Oyun İncelemeleri

Crimsonland

Çocukluğumuzun vazgeçilmezlerinden olan o devasa atari salonları, zamanında çılgın shooter oyunlarına ev sahipliği yapmıştır. Onları şimdi konsollarda ve PC platformlarından görünce, ister istemez yadırgıyorum. Eskisine oranla daha kolay ulaşabildiğimiz bazı oyunların, grafik veya benzeri iyileştirmelerle karşımıza tekrar çıkması, çok da şaşılacak bir durum değil aslında. Bu konuya nasıl geldiğimin cevabı da Crimsonland’in kendisinden kaynaklanıyor.

2003 yapımlı Crimsonland, PS4 platformuna tekrar giriş yaparak bol bol yaratık ve örümcek öldürerek tam bir kaos ortamına bizleri davet ediyor. Crimsonland’in ilk görseline baktığınızda aklınızdan geçenleri biliyorum: Doom. Merak etmeyin sadece görsel benzerlik gösteriyor, onun dışında tipik bir shooter oyununun ötesine geçemiyor. Belki yerden yere vurmak, fazla ağır olacak ancak benim tercihim Crimsonland’in, PS4’te değil de iOS platformlarına çıkması. PC üzerine tabletlerde Crimsonland deneyimi çok daha eğlenceli olabilirdi.

2D Arena shooter özelliğiyle ön plana çıkan Crimsonland’in kontrolü son derece kolay. Genelde analog tuşlarıyla karakterimizi yönlendirip, nişan alıyoruz. R2 tuşuyla da düşmanlarımızın beyinlerini parçalıyoruz ya da neresine isabet ederse artık.

Oyunun hikaye bölümü toplamda 60 bölümden oluşuyor ve her bölümde dalga dalga yaratıklar geliyor. Yaratıklardan düşen silahları veya güçlendirmeleri toplayıp, dalgadan kurtulmaya çalışıyoruz. Tabii bölüm sonunda birbirinden güçlü ve daha fazla hasar veren silahların düşeceğini de dip not olarak eklemiş olayım. Her birinin farklı özellikleri ve vuruş kuvvetleri mevcut, tabii nişan alırken hareket halindeki yaratıkları öldürmek, bazı silahlarda daha zor. Tek vuruşta öldürülemeyen yaratıklarda ve bazı bölümlerde doğru silahı kullanamazsanız, sevgili ölüm meleğinin misafiri oluyorsunuz.

DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Hikaye deyince arka planda çok güçlü bir senaryo varmış gibi düşünmeyin. Dalga dalga gelen yaratıkları öldürüp, post-apokaliptik bir dünyada hayatta kalmaya çalışan biriyiz biz.

Crimsonland’in hikaye modu dışında ayrıca Survival Mod tarafı da mevcut. Survival Modu, Dead Nation’daki ve Rosegun’daki gibi ilerliyor, ayrıca beş farklı seçenekle karşımıza çıkıyor. Her seçenekle hikaye kısmında kazandığımız ödülleri kullanarak, daha zorlu düşmanlarla karşılabiliyoruz. Ayrıca dört kişilik seçeneğiyle ortalığı kana bulamanız da mümkün. Tabii 4 kişi olduk, oh rahatız hissiyatını yakalamadan, daha hızlı yaratıkların üzerinize çullanacağını da belirteyim. Survival modun herhangi bir sonu da olmadığına göre, ne kadar dayanacağınızı test etmenizin en güzel yanı.

Genel olarak başarılı müzikleri ve arkadaşlarınızla vakit geçirebileceğiniz eğlenceli bir oyun olsa bile, Crimsonland’in PS4 platformunu tercih etmesi çok da doğru bir tercih değil. Sanki tamamlanmamış bir oyun hissiyatını yaratması, Crimsonland’in diğer kötü yanı. Özünde eğlenceli olması ve çerezlik bir oyun olması, Crimsonland’i ayakta tutan tek etmen olabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu