Championship Manager 2007
Evet, bir kez daha Eidos’un yapımını üstlendiği Championship Manager 2007 ile
yine karşı karşıyayız. Öncelikle belirteyim, yapımı alırken oyun hakkında şüphelerim
vardı. Yok grafikleri iyi midir? Ses nasıldır? Ama en önemlisi oynanış nasıldır?
Diye merek ediyordum. Fakat oyuna başladıktan sonra, merakımın boşuna olduğunu
gördüm.
Klasik bir şekilde takımımızı seçtikten sonra başlıyoruz. Takımımızla ilgili bir
sürü seçeneğimiz olduğunu önceki CM’lerden biliyoruz. Antrenmanlarda, yenilik
olarak bir kaç seçenek daha konulmuş. Böylelikle, oyuncularımıza daha fazla
olanak sunabiliyoruz. Oyuncularımız, seçtiğimiz seçenekler sayesinde,
özelliklerini kısa bir süre içinde yavaş ama emin adımlarla geliştiriyorlar.
Böylece maçlarda daha fazla aktif olabiliyorlar. Oyuncu arama ve transfer etme,
bana göre biraz daha kolaylaştırılmış. Ama kaprisleri yok diyemem. Takım
anlaştığı halde çok fazla kapris yapabiliyorlar. Ama eninde sonunda geliyor o
ayrı (Paranın gücü). Antrenmanlarda oyuncularımızı yakın takip edebiliyoruz ve
onlarla konuşma yapabiliyoruz. Bu konuşmalardan sonra futbolcularımız daha fazla
motive olup, moralleri ve oynama istekleri artıyor. Benim hoşuma giden diğer bir
özellikse, eskiden ileri tuşuna bastığımızda, oyunda belli bir yavaşlama ve
menüde hiç bir hareket yapamıyorduk. Ama CM 07’de bu özellik değiştirilmiş ve
zamanın geçmesini beklerken menü de isteğimiz işi yapabiliyoruz. Yeni gelen
haberleri okuma, oyuncuların özelliklerini inceleme, konuşmalar yapma gibi.
Bence kesinlikle çok iyi düşünülmüş bir olay. Maçlardan önce, son taktiklerimizi
de belirledikten sonra, sahaya çıkabiliriz.
Taktiğimiz belli, hücum!
Taktiklerimizi belirledikten sonra, oyuncularımızı motive etmemiz lazım. Bunuda
maçtan önce, soyunma odasında genel konuşmayla yapabiliyoruz. Eğer rakip
güçsüzse, onlara rakibi yeneceğimizden bahsediyoruz, ama güçlüyse ellerinden
geleni yapmalarını söylüyoruz. Buna göre oyuncular isteki veya düşünceli
çıkabiliyorlar soyunma odasından. Maç anında, önümüzde inanılmaz istatistikler
var; topa sahip olma oranı, çalımların oranı, atakların ve kaleyi bulan şutların
oranı gibi. Ama en etkilisi, 4 alanda; topla oynayabilme, topa müdahale,
kondisyon ve performans özelliklerinin bulunması. Burada oyuncularımızın
durumunu çok rahat anlayabiliyoruz. Böylece, gerekli değişiklikleri
yapabiliyoruz. Maç esnasında önemli olayları takip edebilmemiz için 2 boyutlu
sahayı görebiliyoruz. İzlemek istediğimiz önemli ayarları yaptıktan sonra, maçı
izlemek için istediğimiz kamera açısını seçebiliyoruz. Bu özelliklerle görüş
açımızı değiştirebiliyoruz. Devre arasında ise, futbolcularımızla gene duruma
göre değişen konuşmalara sahibiz. Ama daha da iyisi, onlarla özel olarak
konuşabiliyoruz ki, bu da gerçekten çok etkili oluyor. Tabi son olarak maç
bitince konuşma yapıyoruz. Bu arada eğer takım çok kötüyse ya da sizin de
moraliniz kötüyse konuşma yapmama seçeneğinizde var. Ama bu ortamı daha da gerip
yenilgiye zemin hazırlayabilir. Bunca güzelliği yapan yapımcılar maalesef ki,
sese gereken önemi göstermemişler. Sadece arkada uğultudan ibaretler. Arada bir
kart olursa, takım ayırt etmezsinin “Aaaaaaaaa” diye bağırınca pek bir zevki
olmuyor. Biraz daha özen gösterebilirlerdi derim.
CM 07’de anlamadıklarımdan birisi ise, topu ortasahadayken geri atıp, ufacık bir
baskıda bütün(!) topları taç yerine kornere atabiliyorlar. Bu da yok yere
pozisyon yaratmaya neden oluyor. Beni delirten olaylardan birisi de buydu.
Baskıyı görünce geri kaçan defans, arkadaşına bas vereceğine neden kornele atar
çözemedim ve taktiklerden de çözümünü bulamadım.
Gelelim son sözlere, oyun genel olarak güzel. Vakit geçirmek için ideal ama
belli bir süre sonra da bayabilir. Oynanışı ve menüler arası gezinti gayet
kolay, karmaşık değil. Grafik yönünden orta diyebiliriz ama aynı şeyi ses için
söyleyemeyeceğim. Eğer teknik direktörlüğe birazcık da olsa hevesiniz varsa,
deneyebilirsiniz.