Command And Conquer 3: Tiberium Wars

1999 yılı, strateji severler için çok güzel bir yıl olmuştu. Klasikler arasında yerini alan Age of Empires serinin ikinci oyunu the Age of Kings gibi harikulade bir yapım, biz oyun severlere bahşedilmişti. Aynı yıl çıkan bir diğer strateji de, Command and Conquer serisinin yeni versiyonu olan Tiberiun Sun idi. Red Alert serisiyle özellikle birimler ve oyunun geçtiği dünya bazında farklılıkları olan Tiberun Sun; Mammoth Tank ve Orca Hava Aracı gibi terimleri hayatımıza sokuvermişti. Kötü kalpli ancak karizmatik lider Kane ile onu durdurmak isteyen GDI komutanları arasındaki savaş, bizi de içine çekti. Derken serinin devamı, Tiberiun Sun Firestorm ile bir yıl sonra geldi. Artık NOD ve GDI ekiplerini tanıyorduk. Yeni araçlar ve yeni görevleri kısa sürede hazmedip strateji keyfinin doruklarına çıktık. Ardından üzücü bir şekilde yapımcı firma Westwood kapandı. Tüm Command and Conquer serileri bir daha dönmemek üzere oyunculara veda etti. En azından biz öyle düşündük. Ancak Electronic Arts, Westwood’u bünyesine dâhil ederek bu efsanenin burada bitmeyeceğini bize müjdeledi.

Hakkında yazılacak, tartışılacak, paylaşılacak çok şey olan, günümüzün strateji canavarlarına RTS’yi sevdiren Command and Conquer serisinin son temsilcisi: Command and Conquer 3: Tiberium Wars, bakalım ne gibi özellikler ile adından söz ettirecek?

Yeni oyun bizi 2047 yılına götürüyor. GDI(Global Savunma İnisiyatifi) ve Brotherhood of NOD arasında gergin de olsa bir barış sağlanmıştır. Dünya ‘tiberium’ denen zehirli mineraller yüzünden harap haldedir. Gezegenin sadece %30’luk bir kısmı yaşamaya elverişli durumdadır ki bunun anlamı, birçok insanın tiberium’un zararlı etkilerine maruz kalmasıdır. Bu ortamda, GDI’nın askeri gücünün merkezi konumundaki Philadelphia Uzay Üssü’ne yapılan bir NOD saldırısı, savaşın fitilini tekrar ateşler.

Projenin yapım sorumlusu Michael Verdu, E3 fuarında C&C hayranlarını heyecanlandıracak açıklamalarda bulundu. Yeni oyunumuz, LOTR: Battle for Middle Earth 2’de de kullanılan SAGE (Stratejik Aksiyon Oyun Motoru) motorunu kullanacak. Oynanabilirlik de eski yapımlarda olduğu gibi hızlı ve akıcı olacak. Arayüz hakkında henüz net bilgiler verilmese de; Michael Verdu, önceki C&C oyunlarının izinden giden, sadece birkaç küçük farklılık içeren bir sistem kullanılacağını belirtti. Yapay zekânın da daha gelişmiş bir şekilde karşımızda olacağını müjdeleyen Verdu, ünitelerin ve düşmanın artık kullanıcının komutlarına daha duyarlı olacağını kaydetti. Örneğin, birimlerimiz yeni emirlerini beklerken, saldırı ve savunmaya yönelik belirlediğimiz taktiklere göre kendilerini ayarlıyorlar. Önceki oyunlarda sıkıntıya neden olan, waypoint’lere giderken düşman üssünün ortasından geçen birimler, artık böyle hatalar yapmayacak. Birleşerek daha güçlü hale gelen üniteler, hava şartlarını kontrol edebilen birimler, savaş alanının ortasına kurulup ölüm kusan karargâhlar, oyunun heyecan verici özelliklerinden sadece birkaçı.

Michael Verdu, en büyük yeniliğin, tekli oyuncu mod’unda; oyunun geçtiği dünyayı yaşayan ve tepki veren bir savaş alanı haline getiren World Domination sistemi olduğunu açıkladı. Bu sisteme göre, campaign mod’unda ilerlerken, bir bölümde yaptığımız binayı düşman yıkmadığı sürece sonraki bölümlerde de görebileceğiz. Bir noktada yaptığımız hata, hikâyenin geri kalanını etkileyebilecek. Aynı şekilde düşmanlarımız da senaryo ilerledikçe gelişip güçlenecek. Örneğin NOD’a yapılan hava desteğini kesebilmek için birkaç bölüm uğraşacağız.

Senaryonun sağlamlığının, kurgu akışını yavaşlatmayacağını da belirtmek gerek. Çoklu oyuncu mod’unda oynamak isteyenleri de unutmamış EA. IP üzerinden sesli görüşme yapma (Voice Over IP), klan desteği ve yeni izleyici mod’ları gibi çoklu oyunculu bölümlerde hayatımızı kolaylaştıracak yenilikler mevcut.

Yapımın çıkış tarihi şimdilik 2007 olarak geçiyor. Oyun çıkana kadar, biz C&C severlerin eski versiyonları kurup nostalji yapmak ve yeni haberleri beklemekten başka yapabileceği çok fazla şey yok.

Exit mobile version