Oyun İncelemeleri

Civcity: Rome

Son bir aydır strateji oyunlarındaki hareketlilik gözünüzden kaçmamıştır herhalde. Glory of the Roman Empire çıktıktan kısa bir süre sonra Civilization 4 ekpaketi piyasaya sürüldü. Şimdi ise yine civilization serisinin yapımcılarından Civcity rome geldi. Genel hatlarıyla civcity, devlet yönetimi yerine tek bir şehrin yönetimini kapsıyor. Altyapı ise birebir civilization…


Oyunumuz Civilization’un “CIV”, Simcity’nin de “CITY” bölümünü alıp oyuna birebir yansıtmış. Amacımız tıpkı Caesar serisindeki gibi rüyalarımızın Roma’sını kurmak. Bu yolda ilerlerken görevleri yerine getirerek bir sonraki bölüme ulaşabiliyoruz. Görevlerimiz genelde şu binayı yap şu kadar mutluluk seviyesine ulaş şeklinde olduğu için bir süre ben kendini tekrarlıyor hissi veriyor. Oyun içinde de görevlerimiz mevcut. Bu bonus görevler ile normal şartlarda yapamayacağınız üniteler oyuna ekleniyor. Oyunda her birey level atlayabiliyor. Üstüne tıklayarak baktığınız insanın sınıf atlaması için gereklilikler yazmakta. Bu gerekliliklere aynı anda eriştiğinde sınıf atlamış oluyor. Her seferinde atlamak daha da zorlaşsa da vatandaşlarımızın mutluluğu ve bölümün başarıya ulaşması bu koşula bağlı.


Hatasız kul olmaz

Oyundaki bir hatadan dolayı bazen evler etrafındaki binaları göremeyebiliyor. Mesela yakındaki bir manastırı görmediği zaman o evde yaşayanların sınıf atlaması imkansız oluyor. Bunu düzeltmek içinse maalesef evi yıkıp bir daha yapmanız gerekmekte.


CC’de hammaddeler birer kez elden geçip kullanılabilir hale geliyorlar. Örneğin üzüm, tarladan toplanıp şarap üretimi için gönderiliyor. Tek bir sefer işlenip vatandaşlara sunuluyor. Fakat bazı nadir hammaddeler 2 şer kez elden geçerek kullanılabiliyorlar. Bu eşyalar bir kere elden gerçek alt sınıf insanlarına hitap ediyor. İkinci defa elden geçtiğinde ise lüks tüketim olarak marketteki yerini alıyor. Bu özelliği kısa süre önce çıkan Glory of the Roman Empire’dan daha iyi. Hammaddeyi işleyip ürün elde ettiğimizde ürün yakındaki bir merkeze gidiyor. Bu merkezde tutulan ürünleri sadece binanın etki alanı içinde bulunan evlerdeki vatandaşlar kullanabiliyorlar. Etki alanı dışındakiler ise bu ürünü kullanmaktan mahrum kalıyorlar. Bazı binalar ise direk olarak etki alanına sahipler. Bu binaların ürünlerini almak için bizzat binanın etki alanına girmek gerekiyor. Bu yüzden şehrinizi mahallelere ayırmalı, her mahallede her kaynağı bulundurmalısınız. Planlı bir şehir kurduğunuzda başarı kaçınılmaz olacaktır. İstanbul gibi karman çorman bir şehre sahip olmak ister miydiniz?


İşsizlik oranı oyunun can yakıcı özelliklerinde biri. Arayüzden çalışma oranını ayarlayabiliyorsunuz. Eğer çalışma oranını azaltırsanız işçi başına ödediğiniz ücret düşecektir. Aynı zamanda üretim de düşecektir. Arttırdığınızda ise tam tersi etki yaparak bol ürün stoğu ve az para stoğu ile karşılaşacaksınız. Bu yüzden işsizlik oranınızı en iyi şekilde ayarlamalı kimsenin aç kalmamasına dikkat etmelisiniz.


Oyunda diğer şehir yönetimi oyunlarındaki gibi vergi sistemi mevcut. Vatandaşları soyarak aldığınız vergi ile kasanızı doldurduğunuzda enteresan biçimde halkınız mutlu oluyor ve daha da yolunmak istiyorlar. Kasamızdaki para, göçü ve mutluluğu arttırarak görevi bitirmede önemli rol oynuyorlar. Ama işi abartıp uçuk miktarlarda vergi istemeyin. Ne az ne çok prensibi burada işlemekte.


Oyunda her şey mutluluğa bağlı demiştik. Lakin bazen mutluluk oranı da sonumuz olabiliyor. Örneğin çok mutlu olan bir halkımız bir anda binlerce insanın göçüyle karşılaşabiliyor. Akabinde ve detayında işsizlik oranı da tavan yapıyor. Bu yüzden vatandaşlar sınıf atlayamıyor ve atlayamayan insanlar geldikleri gibi geri gidebiliyorlar. Bu yüzden mutluluk oranımızı da tıpkı vergi gibi ne az ne çok tutmalıyız.


Oyunda göze berbat gelen bir arayüz var. Bu arayüz büyük ikonlardan oluşuyor ve bu tür oyunları oynayanların sevmeyeceği tipte. Fakat türe yeni başlayan oyuncular kulanım kolaylığından dolayı bu özelliği sevecektir. Genel olarak 1-2 tıklama ile kolayca oyunda istediğimizi yapabiliyoruz. Bunun yanında oyunun genel olarak grafikleri de zamanın biraz gerisinde kalmış izlenimi vermekte.


Sözün özü Roma tarihini benimsemiş olmasına rağmen çok çok iyi yansıtamamış bir oyun CivCity. Keşke biraz daha üstünde çalışıp hataları ve grafik eksikliklerini kapatsalarmış. Sid Meier’in adını kullanan bir oyuna yakışmamış. Şehir kurma stratejisi seviyorsanız oynayabilirsiniz. Ama yeni başlayacaksanız pek size göre değil, en iyisi Caesar’ı bekleyin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu