Oyun İncelemeleri

Command & Conquer 3: Tiberium Wars

Gerçek zamanlı strateji türünde bir efsanedir Command & Conquer. Günümüze
kadar pek çok örneğini gördüğümüz bu klasikleşmiş serinin kısa süreli bir
sessizlik içine girdiğini biliyoruz. Oyun severlerin merakını gidermek adına
First Decade adlı, bugüne kadar çıkarılmış tüm oyunları içeren bir paket ile 10.
yılını kutlamıştı. Serinin hayranları için mükemmel bir olaydı bu, ama herkes
yeni C&C oyunun gelmesini merakla bekliyordu. Sonunda yapımcı firmadan olumlu
bir haber çıktı ve C&C3 hazırlandığı duyuruldu.

Yaratıklar da nereden çıktı?

Gerçek aktörler tarafından hazırlanmış ara videoları ile ünlenen C&C, üçüncü
bölümünde de bu özelliğinden bir şey kaybetmemiş. Yine ünlü dizi ve sinema
aktörlerinden oluşan bir ekip tarafından tüm videolar hayata geçirilmiş ve
oldukça kaliteli görüntü sunarak adeta bir sinema filmi izliyormuş havası
yakalıyorsunuz. Hikayemiz 2047 yılında geçiyor. Artan Tiberium kaynakları
dünyanın yok olmasına sebebiyet vermektedir. Dört bir yana yayılan toksin
maddeler yaşanmaz hale gelen dünya üzerindeki insanlara zor anlar yaşatmaktadır.
Bu duruma karşı harekete geçen Global Defense Initiative (GDI) örgütü, hem dünya
üzerindeki Tiberium kaynaklarını düzene sokmak hem de sürekli kargaşa çıkaran
idealist terörist grubu NOD kardeşliğine karşı da mücadele etmek için
uğraşmaktadır. Tüm dertler bununla da kalmıyormuş gibi bir de son bölümlere
yaklaştığımızda fark edeceğimiz büyük bir yaratık saldırısı da baş gösterir.
Dünyadaki Tiberium maddesini kaynak olarak kullanmak isteyen üçüncü bir ırkın
ortaya çıkması işleri iyice kızıştırır. İster GDI isterseniz de NOD’lar ile
ilerleyin mutlaka Scrin isimli yaratık ırkına karşı mücadele edecek ve zamanı
geldiğinde de bu yaratıkları kontrol edeceksiniz.

Değişen bir şey yok gibi

Yıllar geçse de, grafik teknolojileri üst düzeye ulaşsa da C&C 3’te temel
anlamda bir değişiklik yok. Yine yapmamız gereken hızlı biçimde hammadde
toplamak ve seri biçimde asker üretip düşmana ilk saldıran taraf olmak. Her
zaman olduğu gibi enerji ve tiberium kaynaklarını kullanarak binalarımızı
üretiyor, askerlerimizi eğitiyoruz. Daha evvelki oyunlarda bulunan mantık aynen
geçerli; ilk saldıran kazanır. İster senaryo modunda isterseniz de skirmish
modunda olun mutlaka hızlı hareket etmeli kaynakları verimli kullanmalısınız.
Gereksiz asker üretmek yerine ırkınızın güçlü birimlerini üretene kadar ekonomik
açıdan düzene girmeyi hedeflemeniz daha mantıklı.

Alıştığımız arabirim ile karşımıza çıkan C&C3’te dikkat çekici özelliklerden
biri aynı anda birden fazla bina üretimi yapmamıza imkan tanıyacak bölümlerin
oluşturulmuş olması. Güç jeneratörlerinden iki tane üretmek istiyorsanız önce
üretim tuşuna basıyorsunuz. O hazırlanırken hemen 2. üretim etiketine tıklayıp
diğer binanızın üretim emrini verebiliyorsunuz. Binaları üretmeden haritaya
yerleştirmenize izin verilmiyor. Önce üretimi tamamlamalı ardından da hatadaki
yerini belirlemelisiniz.

Fazla bina üretip enerjiniz azalırsa gücünüz tükeniyor ve elektrik
yetersizliğinden haritayı göremez hale geliyorsunuz. Bu durumda hayati önemi
bulunmayan binaların elektriğini kesmeniz mümkün. Böylece güç jeneratörü yapana
kadar vakit kazanabiliyorsunuz. Gerektiğinde binaların elektriğini kesmek için
sağ üst köşedeki elektrik simgesine tıklamalısınız. Aynı mantık ile istediğiniz
binanın tamiri için de emir verebiliyor, kaynağınız tükendiğinde ise tek tuşa
basarak binayı satıyor ve paraya dönüştürüyorsunuz.Yapay zeka mı dediniz?

