Catherine
Şubat ayında Japonya’da yayınlanan Catherine, kendinden bir hayli söz ettirdi. Erotik öğeleri, korku unsurları ve diğer yandan platform, bulmaca tarzıyla ilgi çekti. Geri dönüşümler de olumlu olunca, Atlus bu olay karşısında sessiz kalmadı ve İngilizce sürümünü hazırlamaya başladı. Şimdilik bir erteleme haberi olmayan Catherine tam sürüm olarak 26 Temmuz’da Amerika’da satışa sunulacak, yalnız Avrupa bölgesi oyun için biraz daha beklemek durumunda. Çıkmasına az bir süre kala sonunda yapımın demosu da yayınlandı ve oyunla ilgili biraz daha fikir sahibi olmamızı sağladı.
Çapkın Vincent’ın maceraları!
Kısaca Catherine’in konusundan bilmeyenler için bahsedelim. Vincent, 32 yaşında yalnız yaşayan biridir. Uzun zamandır birlikte olduğu Katherine adında bir kız arkadaşı vardır. İlişkileri ciddi olunca Katherine tarafından araya evlilik meseleleri ve ailesel boyut girer. Şimdilik bu duruma Vincent pek hazır değildir.
Bir akşam Catherine adında güzel bir kızla tanışır ve onunla tek gecelik bir kaçamak yaşar. Bundan sonrasında geceleri korkunç kabuslar görür ve çevresinde kendisi gibi yalnız yaşayan erkekler de ilginç bir şekilde ölü bulunmaktadır. Hayatı eskisinden daha farklı bir hal almaya başlar ve etrafında garip olaylar gerçekleşmektedir. Bu noktadan sonra top bize geçiyor. Vincent’ı kontrol edip, onu kabuslarından kurtarmaya ve esrar perdesini aralamaya çalışıyoruz.
Yapım bize normalde iki farklı yol sunuyor yani gündüz ve gece. Gündüzleri Vincent’ı normal hayatında kontrol edip, onun sosyal yaşantısını yönlendirirken; gece ise kabuslarında yönetip, hayatta kalmaya çalışıyoruz. Demoya girdiğimizde (Yani senaryo kısmı, ismi de Golden Theater olarak geçiyor) sadece Easy modu seçiliyor, diğer zorluk seviyelerini seçme imkanımız yok. Normalde oyunu oynarken de zorluk seviyesini isterseniz değiştirme imkanınız da olacak, ancak diğer seviyeler belirttiğim gibi seçilemiyordu.
Demonun başında Godzilla, Halka ve diğer bazı ünlü Japon filmlerini içeriğinde gösteren anime tarzında bir sinematik karşılıyor. Bundan sonra ise hemen kabus bölümüne geçiş yapıyoruz. Kabus seviyesinde bloklar üstünden tırmanıp, yukarıda bulunan çıkış kapısına ulaşmaya çalışıyoruz. Vincent burada neyin ne olduğunu anlamaya çalışırken, bir dış ses ona yardım ediyor ve nelerin yapılacağını anlatıyor. Burası aslında eğitim bölümü diyebiliriz, genel mekanikler gösteriliyor.
Elinde yastık, kafada boynuzlarla dağcı Vincent
Yukarılara doğru tırmanırken, aynı zamanda alt taraftaki bloklar da grup olarak bir süre sonra aşağı düşmeye başlıyor. Easy modu olduğundan belki düşme süreleri biraz daha fazla tutulmuş olabilir, ancak gece kabus bölümünde genelinde biraz seri ve hızlı olmamız gerek. Bazı yerlerde Vincent’ın çıkamadığı, iki veya daha fazla blok yüksekliğinde yerler oluyor. Buralarda blokları çekip, sürükleyerek kendimize merdiven oluşturuyoruz. Zaten amaç da merdiven yapıp, biran önce kaçabilmek.
Blokları ne tarafa ittirirseniz, ona göre diğer bloklar aşağı düşebiliyor. Taşları itip, çekerken taşlar birbirleriyle kaynaşıyor ve bu da zaten mavi bir ışıkla gözüküyor. İllaki bir taşın diğerinin tamamen üstüne gelmesine gerek yok, kenarlarında da olsa mavi ışık çıktığında birbirlerine yapışıyorlar. Böylece taşların aşağı düşme gibi bir imkanı kalmıyor. Etrafta puanımızı yükselten paralar yer alıyor. Bazıları ilginç yerlere konulmuş, demin bahsettiğim gibi içeri ya da dışarı doğru çektiğiniz bloklar sayesinde, buralara ulaşmak için kendinize yol yapabilirsiniz. Yalnız rengi koyu olan bazı taş bloklar var ki, bunlar yerlerinde sabit ve hareket etmiyorlar. Ayrıca yastıklar bulunuyor, bu yastıklar tekrardan devam etmemiz için bize hak tanıyor. Devam etme hakkı demişken, yaptığınız bir yanlışlıkta Back tuşuna basarak bir önceki adıma tekrardan dönebilirsiniz. Böylece yanlışlığı telafi edebilirsiniz. Tabii ki bu da belli sayıda hakla.
