Oyun İncelemeleri

Command and Conquer 4: Tiberian Twilight

İyisiyle, kötüsüyle Tiberium serimizin sonuna geldik. Command & Conquer,
strateji bazında oyuncuların gönlünde ayrı bir taht kurmuştur. Nedendir
bilinmez; C&C oyuncuları kolay kolay aynı tadı başka bir oyundan alamazlar.
Sadece bağlılık olarak değil, geçtiği ambiyans ve sundukları olarak da C&C
oyunları akranlarından ayrılır. Tiberium Wars ve onun genişleme paketi olan
Kane’s Wrath’ten 2 sene sonra, Command And Conquer 4: Tiberian Twilight ile
karşı karşıyayız. Tiberian Twilight’ta oyun anlayışını değiştirebilecek
yenilikler görüyoruz. Lafı daha fazla uzatmayalım, açıkçası biz de durumu size
aktarmak için oldukça sabırsızlanıyoruz.

Başkasına benzemez senin videoların!..

Video ve C&C denildiğinde genelde şöyle bir durulur, hemen genel oyunlardaki
videolar göz önüne getirilir. Gerçek oyuncularla birlikte çekilen videoları ile
her oyununda adından epeyce söz ettiren C&C serisinin son oyununda da durum
değişmiş gibi görünmüyor. Az önce epeyce değişiklik var demiştik, ancak burası
her zamanki halini koruyor. Videolarda harikulade bir hava hakim. Videoları yine
birinci şahıs kamerasından görüyorsunuz. Muhtemelen serinin son oyunu olmasının
verdiği gazla, C&C 4 oynarken “komuta bende” havalarına girebilirsiniz. Girin
tabii, sonuna kadar haklısınız. Çünkü yapım içerisinde yer alan ara sinematikler
o kadar güzel hazırlanmış ve gaz verici ki; izlerken o sıkıntılı havanın
kokusunu alabiliyor, kendinizi kurtarıcı addedebiliyorsunuz. Tabii renklerin
oldukça soluk olmasının da etkisi var.




Kane’in olmadığı bir Command&Conquer düşünülemez

Oyunda 3 adet ‘topluluk’ görüyoruz. Bunlardan birisi Allied’lar değil tabii ki.
Oyunda Küresel Savunma Girişimi (Global Defense Initiative) ve NOD örgütü
dışında bir de The Forgotten (unutulmuşlar) topluluğu bulunuyor. The Forgotten
sınıfındakiler, tiberyum zehirlenmesiyle bir nevi mutasyona uğramış kabilelerden
oluşuyor. Saf insanları sevmeyen bu grup mensupları, paralı asker gibi
kullanılabiliyor.

Yargı, Yasama, Yürütme

Yapımdaki ‘kutsal gübre’ dedirtecek değişikliklerden bir tanesi, seçtiğimiz
fraksiyonun da kendi içerisinde ayrılması. Oyundaki her iki örgütte de 3 farklı
sınıf bulunuyor. Bunlar Offense, Defense ve Support. Her grubun kendisine özgü
üniteleri bulunuyor. Bu bağlamda oyunun kullanıcılara daha zevkli bir deneyim
sunacağına inanıyoruz. Zira bu şekilde henüz başlamadan, bir bakıma oyun
karakterinizi belirlemiş oluyorsunuz. Offense birimi daha saldırı odaklıyken,
Defense’te adı üzerinde; savunma yapıyoruz. Support ekibinde çok ağır silahlı
olmayan ancak bir o kadar yetenekli -ara eleman- üniteler bulunuyor. Support
üniteleri işinizi hiç ummadığınız bir anda kolaylaştırabiliyor.Az önce de söylediğimiz gibi, her grup ünitelerinin farklı bir özelliği var.
Ancak biraz daha genellememiz gerekirse, GDI üniteleri hafif havada olduğundan
daha iyi zıplayabiliyorken, NOD üniteleri yer altından giderek haritada
kendisini rakibe belli etmiyor.

C&C4’te fevkalade mobil bir ambiyans yer alıyor. Crawler adlı ana üssünüzü
istediğiniz yere taşıyabiliyorsunuz. Bu durumun farklı savaş taktikleri
geliştirmek adına çok iyi olduğunu söyleyebiliriz. Üssünüzü klavye kısayolu ‘F’
ile olduğu yere kurabilir, ya da olduğu yerden kaldırabilirsiniz. Bu vesileyle
kolay bir şekilde dilerseniz haritanın ortalık yerine yapı dikebilir, rakibinizi
zor duruma sokabilirsiniz.

Harita ve üretim paneli Generals’ta olduğu gibi ekranın alt tarafına taşınmış.
Bireysel olarak sağ tarafta yukarıdan aşağı uzanan panel sistemini ben daha çok
seviyordum; alışmıştım da. Neyse, canımız sağolsun. Bu panelde ekranın en sol
tarafında harita yer alırken, orta bölümde ünite bilgisi, sağ tarafta ise üretim
bölümü yer alıyor.

NE? ATEŞKES Mİ?!

