Colin McRae: DiRT 2
Colin Mcrae serisi çıktığı zamanlardan itibaren oyuncuların gönlünde “Ralli oyunlarının öncüsü” sıfatını kazanmıştır. Her serisiyle bize o atmosferi daha iyi yaşatmış ve günün teknolojisinin nimetlerinden her daim en iyi şekilde faydalanmıştır. Codemasters ismi aklımıza “İyi yarış oyunu yapan firma” olarak kazınmıştır. Her ne kadar çeşitli dallarda yapımları önümüze sunsalar da, şahsi fikrim seviye olarak yarış alanının başarısına diğer alanlarda ulaşamamışlardır. Eski serileriyle tamamıyla ralli odaklı olan yapım, gün geçtikçe Off-Road stilini de oyuna kazandırmıştır. İki sene önce çıkan DiRT ile oyunculara görsel manada şölen yaşatan yapımcılar, optimizasyon sorunları ve rahat olmayan kontrol sistemi konusunda tepki toplamıştı. Hakikaten yapımı klavyeyle oynamak zordu ki, böylesi bir oyunda da kontrollerin başarısız olması, yapımı mükemmellikten vasata doğru sürükleyebilirdi. Yıllardır oyunculara ralli yarışlarının tadını hep iyi şekilde sunan bir firma için de, yapımı kusurlu yapmak büyük tepkilere yol açıyor. Bu tür istisna yapımlarda oyuncuların beklentisi hep üst seviyelerde seyrettiği için yapımcıların da işi gerçekten zor…
Kod ustaları
Beklentiler DiRT 2’ye saklanmıştı. Kuşkusuz Codemasters bir sonraki yapımda, önceki yaptığı hatalara düşmeyecekti. İkinci oyun eylül ayında konsollara konuk olmuş, PC’ye de DirectX 11 desteği nedeniyle 2 ay gecikmeye uğramıştı. Bu gecikme durumlarına da PC oyuncularının artık pek hoşgörüsü kaldığını düşünmüyorum. Piyasada hayli beklenilen projeler yapımcılar tarafından PC’ye geç çıkarılıp, oyuncuları sıkıcı bekleyiş içine sokuyorlar. Bu bekleyişlerin birçoğu da hayal kırıklığıyla sonuçlanıyor. Yalnız DiRT 2 için beklemeye değecek kadar başarılı mıydı sorusuna rahatlıkla pozitif yönde cevap verebiliriz…
DiRT aslında başarılıydı. Kontrollerin zorluğunun yanı sıra yapımda bizi yarışlara çekebilecek, o atmosferi yaşatacak bir ara yüz eksikliği vardı sanki. Bu fark edilmiş olmalı ki DiRT 2’de başarılı bir ara yüze geçilmiş. Yapıma girdiğinizde bir ofis içinde buluyorsunuz kendinizi. Ülkenizi adınızı yazıp, çaylaklıktan profesyonelliğe doğru hızlı adımlar atıyorsunuz (Tabi ki yarışları başarılı bir şekilde atlatırsanız). Yapıma artık çoğu oyunda görmeye alışık olduğumuz Experience sistemi yani XP (Tecrübe puanı) entegre edilmiş. Oyun içi aracınızla yaptığınız hareketlerle, yarış sonucunuzla veya çeşitli rekorlarla XP’nizi artırabiliyorsunuz. XP’ler size level olarak yansıyor. Seviyeniz arttıkça yeni araçlar, yeni Map’ler ve yeni arkadaşlar/rakipler ediniyorsunuz. Yapımda yer alan mod sisteminin başarılı olduğunu, oyuncuya atmosferi daha iyi yaşattığını söylemeliyim. Seviye atladıkça yeni ülkeler, yeni pistler, turnuvalar vs… açılıyor. Daha fazlasını görmek için oyuna bağlanıyorsunuz…
Teknik detaylar
Aracımızı seçip oyuna koyulduğumuzda görüyoruz ki, DiRT 2’de grafiklerde hissedilir değişiklikler söz konusu. Neon motorunun artık cılkını çıkaran yapımcılar (Birçok yapımlarında bu motoru kullandılar) optimizasyon konusunda baya yol kat ettiler. Artık daha fazla detayı, daha iyi grafikleri olan yapımı siz daha üst seviye ayarlarda oynayabiliyorsunuz. Önceki seride yaşanan görsel sorunlar, optimizasyon sıkıntıları DiRT 2’de tarihe karışmış. Optimizasyon konusunda ve görsel manada yapım kuşkusuz çok başarılı olmuş.Yarış oyunlarında şöyle bir sıkıntı vardır. Hızlı oyunlardır ve gözünüzü yoldan ayıramazsınız. Hani şöyle bir etrafa bakayım nasıl çizilmiş, nasıl parlatılmış demek gibi bir lüksünüz pek olmaz. Fakat DiRT 2’de çevre detayları gözünüzü yoldan alıp, dikkatinizi dağıtabilir.