Checkpoint noktaları da var. Ayrıca size bir tane ekstradan blok oluşturmanızı sağlayabilen ufak bir kutuyu da yukarılara tırmanırken buluyorsunuz. Sanırım tam sürümde başka özellikler sağlayan bu kutulardan da olabilir. Çıkış kapısına yaklaştığınızda bir tane çan sesi duyuyorsunuz. Böylece çıkışa az bir yol kaldığını da anlamış oluyorsunuz.
Kabuslarla bir başına
Demo boyunca başlangıç ve son kısımda kabus bölümlerini oynuyoruz. Başlangıçtaki tabii ki eğitim olduğu için de kolay, ancak sondaki kısım biraz daha zor. Sondaki kabusta yukarılara çıkarken, alttan iki adet kocaman el taş blokların üstünü çiziyor ve eğer sizi yakalarlarsa paramparça ediyor. Daha önce bahsettiğim ekstra blok yaratmamızı sağlayan kutu, Checkpoint noktası da sondaki kabus bölümünde bulunuyor. Ayrıca burada çıkışa ulaşmamızı sağlayan bloklar çözmemiz için biraz daha karmaşık yapılmıştı. Tam sürümde ilerideki kabuslarda blok yapıları daha da karmaşık hale gelecek, bu belli. Kabus seviyelerini bitirdiğinizde; altın, gümüş veya bronz bir ödülle ödüllendiriliyorsunuz.
Gündüzleri sosyal hayat içinde yapabileceğiz farklı eylemler vardır, ancak demoda sadece ufak bir kısımda etkiliyiz. Demo sürümünde Vincent, arkadaşları Tobey ve Jonathan’la birlikte oturuyor. Bu sırada Vincent, Katherine ile ilişkisini anlatıyor, hatta yatağında garip şekilde ölü bulunan bir tanıdıklarından bahsediyorlar (Televizyon ekranında haberden duyuyorlar bu olayı da). Bir süre sonra Vincent’ın arkadaşları gidiyor ve karakterimiz yalnız kalıyor. Bu sırada cep telefonuna bir mesaj geliyor ve kontrol bize geçiyor. Cep telefonu üstünden Katherine ile mesajlaşıyoruz, hatta cep telefonundan normalde oyunu kaydetme imkanımız var, ancak demo olduğundan save edemiyoruz.
Mesaja farklı cevap seçeneklerinden birini seçip, yanıt verebiliriz. Bunun gibi durumlarda bir tarafında melek, diğer tarafında şeytan figürünün olduğu bir bar devreye giriyor. Yaptığımız eyleme, konuşmalara göre bu bardaki ibre illaki bir kenara kayıyor ve oyunun gidişatını değiştiriyor. Mesela cep telefonunda verdiğimiz mesajın da bunun üstünde bir etkisi var, ancak yine demo olduğu için tabii ki bu faktör işlemiyor. Sadece demoda ne işe yaradığını görüyoruz. Zaten uyarı olarak ekranda, save ve bar özelliğinin demo sürümünde çalışmadığı da belirtiliyor.
Bir yerlerden tanıdık grafik motoru
The Elder Scrolls Morrowind ve Oblivion’dan bildiğimiz Gamebryo motoruyla geliştirilen oyunun grafikleri anime havasındaydı ve gayet hoştu. Karakter modellemeleri animelerdeki, mangalardaki gibi. Zaten Catherine bu havada yapılan bir oyundu. Seslendirmeler de genelde iyiydi, ancak arada Vincent’ın ağzı hareket ederken ses sonradan geldi ve bir iki kısımda biraz kısıktı.
Oyunun başındaki kabus bölümünde ve arkadaşlarıyla buluştuğunda muhabbetin ufak bir kısmında bu hatalara denk geldim. Bir de kabus bölümlerinde blokların ön kısmından olan biteni görüyoruz, ancak 3B olan bu kısımlarda Vincent bazen taşları ittirirken blokların arka tarafına kalıp, bloğun arkasında kenarından asılı kalabiliyor. Bunun gibi durumlarda kamerayı o tarafa çeviremedim ve ne tarafa hareket ettiğimi göremeden aşağı düştüm.
Kısa süren demo sonunda ufak bir izlenim elde ediyorsunuz, genel olarak oyun mekaniğinin nasıl işlediğini öğreniyorsunuz. Catherine ilgi çekici bir yapım, hatta demodan sonra biraz forumlara göz gezdirdiğimde beğenenler ve tam sürümü alacaklarını söyleyen kullanıcılar vardı. Bundan sonrasında çıkış tarihini beklemek ve tam sürümde Vincent’ın ilginç hikayesini oynamak kalıyor. 850 MB’lık Catherine’in demosunu Amerikan PSN veya Xbox Live üstünden indirip, oynayabilirsiniz.