Oyun İncelemeleri

Call Of Juarez

Her yıl karşımıza onlarca FPS gelir. Bunlardan maalesef çoğu kötü birer Doom, Half Life ya da Call of Duty taklidi oyunlar olur. Taklit olmalarından dolayı çoğunun konusu genellikle gelecekte geçer. Artık o kadar alıştık ki 2100’lü yıllarda dünyayı işgal eden uzaylılarla elimizde ne idüğü belirsiz silahlarla abuk subuk uzay gemilerinin ya da gezegenlerin üzerinde savaşmaya. Ha bazıları türü alır, yenilikler getirir, bir şeyler ekler ve gönlümüzde Prey gibi taht kurar ancak birçoğu başarısız birer kopya olarak disklerimize kurulur ve kısa sürede silinir. Bu kopya FPS’lerin en büyük sorunu ise doğru düzgün bir konuya, hikâye akışına sahip olmamalarıdır. Oysaki yapımcıların önünde tam FPS türüne uygun, cuk diye oturan bir zaman dilimi ve mekân vardır ki nedense hiç biri yıllardır göremez. Evet, vahşi batıdan bahsediyorum.


Ya paranı ya canını


Düşünün bir kere vahşi batıda oynamak isteyeceğiniz hikâyeleri, silahları, karakterleri. Bir Red Kit FPS’si oynamayı istemez miydiniz? Red Kit ile Daltonların peşine düşmek, Daltonlarla posta arabası soymak, Rintintinle…. Rintintinle ne yapılabilir ki??? Ya da “İyi, Kötü ve Çirkin”i hem iyi hem kötü hem de çirkin olarak oynamak istemez miydiniz? Neyse ki Techland bu açığı görmüş olacak ki bir vahşi batı FPS’si ile yani Call of Juarez ile karşımıza çıktı.


Call of Juarez’de görevleri yerine getirirken iki farklı karakteri oynuyoruz. Oyuna başladığımız karakter Billy ve onun üvey amcası Reverend Ray. Billy ile daha çok gâvurun deyişiyle “sneaking” yani, sessizce, saklanarak, fazla aksiyon içermeden, aman ona buna görünmeyelim, ses çıkartmayalım diye sinir stres içerisinde görevleri yerine getirirken Ray ile rakiplerimizin ağzına ağzına vurup üstüne birde okuyup üfleyip aksiyonun tadını alıyoruz. Anlayacağınız üzere Billy’nin silah kullanma becerisi pek yok. Billy ile genelde görevlerimizi gizlilik içerisinde halledeceğiz. Billy, Ray’e göre daha çevik, daha uzun mesafelere atlayabilirken, kullandığı kırbaç ile de ağaç dallarını kullanıp ulaşılması zor yerlere kolaylıkla gidebiliyor. Ray ise her ne kadar Rahip olsa da silah becerisi oldukça yüksek. Öyle ki iki eliyle de silah kullanabiliyor. Billy kadar çevik değil ancak ilk olarak Max Payne ile tanıştığımız “Bullet Time” sayesinde yavaş çekim düşmanlarına ateş edebiliyor. Bu durumda her iki silahında hedefi ekranda yavaşça hareket ederken bize sadece doğru zamanda doğru yerlere her iki silahımızla da ateş etmek kalıyor. Bununla beraber Ray, sürekli yanında taşıdığı kutsal kitabı da kullanarak kovboyları Hak yoluna davet ediyor. Daveti kabul görmezse silahına sarılıyor(cidden).Çek silahını kovboy


