Oyun Ön İncelemeleri

Colin McRae: DiRT 2

Geçtiğimiz hafta ralli oyununun demosu, PlayStation Network Avrupa’da indirilmeye sunuldu. Başarılı serinin devamı niteliğinde gelen yapım, en iyi Offroad yarışları ve ekstrem sporlarla oyunculara aralarında Malezya, Fas, Londro ve Los Angeles’ın da bulunduğu birçok haritada etkileyici yarışlar sunmayı vadediyor.

Toz deryası

Dünyanın en bilindik Offroad araçlarının lisanslı olarak sürülebildiği Dirt 2’de yeni nesil grafiklerle karşılaşıyoruz. Serinin Dirt ek ismiyle yayımlanan ilk oyununda da mevcut olan çevre şartlarıyla etkileşim, ikinci yapımda biraz daha geliştirilmiş. Bu bağlamda, yarışa yeni başlarken temiz görünen aracınız, yarışılan yolun çevre şartlarına göre toza, sudan geçerken çamura bulanıyor. Işık efektlerinin göz alıcılığı dikkat çeken başka bir nokta. Gerek araba modellemeleri gerek çevre grafikleri olsun, oyun görsel açıdan oldukça yeterli.

“Gerek araba modellemeleri gerek çevre grafikleri olsun, oyun görsel açıdan oldukça yeterli.”

Demoya başladığınızda kendinizi bir festivaldeki darmadağınık karavanınızda buluyorsunuz. Yön tuşlarıyla karavan içinde hareket ederek aynı zamanda menü içinde dolaşıyorsunuz, isterseniz dışarı çıkmak da mümkün. Deneme sürümünde tekli oyuncu modunda iki farklı haritada ve çoklu oyuncu modunda online olarak diğer yarışçılarla kapışabiliyorsunuz. Tek başınıza oynarken doğrudan seçili yarışa girebiliyor ya da ister zamana karşı, ister “Free” modunu seçip oyuna başlayabiliyorsunuz.

Yarış esnasında gayet yeterli bir fizik ve hasar motoru sizi bekliyor. Sürüş mekaniği de için de aynısı söylenebilir. Tanıdığımız, bildiğimiz McRae tadında. Start almadan önce yarışacağınız arabayı belirlerken standart özelliklerle sürmeyi seçebileceğiniz gibi, “Customize” opsiyonuyla arabada bazı değişiklikler yapıyorsunuz. Yalnız bunlar çok kapsamlı değil. Yapabilecekleriniz arasında farklı kornalar seçmek ve arabanın konsolundaki oyuncağı değiştirmek (Baja’da yarışırken arabayla birlikte tempo tutan o meşhur Hula kızı oyuncağı var) gibi şeyler var.

Altı farklı zorluk ve iki farklı hasar seviyesi seçebileceğiniz yarışlar esnasında, aralarında kokpit görüntüsünün de bulunduğu 4 farklı kameradan yarışabiliyorsunuz. Kokpit kamerayı kullandığınız zaman aktif olarak hareket eden ibreleri, GPS cihazını ve konsolunuzdaki oyuncağı da görerek, oyuna daha iyi adapte olma fırsatı elinizde. Diğer taraftan su birikintilerinden geçerken sileceklerin otomatik çalışması gibi küçük detaylar da unutulmamış.

“Yarışa yeni başlarken temiz görünen aracınız, yarışılan yolun çevre şartlarına göre toza, sudan geçerken çamura bulanıyor.”

Biraz da Grid koyalım

Hatırlayacaksınız, Grid adlı yarış oyununda, şiddetli çarpma ve darbe sonucu aracınız kullanılmaz hale gelirse, Flashback yapıp kaza anından 5-10 sn kadar geri sarabiliyor ve istediğiniz yerden oyunu devam ettirebiliyordunuz. Bu kullanışlı ve zekice düşünülmüş fonksiyon Dirt 2’ye de entegre edilmiş. Yarış anında aldığınız hasarlar ekranın sağ kenarında şiddetiyle birlikte belirtiliyor. Yani tekerlek hasarı mı, motor hasarı mı görebiliyorsunuz. Bir yere doğrudan sertçe çarptığınızda arabanız kullanılmaz hale geliyor ve sonrasında otomatik olarak Flashback modu açılıyor. İstediğiniz yere kadar geri sarıp oradan devam edebiliyorsunuz.

Alsak mı, almasak mı?

Codemasters’tan en son gelen yarış türündeki Fuel, pek isteneni sunabilen, beklentileri karşılayabilecek bir yapım değildi. Fakat ralli oyunlarını severim ya da serinin tutkunuyum diyorsanız ve hele de Dual Shock 3’lü bir kontrolörünüz varsa, Colin McRae: DiRT 2’yle eğleneceğiniz garanti. Oyun tam sürümüyle 10 Eylül’de piyasalarda olacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu