Civilization VI
Oyun dünyasının en eski, en köklü, en başarılı, en çok zamanımızı çalan, en çok sinirlendiren, en çok heyecanlandıran, en enlerinden biri olan Civilization serisi, tam 25 yıldır hayatımızda. Sid Meier ve ortağı Bill Stealey’in 1982 yılında kurduğu ve genellikle strateji ve uçuş simulasyonları üreten MicroProse isimli şirket, 1989 da repartuarını genişletmek istemiş ve karşımıza SimCity ve Populous ile çıkmıştı. Bu sayede strateji dünyasına sağlam bir giriş yapan MicroProse, 1990 yılında Railroad Tycoon’ı geliştirdi. Takvimler 1991’i gösterdiğinde ise kıyamet koptu, ve tarihi yeniden yazmamıza izin veren o efsanevi isim, Civilization satışa sunuldu.
Dönemi için inanılmaz detaylara sahip olan ve oyuncuya sunduğu daha önce görülmemiş diplomasi ve stratejik derinliği ile dönem oyuncularının adeta aklını başından alan Civilization, adeta yeni bir kültürün de başlamasına neden oldu. 1996 yılında ikinci oyunu piyasaya süren MicroProse, yine aynı yıl kepenklerini kapattı. 1996’nın sonlarına gelindiğinde ise MicroProse’dan ayrılan Sid Meier ve arkadaşları, Firaxis’i kurarak Civilization 2’yi satışa sundu.
Gel zaman git zaman, 2001’de Civilization III, 2005’te Civilization IV, 2010’da Civilization V, 2014 Civilization: Beyond Earth derken, yıl 2016 oldu ve karşımıza Civilization VI çıkıverdi. Tabii ki çıkışından hemen önce, ülkemiz için konuşuyorum, fiyatı ile adeta bizi dumur etmeyi de başardı. Oyun ne yazık ki Türkiye’de Steam üzerinden tam 219 TL’lik fiyat ile satışa çıktı. Akla mantığa sığmayan bu durum, ne yazık ki ülkemizdeki oyun satışlarına o kadar büyük darbeler vuruyor ki, bunun sorumluluğundaki kişiler, ne yazık ki oyun sektörünün önündeki en büyük engeli oluşturuyor. Umuyoruz ki, yakında ülkemizdeki bu fahiş fiyat politikalarının sahipleri, bu duruma son verir, ülkemizdeki oyun satışları artar, ve çok daha fazla oyunu Türkçe olarak oynama şansına erişiriz.
Neyse, konuyu daha fazla dağıtmayalım ve Civilization VI’nın bizlere neler sunduğuna bir bakalım. Öncelikle oyundaki dikkatimizi ilk çeken şey, değişen grafik yapısı. Aslına bakarsak Civilization serisi, uzun süredir tasarım çizgileri ile animasyon vari bir hava sergilemeye başlamıştı. Civ V’te bu yönelimi ciddi bir şekilde görmüştük. Civilization VI’da ise artık Firaxis tamamen tasarımını animasyon vari bir havaya soktu. Aslında ilk bakışta bu birazcık bizleri üzmüş gibi olsa da, oyuna girer girmez bu his yok oluyor. Çünkü oyunun grafik tarzı, bir şekilde oyunun atmosferine uyum sağlamayı başarıyor, ne göz yoruyor, ne fazlasını arattırıyor. Ancak burada eleştirilmesi gereken bir nokta var. Oyun dünyasına baktığımızda, ortaya çıkan tüm seriler, zaman içerisinde ciddi evrimler geçirir, hele ki 25 yılı aşkın bir süredir bir oyun piyasada ise, her yeni sürümünde köklü değişiklikler beklenebilir. Ancak ne yazık ki Civilization VI, benim o beklediğim, köklü değişiklikleri özellikle görsel anlamda sunmuyor.
Oyunun Grafik kalitesi, kaplamaları, ışıklandırmaları vs, vs… Ciddi değişim gösterse de, hala daha detaylar konusunda eksiklikler var. Mesela en azından ben kurduğumuz şehirlerin hala daha yeteri kadar görkemli veya detaylı olmadığı kanaatindeyim. En azından Firaxis, şehirlerin harita üzerinde kapladığı alanları yükseltse, ve şehir içerisinde dolaşan sivilleri bize bir şekilde gösterse, oyun biraz daha bizi içine çekebilir. Yani şunu söyleyebilirim ki, antik çağdan endüstri çağına kadar oyunda ciddi bir değişim göremedim. Evet geliştiğimi hissettim, ancak görsel anlamda yeteri kadar değil.
Civilization VI’nın pek de önemli olmayan görsel kalitesini bir kenara koyarsak, asıl mevzu oyunun oynanış kısmında kopuyor. Şimdi açık konuşmak gerekirse Civilization VI’yı çıktığı ilk gün tüm detayları ile anlatmak kesinlikle imkansız. Çünkü oyun öylesine çok detay barındırıyor ki, size hepsini anlatabilmek için incelemeyi önümüzdeki aya ertelemek zorunda kalırdım. Bu yüzden elimden geldiğince bizleri ilgilendiren yenilikler neler onlardan bahsedeceğim, ayrıca Civilization serisini hiç oynamayan biri oyunu satın almalı mı, bunun üzerinde duracağım.
Öncelikle dikkatimi çeken ilk unsur, şehirlerimizin etrafını şekillendirdiğimiz Builder’ların otomatik inşa özelliğinin kaldırılmış olması. Şimdi ilk bakışta bu durum biraz sinir bozucu gözükse de, Firaxis bu özelliğin oyuncuyu önemli kararlar almaktan alı koyduğunu ve tasarlanan şehirlerin otomatik oluşmasının oyuncu üzerinde sıkıcı bir etki yarattığını belirtmiş. Valla ne yalan söyleyeyim bence güzel de olmuş. Artık şehirlerin yönetimini çok daha fazla inceliyor, çok daha verimli çalışmalar yapabiliyorum. Oyunun bu yeniliği gerçekten cuk oturmuş diyebilirim.
Oyundaki bir diğer önemli yenilik ise keşifler kısmında mevcut. Oyun artık geliştirmiş olduğunuz teknolojik keşifleri hızlandırmak için size görevler verebiliyor. Örneğin bilimsel teori üzerinde yaptığınız çalışmaları hızlandırmak için oyun 2 adet üniversite kurmanızı istiyor. Bu sayede hem ister istemez gelişme hızınız artıyor, hem de ihtiyacının olan teknolojileri çok daha hızlı keşfedebiliyorsunuz. Mesela hoşuma giden örneklerden biri Astronomi üzerinde çalışırken oyunun benden bir dağa üniversite kurmamı istemesi oldu. Oyun bu şekilde gelişmeniz boyunca karşınıza birçok farklı görevle çıkmaya devam ediyor.
Bir diğer önemli yenilik ise yeni hükümet, yani “Goverment” sistemi. Bu sistem ile birlikte artık teknoloji keşiflerinin yanında, düşünce keşifleri de yapıyoruz. Bu keşifler sayesinde farklı bonuslar kazanırken, her keşif sonrası yeni bir kart elde ediyoruz. Elde ettiğimiz kartları ise oyunda bulunan mini desteye yerleştirip, örneğin her builder’ın inşa hakkını 2 artırabiliyor, ve buna benzer minik yardımlar alabiliyoruz. Eski Civilization’lardan kalan inanç ve din gibi özellikler ise hemen hemen tamamen aynı kalmış bu konuda dikkatimi çeken büyük bir değişiklik yok.
Civilization VI’da halkın mutluluğu ise artık Civilization V öncesi gibi çalışıyor. Civilization IV’e kadar halkın mutluluğu tüm imparatorluğa yayılırken, artık yine eskisi gibi şehirler ile sınırlı. Eğer her şehrin ihtiyaçlarını yerine getirmez, onların istediklerini yapmazsanız, ayaklanmalar çıkabiliyor. Firaxis’in bu adımı da her şehre ayrı özen göstermemiz gerektiğini bir kez daha kanıtlıyor.
Tabii ki konu Civilization olduğunda en önemli özelliklerden biri diplomasi oluyor. Civilization VI’da bu konuda güzel yenilikler var. Mesela artık yeni bir medeniyet ile karşılaştığınızda, onları başkentinize davet edebiliyorsunuz. Bu sayede yeriniz ayyuka çıksa da, karşılığında ilk bakışta aşk yaşayabiliyor, ilişkilerinize güzel bir şekilde başlayabilirsunuz. Bu yenilik gerçekten güzel olmuş. Artık yeni bir medeniyet görür görmez savaş ilan etmek veya ok by demek zorunda değiliz. Oyuna biraz daha derinlik katmış.
Gel gelelim oyunun en sevdiğim gelişmesine. Yapay zekaya. Artık yapay zeka gerçekten eskisine oranla çok daha zeki. Civilization serisine başladığım 2. oyundan beri başıma bela olan Fransız’lar, artık çok daha sinsi. Öyle ki savaş ilan edip şamarı yedikten sonra, yalvar yakar kapıma gelip haraç veriyorlar, daha sonra Hitler gibi sinsi sinsi gelişip, ordularını küçük adımlar ile sınırlarıma yaklaştırıyor, ne zaman ki barbarlar veya başka bir medeniyet ile aram bozulsun, hançeri sırtımdan saplayıveriyorlar. Oyunun hamlelerinizi güzel bir şekilde izlediğini ve en zayıf anınızı beklediğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Yapay zekayı da bir kenara koyduktan sonra oyunun belki de en çok sevdiğim kısmına, müziklerine gelmek istiyorum. Ya Firaxis, sen ne güzel müzik kulağı olan bir yapımcısın. Ben ki birçok oyunda müzikleri kısan biri olarak neredeyse bütün Civilization oyunlarında son ses yapıyorum. Müzikler öylesine güzel ki, böyle oyunu bırakıp arkaya yaslanıp dinlediğim oldu. Hele Mozart’ın Greensleeves’i girdiğinde, aklım başımdan gitti. Muhteşemsin Firaxis, valla 20 puanın burdan geldi….
Şimdi başta belirtmiştim sonra adam mı yiyorsun birader dememeniz için seriyi daha önce hiç oynamayanlar alsın mı sorusunu kısaca cevaplamak istiyorum. Strateji oyunlarını biraz bile seviyorsanız evet, bin kere evet, yüz bin kere evet. Çünkü oyunun alıştırma ve eğitim kısmı öyle güzel ve detaylı ki, ne sizi sıkıyor, ne de eksik bırakıyor. Tam ihtiyacınız olduğu kadarını, ihtiyacınız olduğu zaman anlatıyor. Bu sayede öğrenme eğrisi bir hayli kısa, zorluk çekmeyeceğinize adım gibi eminim. Yani tekrar belirtiyorum. Evet, daha önce Civilization oynamamış olsanız bile şuan tam sırası.
Şöyle bir baktım da yazdıkça yazasım geliyor siz de sıkılmaya başladınız gibi. Toparlayayım. Cvilization VI, şüphe götürmez bir gerçek ki bizleri uzuuuun mu uzun saatler boyunca başında tutacak. Zaten sunduğu Steam Atolye desteği ile mod’lar ile ömrüne ömür katacak olan oyunun eleştirilecek en büyük eksikliği Türk’lerin olmaması. Aaa, evet daha önce söylemedim. Oyunda Türk’ler yok. Aslında var, ama bayağı bayağı atalarımız olan İskitler var. Hatta liderlerleri Alp Er Tunga’nın torunu olan Tomris Hatun. Tamam keşke ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olsa da değil 220 lira, 1000’ler feda olsa, ne kadar Season Pass, DLC, Mikro ödeme varsa alsak, ama Firaxis işte. Yapmıyor. Herhangi bir DLC ile Osmanlı veya Türkiye gelmezse, Tomris Hatun’la idare edeceğiz. Neyse, yine uzatmaya başladım. Civilization VI dediğim gibi yıllarca bizleri götürebilecek bir yapım. Eğer bir Civ hayranı iseniz zaten oyunu almış sırf meraktan incelemeyi okuyorsunuzdur, yok değilseniz de neden olmanız gerektiğini tüm inceleme boyunca anlatmaya çalıştım. Hadi ben gidip şu Aztek’lere hadlerini bildireyim…