Günlerden bir gün Billy, Juarez’e geri döndüğünde pek de hoş karşılanmıyor. Kasabadan zor bela geçip evine gidip annesinin sıcak yemeklerini yemeyi ümit ederken annesinin ve üvey babasının cesetleri ile karşılaşıyor. Kardeşinin evinde ki silah seslerini haber alan Ray ise eve koştuğunda cesetlerin yanı başında Billy’yi görüyor. Sonrasında kovalamaca başlıyor. Duvarda yazan “Call of Juarez” Billy’yi katillerin ve Aztek’lerin hazinesinin peşine düşürüyor. Ray ise kardeşini Billy’nin öldürdüğünü düşünerek O’nun peşine düşüyor. Oyun boyunca vahşi batıda olması gerektiği gibi sürükleyici ve hızlı bir macera yaşıyoruz. Bir taraftan önce Billy ile görevlerimizi gizlilik içerisinde yerine getirdikten sonra Ray ile Billy’nin geçtiği yerlerden geçip izini takip ediyoruz. Bu şekilde hikâyeye, karakterlere iki farklı perspektiften bakmamız mümkün oluyor. Zaman zaman iki karakterimizin de aynı ekranda buluşması ise oyuna ayrı bir zevk katıyor.


Call of Juarez, altta silah, ortada hedef olmak üzere klasik bir FPS arayüzüne sahip. Karakterlerimiz, diğer birçok FPS’de olduğu gibi eğilebiliyor, zıplayabiliyor, saklandığı yerden sağa sola kafasını uzatarak etrafı kolacan edebiliyor. Silahlarımız arasında ise klasik vahşi batı silahı var: Altıpatlar, tüfek, shotgun, kırbaç, ok, yay, sille tokat tekme, kutsal kitap ve tabii ki bize can veren Whiskey. Bütün bunlarla beraber X tuşuna bastığımızda hedefimizin olduğu yer odaklanıyor, çevresi ise blurlaşıyor. Böylece karakterlerimizle daha efektif nişan alıp ateş edebiliyoruz.


Yakarım Roma’yı da yakarım


Call of Juarez’in oynanabilir demosu yetersiz optimizasyonlarından dolayı bizi hayal kırıklığına uğratmıştı. Öyle ki 6600GTH’ım düşük detay ve çözünürlükte dahi sürüm sürüm sürünmüştü. Ancak oyunumuzda durum değişmiş. 1024×768’de ortalamanın üzerinde detaylarla benim kartımı pek de zorlamadı diyebilirim. Oyunda kullanılan Chrome motoru her ne kadar Half Life motoru gibi etkileyici olmasa da tür için çok ciddi yenilikler taşıyor. Çevre ile etkileşim hat safhada ki bu etkileşim Billy ile oynarken çözülmesi gereken bulmacaların temelini oluşturuyor. Billy ile defalarca önünüze çıkan engelleri itip katarak yolunuzu açacak, hatta kutuları üst üste koyup pencerelere erişebilecek, bir ağacın dalında sallanarak uçurumun bir ucundan diğer ucuna geçeceksiniz. Daha da fazlası oyun içerisinde ateşin sadece olduğu yerde yanıp durmadığını göreceksiniz. Çevresinde ki yanabilir nesneleri de etkisi altına alan ateşe isterseniz çevrenizde göreceğiniz sandalye gibi tahta nesneleri sizde atıp ateşi körükleyebileceksiniz. Benzer kaliteli efektleri su ve gazda da görmek mümkün.Dırı nırı nııııııım dıım dıım dıııııım. Dırı nırı nıııııım dııım dıım dıııım.


Bir vahşi batı oyunu yapıyorsanız müzikler iki kat önem kazanır. O atmosferi oyuncuya yaşatmak daha da zorlaşır. Yapımcılar müziklerde iyi iş yapmışlar. Her ne kadar beklediğim Country tarzı müzikleri oyunda bulamasam da oyun hikâyesi gereği zaman zaman karamsar zaman zaman aksiyon içeren müzikleri çok iyi kullanmış ve oyuncuya atmosferi tam olarak yaşatmış. Öyle ki Billy ile saklanırken, birisi Billy’yi gördüğünde müzik birden hızlanıyor ve size görüldüğünüzü belli ediyor. Böyle durumlarda gerçekten heyecanlanıp, vücudunuzdan salgılanan adrenalini hissediyorsunuz (Abarttım mı ne?). Benzer şekilde seslendirmeler de bir o kadar kaliteli. Özellikle Ray’in seslendirmesi gerçekten mükemmel. O çirkin surata tam böyle hırıltılı bir ses gerekirdi zaten.


Çoklu oyuncu


Call of Juarez, 9 haritası, farklı modları ve sınıfları ile alışık olmadığımız bir çoklu oyuncu tadı sunuyor. Sniper, Rifleman, Gunslinger, Miner olmak üzere dört sınıf var. Her sınıfta hem kovboy hem de yerli karakterler mevcut ve her sınıfın silahları farklı. Silahlar arasında ise ok, dürbünlü tüfek, klasik tüfek, altıpat, dinamit, shotgun yer alıyor. Deathmatch, Goldrush, Robbery ve Skirmish olmak üzere dört mod Call of Juarez’de bize sunuluyor. Deathmatch, adı üzerinde gördüğünüz bütün kovboyların ağzına ağzına vurmanız gereken mod. Goldrush’da ise rakiplerimizle beraber sağdan soldan altın topluyoruz. Robbery’de, genelde bir takım bir binayı korurken diğer takımın o binadan bir şeyler çalıp bir yerlere götürmesi isteniyor(Bildiğimiz Capture the Flag). Skirmish ise alışageldik üzere Deathmatch’in takımlarla yapıldığı mod. Vahşi batıda çoklu oyuncu oynamanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Şu ana kadar gördüğüm en iyi çoklu oyunu sistemlerinden birine sahip Call of Juarez.


İyi


Kaliteli grafikler, efektler, müzikler ve seslendirme ile dört dörtlük bir oyun atmosferi. Oyuncuya gerçekten vahşi batıyı yaşatıyor. Üst katında birbirinden güzel bayanların konuk edildiği barları, tipsiz barmenleri, çirkin kovboyları, kiliseleri, bankaları ve klasik vahşi batı kasabalarını, binalarını, çiftliklerini ve hatta yerlileri oyunda dört dörtlük görmek mümkün. Birbirine zıt iki karakterle kaliteli bir hikâyeyi iki farklı perspektifte oynuyor olmak oyunu genelde sürükleyici kılıyor. Oyunda vahşi batıda bir kovboyun atıldığı bir macerada yapması gereken her şeyi yapıyor olmamız yapımcıların birçok ayrıntıyı düşündüğünü gösteriyor. At binmek ve hatta at çalmak, hırsızlık, altıpat ve tüfek kullanmak vahşi batının kaçınılmaz unsurları olarak Call of Juarez’de karşımızda.Kötü


Tek kişilik oyunun (single player) özellikle Billy ile oynarken zaman zaman sıkıcı bir hale gelmesi. Diğer karakterlerde zorlama bir yapay zekâ olması. Düellolar sırasında çok iyi saklanıp siper alabilen kovboyların Billy’yi bazı durumlarda görememesi ya da Billy’yi fark ettiklerinden sonra Billy’nin hiçbir şey yapmadan birkaç saniye olduğu yere çöküp durmasından sonra hiçbir şey yokmuş gibi yollarına devam etmeleri.


ve Çirkin…


Ciddi grafik hataları. Elimizde ki kutuyu bir çitin yanına koyup üzerinden atlamayı düşündüğümüzde kutuyu koyarken kutunun çitlerin içinden geçip karşı tarafa konulması. Yine kutuları koyarken karakterlerin kutuları yavaşça koymak yerine fırlatmaları. Birçok kez karşılaşacağınız bu durumda inanın saç baş yolacaksınız. Karakterlerin kutuların üzerinden ya da dar tahtaların üzerinde ilerlerken kolayca yere düşmeleri, kolayca tutunabilecekleri yerlere tutunamamaları. Ha birde çok uzun süren yükleme ekranları.


Uzayda geçen FPS’lerden bıktıysanız ve hala benim gibi Pazar günleri TRT1’de vahşi batı filmlerini seyrediyorsanız, Call of Juarez’e bir bakmadan geçmeyin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu