getirmek istiyorum. Call of Duty: Modern Warfare’ın hiçbir bölümünde, ypg veya pkk gibi herhangi bir terör örgütünü destekleyen hiçbir unsur bulunmuyor. Hatta ve hatta, oyun içerisinde, direnişçileri temsil eden kadın karakter bir Arap. Oyunun geçtiği bölge orta doğu şeklinde lanse edilmiş olsa da, bölüm öncesi haritada Gürcistan’ın batısında Karadeniz doldurularak oluşturulan kurgu bir ülke olan Urzikistan‘da geçiyor. Ülkenin sınırları da hiçbir şekilde Türkiye ile kesişmiyor. Oyunun hikayesi boyunca da bir kez olsun Türkiye adı geçmediği gibi, oyunda hiçbir Türk karakter de bulunmuyor. Kısacası oyunda ne Türkiye’yi aşağılayan en ufak bir unsura rastladım, ne de ypg ve pkk gibi hain terör örgütlerinin propagandasının yapıldığına şahit oldum. Zaten en ufak bir şekilde, bu tip bir durum ile karşılaşmış olsaydık, oyunu kesinlikle incelememe kararı almıştık. Bu durumu netleştirdikten sonra şimdi incelemeye tam manası ile başlayabiliriz.
Call of Duty oyunlarının zirvede olduğu dönemleri hatırlayalım. Genellikle oyundaki karakterler ile hafızamıza kazınan ilk Call of Duty 4, adeta bir sinema filminin içerisine bizleri atarcasına, oynanış olarak gerçekçi olmasa da, atmosferi ile bizleri kendine hayran bırakmıştı. Geçmiş oyunlarda yaşanan inişli çıkışlı duygu değişimleri, dramatik sahneler, akılda kalan bölümler derken, ilk 3 Modern Warfare oyunu da efsane haline gelmişti. Infinity Ward ise sonunda oyuncuların özlediği şeylerin bunlar olduğunu farketmiş olacak ki, yeni Modern Warfare’da hem hepimizin hayran olduğu Captain Price‘ı geri getirdi, hem de o özlediğimiz dramatizmi köküne kadar hikaye boyunca bizlere vermeyi layıkı ile başardı. Özellikle karakterler konusunda bazı sürprizler de var, ancak spoiler olmaması için bunları söylemeyeceğim.
Modern Warfare’ın hikayesini, spoiler vermeden anlatmak zor. Fakat ana konuya hakim olmanız ve az çok ne beklemeniz gerektiğini anlatabilmek için kısa bir özet geçebilirim. Urzikistan adı verilen kurgusal bir ülkeye, Rus kuvvetleri tarafından yapılan işgal sonrasını konu alan Modern Warfare, daha sonra bu ülkede türeyen ve Al-Qatala adı verilen radikal bir terörist grupla yaptığımız mücadeleyi konu alıyor. Tabii ki hem Rusya, hem de Al-Qatala ile mücadele eden bir de direnişçilerimiz var. Bu direnişçilerin lideri ise Farah Karim, yani oyunun fragmanlarında gördüğümüz kadın karakter. Infinity Ward Farah Karim’i oyunun tam manası ile baş rolüne oturtmuş. Hikayenin işleyişi genellikle bu karakter üzerinden ilerliyor. Ülkesini Rus’lardan ve Al-Qatala örgütünden temizlemek için kardeşi ile birlikte savaşan Farah’ın motivasyonunun nereden geldiğini ise belki de Call of Duty tarihinin en dramatik ve en etkileyici bölümü ile oyunun ilerleyen kısımlarında öğreniyoruz.
Bu kadar iddialı bir bölümü sizlere tüm detayları ile anlatmayı gerçekten çok isterdim, lakin spoiler ile deneyiminizi mahvetmek isteyeceğim en son şey. Ancak bu bölüme geldiğinizde hatırlayacağınız bir kaç şeyi üstü kapalı anlatmak istiyorum. Call of Duty denildiğinde geçmişte aklımıza gelen en önemli bölümler diye sorsaydık büyük ihtimalle Modern Warfare 1‘deki Sniper bölümü ile Modern Warfare 2‘deki No Russian bölümü aklınıza gelirdi. İşte bu bölüm bu iki bölümün de pabucunu atmosfere attıracak kadar etkileyici. Dramayı, gerilimi, korkuyu ve bugün gerçekten de bunları yaşayan insanları düşündüren bölüm, Call of Duty: Modern Warfare’a yılın oyunu ödülünü dahi kazandırabilir. Bugün Orta Doğu coğrafyasında, masum sivillerin neler yaşadığını, özellikle çocukların ne gibi zorlukların üstesinden gelmek zorunda kaldığını iliklerimize kadar hissettiren Infinity Ward, bu konuda uluslararası toplumun dikkatini çekecek, savaşları engellemek için bir hareket başlatabilecek kadar etkileyici bir işe imza atmış. Masum sivillerin terör örgütleri ve dünya devleri ile arasında sıkışıp kalmasını bizlere birinci elden gösteren geliştiricileri buradan tebrik ediyorum.