Buyrun size şok dalgası. Oyunun giriş videosunu izlediğinizde, tiberyum
elementinin GDI yapılarına dahi yavaş yavaş sıçramaya başladığını görüyorsunuz.
Bir helikopter geliyor ve GDI binasına iniyor. İçindeki bir grup kişi,
karargahın toplantı salonuna doğru gidiyor. Sözü geçen kişiler apar topar
toplantı salonuna girdiğinde takke düşüyor, kel görünüyor. Ortaya kim çıkıyor?
Hep bir ağızdan sesi uzata uzata “Kane!!!” diye bağırdığınızı duyar (!) gibiyiz.
Evet, önümüze taş koyan, insanları örgütüne dahil ederek onların resmen
beyinlerini yıkayan Kane bu sefer farklı bir öneriyle karşımızda: Ateşkes!..




Yeni eklenen birimlerle savaşlar artık çok daha etkileyici

İlk görevimiz olarak Kane’in grubuna eskortluk yaparak, ana üssünü güvenli bir
şekilde bölgesine taşımasını sağlıyoruz. Belki bu karardan memnun
olmayabilirsiniz. Ancak yalnız değilsiniz. Sinematiklerde göreceğiniz üzere
karakterler de Kane ile uzlaşmaya gidilmesinden pek memnun değil.

Gözlere tiberyum banyosu

Oyunun otomatik olarak düşük grafiklerde açılması önce biraz korkuttu. Zira
otomatik algılama sonucunda bilgisayarım oyunu düşük ön-ayarlarla açtığı için,
yüksek grafiklerden biraz çekindim. Gözümü karartıp çözünürlüğü ve grafikleri
yükselttiğimde ise, bambaşka bir tiberyum dünyasıyla karşılaştım. Size tavsiyem;
zaten uçuk bir sistem istemeyen bu oyunu mümkün mertebe yüksek grafiklerde
oynamanız.Tiberian Twilight’ın renkleri göze fazlasıyla hitap eder nitelikte. Tiberium
Wars’tan öte çok fazla değişiklik gördüğümü söyleyemeyeceğim, ancak
ışıklandırmalar ve yeşil tonları -zümrüt yeşili- göze daha iyi görünüyor.
Fizikler doğrultusunda, araçların tekerlek izleri, düşen ağaçlar, dumanlar ve
türevi detaylar çok iyi görünüyor.

Al kırdın kırdın!

Oyunda her ünitenin bir tür cephanesi bulunuyor. Ünite ateş ettikçe, atış türüne
göre gücünün hemen altında yer alan indikatör düşmeye başlıyor. Bunun yanında
cephanenin yenilenmesi için tamamen bitmesi gerekiyor. Atış gücüne gelen
gerçeklik ünitelerin “har har har” ateş etmesinin önüne geçmiş. Ayrıca
askerlerinizi yönetebileceğiniz komutlar bu oyunda da göz önünde duruyor.
Üniteyi seçtiğiniz anda, ekranın sağ alt tarafında kalan panelde seçenekler
beliriyor. Bunun yanında bazı ünitelerin ikinci özellikleri de mevcut.

Yapım, içerisinde geliştirmeleri bulunduruyor. Geliştirmeler, doğal olarak
gruplar ve fraksiyonlar arasında dağıtılmış durumda. Tahmin edebileceğiniz gibi,
teknolojinizi geliştirerek üniteleri bir üst seviyeye taşıyabiliyor, saldırı,
savunma ya da destek özelliklerinizi güçlendirebiliyorsunuz.




C&C serisinin vazgeçilmezi tabii ki ara videoları…

10 kişiye kadar çoklu olarak oynama şansınız var. Ancak LAN oyunu C&C4’te
bulunmuyor. Zaten DRM korumasından ötürü oyunu oynayabilmek için İnternet
bağlantısına her koşulda ihtiyaç duyuyorsunuz; o bakımdan, yerel oyun
eksikliğinin oyunculara çok çok problem yaratacağını düşünmüyoruz.

Yardır meyhaneci

C&C ve müzik konusu açıldığında eller şöyle bir kaldırılır “bi’ dakka” denir.
Aslına bakarsanız sadece Command & Conquer serisi için değil, FIFA olsun, NFS
olsun Electronic Arts’ın yaptığı diğer bütün oyunlarda müzik fazlasıyla ön
planda. Tiberian Twilight’ta da seslerin kulağa oldukça güzel geldiğini
belirtmeliyiz. Menü müzikleri tek kelimeyle şahane. Oyunun sinematiklerini
izleyip de havaya girdikten sonra müzikler gerçekten ‘katalizör’ görevi görerek
ateşlenmenizi sağlıyor. Ancak şahsen Red Alert 2, 3 tarzı müzikleri sevdiğimden,
C&C4’ün bazı oyun içi klasik şarkıları beni ne yazık ki tavlayamadı. Ancak
grafikler ve videolarla gelen soğuk ve gergin ortamdan sonra müzikler fevkalade
tamamlayıcı bir görev görüyor. Fanatikleri uyarıyorum, sonra “ben Charmander’ım”
diye kendinizi camdan atmayın!..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu