CSI: Crime Scene Investigation
CSI: Crime Scene Investigation Dünya’nın bir çok yerinde sevilerek izlenen bir dedektiflik dizisi. Her bölümde kahramanlarımıza bir görev veriliyor ve onlar da bölüm sonunda bu görevi bitirmiş oluyorlar. Türkiye’de ise TRT 1 kanalında cumartesi geceleri Kanıt Peşinde ismi ile yayınlanıyor. Şahsen her zaman izlemesem de denk geldiğimde izlediğim bir dizi. Bu diziyi oyun haline getirmek aslında güzel bir fikirdi. Yapımcıların oyunu da film gibi yapması oyuncu açısından hem daha zevkli hem de daha sağlam bir oyun çıkmasını sağlamış.
Rica etsem bir adet saç kılı alabilir miyim?
Oyun boyunca bize çeşit çeşit görevler veriliyor. Cinayet işleyen birini bulmak, çıkan bir yangında yanan dosyaların neden yakıldığı gibi birbirinden değişik tam 6 bölüm bulunuyor. İlk bakış olarak çok kısa bir oyun gibi duruyor. Oysa ki bu görevleri yapmak duruma göre saatler alabiliyor. Gene de oyuna kafayı takarsanız 6-7 saatte bitirebiliyorsunuz. Görevler sırasında kullanabileceğini bir çok alet edevat var. Ayrıca bunların daha detaylı incelenmesi ve karşılaştırılması için bir laboratuarınız bile var. Daha çok ayrıntı için ilk görevden bir kaç şey anlatayım. İlk görevimiz bir cinayeti çözmek. Otel odasında bulunan cesedi incelemeniz ve kanıtları bulmanız gerekiyor. Bu konuda elinizde kullanabileceğiniz bir sürü alet var. Yerde duran kumandanın üzerini filmlerde olduğu gibi temizleyerek parmak izlerine ulaşabiliyorsunuz. Cesedin üzerine Ultra Viole ışığı tutarak normal ışık altında göremeyeceğiniz detayları görebiliyorsunuz. Bulduğunuz parmak izlerini laboratuarda bulunan bilgisayardan eşleyerek kime ait olduğunu bulabiliyorsunuz. Bulduğunuz detayları polis arkadaşınıza anlatarak ulaştığınız ismi nerede bulabileceğinizi öğrenebilirsiniz. Oyunda ilerledikçe ne kadar çok detay olduğunu göreceksiniz. Oyuna tür olarak Adventure desek de o kadar değişik bir türü var ki belli bir kratere oturtmak çok zor. Basitleştirilmiş bir dedektiflik oyunu bu oyuna uyan en uygun tanım.
Eşleşme sonucu: Suçlu Murat Oktay!
Başlarda söylediğim gibi oyun tamamen videolardan oluşuyor. Bu sebep ile bilgisayarınızda QuickTime 6’nın kurulu olması gerekiyor. Tamamen video demek oyunun birden çok cd olduğu anlamına da geliyor. Oyunumuz tam 3Cd. Yükleme için ise 1.4GB yer istiyor. Son 5 aydır artık hepimiz alıştık bu tür durumlara. En kötü deyebileceğimiz oyun bile artık 1GB kuruyor. Durum böyle olunca bu oyunun 1.4GB yer kaplaması gayet doğal. Her şey video olduğundan grafiklerden bahsetmek pek mümkün değil. Kötü bir sistem de bile grafikler gayet güzel çıkıyor. Zaten oyun içinde video olmayan bölümler resimlerden oluşuyor. Tıpkı insanı kasan, saatlerce bir şeyler arayarak geçirdiğimiz adventure oyunları gibi. Bu durumun en iyi yanı düşük sistemlerde bile oyunu rahatlıkla oynayabilmek.
Son Sözler:
Diziyi izlemiş olsanız da olmasanız da bu oyunu oynamanızı etkilemeyecektir. Genel olarak herkese uygun olarak yapılmış ve dizi ile tek ortak yönleri aynı platform altında olmaları. Düşük sistemlerde oynayabilmek bir artı. Bunun yanında görevleri yapmak için bir çok yol bulunması güzel. Takıldığınız yerlerde yanınızdaki yardımcınıza sorular sorarak ilerleyebiliyorsunuz. Yani takılma diye bir durum yok. En kötü ihtimal yardımcınızla konuşarak o yeri geçebiliyorsunuz.
Endipnot: Ülkemizde çoğu bilgisayarda dil ayarı Türkçe olarak seçilidir. Yanlız bu oyundaki yazıların çıkmasına engel olmakta. Eğer Windows’unuzu Türkçe olarak kullanıyorsanız bu ayarı İnglizce olarak değiştirmeniz gerekiyor. Aksi halde oyun içinde çıkması gereken altyazılar kutucuk şeklinde çıkıyor ve okunmuyor.