Hikayeden bahsetmişken, oyundaki kötülük kavramının da grileştiği noktalar mevcut. Call of Duty her ne kadar batılı ülkeleri yine kısmen kahraman konumuna oturtup, Rus’ları yine şeytan yapsa da, oyundaki bazı bölümler gri noktaları gözümüze gözümüze sokuyor. Bir İngiliz SAS komandosu olan Captain Price‘ın, fragmanda da söylediği “Dünya temiz kalsın diye biz kirleniyoruz,” lafı gerçekten boşa edilmiş bir laf değil. Hikaye içerisinde öyle noktalara geliyoruz ki, “hadi be” dediğiniz seçimler, yapsam mı yapmasam mı dediğiniz noktalar sıkça karşınıza çıkıyor. Kısacası beyaz atlı bir prensi değil, amaca ulaşmak için her yolu mübah görebileceğimiz bir asker konumundayız. Savaşta da masumların daima kullanılabileceğini de birinci elden deneyimliyoruz.
Yeni Call of Duty’nin hikayesinin güzel yanlarından biri de oyun boyunca sürekli olarak ağzınızı açık bırakan sahneler ile karşılaşmanız. Her an birşeyler olabilir gerilimi ile ilerlemek, oyunun aksiyon dozu ile birlikte, dramatik kişiliğine de geliştiriyor. Sanki çok iyi bir aksiyon filmi izlercesine hikayeyi deneyimlemeye devam ediyorsunuz. Normal şartlarda 6-7 saat arası süren Modern Warfare, benim gibi asla bir oyunu 3 saat sürse bile bir nefeste bitirmeyen bir oyuncuyu, hayatında ilk defa bir oyunu bir oturuşta bitirtmeyi başardı. Gerçekten de yemek ve lavabo ihtiyacı hariç, hikayeyi bitirene kadar oyundan hiç çıkmadım. Bu da aslında hikayenin sürükleyiciliğinden daha çok, anlatımın akıcılığından ve sahnelerin kalitesinden dolayı oldu. Modern Warfare’ın hikayesi belki en iyi hikaye değil, ancak en sürükleyici ve en etkileyici hikayelerden biri. Ve ayrıca kesinlikle devamı gelecek bir hikaye…
Bir CoD oyununun hikayesine bu kadar uzunca bir bölüm ayırmayalı yıllar olmuştu. Ancak kesinlikle anlatılması gerekiyordu ki inanın süpriz kaçırmamak için yazıyı ne kadar törpülediğimi tahmin edemezsiniz. Fakat artık yavaş yavaş oyunda en uzun süreyi geçireceğimiz çoklu oyuncu kısmından bahsetmek istiyorum keza burada da önemli değişiklikler ve yenilikler.
Baştan belirteyim. En önemsediğimi yenilik artık oyunda Season Pass olmaması. Dolayısı ile oyunu bir kere satın aldıktan sonra, arkadaşlarınız ile birlikte dilediğiniz gibi aynı haritalar üzerinde oynamaya devam edebileceksiniz, oyuncu nüfusu paralı haritalar ile adeta bölünmeyeceği gibi, cross-platform desteği sayesinde Xbox, PS4 ve PC oyuncuları daima birlikte oynayamaya devam edebilecek. Bu iki özellik bile başlı başına Modern Warfare almak için yeterli sebepler.
Yeni Call of Duty‘nin çoklu oyuncu kısmında oynanış özelliklerindeki önemli değişikliklerden biri artık mermilerin tıpkı Battlefield’da olduğu gibi bir ağırlığa sahip olması ve yer çekiminden etkilenmesi. Yapımcıların üstüne basa basa belirttiği, Modern Warfare daha gerçekçi bir oyun olacak iddiasının ana kaynağını oluşturan bu özellik, duyduğunuzda oyunun oynanabilir akıcı yapısını kökten değiştirecek gibi gelse de, aslında durum böyle olmuyor. Çok uzak mesafelerden yapılan çatışmalarda belki birazcık silahı yukarıya nişan almak gerekse de, klasik küçük haritalarda büyük farklar hissetmiyorsunuz. Bir diğer önemli yenilik ise artık silahları duvarlara, köşelere dayayabilmemiz. Bu sayede sanki bipod kullanıyormuş gibi silahların geri tepmesini azaltabiliyor, tam otomatik silahlarda ciddi performans artışı sağlayabiliyorsunuz. Oyunun dinamiklerini ciddi anlamda değiştiren bu özellik, özellikle görev odaklı mod’larda stratejik noktalara pusu kurmak için kullanışlı oluyor.
Oyunun haritalarından bahsetmişken burada da önemli değişiklikler mevcut. Şahsen nefret ettiğim küçücük haritalardan sonunda vazgeçen Infinity Ward, simetrik harita saçmalığını da geride bırakmış. Treyarch’ın başımıza adeta bela ettiği üçlü koridor sisteminden de vazgeçen Infinity Ward, asimetrik ve düzensiz harita yapısı sayesinde çok daha gerçekçi deneyimlerin önünü açmış. Bu durum oyundaki haritaları ezberleyen oyuncuların da öne geçmesine neden olmuş ki tecrübeli oyuncular farkını ortaya koyabilsin. Bu özellikler bir kısım oyuncu tarafından eleştirilse de, bence muhteşem bir değişiklik olmuş. Keza efsane diye tabir ettiğimiz ilk Modern Warfare’da böyle bir saçmalık yoktu. Eski Modern Warfare’ı istiyoruz deyip, eski oyundaki tarzda haritaları eleştirmek de gerçekten saçma bir durum. Fakat eleştirilen noktalardan bir durum var ki sonuna kadar hak vermek elde değil. Harita yapısı gereği pusma durumunun meta haline gelmesini engellemek için ayak seslerini engelleyen Dead Silence perk’inin derhal oyuna eklenmesi gerekiyor. Aksi takdirde camping oyunun ana metası olma yolunda hızla ilerleyecek. Bir dengeleme şart.
Infity Ward’ın yeni Modern Warfare’ı, silah özelleştirmesi konusunda da büyük yenilikler getiriyor. Escape From Tarkov’dan ciddi şekilde esinlendiğini düşündüğüm yapımcılar, her silaha onlarca farklı parça eklemiş ve silahı neredeyse kökten değiştirmemize olanak sağlamış. Toplamda her silaha 5 ayrı özelleştirme parçası takmamız mümkün hale getirilmiş. Hatta bu özelleştirmeler öylesine etkili ki, AK-47‘ye kısa namlu takarak onu adeta bir SMG haline getirmek bile mümkün olmuş. Oyunda sürekli olarak farklı silahlarla karşılaşmak yapımın dinamizmine ciddi katkı sağlamış diyebilirim.
Modern Warfare’ın çoklu oyuncu kısmında bir de Battlefield havası estiren Ground War mod’u eklenmiş. Devasa haritalarda 32 oyuncuya karşı 32 oyuncunun savaşabildiği bu haritalar, BF’nin devasa yapısını seven ancak oynanış olarak fazla ağır bulan oyuncular için adeta ilaç olacak. Farklı bayrak noktalarını kapıp korumak üzerine kurulu Ground War, keskin nişancı silahlarını seven oyuncular için de sevindirici bir mod olmuş.
Çoklu oyuncu kısmında bir de Battle Pass‘a benzeyen bir görev sistemi eklenmiş. Bu sistem sayesinde belli görevleri yerine getirerek özel silah skinleri kazanabiliyoruz. Bu skin’ler sadece birer kaplamadan ibaret değil. Silahlara özel parçalar ile hazır halde gelen birer blueprint. Bu kazandığınız silahları dilerseniz kendi halinde, dilerseniz de yine özelleştirerek kullanmak da oyuncuya bırakılmış. Yakın gelecekte sadece kozmetik ekipmanlara odaklı, paralı bir Season Pass sistemi de eklenecek. Ancak yapımcılar hiçbir şekilde oyuna etki etmeyeceğinin garantisi vermiş durumda, inşallah bizleri de yalancı çıkarmazlar.
Modern Warfare’da bir de Co-op mod’u bulunuyor. Bu mod’da büyük haritalarda farklı görevleri yerine getirebiliyoruz. Oldukça zorlayıcı olan co-op mod’u, 4 arkadaşınız ile birlikte oynadığınızda keyif veriyor. Oyunun hikayesini de devam ettiren co-op, gelecekte yeni görevler ve operasyonlar ile de genişletilecek. Ayrıca bu mod’da ilerlemeniz, standard çoklu oyuncu modunda da devam ettiriliyor. Yani sadece co-op oynayarak seviye atlama ve silah açma imkanınız da mevcut.
Teknik anlamda da Call of Duty Modern Warfare önemli değişiklikleri beraberinde getirmiş. Oyunun ışıklandırma sistemi baştan aşağı değiştirilmiş ve fizik tabanlı metaryaller ile çok daha gerçekçi bir ışıklandırma deneyimi sunulmuş. Ayrıca oyundaki volümetrik sis ve duman efektleri de görsel deneyime katkı sunmuş. Ayrıca oyuna eklenen yüksek çözünürlüklü kaplamalar da görsel deneyimi arttıran etkenlerin başında geliyor. Grafiksel olarak Modern Warfare hayli başarılı olmuş. Sesler tarafında da Infinity Ward ekibi işi sıkı tutmuş, silah sesleri, karakter seslendirmeleri, müzikler oldukça başarılı olmuş.
Uzun lafın kısası Call of Duty Modern Warfare, eski Call of Duty oyunlarını özleyen oyuncular için kaçırılmaması gereken bir yapım. Yapılan önemli yenilikler ve değişiklikler ile birlikte, Season Pass olmaması ve Cross play desteğinin de etkisiyle uzun yıllar boyunca oynanacak, muhteşem hikayesi ile hafızalarda yer edecek, efsane bölümleri ile daima hatırlanacak bir yapım olmuş. Eğer siz de eski CoD oyunlarını özlediyseniz, Modern Warfare‘a kesinlikle şans verebilirsiniz.