En yakınınızdaki yolda bulunan küçük çakıl parçalarından, en uzakta bulunan dağlar tepelere kadar her şey üzerinde uğraş verilmiş, detaylardan kaçınılmamış olduğunu hissediyorsunuz. Hani oyunlarda bir mantık vardır; PC’lerimizin daha verimli, daha performanslı kullanılması için uzakta bulunan nesneleri her daim kırpmıştır yapımcılar. Neon motorunun nimetlerinden iyi faydalanan Codemasters, DiRT 2’de ayrıntıları had safhada kullanmış görünüyor. Bundan iyisi Şam’da kayısı cinsinden grafikler konusunda aslında pek söylenesi bir şey kalmıyor. Kısacası Codemasters, görsel manada bize şölen yaşatıyor. Yalnız hep içimde kalmıştır: Şu ralli oyunlarında toprak ve çamur hissinin bize yaşatılacağı günleri dört gözle beklemekteyim…
Yarış oyunlarında hiç göz ardı edilmemesi gereken bir konuda seslerdir. Bu konuda da Codemasters işin ehli bir firma. Her seride zaten bu konuda başarılı oldu. DiRT 2’de de ses konusunda benim kulağımı ısıran ya da suratımı ekşiten bir ses gelmedi. Başarılı motor sesleri, arka plandaki sesler (Turbo sesi, çakıl ve taş sesi gibi), çarpma sesleri dahası aracın yolla etkileşimi her şey çok başarılı. Oyun müziklerinin de çok iyi seçildiğini, ralli atmosferini bize iyi yaşattığını söylemeden geçmekte, emeğe saygısızlık olur.
Oynanış
Önceki yapıma nazaran, DiRT 2’de klavyeyle kontrolde ciddi rahatlama söz konusu. Araçların kontrollerinin, sürüş fiziğinin başarılı olduğunu söylemeliyim. Kontrollerde yapacağınız ince ayarlarla aracınızın kontrolüne iyice hâkim oluyorsunuz. Oyunda hasar sisteminde bazı değişiklikler göze çarpıyor. Önceki serilerde var olmayan, Codemasters’ın Grid yapımıyla oyunculara sunduğu “Flashback” (Süreyi geri alıp, geriye aldığınız süreden devam etme) özelliğinin varlığına güvenilerek hasar sisteminde değişikliğe gidilmiş. DiRT’te önümüze sunulan detaylı araç hasar sistemi, yerini daha profesyonel sistem olan “Minor-Major”a bırakmış. Profesyonel derken şu manada söylüyorum; bir ralli pilotu hasar konusunda yarış anında çok fazla bilgiye sahip olamaz. Önünde hasar durumunu gösteren raporlar bulunamaz. Bu nedenle yarış içinde yardımcı pilotun da arada sırada söylediği sözlerden de çıkarabildiğimiz üzere hasar durumunu “Az” ya da “Çok” şeklinde görebiliyoruz. Zaten yaptığımız güçlü kazalarda yarış dışı kalıp Flashback’i kullanarak geri sarabiliyoruz. Yalnız şunu da hatırlatmakta fayda var, zorluk seviyesini artırdıkça Flashback hakkımızın azaldığını, dahası en üst seviye zorluk olan Hardcore’da, Flashback’in olmadığını hatırlatayım.
Son söz
DiRT 2’de ufak tefek eksiklikler olsa da, hissedilir derecede rahatsız edici kusurlar söz konusu değil. Yarış meraklılarının kaçırmaması gereken bir yapım önümüze sunulmuş. Codemasters beklentileri olumlu yanıtlamış.