Cube
Küp ismini ilk duyduğumda, hayatımda izlediğim belki de en düşük bütçeli
çekilmiş ve bir o kadar da saçma olan filmlerden Cube aklıma geldi. Açıkçası
oyunu gördüğümde artık alışık olduğumuz, filmlerden türetilen oyunlardan biri
olduğunu düşünmüştüm. Ancak bu yapımın böyle bir şanssızlık olmadığını kısa
sürede idrak ettim. Keza Cube, filmden türetilen bir yapım olmamakla birlikte
içerik olarak da, oldukça enteresan ve oynanabilirliği yüksek sayabileceğimiz
bir yapım olmuş.
Rubik Küpü
Cube’ü tarif ederken puzzle türünde olduğunu söylemekle başlayabiliriz. Ancak
yapımı salt bulmaca türünde tanımlamaktansa, daha çok yeni jenerasyon modern
puzzle’lardan olarak tanımlamak daha doğru olacaktır. Bir küpü kontrol ettiğimiz
yapımda, tuzaklar ve engeller içinde büyük bir oranda, fizik kurallarına aykırı
şekilde yolumuzu bulmaya çalışıyoruz. Tamamı ile üç boyutlu küplerden oluşan tüm
bölümlerde amaç, belli bir noktadan başlayarak bitiş noktasına ulaşmak oluyor.
Bu durum fizik kurallarına aykırı şekilde, küplerden oluşan platformların
üzerinde yukarı-aşağı-sağa-sola-alta, anlayacağınız tüm yönlere tepe taklak da
olsak gidebileceğimiz anlamına geliyor. Kısacası bitiş noktasına giden her yol,
bu oyunda mübah. Platformları oluşturan farklı şekillerde yan yana gelen küpler,
aynı zamanda hareket kabiliyetimizi kısıtlayıcı tuzaklar ve bombalar da
içermekteler. Tuzaklar, boşluklar ya da bombalar sizi tamamı ile durdurabildiği
gibi kimi zaman da hızınızı yavaşlatarak bitişe varış sürenizin uzamasına neden
olmaktalar. Bu durum elbette size eksi puan olarak geri yansıyor. Zira belli bir
süremiz var ve bu süreyi ne kadar iyi değerlendirirsek aldığımız puan o denli
artış gösteriyor. Haliyle biz yavaşladıkça kazandığımız puan miktarı da böylece
düşüyor. Bununla birlikte kimi parçalarda yön değiştirerek ya da hareket ederek
tekerleğinize daha çok çomak sokuyor.
Yapımda platformlar üzerinde tamamı ile üç boyutlu şekilde hareket ettiğimizden,
yönümüzü değiştirdiğimizde aynı şekilde bakış açımızı da değiştirmemiz
gerekmekte. Ancak kameranın bu konuda biraz fazla hassas oluşu ve istediğimiz
yöne bizden çok onun kafasına göre hareket edilmesi nedeniyle, kamera açıları da
yapımda var olan tuzaklar arasında olmaya aday görülüyor. Bunun dışında
bölümlerdeki renk seçimindeki dikkatsizlik nedeni ile görüş açısından kimi
zorluklar yaşanabilmekte. Örneğin her tarafı pembe(!) renk olan platformlar ve
arka planlar, renk uyumundan ziyade benzer tonların karmaşasını ihtiva ediyor.
Bölümler ise oldukça çeşitli bir yapıda süslenmişler. Kimisini tamamlamak bir
kaç dakika kadar sürerken, kimisi üzerinde oldukça uzun vakit geçirmek
gerekebiliyor. Tabi ki bunun nedenleri arasında tuzaklar ve bombaların rolü
oldukça büyük.
Hareketli yapılar
Müzikler bakımından ise yapımın pek bir şey vaat etmediği görülmekte. Daha çok
MP3 Player’ın kulaklığını takıp oyunun sesini kapamak mümkün olabiliyor. Farklı
zorluk seviyesine sahip onlarca bölüm dışında Cube ayrıca bir de bölüm tasarım
editörü içeriyor. Kendi bölümlerinizi tasarlamakta yegane kriterler ise hayal
gücünüz, zamanınız ve sabrınız oluyor. Bunlar dışında yapım birde multiplayer
desteği veriyor. Böylece arkadaşlarınıza karşı kafa kafaya mücadeleler
yapmanızda sağlanıyor. Cube genel olarak başında bir süre vakit
geçirebileceğiniz, ancak fazlasının baş ağrısı gibi problemler olarak
dönebileceği bir yapım olmuş. Özellikle renk seçimine dikkat edilmemesi böyle
bir geri düşmeye sebep vermiş. Teknik hataları olmasına karşın, yine de puzzle
severler için klasikleşmiş yapımların dışında farklı bir deneyim vaat ediyor.