Düşman yapay zekası senaryo modunda fazla kendini gösteremiyor. Yeni bir bölüme
başladığınızda ister istemez bilgisayarın zorlu bir rakip olduğunu düşünüyor ve
haliyle bocalıyorsunuz. Ancak aynı bölümü bir kez daha oynadığınızda aynı
tepkileri ve hamleleri yapan düşmanlara denk gelince aslında var olan
stratejileri uyguladıklarını fark ediyor ve karşı hamleler üreterek kolayca
düşmanı alt edebiliyorsunuz. Görev yapıları ise bugüne kadar gelmiş tüm
stratejilerle aynı doğrultuda. Hammadde üret, askerlerini geliştir, yeni
kaynakları ele geçir ve düşmana ilk saldıran ol. Elbette kimi zaman bina
üretimine önem vermek yerine sadece eldeki askerlerle saldırı yapmanız gereken
ya da hayatta kalmayı başarmanız gereken bölümler de bulunuyor. Bu bölümlerde
elinizdeki askerleri çok verimli kullanmaya, kısa yoldan rütbelerini artırmaya
ve yüksek rütbeli askerleri de gözünüz gibi sakınmaya başlıyorsunuz.

Alıştığımız tüm C&C taktiklerini serinin üçüncü oyununda da hayata geçireceğiz.
Yine binaları ele geçirip askerlerimizi içerisine yerleştirerek sokakları
koruyacak, dev tanklarımızı üreterek düşman binalarını yerle bir edeceğiz.
Ekranın sol bölümünde düzenli olarak çıkan ek asker yardımı ya da bombardıman
özelliklerini akıllıca kullanarak savaşta avantajlı duruma geçebiliyoruz. Fazla
asker üretip düşmana saldırmaktansa elinizdeki askerleri verimli kullanıp rütbe
atlamalarını sağlamanız büyük önem taşıyor.

Gözlerime inanmalı mıyım acaba?

Görsel anlamda büyük değişiklikler var C&C3’te. Son derece kaliteli grafiklerle
kaplı olan haritada tüm birimler oldukça detaylı biçimde modellenmiş. Eğer
sisteminiz el verir de en yüksek seviyeye ulaşabilirseniz, bir strateji
oyunundan beklemeyeceğiniz kadar yüksek detaylara ulaşabiliyorsunuz. Eğer
sisteminiz çok güçlü değilse üzülmeyin. C&C3’ün grafik yelpazesi o kadar geniş
ki, birkaç senelik makinelerde bile rahatlıkla çalışıyor, fakat grafiklerden
verdiğiniz ödün çok yüksek boyutta olduğu için detaylı grafikler bir anda çamur
gibi hale dönüşüyor. En azından rahatça oynanabiliyor ona da şükür. Ara
videoların gerçekçi yapısı insanı resmen havaya sokuyor. Oyunculuklar mükemmel
değil belki, ama bir oyunda aksiyon ile bilim kurgu karışımı, film havası
yakalayan gerçek videolar görmek çok zevkli.

Bizim test ettiğimiz makinede (P4 2.8 GHz, 1GB RAM, 512 MB 7600GS GeForce ekran
kartı) tüm grafik ayarlarını açtığımızda az da olsa yavaşlamalar yaşandı. Doku
kalitesini birer kademe aşağı çektiğimizde ise çok akıcı bir oynanış yakaladık.
Eski siteme sahip olan oyuncular için ise en az 2 GHz üstü işlemciye, 512 MB
RAM’e ve ATI Radeon 9600 ya da Geforce 6 serisi ekran kartı isteniyor.
Belirtmekte fayda var ki C&C3, MX kartlar tarafından desteklenmiyor.

Kulağımın pasını C&C3 ile atacağım

Ses ve müzikler konusunda C&C’ün eline kimse su dökemez. Tüm birimlerin sesleri,
patlamalar ve ses efektleri mükemmel desek yeridir. Özellikle müzikler bu oyuna
fazlasıyla yakışıyor. Bölüme ve duruma göre değişen ses sistemi gerçektende
atmosferi tamamlıyor. Gerçek videolardaki seslendirmeler sayesinde oyuncuya
savaş hissinin aynen yansıtıldığı da bir gerçek. Özellikle Kane’in insanı gaza
getiren konuşmaları oyuna ayrı hava yaratıyor.

Genel yapı itibariyle C&C3 çok başarılı bir oyun. Stratejiden hoşlananların ya
da oyun dünyasını takip edenlerin muhakkak denemesi gerekli. Serinin takipçileri
zaten ilk günden edinmiş ve bölümleri geçmeye başlamıştır belki, ama tereddütte
olanlar için hiç beklememelerini tavsiye ediyorum. Hem rahat oynanışı, hem
doyurucu grafikleri hem de insanı havaya sokan atmosferi ile C&C3, yılın ilk
çeyreğinde çıkmasına rağmen tüm seneye damgasını vuracaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu